Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

-Acil-İş Hukuku-Hizmet Tespite Konu Hizmetin Nev'i

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-06-2007, 10:54   #1
ad-hoc

 
Önemli -Acil-İş Hukuku-Hizmet Tespite Konu Hizmetin Nev'i

Müvekkil bir başka şirkette çalışmakta iken X şirketi tarafından kendisine bir teklif götürülüyor. Bu teklife göre X şirketinin Y kapsamındaki işlerinde şirketi temsilen kordinatör sıfatıyla çalışması karşılığı müvekkile aylık bir ücret ödenecek. Bu anlaşma yazılı yapılmıyor ve müvekkile bu işle ilgili birden fazla vekaletname çıkartılıyor, müvekkil de bu vekaletlere dayanarak münferit işlemler tesis ediyor. Fakat dikkatinizi çekmek istediğim konu şu ki müvekkil X şirketine hizmet verdiği süre içinde eski şirketinde çalışmaya da devam ediyor yani SSK primleri eski şirket tarafından ödeniyor, ve oradan da sürekli maaşını alıyor, ve X şirketi anlaşmaya aykırı davranarak müvekkile vaad ettiği ücreti ödemiyor. Acaba bu durumda açılacak bir hizmet tespit davasında iddia ne şekilde hazırlanır zira, karşı taraf "o dönemde bizde değil önceki çalıştığı şirkette çalışıyordu bu da SSK kayıtlarından anlaşılır" diyebilir. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?
Old 25-06-2007, 11:58   #2
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/17931
K. 1999/1092
T. 28.1.1999
• GÖREVLİ MAHKEME ( Tuğla İmalatı ve Alım Satımıyla İlgili İstisna Sözleşmesinden Doğan Uyuşmazlıkta )
• TUĞLA İMALATI VE ALIM SATIMIYLA İLGİLİ İSTİSNA SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN UYUŞMAZLIK ( Görevli Mahkeme )
• İSTİSNA SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN UYUŞMAZLIK ( İş Mahkemesinin Görevsizliği )
• İŞ MAHKEMESİNİN GÖREVSİZLİĞİ ( İstisna Sözleşmesinden Doğan Uyuşmazlıkta )
1475/m.1
5521/m.1
ÖZET : Olayımızda uyuşmazlık istisna sözleşmesinden doğmuştur. İş Mahkemeleri ise sadece işçi ile işveren arasında çıkan, hizmet sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda görevlidir. Bu nedenle davanın görev yönünden reddi gerekir.

DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesine davalı ve karşı davacı ise borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, asıl davayı reddetmiş, karşı davaya ise istek gibi karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalı davacıya ait işyerinde tuğla imalatı için taahütte bulunmuş ve imalatın gerçekleşmesi için davalı bir kısım işçileri kendi adına istihdam etmiştir. İş sahibi de bu imalatın karşılığı olarak çeşitli tarihlerde ödemelerde bulunmuştur. Bu anlatımdan çıkan sonuca göre davacı ile davalı arasında hizmet ilişkisi değil istisna ilişkisi bulunmaktadır. 1475 sayılı İş Kanunu'nun 1. maddesinde işçinin tanımı yapılmıştır. Anılan maddeye göre bir hizmet akdine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı çalışan kişiye işçi denilmiştir. Öte yandan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesi de işçi ile işveren arasında hizmet akdinden doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde çözümlenmesini öngörmüştür. O halde bu davanın hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden görev yönünden reddedilmesi gerekirken işin esasının incelenip hüküm kurulması yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.1.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 25-06-2007, 11:59   #3
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 1990/2951
K. 1990/6089
T. 18.6.1990
• İŞİN ZAMAN VE BAĞLILIK ÖGELERİNE DAYANMAMASI ( Çalışma İlişkisi - İstisna Sözleşmesi )
• İSTİSNA SÖZLEŞMESİ ( Çalışma İlişkisi - İşin Zaman ve Bağlılık Öğelerine Dayanmaması )
• HİZMET SÖZLEŞMESİ ( Yapılan İşin İşverenin Gözetim ve Denetimi Altında İşyerinde Görülmesi )
• ÇALIŞMA İLİŞKİSİ ( Hizmet Sözleşmesi - İstisna Sözleşmesi Kabul Edilme Şartları )
1475/m.1
818/m.313, 355
ÖZET : Yapılan iş, işverenin gözetim ve denetimi altında işyerinde görülmekte ise, aradaki ilişki hizmet sözleşmesine dayalıdır. Zaman ve bağımlılık öğeleri yoksa, çalışma ilişkisi istisna sözleşmesine dayanıyor demektir.

