Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

1 yıllık hak düşürücü süre sonrası ıslah

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-07-2011, 11:51   #1
kilit27

 
Varsayılan 1 yıllık hak düşürücü süre sonrası ıslah

değerli meslektaşlarım hepinize iyi günler ve iyi çalışmalar.
Değerli meslektaşlarım, müvekkil aleyhine yapılan ilamsız icra takibine itiraz ettik. itiraz dilekçemizin de ekine posta pulunu ekledik. ancak buna rağmen dilekçemiz alacaklı tarafa tebliğ edilmemiştir.
Ancak yine de alacaklı taraf bir yıllık süre dolmadan asliye hukuk mahkemesinde itirazın iptali davasını açmış, tarafımızdan bu davaya asliye ticaret mahkemesinin bakması gerektiği belirtilerek iş bölümü itirazında bulunulmuştur. itirazımız kabul görerek dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Alacaklı taraf yasal süre içerisne dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderilmesi için dilekçe vermemiştir. bu kez de tarafımızdan yasal süre geçtikten sonra gönderilen dosyasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi talep edilmiş ve mahkemece talebimiz kabul edilerek itarızın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Alacaklı taraf bu kez de ilk davanın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra yeni bir itirazın iptali davası açtı. ( diğer bir deyişle itirazımızı öğrendikleri tarihten bir yıl sonra) biz de 1 yıllık hak düşürücü süre itirazında bulunduk. alacaklı tarafa dilekçemizin tebliğ edilmesinden sonra mahkemeye verdikleri ıslah dilekçesi ile davaya alacak davası olarak devam etmek istediklerini bildirdiler.buna göre;
1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle böyle bir ıslah mümkün müdür?
sayın meslektaşlarım bu konudaki hukuki görüşlerinizi ve içtihatları paylaşırsanız sevinirim.
saygılar.
Old 12-07-2011, 12:02   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kilit27
değerli meslektaşlarım hepinize iyi günler ve iyi çalışmalar.
Değerli meslektaşlarım, müvekkil aleyhine yapılan ilamsız icra takibine itiraz ettik. itiraz dilekçemizin de ekine posta pulunu ekledik. ancak buna rağmen dilekçemiz alacaklı tarafa tebliğ edilmemiştir.
Ancak yine de alacaklı taraf bir yıllık süre dolmadan asliye hukuk mahkemesinde itirazın iptali davasını açmış, tarafımızdan bu davaya asliye ticaret mahkemesinin bakması gerektiği belirtilerek iş bölümü itirazında bulunulmuştur. itirazımız kabul görerek dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Alacaklı taraf yasal süre içerisne dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderilmesi için dilekçe vermemiştir. bu kez de tarafımızdan yasal süre geçtikten sonra gönderilen dosyasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi talep edilmiş ve mahkemece talebimiz kabul edilerek itarızın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Alacaklı taraf bu kez de ilk davanın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra yeni bir itirazın iptali davası açtı. ( diğer bir deyişle itirazımızı öğrendikleri tarihten bir yıl sonra) biz de 1 yıllık hak düşürücü süre itirazında bulunduk. alacaklı tarafa dilekçemizin tebliğ edilmesinden sonra mahkemeye verdikleri ıslah dilekçesi ile davaya alacak davası olarak devam etmek istediklerini bildirdiler.buna göre;
1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle böyle bir ıslah mümkün müdür?
sayın meslektaşlarım bu konudaki hukuki görüşlerinizi ve içtihatları paylaşırsanız sevinirim.
saygılar.



Dava açılmasının, maddi hukuk ve usul hukuku bakımından neticeleri vardır. Usul hukuku açısından iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı mevcut olup ancak, HUMK 185/2. maddesi gereğince davalının rızası, ıslah, feragat, müddeabihin temliki halinde iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi mümkündür.

