15-12-2006, 15:49 | #1 |
|
marka hakkına tecavüz
Arkadaşlar,
Büyük bir tekstil firmasına karşı annem davalı konumunda.İmitasyon mal satmaktan ötürü, 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili maddesinin ihlali isnadı ile karşı karşıyayız. Davanın şuanki aşamasında, mahkeme uzlaşma istedi. uzlaşma müessesinin tam olarak nasıl işlediğini bilemiyorum. Nasıl bir talep ile karşılaşacağız ya da karşı tarafın zararını karşılama hususunda nasıl bir pazarlık usulü ile haraket etmeliyiz, bilemiyorum.. bu hususta uzlaşma deneyimi yaşayan saygıdeğer hukukçulardan bilgi almak istiyorum.. teşekkür ederim.. not: satıma sunulmuş olan imitasyon mallar, 10 adet t-shirtten ibarettir.Bunun adedinin ve değerinin önemi var mıdır? Karşı tarafın zararını hangi ölçüde hesaplamak gerekiyor? |
15-12-2006, 17:25 | #2 |
|
Sayın anti-leviathan,
Uzlaşma yeni CMK ile hukukumuza girmiş bir kavramdır. Müştekinin zararını tazmin etmeye yöneliktir. Müşteki ile haricen anlaşıp, mahkemeye uzlaşma yapıldığı bildirildiğinde dava düşmektedir. Pazarlık konusunda belli bir kriter yoktur. Buraya marka adını yazmayın ama, çok bilinen markalar önce yüksek meblağlar talep etmektedir. Önce hukuki durumunuzu iyice öğrendikten sonra, (karşı taraf muhtemelen biliyordur) pazarlığa oturmalısınız. Yani uzlaşmazsanız yargılama sonucunda hakkınızda verilecek karar ne olacaktır? 556 S. KHK bana göre, Terörle Mücadele Yasası gibi, çok sert bir yasadır. Bir taklit malı üretmeseniz de, elinizde bulundurmanız yeterlidir. Üretimde kullanılan makineler bile müsadere edilmektedir. AB yolunda ve AB'ye uyum nedeniyle çıkarılmıştır(Veya yeniden düzenlenmiştir). Sizi bekleyen mahkeme kararı muhtemelen şu şekilde olacaktır. Önceden sabıka yoksa 2 yıl verilip, iyi hal ve taklit malın azlığı gözönüne alınarak 1/6 indirim uygulanacaktır. Ceza 2 yılın altında kalacağı için, para cezası ve erteleme yapılacaktır. Siz tüm bunları bilerek pazarlık yaparsanız, müşteki çok fazla bir talepte bulunmayacaktır. Taklit malın miktarı burada da önemli olmaktadır. Ceza davasının yanı sıra hukuk(tazminat)davası açma hakları da bulunmaktadır. O davada ise, dosya bilirkişiye gönderilmekte, davalının defterleri üzerinde inceleme yapılarak, (Hatırımda kaldığı kadarıyla) 1 yıllık geliri; davacının kendi kazanç kaybı, taklit malın miktarı ve değeri birlikte değerlendirilmektedir. Benim takip ettiğim davalarda çok yüksek rakamlar çıkmamıştı. Ancak, ceza tehdidiyle taklitçiler ikna(!) edilmekteydi. Çünkü çoğunun aynı konuda ertelenmiş cezası mevcut idi. Kısaca, annenizin aynı suçtan ötürü ertelenmiş bir cezası yoksa işiniz fazla zor değil.... Saygılarımla |
15-12-2006, 17:47 | #3 |
|
İlginizden ve açıklamalı cevabınızdan ötürü teşekkür ediyorum. Üretici firmaya karşı hala dava açılmadığını biliyoruz, küçük işletmelere göz dağı mekanizması gibi işleyen bir süreç aslında bu.
bir sorum daha olacak ama? İşletme, babamızın üzerineyken aynı davacı şirket aynı suç isnadı ile dava açmıştı.cezaların şahsiliği ilkesi gereği babamızın vefatından sonra ölüm nedeni ile dava dosyası kapandı.Devir işlemi yapıldı ve annem işyerini üzerine aldı ve bu sefer de anneme karşı, ama başka malların varlığından ötürü. ( zaten diğer dava konusu mallar, mühürlenip yedi emin olarak bize bırakılmıştı ) tekrar dava açıldı. Bu mallar da, devir esnasında babamın zamanından kalan mallarıdır. miras hükümleri ile annemin iyiniyetli olduğunu ispat edemeyiz değil mi? ceza hukuku açısından artık en az taksirin varlığı aranmakta, burada taksirin yokluğunu ispat çabası yerinde olacak mıdır? |
15-12-2006, 19:02 | #4 |
|
Babanız zamanında mühürlenip size yediemin olarak bırakılan mallar dışında malların yakalandığını anlamaktayım. Anneniz babanızın sağlığında işyerine gidip gelmiyor muydu? Yani sözkonusu malların taklit ürünler olduğunu bilemeyecek durumda mıydı? Bu arada ölüm tarihinden itibaren ne kadar süre geçti? İlk mühürleme olayında bu taklit ürünler var idiyse, neden onlar da mühürlenmedi?
Gördüğünüz gibi bir sürü cevap bekleyen soru çıktı. Bunları anneniz lehine cevaplasınız bile, 556 Sayılı KHK nin hükümleri çok ağırdır. Bırakın üretmeyi, taşırken yakalansanız bile ceza verilmektedir. Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
marka haczi | atak | Meslektaşların Soruları | 13 | 13-12-2012 15:03 |
Tanınmış Marka Hakkına Tecavüz İddiası/Yargıtay Kararı | Av.Ceylan Pala Karadağ | Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu | 5 | 24-12-2009 17:25 |
marka haczi | devrimneval | Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu | 2 | 02-08-2006 08:19 |
Ötenazi Ve İsteyerek Yaşama Hakkına Son Verme | üye605 | Hukuk Sohbetleri | 4 | 04-06-2002 22:24 |
Marka | cgocun | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 17-02-2002 01:30 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |