|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
10-01-2012, 15:15 | #1 |
|
İş Kazasından sonra Alınan İbraname Metnini Aynen Aktarıyorum!!!
İşvereniniz ............... Ltd. Şti'ne ait işyerinde 28/05/2010 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu meydana gelen yaralanmayla ilgili her ne kadar tüm kusurlar tarafımıza ait olsa da hasarın giderilmesi için gerekli tüm hastane ve tedavi masrafları işveren ve SGK tarafından karşılanmış olup, meydana gelen iş kazasıyla ilgili işveren vekili .................... isimli şahıs maddi ve manevi olmak üzere toplam 125.000 TL tazminat bedelini aşağıda dökümü yapılan çekler ile ödemiştir. çalışanın geçirdiği iş kazası ve iş akdi ile ilgili işverenden hiçbir hak ve alacağımız kalmadığını fazlaya ilişkin tüm talep, dava ve şikayet haklarımızdan feragat ettiğimizi, ceza davası açılması halinde herhangi bir müdahale talebinde bulunmayacağımızı, işvereni maddi manevi tazminat, kıdem tazminatı ücret veya herhangi bir hak ve alacak veya bütün bunların faiz, masraf, vekalet ücreti ve diğer ferileri ile ilgili gayri kabili rücuibra ettiğimizi işverenden hiçbir nam ve ad altında başkaca bir hak, alacak ve talepte bulunmayacağımıızı beyan kabul ve taahhüt ederiz.14/05/2011
Babası, annesi, kerdeşi, kardeşi,şahit, şahit.... Arkadaşlar iş kazası sonucu maluliyet oranı %98. İşçi felç ve sadece gözlerini kullanabiliyor. ibranamenin geçerliliği hususunda fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim. |
10-01-2012, 15:32 | #2 |
|
Basit mantıkla düşünecek olursak işçinin kendisinin bu ibranamede imzası olmaması onun açısından bağlamazlık niteliğindedir.
|
10-01-2012, 15:49 | #3 | |||||||||||||||||||
|
İşverence tanzim edilen ve işçinin iradesinin yansımadığı söz konusu ibraname geçersizdir. İşçinin yakınlarının şahit sıfatıyla ibranamenin altında imzalarının olması ve işçinin iradesinin bu şekilde olduğunu beyan etmeleri dahi bu gerçeği değiştirmez. Ayrıca belirtilmelidir ki, işveren firma yetkilileri aleyhinde açılması olası bir ceza davasında işçi ve/veya yakınları şikayetçi olmayacaklarını/müdahale talebinde bulunmayacaklarını taahhüt etmiş olsalar bile bu hükmün de bir geçerliliği bulunmamaktadır. Saygılarımla.. |
10-01-2012, 15:53 | #4 |
|
Bu arada baba, 12/04/2011 tarihinde vasi olarak atanmış..
|
10-01-2012, 16:00 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
|
10-01-2012, 16:03 | #6 |
|
Ek olarak..
Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında ibranamenin geçerliliği için kıdem, ihbar vs.. alacakların karşılıklarının tek tek miktar olarak belirtilmesi gerekmektedir. Mezkur ibranamede bu hususa da riayet edilmediği görülmektedir.
|
10-01-2012, 16:05 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu durumda, ibranın taliki şarta bağlandığının kabulü gerekir herşeyden önce. Şart gerçekleşmezse veya gerçekleşmeyeceği anlaşılırsa (yani ödeme olmazsa) ibra geçersiz hale gelir. Ayrıca, somut halde zarar ile, kabul edilen ödeme arasında açık oransızlık olduğunun kabul edildiği durumlarda, tam ibranın geçersiz sayılarak, belgenin içerdiği miktara ilişkin bir makbuz niteliğinde sayılması gerekir. |
10-01-2012, 16:07 | #8 |
|
Sayın meslaktaşlarım, 125.000 TL çeklerle ödenmiş..
|
10-01-2012, 16:11 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
|
10-01-2012, 16:12 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
|
10-01-2012, 16:17 | #11 |
|
Evet üstadım.. Çeklerle sözkonusu miktarlar müvekkillere ödenmiş.
|
10-01-2012, 16:21 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
|
10-01-2012, 16:21 | #13 |
|
Vesayet makamından izin hükmünce, her ne kadar kanunda ibra etme düzenlenmemişse de sulh olma hükmünü geniş yorumlayarak ibranın da bu madde çercevesinde değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılabilir. Bazı hallerde sulh ve ibranın birlikte düzenlendiği de görülmekte "Hizmet akdimden ve kanuni haklarımdan dolayı hiçbir şekil ve surette alacağım kalmadığını, bütün bu hususlarda mezkur şirketle sulh olduğumu kabul eder ve şirketi gayri kabili rücu ve bütün hukuki neticelerine şamil olmak üzere tam ve kesin olarak sulh olduğumu ve işvereni tam olarak ibra eylediğimi beyan ederim." şeklinde imza alınmaktadır.
Bu bağlamda vasinin ibrasının vesayet makamının izninden bağımsız düşünmek mümkün değildir. Madde 462.- Aşağıdaki hâllerde vesayet makamının izni gereklidir: 1. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması, 2. Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi, 3. Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri, 4. Ödünç verme ve alma, 5. Kambiyo taahhüdü altına girme, 6. Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması, 7. Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması, 8. Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması, Bir an için dahi olsa ibranameyi geçerli kabul etsek bile, feragat niteliği tartışmalıdır. Böylesi bir feragatin kabul olunabilirliği tartışmalıdır. Özellikle ceza kanunu bağlamında şikayet açıkça vazgeçme yada feragat gerektirir iken, ibranamenin geçerliliğini kabul etsek bile açılacak olan tazminat davasında sadece ibra edilen kısım açısından hüküm ifade edecek, yargılamada bilirkişinin hesapladığı kısımdan tenkisi söz konusu olacaktır. Kişisel kanaatim ve yorumum bu yöndedir. |
10-01-2012, 16:25 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu yoruma katılıyorum. |
10-01-2012, 16:30 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
|
10-01-2012, 16:46 | #16 |
|
Benzer bir tartışma için bknz:http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=26025
Başlık altında Sayın Armağan KONYALI'nın sorusu üzerine Medeni Kanun'un 462/2 düzenlemesi gereği vasiye ödeme yapmadan önce vesayet makamından izin alınmasının gerekliliği üzerinde durulmuş ancak Sayın Suat ERGİN'in 5 numaralı mesajında işaret ettiği husus dikkatimi çekti. Somut olayda işveren firma ödemeyi -vesayet makamının izni olmaksızın- vasiye yaptığında bu ödemenin geçersiz sayılmasını da hakkaniyet çerçevesinde değerlendirmek gerekir düşüncesindeyim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
2002 den sonra alınan ve devredilen dükkan | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 15-05-2011 16:35 |
Ölümden sonra alınan SSK maaşı ve SSK alacağı | Av.Nebi | Meslektaşların Soruları | 5 | 09-07-2010 15:11 |
3. kişiden satın alınan aracın pert olduğunun daha sonra öğrenilmesi | Esen A. Karaaslan | Meslektaşların Soruları | 0 | 06-05-2009 15:50 |
düğünden sonra alınan ziynet eşyalarının durumu | AV.AYŞE GÜL | Meslektaşların Soruları | 9 | 06-04-2009 16:25 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |