Sigorta priminin gerçek ücret üzerinden yatırılmadığı iddiası ile açılacak dava

İyi geceler, işçinin sigorta priminin almakta olduğu gerçek maaşı üzerinden yatmadığı iddiası ile haklı nedenle fesh edildiği gerekçesi ile açılacak bir davanın işçinin iş akdinin son bulmasından itibaren belirli bir süre de açılması gerekir mi ? ya da hizmet tespiti davası ile kıyas yapıldığında 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmaması durumunda mahkeme bu iddiayı dinlenebilir kabul eder mi ? değerli fikirlerini paylaşan meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim.

Alıntı: İyi geceler, işçinin sigorta priminin almakta olduğu gerçek maaşı üzerinden yatmadığı iddiası ile haklı nedenle fesh edildiği gerekçesi ile açılacak bir davanın işçinin iş akdinin son bulmasından itibaren belirli bir süre de açılması gerekir mi ? ya da hizmet tespiti davası ile kıyas yapıldığında 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmaması durumunda mahkeme bu iddiayı dinlenebilir kabul eder mi ? değerli fikirlerini paylaşan meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ederim.

Sayın Av. Murat Zafer ÖZDAL;

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86. maddesindeki düzenlemeye dikkatinizi çekmek isterim: "Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır."

Düzenleme uyarınca SGK'ya herhangi bir bildirimde bulunulmamış olması ve/veya bulunulmuş olsa dahi tespit edilememesi durumlarında hak düşürücü süre olarak "5 yıl" öngörülmüştür.

Somut durumda eksik de olsa sigorta primlerinin yatırılmış olması, hizmet tespit davası açılmasının hak düşürücü süreye tabi olmadığını ortaya koymaktadır.

Kaldı ki, hizmet tespit davası hak düşürücü süreye tabi olsa idi dahi, örneğin zamanaşımı 10 yıl olan kıdem tazminatı davasının açılmasına engel bir durum ortaya çıkmayacak idi. Zira hizmet tespit davası ile işçilik alacağı davaları mahiyetleri itibariyle farklı davalardır.

Saygılarımla..

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Sayın Av. Murat Zafer ÖZDAL; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86. maddesindeki düzenlemeye dikkatinizi çekmek isterim: "Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır." Düzenleme uyarınca SGK'ya herhangi bir bildirimde bulunulmamış olması ve/veya bulunulmuş olsa dahi tespit edilememesi durumlarında hak düşürücü süre olarak "5 yıl" öngörülmüştür. Somut durumda eksik de olsa sigorta primlerinin yatırılmış olması, hizmet tespit davası açılmasının hak düşürücü süreye tabi olmadığını ortaya koymaktadır. Kaldı ki, hizmet tespit davası hak düşürücü süreye tabi olsa idi dahi, örneğin zamanaşımı 10 yıl olan kıdem tazminatı davasının açılmasına engel bir durum ortaya çıkmayacak idi. Zira hizmet tespit davası ile işçilik alacağı davaları mahiyetleri itibariyle farklı davalardır. Saygılarımla..

öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim. zaten dava hizmet tespiti davası şeklinde açılmadı ben işveren vekiliyim davacı eski işçi işten istifa ederek ayrılıyor 8 yıl sonra da sigorta priminin eksik yatırıldığı, fazla mesaisi ve diğer işçilik alacaklarının kendisine ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle fesh ettiği iddiası ile sadece kıdem tazminatını talep ettiği bir dava açıyor. diğer işçilik alacaklarının zamanaşımına uğraması nedeniyle talep etmiyor, ben savunmamda fazla mesai ve diğer işçilik alacakalrının zamanaşımına uğradığını ve karşı yan tarafından da talep edilmediğini bu nedenle de fazla mesai yapılıp yapılmadığı incelemesinin yapılamayacağını ve bu sebeple bir haklı nedenle fesih idddiasının da uyuşmazlık konusu yapılamayacağını savundum. geriye sigorta primlerinin eksik yatırılması konusu ile ilgili haklı sebeple fesih iddiası kaldı benim araştırdığım konu bu bunu da bu şekilde bir savunma temeline dayandırabilir miyim ? değerli cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

Alıntı: Yazan Av. Murat Zafer ÖZDAL öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim. zaten dava hizmet tespiti davası şeklinde açılmadı ben işveren vekiliyim davacı eski işçi işten istifa ederek ayrılıyor 8 yıl sonra da sigorta priminin eksik yatırıldığı, fazla mesaisi ve diğer işçilik alacaklarının kendisine ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle fesh ettiği iddiası ile sadece kıdem tazminatını talep ettiği bir dava açıyor. diğer işçilik alacaklarının zamanaşımına uğraması nedeniyle talep etmiyor, ben savunmamda fazla mesai ve diğer işçilik alacakalrının zamanaşımına uğradığını ve karşı yan tarafından da talep edilmediğini bu nedenle de fazla mesai yapılıp yapılmadığı incelemesinin yapılamayacağını ve bu sebeple bir haklı nedenle fesih idddiasının da uyuşmazlık konusu yapılamayacağını savundum. geriye sigorta primlerinin eksik yatırılması konusu ile ilgili haklı sebeple fesih iddiası kaldı benim araştırdığım konu bu bunu da bu şekilde bir savunma temeline dayandırabilir miyim ? değerli cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

Dayandırmanıza engel bir durum yok.

Alıntı: Yazan Av. Engin EKİCİ Dayandırmanıza engel bir durum yok.

dayandırdım yazdım zaten ama mevzuatta ki yeri nedir ? işçilik alacakları gibi bir zamanaşımı süresi içerisinde bu iddia dile getirilmeli midir ya da hizmet tespiti davasında ki gibi bir hak düşürücü süreye tabi midir ? elimi biraz daha güçlendirmek istiyorum.

Alıntı: Yazan Av. Murat Zafer ÖZDAL dayandırdım yazdım zaten ama mevzuatta ki yeri nedir ? işçilik alacakları gibi bir zamanaşımı süresi içerisinde bu iddia dile getirilmeli midir ya da hizmet tespiti davasında ki gibi bir hak düşürücü süreye tabi midir ? elimi biraz daha güçlendirmek istiyorum.

Sigorta primlerinin eksik ödendiği iddiasını ileri sürmek, hizmet tespit davasındaki gibi bir süreye tabi değildir. Yeter ki işçilik alacağına ilişkin zamanaşımı süresi aşılmamış olsun.

teşekkürler.

Bence bu durumu hizmet tespiti ile ilişkilendirmeye gerek yok. İşçi haklı sebeple fesih gerekçesi olarak "sigorta primlerinin eksik yatırılmasına" dayanmış. Bu gerekçe ücretin eksik ödenmesi olabilir, işçinin şeref ve namusuna hakaret olabilir veya işçinin sağlık sebepleri olabilir. Kısaca İş Kanunu 24 veya 2. fıkra hariç 25. madde olabilir. Hatta 1475 sayılı kanuna gidersek emeklilik, askerlik veya kadın işçi için evlilik de olabilir. Önemli olan iş akdinin kıdem tazminatı alacak şekilde fesih edilmiş olmasıdır. Bence hizmet tespit davası ile bu dava ilişkilendirilemez. İşçi primler eksik ödendi diye bir hizmet tespit davası açmak zorunda değilidir. İşçi "sağlık sebepleriyle iş akdini fesh ettim" deseydi, ne diyecektiniz.
Burada savunmanın temeli, işçinin gösterdiği fesih sebebinin gerçek olmadığını kanıtlamak olmalıdır.