DAVA : Davacı, 1974 yılı Haziran Temmuz aylarında 61 gün, 1975-1987 arasında da her sene 4 ay ki cem`an 1647 gün asgari ücretle çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.

Hükmün, ilamında belirtildiği şekilde davanın temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ( G.E. ) tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR : Davada, 1974 yılı Haziran, Temmuz aylarında 61 gün, 1975-1987 arasında da her sene 4 ay ki cem`an 1647 gün asgari ücretle çalıştığının tesbitine karar verilmesi istenmiştir.

Davacı tanıkları, iddiayı doğrulamışlar, davalı tanıkları ise davacının serbest piyasa hamalı olduğunu, iş oldukça çalıştırıldığını söylemişlerdir. Taraf tanıklarının ifadeleri arasındaki çelişki giderilmemiş, davacının çalışma şekli dosyada örnekleri bulunan organizasyon talimatına uygun biçimde "zaman" ve "bağımlılık" unsuru içerir şekilde çalıştırılıp çalıştırılmadığı tanıklardan sorulmamış, davacının Bağ-Kur`a kayıtlı olup olmadığı araştırılmamıştır.

Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır. Çalışan Borçlar Kanunu`nun 313.maddesinin öngördüğü çerçeve içinde ve "zaman" ile "bağımlılık" unsurlarını içerir biçimde çalışmaktaysa, oradaki çalışma ilişkisi hizmet akdine dayanıyor demektir. Bilindiği gibi "zaman" unsuru, çalışmanın işgücünü, belirli yada belirli olmayan bir süre içinde, işverenin buyruğunda bulundurmasını kapsar. Hiç kuşkusuz, çalışan, bu süre içinde işveren veya vekilinin buyruğu ve denetimi altında ( bağımlı olarak ) edimini yerine getirecektir. Burada sözkonusu olan bağımlılık ise, her an ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir bağımlılıktır. Bununla birlikte sigortalı sayılabilmek için bunlardan ayrı olarak hizmet sözleşmesinin öngördüğü edimin işverene ait işyerinde görülmesi koşulunun da gerçekleşmiş bulunması gerekir. Bu suretle, özellikle bağımlı çalışma unsurunun işveren için kolayca uygulanma olanağı sağlanmıştır. Başka bir deyişle sigortalı sayılabilmek için, hizmet sözleşmesindeki bağımlılığın üstünde, gerçekleştirilmesi mümkün gerçek bağımlı çalışma koşulu aranacaktır. Yok, eğer, çalışan, işgücünü, belirli ya da belirli olmayan bir zaman için çalıştıranın buyruğunda bulundurmakla yükümlü olmayarak, işverenin buyruğuna bağlı olmadan sözleşmedeki amaçları gerçekleştirecek biçimde edimini görüyorsa, sözleşmenin amacı bir eser meydana getirmekse, çalışma ilişkisi, Borçlar Kanunu`nun 355. maddesi gereği istisna akdine dayanıyor demektir.

Açıklanan unsurlar gözetilerek,taraf tanıklarının muvacehe edilip ifadeleri arasındaki çelişki giderilmek, çalışma şekli ve koşulları tanıklardan sorulup saptanmak, Bağ-Kur da kayıtlı ise giriş çıkış tarihleri araştırılmak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak sureti ile ilişkinin hizmet akdi ilişkisi olup olmadığı belirlenip sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile davanın reddi isabetsizdir.

O halde, davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.

Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.6.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 25-06-2007, 12:06   #4
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 1987/682
K. 1987/3563
T. 15.10.1987
• İSTİSNA SÖZLEŞMESİ
• VEKALET SÖZLEŞMESİ
• YARGITAY'DA DURUŞMA
• TEMERRÜT
• GECİKMELİ İFA
818/m.386
1086/m.438
ÖZET : Taraflar arasında yapılan sözleşme, içeriği itibarıyle bir istisna sözleşmesi niteliğinde olmayıp vekalet sözleşmesi niteliğinde olduğundan hukuksal ilişkinin bu çerçevede değerlendirilmesi ve çekişmenin buna göre çözümlenmesi gerekir.

