Annenin Çocukla İlişkisinin Kesilmesi

Öncelikle yardımcı olan herekese teşekkür ediyorum.Müvekkilim bir bayan kendisi kocasıyla beraber kocasının ailesiyle beraber yaşıyor.1.5 yaşında da bir oğlu var.Aralarında çıkan bir tartışma sonucu kayınbabası ,kayınvalidesi ve kocası tarafından dövülerek dışarı atılıyor.Yaklaşık 15 gündür annesinin yanında kalmakta , çocuğu kendisine gösterilmemekte kendisi gidip görmek istemesine rağmen eve alınmıyor çocuk gösterilmiyor.Kadın bu olay sonucunda c.savcılığına suç duyurusunda bulunmak istemiyor ayrıca boşanmak ve ayrılık ta istemiyor.Karakola başvurmuş ancak yetkililerde hakim kararı olmadan çocuğu alıp kendisine veremeyeceklerini söylemişler.Hakime başvurduk ancak hakim ,şiddet gördüğüne dair savcılığa başvurması gerektiği ve 4320 sayılı ailenin korunmasına dair kanun hükümlerince savcılık tarafından durumun intikal ettirileceği söylendi. Müvekkilem bu durumda nasıl çocuğuyla ilişki kurabilir,yardımcı olursanız sevinirim.

Aile Mahkemesinde çocukla kişisel ilişki tesisi davası açılır.
Saygılarımla.
T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 1978/7643

K. 1978/7851

T. 6.11.1978

• ÇOCUKLA ANA BABA ARASINDA ŞAHSİ MÜNASEBET TESİSİ

• ŞAHSİ MÜNASEBET ( Evli Bulunan Eşin Çocuklarıyla )

743/m.148

ÖZET : Eşlerin boşanmaları veya ayrılık kararı verilmesi yahutta boşanma davası devam ederken çocukları ile şahsi münasebetlerinin tesisine asliye hukuk mahkemesince karar verileceği MK.148. maddesinde hükme bağlanmıştır.
Evlilik birliği hukuken devam ederken tarafların ayrı yaşamaları halinde çocuklarla şahsi münasebetlerinin nasıl tesis edileceği kanunde hükme bağlanmamıştır.
Bu durumda 148. maddenin kıyas yoluyla uygulanarak kanundaki boşluğun doldurulması ve Asliye Hukuk Hakimi tarafından gereken kararın verilmesi icap eder.
DAVA VE KARAR : Bayram Ali Karangur ile Muhsine Karangur arasındaki şahsi münasebet tesisi davasının yapılan muhakemesi sonunda verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflar evli olup, fiilen ayrı yaşamaktadırlar. Davacı koca, müşterek çocukları Selma'nın davalının yanında bulunduğunu ve görmesine eşinin engel olduğunu ileri sürerek çocukla kendisi arasında kişisel ilişki ( şahsi münasebet ) kurulmasını istemiştir.
Boşanma sırasında veya boşanma ya da ayrılık kararından sonra ana baba ile çocuklar arasında kişisel ilişkiyi düzenleme görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait ( MK.148 ) olmakla beraber tarafların fiilen ortak hayatı tatil etmiş ( ortadan kaldırmış ) olmaları hali için kanunda bir açıklık yoktur.
Her ne kadar Sulh Hakimine bazı görevler verilmiş ise de ( MK.161, 163, HUMK.500 ) verilen görev, birliği ayakta tutmak ve yürütmek, eş ve çocukları için nafaka vermek ayrı mesken edinmek gibi tedbirleri almaktan ibarettir.
Eşlerin zıtlaşarak fiilen yanında bulundurdukları çocukları öteki tarafca görülmesine engel olma yolundaki davranışlarını önlemek ve buna çözüm bulmak, "aile birliğini koruma" kapsamına girmez. Yargıtay Hukuk Genel Kurulununun 8.11.1967 günlü 245/512 sayılı kararında da öngörüldüğü gibi ortada bir kanun boşluğu söz konusu olup hakimin bunu doldurması ve kişisel ilişkiyi düzenlemesi gerekir.
SONUÇ : Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere ve yukarıda gösterilen gerekçelere göre Usul ve Kanun’a uygun olan hükmün ( ONANMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.

Yücel Bey ilginize ve yardımınıza teşekkür ederim

İlkem Hanım ;

Evlilik birliği sürerken,fiili ayrılık vukubulur ise, anne bakım ve şefkatine muhtaç çocuğun velayetinin tedbiren anneye tevdi edilmesi hususunda ,boşanma davası açmaya gerek olmadan yalnızca bu konu ile ilgili olmak üzere Aile Mahkemesine başvurulabilir. Anne bakım ve şefkatine muhtaç bu kadar küçük bir çocuğun velayetinin tedbiren anneye bırakılması, en azından teslim edilmesine dair mahkemece karar verilmesi gerekmektedir. Bu konu ile ilgili içtihatlar mevcut olduğu gibi,giderek te istikrar kazanmaktadır. Anlattığınız haklı sebepler ile "çocuğun velayetinin tedbiren anneye tevdiine" ve çocuğun hali hazır ve ileride telafisi mümkün olmayacak zararlara maruz
kalmasına yolaçacak haksız alıkonması ve anneden kaçırılması sebepleri ile göreceği ruhsal ve bedensel zararlar nazara alınarak dava süresince keza tedbiren fiilen anneye teslimi istenebilir. Konu ile ilgili bir hukuki yayın/kitap alarak elde edilebilecek örnek içtihatları da eklemek faydalı olacaktır.