Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

vekaletname-muvazaa -mirasçıdan tazminat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-04-2012, 15:46   #1
denizizm

 
Varsayılan vekaletname-muvazaa -mirasçıdan tazminat

muris 2009 yılında oğlu B ye taşınmaz bilgilerini ve bunun satılmasını içeren vekaletname vermiştir.muris 2011 yılında ölmüştür.murisin oğlu B (vekaletnameye istinaden)kendi oğlu C ye 2009 yılında satış yapmıştır.2009 yılında C 18 yaşındadır.murisin oğlu B dışında bir oğlu daha E vardır ancak o tarihlerde hayatta değildir.Şu halde murisin oğlu E den olma torunu bu taşınmazla ilgili tazminat alabilir mi ? kimden alabilir ? (taşınmaz sonra C tarafından 2010 yılında 3.kişiye satılmıştır.)
Old 26-04-2012, 09:58   #2
m_argun

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/10271

K. 2008/157

T. 14.1.2008

• MUVAZAALI İŞLEM ( Miras Bırakanın Emekli Olup Sağlık Sosyal ve Ekonomik Güvencesinin Bulunduğu - Mal Satmaya da İhtiyacının Olmadığı/Amacının Mirasçıdan Mal Kaçırma Olduğunun Kabul Edilmesi Gerektiği )

• MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Miras Bırakanın Emekli Olup Sağlık Sosyal ve Ekonomik Güvencesinin Bulunduğu - Mal Satmaya da İhtiyacının Olmadığı/Amacının Mirasçıdan Mal Kaçırma Olduğunun Kabul Edilmesi Gerektiği )

• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Muvazaa/Miras Bırakanın Emekli Olup Sağlık Sosyal ve Ekonomik Güvencesinin Bulunduğu - Mal Satmaya da İhtiyacının Olmadığı/Amacının Mirasçıdan Mal Kaçırma Olduğunun Kabul Edilmesi Gerektiği )

• MİRASÇIDAN MAL KAÇIRMA ( Muvazaa/Tapu İptali ve Tescil - Miras Bırakanın Emekli Olup Sağlık Sosyal ve Ekonomik Güvencesinin Bulunduğu ve Mal Satmaya da İhtiyacının Olmadığından Kabulü Gereği )

DAVA : Davacı, miras bırakanı Recep tarafından dava dışı kızı Fatma'ya verilen vekaletle 1643 parsel ve 855 parselin 13 nolu bölümündeki paylarının mal kaçırmak amacıyla gerçekte bağışlanmak suretiyle vekilin oğlu olan davalıya temlik edildiğini ileri sürüp, pay oranında tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların muvazaalı olarak temlik edilmediği ve vekalet görevinin de kötüye kullanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi Hülya G.'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan Recep'in çekişmeli 1643 ve 855 parsel sayılı taşınmazlarda maliki olduğu paylarının vekil ettiği kızı Fatma aracılığıyla 5.11.2003 tarihli akitle davalı Özen'e satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı yapılan bu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı )muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1-4-1974 tarih 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olayda, davacının miras bırakanın 2.eşi, davalının ise vekil Fatma'dan olma torunu olduğu, miras bırakanın emekli olup, sağlık, sosyal ve ekonomik güvencesinin bulunduğu, mal satmaya da ihtiyacının olmadığı görülmektedir.
Öte yandan, taşınmazlardaki çekişme konusu edilen payların gerçek değerlerinin akitte gösterilen değere nazaran fahiş olduğu ve bedel farkının bulunduğu, kaldı ki, davalının da satış bedelini ödediğine dair bir kanıtın bulunmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Ayrıca, miras bırakanın hasta ve yatalak olduğu, davalıya olan minnet duyguları ile satışı gerçekleştirdiği açıktır.
O halde, somut bu olgu ve bulgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde miras bırakanın temlikteki gerçek amacının mirasçıdan mal kaçırma 'olduğu kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harem temyiz edene geri verilmesine, 14.01.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

olayınızda Tapu iptali tescil davası açılamaz. Zira iyiniyetli 3. kişiye taşınmaz devredilmiştir. Araştırmanız gereken, 1:Murisin bu taşınmazı satmaya ihtiyacı varmıydı? 2:taşınmaz rayiç bedeli üzerinden mi toruna satıldı 3: torun bu taşınmazı alabilecek maddi güce sahipmiydi 4:taşınmazın bedeli banka kanalıyla vs mi ödendi. bu şartlar yoksa (ki kanaatimce yoktur) dava açılabilir. Davayı açacağı kimse de şu durumda zenginleşen diğer torun C olduğundan C'ye karşı dava açılabilir.
Old 27-04-2012, 08:59   #3
denizizm

 
Varsayılan

ilginiz için teşekkür ederim.işin içinde vekaletname olduğu takdirde yerel mahkemece murisin iradesine bağlı olarak işlem yapıldığı kanatine varılıyor galiba.ben torun C değil de vekil olan B ye karşı tazminat talebi olabileceğini düşünmüştüm.Yargıtay ın bu tür uyuşmazlıklarda ki bkışını hala çözmüş değilim.ilginiz için teşekkürler tapu iptaline ilişkin bir çok karar var. ancak taşınmaz elden çıkmış ise nasıl bir yol izlenir buna ilişkin hiç karar okumadım.eğer meslektaşlarımızdan olaya uyan karar ekleyen olursa çok sevinirim.teşekkürler
Old 27-04-2012, 16:02   #4
av.buğra

 
İnceleme

sn. meslektaşım geniş kapsamlı fakat sorununuza de cevap bulabileceğinizi zannettiğim bir içtihat gönderiyorum, kolay gelsin.
T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/5573

K. 2004/9545

T. 21.9.2004

• TAPU İPTALİ VE TESCİL TALEBİ ( Muris Muvazaası - Miras Bırakandan Tüm Mirasçılarına İntikal Eden Taşınır Taşınmaz Mallar ve Haklar Araştırılarak Tapu Kayıtlı ve Varsa Öteki Delil ve Belgeler Mercilerinden Getirtilmesi Gereği )

• MURİS MUVAZAASI ( Tapu İptali ve Tescil - Miras Bırakandan Tüm Mirasçılarına İntikal Eden Taşınır Taşınmaz Mallar ve Haklar Araştırılarak Tapu Kayıtlı ve Varsa Öteki Delil ve Belgeler Mercilerinden Getirtilmesi Gereği )

• PAYLAŞTIRMA OLGUSU ( Her Bir Mirasçıya Nekledilen Malların ve Hakların Nitelikleri ve Değerleri Hakkında Uzman Bilirkişiden Rapor Paylaştırma Kastının Bulunup Bulunmadığı Açıklığı Kavuşturulması Gereği - Tapu İptali ve Tescil )

4721/m.706

818/m.18,213

2644/m. 26


ÖZET : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı tapu kayıtlı ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nekledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarda değinilen anlamda bir paylaştırma kasdının bulunup bulunmadığı açıklığı kavuşturulmalıdır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı ile kardeş olduklarını, murisin ölmeden önce Durular apartmanının bodrum kattaki payını davalı oğluna kız çocuklarından mal kaçırmak için bağışladığı halde işlemin satış şeklinde yapıldığı ileri sürerek, muvazaalı bu işlemin iptali ile taşınmazın tüm mirasçıların adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise davacı iddiasının doğru olmadığını, satışın doğru olduğunu taşınmazı muristen satın aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, miras bırakanın denkleştirme yapmak amacı ile düşük bedelle davalıya satış yaptığı, mal kaçırma amacı taşınmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.9.2004 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Av.Kemal Binici ile temyiz edilen vekili avukat Hüseyin Karacaer geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı bilahare Tetkik Hakimi Hüseyin Çelik tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; 166 parsel sayılı taşınmazdaki
24/144 paya isabet eden 1 nolu dükkan niteliğindeki bağımsız bölümün ½ payının tarafların ortak miras bırakanı Nazmi Duru tarafından 11.9.2000 tarihli akitle üç milyar Türk Lirası bedelle davalıya temlik edildiği görülmektedir.
Mahkemece, bu temlikin miras bırakanın mirastan mal kaçırma düşüncesi ile değil paylaştırma amacı ile gerçekleştirildiği kabul edilmiştir.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçek-ten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini istiyebilirler.
Hemen belirtmek gerekirki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih ½ Sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamıyacağı da kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı tapu kayıtlı ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nekledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarda değinilen anlamda bir paylaştırma kasdının bulunup bulunmadığı açıklığı kavuşturulmalıdır.
Somut olayda, miras bırakanın davanın tarafları dışında başkaca mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Nevar ki, mahkemece yukarıda belirtilen kabule gidilirken yine yukarıda belirtilen ilkeler gereğince bir araştırma yapıldığı söylenemez.
Hal böyle olunca, paylaştırma ( denkleştirme ) olgusu yönünde belirtilen şekilde araştırmanın yapılması, soruşturmanın tamamlanması gerekirken eksik tahkikatla karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. SONUÇ : Kabulü ile kararın yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 4.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 375.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.09.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 27-04-2012, 16:13   #5
av.buğra