Dava İİK'nin 67. maddesine dayalı itirazın iptali davası olduğundan işin takip hukuku açısından değerlendirilmesi gerekir. Hal böyle olunca sizin yasal süresinde yapmış olduğunuz itirazınız nazara alınarak karar verilmelidir diye düşünüyorum.
Old 12-07-2011, 12:11   #3
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/7729

K. 2006/173

T. 23.1.2006

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Dava Konusu Olayda Davacı Vekili Tarafından Verilen Islah Dilekçesi İle Davanın Alacak Davası Olarak Yürütülmesi Talep Edildiğinden Bu Durumda Mahkemece Davanın Alacak Davası Olarak İncelenip Sonuçlandırılması Gereği )

• ISLAH DİLEKÇESİ ( İle Davanın Alacak Davası Olarak Yürütülmesi Talep Edildiğinden Bu Durumda Mahkemece Davanın Alacak Davası Olarak İncelenip Sonuçlandırılması Gereği - İtirazın İptali )

• ALACAK DAVASI ( Dava Konusu Olayda Davacı Vekili Tarafından Verilen Islah Dilekçesi İle Davanın Alacak Davası Olarak Yürütülmesi Talep Edildiğinden Mahkemece Davanın Alacak Davası Olarak İncelenip Sonuçlandırılması Gereği - İtirazın İptali )

2004/m.67

ÖZET : Dava İİK.nun 67. maddesine dayanılarak açılan davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ilişkindir. Dava konusu olayda davacı vekili tarafından verilen 3.5.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın alacak davası olarak yürütülmesi talep edildiğinden bu durumda mahkemece davanın alacak davası olarak incelenip sonuçlandırılması yerine davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması uygun görülmüştür.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava İİK.nun 67. maddesine dayanılarak açılan davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ilişkindir. Mahkemece İİK.nun 67. maddesindeki sürede davanın açılmadığından bahisle davaya itirazın iptali olarak bakılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de İcra dairesine yapılan itirazın alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde dava açılmaması halinde davanın itirazın iptali davası şeklinde incelenemeyeceği ve kendiliğinden alacak davasına dönüşmeyeceği kabul edilmekte ise de, dava konusu olayda davacı vekili tarafından verilen 3.5.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın alacak davası olarak yürütülmesi talep edildiğinden bu durumda mahkemece davanın alacak davası olarak incelenip sonuçlandırılması yerine davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 23.1.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/6964

K. 2005/5466

T. 17.10.2005

• İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMI İSTEMİ ( Temyize Konu Davanın Açıldığı Tarih İtibariyle 1 Yıllık Sürenin Geçtiği ve Bu Nedenle Davanın İtirazın İptali Davası Olarak Nitelendirilemeyeceği )

• BİR YILLIK SÜRENİN GEÇMESİ ( Temyize Konu Davanın Açıldığı Tarih İtibariyle 1 Yıllık Sürenin Geçtiği ve Bu Nedenle Davanın İtirazın İptali Davası Olarak Nitelendirilemeyeceği )

• DAVANIN ISLAHI ( Davacı Davanın Alacak Davası Olarak Sürdürülmesini İstemiş Olduğundan Mahkemece İşin Esasına Girilerek Sonuçlandırılması Gerektiği - İtirazın İptali )