DAVA : Temyiz olunan karar 5.12.1986 tarihinde verilmiştir. Davanın değeri 1.000.000 lirayı aşmadığından 6.4.1985 tarih ve 3156 sayılı Kanunla değiştirilen H.U.M.K.nun 438/1. maddesince temyiz incelemesi dosya üzerinde yapılmıştır.

KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı yüklenicinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2 - Taraflar arasındaki 7.2.1985 tarihli sözleşme, içeriği itibariyle belli bir işin davalı adına yürütülmesini öngören bir vekalet akdi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

Gerçekten bu sözleşme ile davacı kendisine yüklenen işin ve hizmetin ifasını üstlenmiştir. Böyle olunca mahkeme kararında taraflar arasındaki hukukŒ ilişkinin istisna akdi olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Bu nedenle davacının gerekçeye yönelttiği temyiz itirazları yerinde ise de, sözleşmede davalı iş sahibinin davacıya vekaletname vereceği hususunda herhangi bir koşul yer almadığı gibi işin yürütülmesi için davalının vekaletname vermesi konusunda usulen temerrüde düşürülmediği ve böylece gecikmeli ifanın davacının kusurundan doğduğu anlaşıldığından esas davanın reddi sonucu bakımından doğru bulunmuştur.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) bendde açıklanan nedenlerle esas davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, kararın gerekçesine yöneltilen temyiz itirazlarının kabulüyle sonucu bakımından doğru bulunan hükmün ( ONANMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 25-06-2007, 12:07   #5
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2006/10-84
K. 2006/121
T. 29.3.2006
• HİZMET AKDİ ( Karekterize Eden Unsurlar "Ücret" "Bağımlılık" ve "Zaman" Olarak Sıralanabildiği - İstisna Akdinde İse Zaman Belirleyici Olmayıp Çalışma Neticesinde Ortaya Çıkan Sonuç Ön Planda Tutulacağı )
• İSTİSNA AKDİ ( Zaman Unsuru Belirleyici Olmayıp Çalışma Neticesinde Ortaya Çıkan Sonucun Ön Planda Tutulacağı )
• İŞ KAZASI KOŞULLARI ( Binanın Dış Cephesinin Boyanması Şeklinde Beliren Somut Çalışma İlişkisinde Bir Sonucun Meydana Getirilmesi Amaçlandığından Ortada Hizmet Akdinin Bulunduğu Kabul Edilemeyeceği )
• TESPİT DAVASI ( Binanın Dış Cephesinin Boyanması Şeklinde Beliren Somut Çalışma İlişkisinde Bir Sonucun Meydana Getirilmesi Amaçlandığından Ortada Hizmet Akdinin Bulunduğu Kabul Edilemeyeceği )
506/m.11
818/m.313,354
ÖZET : Hizmet akdini karekterize eden unsurlar; "ücret", "bağımlılık" ve "zaman" olarak sıralanabilir. İstisna akdinde ise zaman belirleyici olmayıp çalışma neticesinde ortaya çıkan sonuç ön planda tutulur.

Binanın dış cephesinin boyanması şeklinde beliren somut çalışma ilişkisinde, belirli bir süre çalışma değil, bir sonucun meydana getirilmesi amaçlandığından, ortada hizmet akdinin bulunduğu kabul edilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki "Tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 13.09.2004 gün ve 2001/53-2004/786 sayılı kararın incelenmesi davalılar ( karşı davacı ) vekili tarafından istenilmesi üzerine. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 24.03.2005 gün ve 2004/12320-2005/3188 sayılı ilamı ile;

( ...Uyuşmazlık, davacıların murisi H.K. ile Y.K. arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinde toplanmaktadır.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2. maddesinde "bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu kanuna göre sigortalı sayılacakları" hükmü yer almaktadır.

Borçlar Kanunu'nun 313. maddesinde hizmet akdi, "Hizmet akti bir mukaveledir ki, onunla işçi muayyen ve gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder" şeklinde tarif edilmiştir. Hizmet akdinden söz edebilmek için belirli bir işin, işverene bağımlı olarak çalışma karşılığında bir ücret mukabili yapılması gerekmektedir.