 
Varsayılan

ilgili olduğunu düşündüğüm birde dava dilekçesi gönderiyorum...iyi çalışmalar...SULH HUKUK MAHKEMESİNE




DAVACI : Kendine asaleten küçük kızı ……………. e Velayetten

VEKİLİ :

DAVALILAR : 1-.
2-
DAVA : MUVAZAA SEBEBİ İLE TAPU İPTAL VE TESCİLİ.

DAVA DEĞERİ : 1.500.000.000.-TL.

AÇIKLAMALAR : Davacı Müvekkiller Murisi ………………….. 24..08.1999 yılında vefat ederek , geride davacılar ile birlikte Veraset belgesinde de görüldüğü üzere, Kızı ……………………………..’ ü bırakmıştır .
Davacılar Murisi ………………………………’ ün vefatı ………………………. güzergahında geçirmiş olduğu ağır bir trafik kazası neticesinde meydana gelmiştir…………………… Kazadan Sonra KOMA HALİNDE İKEN …………………… Tıp Merkezine kaldırılmış , Boyun Kırılması da dahil olmak üzere birçok kırık ve ağır darbeler almış ,Yaklaşık altı defa ameliyat olmuş, Ölümüne kadar yaklaşık 8 ay Şuursuz bir biçimde kaldığı hastanede 3 ay Koma halinde Yoğun bakım ve gözetim altında bulundurulmuştur.
Ölümünden Yaklaşık 3 ay kadar önce , Hastanede yatmakta iken………………………. İşletme Müdürlüğünden Emekli Olup, OKUR- YAZAR olan ekli belgelerden de açıkça anlaşılacağı üzere, gayet iyi bir el yazısı bulunan ve hiçbir belgeye İMZASININ dışında , İmza yerine Parmak basmayan Muris………………….’ ten her ne kadar “….akli dengesi yerindedir…” raporu oluşturulmuş ise de esasen , şuuru kapalı iken , Diğer Kızı …………………….’a , 07.06.1999 tarihinde Parmak bastırmak suretiyle 90 ve 128 parsel sayılı taşınmazların SATIŞ YETKİSİNİ İÇEREN Vekaletname alınmış , 8.06.1999 tarihinde de iş bu vekaletname ile Ortak Muris ……………………. ‘e ait 90 ve 128 parsel sayılı taşınmazlar Vekalet alanın yeğeni Yani Murisin Torunu ,…………………… Oğlu, S……………..Ö……e satışları yapılmıştır.
Ekli Vasiyetnameden de açıkça anlaşılmaktadır ki;
İş bu satışı yapılan 90 ve 128 parsel sayılı taşınmazlar Muris tarafından Davacı M……………Ö………….. ve Z……………. Ö…………..’e bırakılmıştır, Murisin bu vasiyetnamede belirtmiş olduğu iradesini hastanede , Hiçbir belgeye parmak basmadığı , gayet net ve temiz düzgün bir imzasının bulunmasına rağmen , Parmak basarak değiştirdiğini ve taşınmazların satışına ilişkin Vekaletname verdiğini düşünmek mümkün değildir, söz konusu vekaletname Murisin Şuuru kapalı iken alınmıştır , Hastane Vizite Kağıtları , Ameliyat Raporları , Günlük Takip Dosyası ve ilgili her türlü dökümanlar incelendiğinde Muris S…………. Ö………’ ün Akli Dengesinin yerinde olup olmadığı , Vekaletname verebilecek şekilde Şuurunun açık olup olmadığı açıkça anlaşılacaktır. Vekaletname Hile ile alınmıştır .
