Fesihten sonraki işyeri devrinin işçilik haklarına etkisi

İş sözleşmesi feshedildikten sonra, davalı işverenliğin işyerinin devredilmesi durumunda, yeni satın alan şirketin ilama dayalı alacaklardan sorumluluğu var mıdır? Satın alan şirkete de, yeni açılacak davalarda husumet yöneltilebilir mi?

Bu konuda arkadaşlar düşüncelerini ve dayanaklarını yazabilirlerse sevinirim.

Borçlar Kanunu m.202'deki şekliyle bir devirden bahsediyorsak yeni işyerinin sorumluluğu vardır.

Tekin Bey; ben de öyle düşünüyordum, ama maddenin birinci fıkrası "Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan"dan bahsediyor.

Bir şahıs şirketinin veya tüzel kişiliği olan şirketin, o malvarlığını veya işletmeyi sadece aktifleriyle birlikte alması mümkün müdür? Mümkünse, bu durumda alacaklılardan mal kaçırma sözkonusu olmaz mı? Olursa, buna karşı ne yapılabilir? Mümkün değilse, sözkonusu devir iptal edilebilir mi?

"Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır."(İş Kanunu m.6/3) İş yeri devrinden önce doğan bir alacak söz konusu olduğundan devreden ve devralan müteselsilen sorumludur.

Bu madde, devir sırasında hala geçerli olan, var olan işsözleşmesine dayanarak çalışan işçilerin haklarını düzenleyen bir madde. Bu nedenle, forum konusunun başlığına özellikle "Fesihten sonraki işyeri devri" tümcesiyle başladım.

Siz, bu maddenin kıyasen sona eren sözleşmelere de mi uygulanacağını söylemek istiyorsunuz, yoksa iki durumu karıştırdınız veya benim mevcut sözleşmelere etkisini mi sorduğumu sandınız bilemiyorum. Netleştirirseniz sevinirim.

Bir işe iade davası söz konusuysa, ve devir fesihten sonraki 4 ay içinde gerçeklemişse, devralan işveren de sorumlu olacaktır. Bunun dışında, İş Kanunu 6. Madde kapsamında devralan işverenin sorumluluğu olmaz.

Bizim olayımızda sözkonusu olan, işyerinin devridir. İşyerinin eski sahibi olan şirket işyerini (olayımızda hastaneyi) yeni sahibi olacak şirkete satıyor.

Değerlendirmeyi buna göre yaptığımızda Adli Tıp arkadaş haklı gibi görünüyor.

Peki, devrin aktif ve pasiflerle birlikte gerçekleşmesi kuralına ne oldu diye de sormak lazım. Bunu sağlayan nasıl bir devirdir?

Devralan şirketin, sadece iş hukuku kuralları çerçevesinde değil, ticaret hukuku kuralları çerçevesinde de devirle ilgili sorumluluklarını tartışmak lazım burada. Çünkü ortada devir sırasında mevcut müstakbel bir şirket borcu var.