Borçlar Kanunu'nun 355 ve 356. maddelerinde düzenlenen istisna akdinde ise "belirli bir işin belirlenen bedel mukabilinde işverenin mesai kısıtlamasına tabi olmadan yapılıp veya başkalarına yaptırılıp teslim edilmesi" söz konusudur. Hizmet akdinde sürdürülen ve devam eden hizmet, istisna akdinde ise, işten hasıl olacak sonuç önemlidir.

Bu ilkeler doğrultusunda somut olay irdelendiğinde; Y.K. oturduğu iki katlı ahşap evin dış cephesinin boyanması için boyacı H.K. ile anlaşmıştır.

Her ne kadar mahkemece taraflar arasındaki hukuki ilişkilerin hizmet akdinden kaynaklandığı belirtilmiş ise de, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacıların murisi H.K. ile davalı Y.K. arasında günün belirlenen bir saatinde iş başı yapılıp belirlenen zamanda işin bırakılacağı bu mesai karşılığında günlük ücret ödeneceği yönünde bir anlaşma olmadığı, müteveffa H.K. ile davalı Y.K. arasında istisna akdine dayalı olarak işin yürütüldüğü sırada meydana gelen kazada H.K. 'nin öldüğü, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdine değil istisna akdine dayandığı anlaşılmıştır.

Bir kazanın iş kazası sayılıp sayılmaması kişinin, kazanın olduğu tarihte hizmet akdine dayanarak çalıştığının saptanmasına bağlıdır. Binanın dış cephesinin boyanması için getirilen ustanın yaptığı iş hizmet akdi değil istisna akdi olduğundan, dolayısıyla kazanın iş kazası sayılmayacağı düşünülmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı Y.K. 'nin ve Sosyal Sigortalar Kurumu'nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece. önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, davacılar miras bırakanın ölümünün iş kazası sonucu olduğunun, birleştirilen dava ise, anılan zararlandırıcı olayının iş kazası olmadığı tespiti ile buna aykırı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.

Yerel mahkeme, davaya konu olayın iş kazası olduğunun tespiti ile birleştirilen davanın reddine karar vermiştir.

Davalılar ( karşı davacı ) Y.K. ve SSK vekilinin temyizi üzerine Özel Daire; yukarıda metni yazılı gerekçe ile hükmün bozulmasına karar vermiş, yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Davaya konu zararlandırıcı olay; davacılar murisi H.K. 'nin, davalıya ait evin dış cephesini boyaması sırasında, boya fırçasının metal sapının yüksek gerilim hattına temas etmesi sonucu meydana gelmiştir.

Uyuşmazlık; davalı Y.K. ile davacıların murisi arasındaki iş görme ilişkinin hizmet akdine mi, istisna akdine mi dayandığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 11. maddesinde iş kazasını oluşturan haller sınırlı olarak belirtilmiştir. Anılan maddeden yola çıkılarak iş kazası; maddede belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen ve sonradan bedence ve ruhça arızaya uğratan olay olarak tanımlanabilir.

506 Sayılı Kanunun "Sigortalı sayılanlar" başlıklı 2. maddesinde ise, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılmaktadırlar.

Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin hizmet akdine dayanması, gerek sigortalılık olgusunun varlığında, gerekse meydana gelen zararlandırıcı olayın iş kazası sayılmasında ön koşul oluşturmaktadır.

Hizmet akdi Borçlar Kanununun 313-354. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, ayrıca İş Kanunlarında da hizmet akdini düzenleyen çeşitli hükümler yer almaktadır.

İstisna akdi Borçlar Kanununun 353. maddesinde "İstisna, bir akittir ki onunla bir taraf ( müteahhit ), diğer tarafın ( iş sahibi ) vermeği taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder." şeklinde tanımlanmaktadır.

İstisna akdinde müteahhit eser meydana getirmekten ibaret bir iş görme edimini borçlanmaktadır. Bir iş görme borcu doğuran sözleşme olmakla beraber, burada önemli olan, çalışmanın kendisinden ziyade, bu çalışma neticesi ortaya çıkan ve objektif olarak gözlenmesi kabil sonuçtur ( Cem Baygın. Türk Hukukuna göre istisna sözleşmesinde ücret ve tabi olduğu hükümle S.8 ) Müteahhit, iş sahibi ile akdi ilişkiye, girerken bir sonuç ( eser ) meydana getirmeyi taahhüt etmektedir. Bu anlamda eser, bir iş görme faaliyetinin maddi veya maddi olmayan sonucudur. Kuşkusuz bağımsız bir varlığı değiştirmeye, işlemeye veya biçimlendirmeye yönelik edimler de eser kavramına-dahil sayılır ve istisna sözleşmesinin konusunu oluştururlar. Ücret belli bir süre çalışıldığı için değil, netice için ödenmektedir. Müteahhidin, kararlaştırılan zamandan önce taahhüdünü yerine getirmesi, ücret üzerinde herhangi bir etki meydana getirmeyecektir. İstisna akdinde ekonomik risk müteahhit tarafından yüklenirken, hizmet akdinde işveren tarafından karşılanacaktır.

Hizmet akdini karakterize eden unsurlar: "ücret", "bağımlılık"'ve "zaman" olarak sıralanabilir. Hizmet akdinde zaman-belirli bir süre çalışmak ön planda iken, istisna akdinde zaman belirleyici olmayıp, sonuç ön planda tutulmaktadır. Hizmet akdinde, işçinin işi ifa, özen gösterme, sadakat borcuna karşılık, işverenin ücret ödeme, ihtimam ve yardım gibi borçlan bulunmaktadır.

Zaman ve bağımlılık unsurları hizmet akdinin ayıncı ve belirleyici özellikleridir. Çalışan, Borçlar Kanununun 313. maddesinin öngördüğü çerçeve içinde, zaman ve bağımlılık unsurlarını gerçekleştirecek biçimde çalışmaktaysa, aradaki çalışma ilişkisi hizmet akdine dayanıyor demektir. Bilindiği üzere zaman unsuru, çalışmanın, işgücünün belirli ya da belirli olmayan bir süre içinde, işveren veya vekilinin buyruğunda bulundurmayı kapsamaktadır. Hiç kuşkusuz çalışan, bu süre içinde, işveren veya vekilinin buyruğu ve denetimi altında ( bağımlı olarak ) edimini yerine getirecektir. Burada söz konusu olan bağımlılık ise, her an ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında, çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir çalışmadır. Eğer ki çalışan, işgücünü belirli ya da belirli olmayan bir zaman için çalıştıranın buyruğunda bulundurmakla yükümlü olmayarak, işveren buyruğuna bağlı olmadan sözleşmedeki amaçları gerçekleştirecek biçimde edimini görüyorsa, sözleşmenin amacı bir eser meydana getirmekse, çalışma ilişkisi istisna akdine dayanıyor demektir.

Davada somut olayın özelliklerine bakarak çözüme ulaşılmalıdır. Çalışma ilişkisinin istisna akdine dayanması halinde iş sahibinin, iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan iş sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüğü bulunmayacağı gibi meydana gelen ölüm olayı da 506 Sayılı Kanunun kapsamında iş kazası olarak adlandırılamayacaktır.

Binanın dış cephesinin boyanması şeklinde beliren somut çalışma ilişkisinde, belirli bir süre çalışmanın değil, bir sonucun meydana getirilerek, bağımsız bir varlığı değiştirmeye, işlemeye veya biçimlendirmeye yönelik edimin amaçlanmış olması, hizmet akdinin yukarıda tanımlanan ayırt edici ve belirleyici özelliklerinin somut iş görme ilişkisinde bulunmaması karşısında, meydana gelen ölümlü zararlandırıcı olayın iş kazası olarak değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'un 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının davalı Y.K. 'ye geri verilmesine. 29.03.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

yarx
Old 25-06-2007, 12:09   #6
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/6660
K. 1997/6343
T. 13.10.1997
• İSTİSNA AKDİ ( Hizmet Akdinden Farkı )
• HİZMET AKDİ ( Unsurları ve İstisna Akdinden Farkı )
• PART-TİME HİZMET AKDİ ( Yapılabileceği )
818/m.313,355
506/m.2
ÖZET : BK. 313. maddesi çerçevesinde, çalışan, "zaman" ile bağımlılık unsurlarını gerçekleştirecek biçimde çalışmakta ise aradaki ilişki hizmet akdi, iş gücünü belirli ya da belirli olmayan bir zaman için çalıştıranın buyruğunda bulundurmakla yükümlü olmayarak edimini görüyor ve amacı eser meydana getirmekse istisna akdidir.

