Vasi Tayini

Sayın meslektaşlarım, birkaç aydır açmayı düşünüp de açamadığımız bir davamız bulunmakta. Müvekkilimin babası 70 yaşında olup yatağa mahkum olarak hayatını idame ettirmekte ve gözleri görmemektedir. Bundan 2 sene önce söz konusu kişiye 65 yaşında olan erkek kardeşi temsil kayyımı olarak atanmış ancak kayyımı olarak atandığı kişinin arazileriyle ilgilenememesi neticesinde bağlarını tamamen kazmış, boş halde bulunan evlerine yerleşmiştir. Aynı fiilleri kişinin oğlu da işlemektedir. Müvekkilimse bu kişileri defalarca şikayet etmiş ancak herhangi bir sonuç alınamamıştır.

Hakim tarafından Mala Zarar verme'den ötürü yapmış olduğumuz şikayeti beklememiz, başka şikayetimiz varsa da savcılığa bildirmemiz gerektiği söylendi. Savcılığa yeniden şikayette bulunduk. Bu şikayet sonucu müvekkillerim tehdit edildi, bir dilekçe de tehdit ve hakaretten dolayı verdik. Ama müvekkilim soruşturma aşamasının uzun sürmesinden dolayı bir an önce kayyımlığın kaldırılarak kendisinin vasi olması yönünde karar alınmasını istemekte.

Daha önceden de bir hayli araştırma yapmama rağmen sorumun yanıtını tam öğrenemedim. Zira olayımız sadece vasi tayininden ibaret değil. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde kayyımlığın kaldırılarak müvekkilimin vasi tayin edilmesine karar verilmesini mi istemem gerekli? Yani ikisini de aynı dilekçeyle talep edebilir miyim ? Yoksa kayyımlığın kaldırılmasını, ardından vasi tayinini mi istemem gerekli? Benim aklıma gelen alternatifler bunlar ama hakim eski dosyasının üzerinden devam edilebileceğini de söylemişti. Ama bu yanıt beni tatmin etmedi.

Bu halde nasıl bir yol izlememiz gerekmekte? Veya bu konuda benzer şekilde dava açmış meslektaşlarım varsa ve yanıt verirlerse sevinirim.

Teşekkürler...

Saygılarımla...

Vesayet yasal koşulların oluşması halinde talep üzerine ya da resen değerlendirilir.
vesayet altına alma yani kısıtlama için yasal sebeblerin olduğunu düşünüyosanız bunu sulh hukuk mahkemesine bildirmeniz yeterli olup hiç bir şeyi beklemenize, kayyımlığın kaldırılmasını istemenize falan gerek yoktur.
kısıtlama sebebi akıl hastalığı gibi kişinin iradesini yok eden bir neden değil de beden hastalığı ise yatalak olma, felç olma vs gibi, hakimin kişiyi bizzat dinleyip kısıtlanmayı isteyip istemediğini de sorması gerekir.

temsil kayyımlığı ise atanılan görevin tamamlanması ile kendiliğinden sona erer.

Bu kişinin devamlı olarak belli konularda kayyım tarafından temsiline karar veriliyor. Kararda taşınmaz alım-satımı, kambiyo taahhüdünde bulunma, dava açma, sulh olma v.s. gibi önemli konularda kayyım tarafından temsiline karar verildiği için 2 yıldır devam ediyor kayyımlık.

O zaman sanki kişiye temsil kayyımı atanmamış olsaydı nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa o şekilde mi hareket etmeliyim? Sadece vasi atanmasını mı istemeliyim? Hakimin "eski dosyasını da görmeliyim, önce savcılığa müracaat edin" gibi sözleri kafamı karıştırdı. Sanki eski dosyasıyla bağlantılı bir dilekçe yazılacakmış gibi bir intiba yarattı ben de.

Yanıtınız için teşekkür ederim.

Saygılarımla...

hakim, sulh hukuk mahkemesinde yeni olduğu için önce savcılığa müracaat edin demiş olabilir, ya da olayda yazdıklarınızla aydınlanmamış bir yön bulunabilir.
vesayet kamu düzeni ile ilgili olup koşullarının varlığı halinde kısıtlama ve vasi tayini zorunludur.
kayyımlık ise yine kamu düzeni ile ilgili olmakla beraber, Bir kimseye kayyım atanması onun fiil ehliyetini etkilemez, vesayette kişinin fiil ehliyeti kısıtlanmış olur.
sizin bahsettiğiniz durumda temsil kayyımlığı değil de bir yönetim kayyımlığı sözkonusudur. kayyımın yetkisi kendisine verilen görev ile sınırlıdır. vasi ise genel anlamda yasal temsilcidir.
sizin durumda vesayet gerektiğini düşünüyosanız dilekçenizi veriniz, hakim gerekli incelemeden sonra sonra kısıtlamayı gerekli görürse kısıtlama kararı verip vasiyi atayacaktır, vesayet davası süresince de tedbiren vasi atayabilecektir.
vasi atandıktan sonra kayyımın durumunun değerlendirilmesini mahkemeden isteyiniz çünkü kayyımın yürüttüğü iş ile vasi olarak atanan kişi ve kısıtlı arasında menfaat çatışması olmadığı sürece bu işin yürütülmesinde vasi öncelikle yetkilidir ve bu karmaşa kayyımlığın kaldırılması ile tamamen sona ermiş olur.

Çok teşekkür ederim şimdi yeterince aydınlanmış oldum. Evet dediğiniz gibi hakim sulh hukukta yeni mi bilmiyorum ama buraya bir kaç önce geldi. Kaldı ki ben de meslekte yeniyim. Bu açıdan konu aydınlanamamış olabilir.

2006 senesindeki karar elimde orada da temsil kayyımlığı olduğu ve bir önceki yazımda belirttiğim konularda temsil edeceği yazılı.

Müvekkilimin babası yataktan kalkamıyor, iki gözü de görmüyor. Yaşı da 80 civarında. Bu halde vasi atanması gerektiğini düşünüyorum ama kişinin isteyip istemediğini bilmiyorum. Zira kendisiyle değil müvekkillerim olan oğlu ve geliniyle görüşmekteyim.

Yanıtınız için çok teşekkür ederim. Bu arada belirtmiş olduğum hususlar değerlendirildiğinde hakim kişinin isteyip istemediğine de bakacak mıdır? İstemezse vasi atanmaz mı?

Saygılarımla... Teşekkürler...

rica ederim.

vasi atamada akıl hatalığı nedenine dayanamıyorsanız, kişinin kendi istemesi gerekir kısıtlanmayı, bu halde ancak vasi atanabilir, hukuk sistemimizde hakimlikte uzmanlaşma olmadığından çoğu suljh hukuk hakimi bunu gözden kaçırarak davanızı reddedebilir, akıl sağlığı yerindedir raporu verilmiş ise eğer.

IV. İstek üzerine

MADDE 408.- Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir.

bunun dıpşında tmk 404 ve devamı maddelerine bakmanız yarar sağlayacaktır

Teşekkür ederim. Çok sağolun. Yarın davamızı açıyoruz. Sonucunu da yazarım.

Saygılarımla...