2004/m.67

1086/m.83,87

ÖZET : Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılmış ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamı istenmiştir. Temyize konu davanın açıldığı tarih itibariyle 1 yıllık sürenin geçtiği ve bu nedenle davanın itirazın iptali davası olarak nitelendirilemeyeceği ortadadır. Ne var ki, davacı dilekçesiyle davayı ıslah ettiğini bildirerek davanın alacak davası olarak sürdürülmesini istemiş olduğundan mahkemece işin esasına girilerek sonuçlandırılması yerine İcra Hakimliğinde dava açıldıktan sonra iptal davası açılamayacağı gerekçesiyle "ıslah talebi gözönünde tutulmadan" davanın reddi doğru olmamıştır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılmış ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamı istenmiştir. Mahkemece, davacının daha önce itirazın kaldırılması için İcra Mahkemesine gittiği, bundan sonra genel mahkemede iptal davası açamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerçekten de itiraz üzerine duran icra takibinin devamı için İcra Hakimliğine gitmeyen alacaklının İİK.nun 67. maddesi uyarınca mahkemede iptal davası açması mümkündür. İtirazın kaldırılması için İcra Hakimliğine dava açan alacaklının bu yolu bırakıp, genel mahkemede itirazın iptali davası açabileceği gibi daha önce İcra Hakimliğinde itirazın kaldırılması için açtığı davanın reddedilmiş olması da iptal davası açma hakkını ortadan kaldırmaz, ancak dava bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olmalıdır ( Bkz. Prof.Dr.Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El kitabı Kasım 2004 sayfa 219 ). Dava konusu olayda, 3.9.2002'de takibe itiraz edilmiş ve 10.10.2002'de İcra Hakimliğinde itirazın kaldırılması talep olunmuştur. Temyize konu davanın açıldığı 6.1.2004 tarihi itibariyle 1 yıllık sürenin geçtiği ve bu nedenle davanın itirazın iptali davası olarak nitelendirilemeyeceği ortadadır. Ne var ki, davacı 29.3.2004 tarihli dilekçesiyle davayı ıslah ettiğini bildirerek davanın alacak davası olarak sürdürülmesini istemiş olduğundan mahkemece işin esasına girilerek sonuçlandırılması yerine İcra Hakimliğinde dava açıldıktan sonra iptal davası açılamayacağı gerekçesiyle "ıslah talebi gözönünde tutulmadan" davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacı şirket yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazları ile davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/9694

K. 2009/1327

T. 9.2.2009

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Dava Dilekçesi İle İtirazın İptali Davası Açıldıktan Sonra Islah İle Davanın Alacak Davasına Çevrilmesinin Talep Edildiği - Talep Doğrultusunda Davanın Alacak Davası Olarak Değerlendirileceği )

• ISLAH DİLEKÇESİ ( Dava Dilekçesi İle İtirazın İptali Davası Açıldıktan Sonra Islah İle Davanın Alacak Davasına Çevrilmesinin Talep Edildiği - Talep Doğrultusunda Davanın Alacak Davası Olarak Değerlendirilmesi Gereği )

• ALACAK DAVASI ( İtirazın İptali Davası Açıldığı/Islah İle Davanın Alacak Davasına Çevrilmesinin Talep Edildiği - Talep Doğrultusunda Davanın Alacak Davası Olarak Değerlendirileceği )

2004/m.67

1086/m.83, 87

ÖZET : Davacı, dava dilekçesi ile itirazın iptali talebinde bulunmuş; daha sonra ise ıslah dilekçesi vererek davanın alacak davası olarak görülmesini talep etmiştir. İtirazın iptali davası ıslahla alacak davasına dönüştürülebilir. Mahkemenin davayı alacak davası olarak değerlendirip sonuçlandırması gerekirken, itirazın iptali davası olarak sonuçlandırması yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıya ödünç para verdiğini, karşılığında bono aldığını, davalının kendisini oyalayıp senedin zamanaşımına uğramasına sebep olduğunu, borcun ödenmediği gibi icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir. 12.05.2006 tarihli dilekçe ile talebini ıslah ederek davanın alacak davası olarak görülmesini talep etmiştir.
Davalı, davacıdan satın aldığı kavak ağaçlarının karşılığında verdiği bono bedelini ödediğini, ancak bononun iade edilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davanın reddine dair mahkemenin ilk kararının davacının temyizi üzerine dairemizce bozulması sonucu yapılan yargılamada davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, dava dilekçesinde itirazın iptalini istemiş ve ancak 12.05.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın alacak davası olarak görülmesini istemiştir. Davacı ıslah dilekçesindeki talebi ile bağlı olup, bu nedenle davanın alacak davacı olarak görülüp sonuçlandırılması zorunludur.
Mahkemece davaya alacak davası olarak bakılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde İtirazın iptali olarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 09.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 12-07-2011, 18:00   #4
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kilit27
değerli meslektaşlarım hepinize iyi günler ve iyi çalışmalar.
Değerli meslektaşlarım, müvekkil aleyhine yapılan ilamsız icra takibine itiraz ettik. itiraz dilekçemizin de ekine posta pulunu ekledik. ancak buna rağmen dilekçemiz alacaklı tarafa tebliğ edilmemiştir.
Ancak yine de alacaklı taraf bir yıllık süre dolmadan asliye hukuk mahkemesinde itirazın iptali davasını açmış, tarafımızdan bu davaya asliye ticaret mahkemesinin bakması gerektiği belirtilerek iş bölümü itirazında bulunulmuştur. itirazımız kabul görerek dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Alacaklı taraf yasal süre içerisne dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderilmesi için dilekçe vermemiştir. bu kez de tarafımızdan yasal süre geçtikten sonra gönderilen dosyasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi talep edilmiş ve mahkemece talebimiz kabul edilerek itarızın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Alacaklı taraf bu kez de ilk davanın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra yeni bir itirazın iptali davası açtı. ( diğer bir deyişle itirazımızı öğrendikleri tarihten bir yıl sonra) biz de 1 yıllık hak düşürücü süre itirazında bulunduk. alacaklı tarafa dilekçemizin tebliğ edilmesinden sonra mahkemeye verdikleri ıslah dilekçesi ile davaya alacak davası olarak devam etmek istediklerini bildirdiler.buna göre;
1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle böyle bir ıslah mümkün müdür?
sayın meslektaşlarım bu konudaki hukuki görüşlerinizi ve içtihatları paylaşırsanız sevinirim.
saygılar.

Mevcut, ayakta bir talep ve dava ıslah edilebilir.

Alacaklının müstakil bir alacak davası ikame etmesi gerektiği görüş ve kanısındayım.

Saygılar.
Old 12-07-2011, 21:47   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kilit27
değerli meslektaşlarım hepinize iyi günler ve iyi çalışmalar.
Değerli meslektaşlarım, müvekkil aleyhine yapılan ilamsız icra takibine itiraz ettik. itiraz dilekçemizin de ekine posta pulunu ekledik. ancak buna rağmen dilekçemiz alacaklı tarafa tebliğ edilmemiştir.
Ancak yine de alacaklı taraf bir yıllık süre dolmadan asliye hukuk mahkemesinde itirazın iptali davasını açmış, tarafımızdan bu davaya asliye ticaret mahkemesinin bakması gerektiği belirtilerek iş bölümü itirazında bulunulmuştur. itirazımız kabul görerek dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Alacaklı taraf yasal süre içerisne dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderilmesi için dilekçe vermemiştir. bu kez de tarafımızdan yasal süre geçtikten sonra gönderilen dosyasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi talep edilmiş ve mahkemece talebimiz kabul edilerek itarızın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Alacaklı taraf bu kez de ilk davanın üzerinden 1 yıl geçtikten sonra yeni bir itirazın iptali davası açtı. ( diğer bir deyişle itirazımızı öğrendikleri tarihten bir yıl sonra) biz de 1 yıllık hak düşürücü süre itirazında bulunduk. alacaklı tarafa dilekçemizin tebliğ edilmesinden sonra mahkemeye verdikleri ıslah dilekçesi ile davaya alacak davası olarak devam etmek istediklerini bildirdiler.buna göre;
1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle böyle bir ıslah mümkün müdür?
sayın meslektaşlarım bu konudaki hukuki görüşlerinizi ve içtihatları paylaşırsanız sevinirim.
saygılar.

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi, 04.10.2005 T., Esas: 2004/11768, Karar: 2005/9192: "Taraflar arasında görülen davada Gölmarmara Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 06.11.2003 tarih ve 2003/43-2003/74 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ramazan Özcan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalıların, aldıkları kredi borçlarını ödemediklerini ve tahsil için başlatılan takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek, takibe yapılan itirazların iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra davayı alacak davası olarak ıslah etmiştir.

Davalılardan K____ D____, davanın süresinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalılardan İ____ K____, borcun ne kadar olduğunu bilmediğini savunmuştur.
Mahkemece; dosya kapsamına göre, davanın süresinde açılmadığı ve kanun hükmünün yok sayılamayacağı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, kooperatife olan kredi borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece, İİK.nun 67/1. maddesi hükmüne dayalı olarak, hak düşürücü sürenin dolmasından sonra davanın açıldığı, buna göre bu davanın hukuken hiç var olmadığı ve bu nedenle de ıslah ile alacak davasına dönüştürülemeyeceği kabul edilerek dava reddedilmiştir.

Davanın ıslahı, HUMK'nun 83. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, özellikle 83 ve 88. madde hükümlerine göre davanın tamamen ıslah edilebilmesi mümkündür. Ayrıca, HUMK'nun 84. maddesi hükmüne göre, mahkemece tahkikata tabi davalarda tahkikat bitinceye kadar ve tabi olmayan davalarda muhakemenin sonuna kadar davanın ıslah edilebilmesi mümkün olacaktır. HUMK'nun 85. maddesi hükmüne göre de ıslah, tarafların hazır olduğu duruşmada sözlü olarak yapılabileceği gibi, dilekçe ile de yapılabilecektir. Öte yandan, davanın tamamen ıslah edilmesi durumunda, davacı taraf, HUMK'nun 88. maddesi hükmüne göre yeni bir dava dilekçesi sunmak üzere üç günlük süre hakkına sahiptir. ( Bkz. Prof. Dr. B.Kuru,HK, III.c, İstanbul, 1991, s.2795. )

Bir dava açıldıktan sonra, nihai karar verilene kadar o dava ayaktadır. Dava şartlarının bulunmaması ya da hak düşürücü sürenin dolması gibi resen nazara alınacak usul eksiklikleri nedeniyle reddedilecek davalar dahi, nihai karar verilmedikçe derdest sayılacaktır. Buna göre davanın ıslahı da mümkün olacaktır.

Somut olayda, mahkemece tahkikatın bittiği tefhim edilmeden, davacı vekilince davanın tamamen ıslahı talebinde bulunulmuş, yeni bir dava dilekçesi sunmak üzere üç günlük süre istenmiştir. Davada, başlangıçta tensip aşamasından bu yana, hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddi olanağı bulunduğu halde mahkemece bu yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, bu davanın ıslah ile alacak davasına dönüştürülemeyeceği gerekçesi ile davanın reddi doğru değildir. Nitekim, YHGK.nun 26.11.1997 gün ve 19-761/999 sayılı kararında da, 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan itirazın iptali davasının, ıslah ile alacak davasına dönüştürülebileceği kabul edilmiştir.
O halde mahkemece, davacı vekilinin talebi doğrultusunda, HUMK'nun 88. maddesi gereğince yeni bir dava dilekçesi sunulması için üç günlük süre beklenerek, sonucuna göre davanın sonuçlandırılması gerekirken, anılan kanun hükümlerine aykırı olarak, yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."

Saygılar...
Old 18-07-2011, 09:14   #6
kilit27

 
Varsayılan teşekkür

tüm meslektaşlarıma gösterdikleri ilgi ve alaka nedeniyel teşekkürü bir borç bilirim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ıslah Av.İrfan Demirci Meslektaşların Soruları 0 22-10-2010 16:45
ıslah köktaş Meslektaşların Soruları 4 05-07-2009 21:13
ıslah outlawyer Meslektaşların Soruları 1 10-01-2009 15:11
Davanın tamamen ıslah edilmesi ile faiz ıslah tarihinden itibaren mi istenecektir? Av.E.Fırat Kuyurtar Meslektaşların Soruları 8 26-02-2007 21:55
ıslah Av.Demet Meslektaşların Soruları 2 08-02-2007 15:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05870509 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.