Davalıya ait işyerine günde iki kez giderek rasat işlemi yapıp aldığı bilgileri işverenin talimatı doğrultusunda cetvellere geçiren aylık bilgi vermek zorunda olan davacının, davalı ile arasındaki ilişkinin hizmet akti olduğunun kabulü gerekir.

Bu çalışmanın sürekli ve işverenin işyerinde geçmesi gerekmeyip 506 sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince "part-time" şeklinde ifa edilmesi de mümkün bulunmaktadır.

DAVA : Davacı, davalılardan işveren nezdinde 24.5.1996 tarihinden dava tarihine kadar geçen hizmetinin 506 Sayılı Yasaya tabi olduğunun tesbitine ve bu sürelere ilişkin sigorta primlerinin Kuruma ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR : Dava, davalıya ait işyerinde tesbitini istediği dönemde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tesbiti istemine ilişkindir. Davacının tesbitini istediği dönemde davalıya ait işyerinde, saat 8-16'da olmak üzere günde iki defa rasat yaptığı, aldığı bilgileri, idarece tesbit edilen defter ve cetvellere kaydettiği, aylık rasat ve istihkak cetvelini idareye gönderdiği, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, çalışmanın; hizmet akdinin mi? Yoksa; istisna akdinin mi? dayandığı noktada toplanmaktadır.

Bilindiği gibi, çalışan Borçlar Kanununun 313. maddesinin öngördüğü çerçeve içinde ve "zaman" ile bağımlılık unsurlarını gerçekleştirecek biçimde çalışmaktaysa, aradaki çalışma ilişkisi hizmet akdine, çalışan iş gücünü belirli yada belirli olmayan bir zaman için çalıştıranın buyruğunda bulundurmakla yükümlü olmayarak, edimini görüyorsa ve sözleşmenin amacı; bir eser meydana getirmekse çalışma ilişkisi istisna akdidir.

Somut olayda, davacı davalıya ait işyerine günde iki kez gitmek suretiyle rasat işlemi yaptığı ve aldığı bilgileri, işverenin talimatı doğrultusunda cetvellere geçirdiği ve aylık bilgi ve belgeleri işverene göndermekle yükümlü olduğuna göre aradaki çalışma ilişkisinin hizmet akdi niteliğinde olduğu açık-seçiktir. Öte yandan, hizmet akdinin unsurlarının oluşması için çalışmanın; sürekli ve aynı işverenin işyerinde geçmesinin gerekmediği dava konusu olayda olduğu gibi ( Part-Time ) biçiminde geçmesinin de mümkün olduğu 506 sayılı Yasanın 2. maddesinin açık hükmü gereğidir.

Hal böyle olunca, ve özellikle davacı çalışmalarının Part-Time biçimde hizmet akdine dayalı olarak geçtiği açık-seçiktir.

Mahkemece yapılacak iş; davacı çalışmalarının hizmet akdine dayalı olarak geçtiği kabul edilerek, günlük çalışma saati ve aylık çalışma günü hesaplanarak tesbiti istenilen dönemdeki toplam sigortalı hizmetinin tesbitine karar vermekten ibarettir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.10.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hizmet Tespiti, İşe Giriş Bildirgesi Kadir COŞKUN Meslektaşların Soruları 24 13-03-2017 15:20
Hizmet Satın Almak - Hizmet Satmak Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 6 03-08-2012 13:31
acil/iş sözleşmesinin feshi ve kıdem sorunu/ acil avenginakbaba Meslektaşların Soruları 5 18-01-2007 09:46
acil yardım borçlar hukuku için pratik çalışmalarına ihtiyacım var attorney Hukuk Soruları Arşivi 2 19-11-2006 00:24
İki Köy Arasında Mezarlık Sorun Var....acil Bir Konu... kentpolisi Hukuk Soruları Arşivi 5 28-06-2005 10:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12445092 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.