Taşınmazların Satışının yapıldığı Davalı S………… Y……… Ö……… Satış sırasında 21 Yaşındadır, bu denli büyük ve büyük paralar karşılığında alınıp satılabilecek arazileri alacak ne bir geliri , ne bir birikimi bulunmaktadır, Arada herhangi bir satışa ilişkin para alış verişi olmamıştır, Esasen Taşınmazların Satış olarak gösterilerek Murisin Oğlu M……… Ö……….’ün kontrolü altına alınması yani bedelsiz el değiştirilmesi Bağışlanması söz konusudur. 1-Vekaletname Muris S………. Ö……….’ ün İradesi dışında alınmış olup geçersizdir , Geçersiz vekaletnameye dayanarak yapılan satışlarda geçersiz olacağından satış da geçersizdir
2-Söz Konusu satış , arazi alabilecek kendisine ait bir işi , birikimi olmayan 21 yaşında genç bir kişiye Murisin Torununa yapılmıştır, Olay açıkça bağışlama muamelesidir, herhangi bir para alış verişi söz konusu değildir,
Yöremiz, bilhassa kırsal kesimlerinde kız çocuklarına veya onların çocuklarına mirastan hiç pay vermemekte ve mirastan mahrum edilmektedirler. Buna mukabil olarak mirasın tamamı ise erkek çocuklarına veya onların çocuklarına gitmektedir. Bu gibi işlemlerde daha ziyade miras bırakanın sağlığında yapılmaktadır. Amaç kız çocuklarını mirastan mahrum etmektir. Bunun içinde genellikle tapulu taşınmazlar tapuda satış gösterilmek suretiyle erkek çocuklarına devir ve temlik edilmektedir. Ama gerçek işlem satış olmayıp gizli olarak bağışlama şeklinde yapılmaktadır. Miras bırakanın gerçek iradesi saklanmakta ve aslında bağış olan bir işlemi satış gibi göstermekte ve muvazaalı bir yola başvurulmaktadır. Bu gibi işlemler ise 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı birleştirme kararı uyarınca geçersiz sayılmaktadır.
Yüce Yargıtay 8 nci Hukuk dairesinin 24.12.1985 tarih ve 12572 sayılı kararında “1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı birleştirme sözü edilen muvazaa sebebine dayanan iptal davalarının hak düşürücü süreye tabi olmayacağı ve bu itibarla uyuşmazlığın 766 sayılı kanunun 31/2 maddesinde öngörülen hak düşürücü süre dışında mütalaa edilmesi ve bu suretle çözümü yönüne gidilmesi gerekir, hak düşürücü süreye tabii tutmamak zorundadır; şeklinde karar verilmiştir. Bu karara göre muvazaa hukuki sebebine dayanan Tapu iptali ve Tescili davalarında Hak düşürücü süre hükümlerinin uygulanamayacağı açıklık kazanmaktadır. Bu nedenle davalılar aleyhine iş bu davanın ikamesi zarureti hasıl olmuştur.

DELİLLER : Tapu Kayıtları , Veraset ilamı , Vasiyetname , ……………. Tıp Merkezinde S……… Ö……..’ e ait Her Türlü Hastane Evrakları, Vizite Kağıtları , Muayene Raporları Ameliyat Tutanakları mahallinde yapılacak keşif, mahalli bilirkişi ve tanık ifadeleri ile her türlü delil.

NETİCE VE TALEP : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1-Adıyaman ili …………………Köyü 90 ve 128 Parsel sayılı taşınmazlar tapularının iptali ile veraset ilamında belirtilen hisseleri nispetinde müvekkiller adına tapuya kayıt ve tesciline
2-Söz konusu taşınmazların üçüncü şahıslara devir ve temliklerinin önlenmesine engel olmak bakımından dava sonuna kadar olmak üzere TAPU KAYITLARI ÜZERİNE İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,
3-Masraf ve vekalet ücretinin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederiz.
Davacılar Vekili
EKİ :
1-Onanmış Vekaletname,
2-Veraset ilamı, 3- Vasiyetname
4-Satış Vekaletnamesi5-Satış senet örneği.
Old 28-04-2012, 12:21   #6
denizizm

 
Varsayılan

teşekkür ederim ilglinize ancak benim sorum şu ki artık taşınamz aynına ilişkin tapu iptal isteyememekteyiz.bu durumda tazminat olarak talep hakkımız var mı buna dair karar bulamıyorum ?? dava dilekçesinde ki olay olayımıza uygun omakla beraber talep konusu tapu iptal ve tescildir.artık taşınmaz iyiniyetli 3.kşi de ise tapu iptali açılmayacaktır.o halde vekile tazminat davsa açılabilir mi?buna ilişkin karar ve görüşleri bekliyorum.
Old 01-05-2012, 15:59   #7
denizizm

 
Varsayılan

konuya dair yargıtay kararı -tazminata ilişkin -ekleyecek meslektaşlarım olursa minnettar kalacağım kazancıyı taradım yok yok yok :S
Old 02-05-2012, 16:12   #8
av.buğra

 
İnceleme

ekli karar bir nebze benzer zannediyorum...iyi çalışmalar....

T.C.

YARGITAY


4. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/14343

K. 2004/3876

T. 29.3.2004

DAVA : Davacılar H. Hüseyin Demir vd. vekili Avukat Hüseyin Yeten tarafından, davalı Pembe Macaroğlu aleyhine 20/5/1999 gününde verilen dilekçe ile muris muvazaası nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/11/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Davacılar, dava konusu olan taşınmazın miras bırakanları tarafından 6/4/1953 tarihinde tapu ile davalıya satıldığını ancak bu satışın danışıklı olduğunu, bu tapu kaydının iptali gerekmekte ise de davalının taşınmazı 24/4/1962 tarihinde üçüncü kişi konumundaki Sami Canlı'ya sattığını belirterek haksız eylem tarihinden itibaren faizle birlikte tazminine hükmedilmesini istemiştir. Davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Mahkemece davacıların danışıklı işleme dayanmış olmaları nedeniyle zamanaşımının işlemeyeceği gerekçesiyle bu itiraz reddedilerek işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.

Zamanaşımı bir hakkın istenebilirliğini ortadan kaldıran bir def'i olması itibariyle varlığının kabul edilmesi durumunda işin esasına girilmeden davanın bu gerekçe ile reddi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olay itibariyle zamanaşımının olup olmadığının incelenmesi gereklidir.

Davacıların iddiası 1953 yılında yapılan devir işleminin danışıklı olduğudur. Davacılar bu işleme karşı ancak miras bırakanlarının 1979'da ölümünden itibaren dava açabilme hakkına sahiptirler. Davacılar böyle bir davayı diğer bir anlatımla tapu iptal davasını devir alan Pembe Macaroğlu'na karşı açma olanağı bulunmakta iken dava dilekçesindeki iddia ve dosyadaki kayıtlar itibariyle taşınmazın 24/4/1962 yılında üçüncü kişiye devredilmiş olması nedeniyle üçüncü kişinin mülkiyet hakkını kabul etmiş durumdadırlar. Böylece ilk devir işleminin danışıklı olduğu iddia edilmişse de daha sonra devrin iyiniyete dayalı olması nedeniyle tapu iptali değil danışıklı işlemi yapana karşı istemlerin tazminata yani taşınmazın bedeline dönüştürmüşlerdir. Böyle bir dava somut olayın niteliği itibariyle haksız eylemden kaynaklanan nedensiz zenginleşmedir. Her ne kadar taşınmaz mülkiyetine ilişkin danışıklı işlemlerde zamanaşımı işlememekte ise de davacılar tarafından da kabul edilen bu mülkiyet hakkının üçüncü kişiye devredilme tarihinde istem alacağa dönüştüğünden bu olayda zamanaşımının varlığı kabul edilmelidir. Bu davada istem taşınmazın aynına değil bedeline yönelik olduğundan olayda zamanaşımı gerçekleşmiştir. Davacıda tüm bu nedenleri gözeterek davasını halen tapu maliki olana karşı değil danışıklı işlem yapan kişiye yöneltmiştir. Bu olgular itibariyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken yazılı biçimde işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/3/2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 03-05-2012, 11:53   #9
denizizm

 
Varsayılan

sayın av.buğra muris muvazaası nendeniyle tazminat ve Her ne kadar taşınmaz mülkiyetine ilişkin danışıklı işlemlerde zamanaşımı işlememekte ise de davacılar tarafından da kabul edilen bu mülkiyet hakkının üçüncü kişiye devredilme tarihinde istem alacağa dönüştüğünden bu olayda zamanaşımının varlığı kabul edilmelidir. kısımlarından sorumun karşılığı açısından yardımı oldu yazdığınız gibi.
Old 03-09-2015, 23:18   #10
parezer3447

 
Varsayılan

Benzer bir davam var, bende kara kara düşünüyorum. Muvazaa sebebiyle tapu iptal tescil davası açtım. Gayrimenkül iki kez el değiştirmiş. Son kayıt maliki galiba iyi niyetli fakat gayrimenkulü değerinin çook altında satın almış bu sebeple ona karşı tazminat davası açmam mümkün mü? Örneğin sebepsiz zenginleşme. Aslında bana göre mülkü değerinin çok altında almış olması iyiniyetini kaldırır ama kafam karışık, çıkamadım işin içinden
Old 04-09-2015, 07:07   #11
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan parezer3447
Benzer bir davam var, bende kara kara düşünüyorum. Muvazaa sebebiyle tapu iptal tescil davası açtım. Gayrimenkül iki kez el değiştirmiş. Son kayıt maliki galiba iyi niyetli fakat gayrimenkulü değerinin çook altında satın almış bu sebeple ona karşı tazminat davası açmam mümkün mü? Örneğin sebepsiz zenginleşme. Aslında bana göre mülkü değerinin çok altında almış olması iyiniyetini kaldırır ama kafam karışık, çıkamadım işin içinden

Mülkü, değerinin çook altında almış olması, tek başına, somut olayda, "suiniyet" in varlığı için yeterli değildir.
Kötü niyetin kabul edilebilmesi için, düşük bedel vakıasının (olgusunun) yanında, Yüksek Daire'nin aradığı diğer unsurların da bulunması lâzım gelmektedir.
Kolay gelsin...
Old 04-09-2015, 17:01   #12
parezer3447

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Cumhur Okyay
Mülkü, değerinin çook altında almış olması, tek başına, somut olayda, "suiniyet" in varlığı için yeterli değildir.
Kötü niyetin kabul edilebilmesi için, düşük bedel vakıasının (olgusunun) yanında, Yüksek Daire'nin aradığı diğer unsurların da bulunması lâzım gelmektedir.
Kolay gelsin...

Sayın meslektaşım öncelikle verdiğiniz bilgi için teşekkürler. Bende konuyu araştırırken sizin dediğiniz yönde bir çok içtihat okudum. Fakat benim sorduğum şey başka. Diyorum ki, bedelin çok düşük gösterilmiş olması bana tazminat isteme hakkı doğurmaz mı? Devralan iyiniyetli 3. şahsa karşı sebepsiz zenginleşme hükümlerine başvurulabilir mi?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Muvazaa - sebepsiz zenginleşme - tazminat - zamanaşımı Av.Nevzat Meslektaşların Soruları 1 24-01-2011 11:03
muvazaa nedeniyle maddi ve manevi tazminat avyıldız Meslektaşların Soruları 1 10-12-2010 18:53
Şufa davasında muvazaa durumu ve tazminat talebi. emre.f Meslektaşların Soruları 0 28-05-2010 15:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09770799 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.