Babanın oğula karşı açtığı ecrimisil ve müdahalenin men"i davası

İyi günler değerli meslektaşlarım;tapuda babanın üzerine kayıtlı dükkan vasfında bir taşınmaz var.Dükkanın ruhsatı babanın üzerinedir.4-5 yıl oğul,dükkanı kendisi işletmekte ve dükkanın gelirini babası ile birlikte kullanmaktadır.Baba,oğlu ile aralarında çıkan bir sorun nedeni ile oğlundan dükkanı terk etmesini istemektedir.Baba;oğluna noter aracılığı ile dükkanı boşaltması ve ecrimisil tazminatı ödemesi için ihtar çekmiş,ihtara rağmen oğul dükkanı boşaltmamıştır.Yargıtay"ın yakın akrabalar arasında görülen el atmanın önlenmesi(boşaltım) ve ecrimisil tazminatı davaları ile ilgili olarak özel bir uygulaması var mıdır?Baba ihtardan önceki sürelere ilişkin olarak ecrimisil talep edebilir mi?Baba;dükkanın olduğu gibi kiraya verilmesi durumunda alabileceği kira bedelini mi ecrimisil olarak isteyebilir?Cevap verecek olan arkadaşlara şimdiden çok teşekkür ediyorum.Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/14137
K. 2004/390
T. 22.1.2004
• ECRİMİSİL ( Davacının Davalının Haksız İşgalci Durumuna Düştüğü Tarihten Öncesine İlişkin Olarak Talepde Bulunulamayacağı )
• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Davacının Gönderdiği İhtarname İle Oturma Muvafakatını Geri Alması - Davalının Bu Tarihten İtibaren Haksız İşgalci Durumuna Düştüğü )
• HAKSIZ İŞGAL ( Davacının Gönderdiği İhtarname İle Oturma Muvafakatını Geri Alması/Davalının Bu Tarihten İtibaren Haksız İşgalci Durumuna Düştüğü - Elatmanın Önlenmesi )
4721/m.683
ÖZET : Davalının haksız işgalci durumuna düştüğü tarihten öncesine ilişkin olarak davacı tarafından ecrimisil talebinde bulunulamaz.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı, 12 parsel sayılı taşınmaza 100/5780 oranında paydaş olduğunu, taşınmaz üzerindeki evi davalının uzun yıllardır hiçbir haklı nedene dayanmaksızın işgal ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesi ve 23.7.1997-23.7.2002 tarihleri arasında 3.600.000.000 TL. ecrimisilin yasal faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir.

Davalı, davacı oğlunun bilgisi ve rızası ile dava konusu evde oturduğunu, ihtardan öncesi için ecrimisil istenemeyeceğini, evi satın alırken davacıya maddi katkıda bulunduğunu ve eve masraf yaptığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, elatmanın sabit olduğu gerekçesi ile elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, çekişmeye konu çaplı taşınmazın kayden davacıya ait bulunduğu davalının bu yerde davacının muvafakatı ile oturduğu, davacının davalıya gönderdiği 23.7.2002 tebliğ tarihli ihtarname ile muvafakatını geri aldığı, davalının bu tarihten itibaren taşınmazda haksız işgalci durumuna düştüğü anlaşılmaktadır. Öyleyse elatmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.

Ne var ki, davalının haksız işgalci durumuna düştüğü tarihten öncesine ilişkin olarak davacının ecrimisil isteyemeyeceği kuşkusuzdur. Zira o dönemde davalının taşınmazı haksız, tasarrufunda bulundurduğu söylenemez. Davacının 23.7.2002 tarihinden sonrası için de ecrimisil talebi yoktur.

SONUÇ : Hal böyle olunca, ecrimisile yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.1.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın Meslektaşım, Avukat Suat Ergin Bey; vakit ayırırsanız size konuyla ilgili bir sorum olacak. Davacı koca, açtığı boşanma kesinleşmeden önce açtığı müdahalenin meni davasını takip etmeyerek işlemden kaldırıyor. Bu arada boşanma davası kesinleşiyor ve dolayısıyla aile konutu da sona eriyor. Kocanın, karısını ve çocuklarını, adına kayıtlı aile konutu olan daireden müdahalenin meni davası açmak dışında, tahliye etme hakkı var mıdır? Kaymakamlığa başvurma imkanı olduğunu biliyorum ama duyumlarıma ve emsal kararlara göre kaymakamlık da aile ilişkileri olması sebebiyle tapu malikine ( kocaya ) " git müdahalenin meni davası aç" diyor. Tahliyeye engel olmak için başka ne yapabilirim? Elinizde emsal karar varsa, gönderirsenin yada yok gösterirseniz çok memnun olacağım. Teşekkürler

Alıntı: Yazan CATWOMAN Sayın Meslektaşım, Avukat Suat Ergin Bey; vakit ayırırsanız size konuyla ilgili bir sorum olacak. Davacı koca, açtığı boşanma kesinleşmeden önce açtığı müdahalenin meni davasını takip etmeyerek işlemden kaldırıyor. Bu arada boşanma davası kesinleşiyor ve dolayısıyla aile konutu da sona eriyor. Kocanın, karısını ve çocuklarını, adına kayıtlı aile konutu olan daireden müdahalenin meni davası açmak dışında, tahliye etme hakkı var mıdır? Kaymakamlığa başvurma imkanı olduğunu biliyorum ama duyumlarıma ve emsal kararlara göre kaymakamlık da aile ilişkileri olması sebebiyle tapu malikine ( kocaya ) " git müdahalenin meni davası aç" diyor. Tahliyeye engel olmak için başka ne yapabilirim? Elinizde emsal karar varsa, gönderirsenin yada yok gösterirseniz çok memnun olacağım. Teşekkürler

Sunduğum karar, sizinle de ilgilidir.

Sn. Suat Bey, vaktinizi alacağım yine; ama sizin de görüşünüzü almak istedim. Benzer bir konu yine...
müvekkil babasının evini 4 yıldır kira ödemeden kullanıyor; müvekkilin de kardeşi müvekkilin evini 12 yıldır bedelsiz kullanıyor. Müvekkil, ben kira alacağımı talep etmek istiyorum, dedi. Ancak babasının da kendisinden kira bedeli yahut ecri misil talep edeceğini düşünüyor. Zamanaşımı yönünden baktım, 5 yılmış, gerisini isteyemiycez

Elimizde herhangi bir kira mukavelesi vs yazılı belge yok, ecrimisilden değil de kira alacağımızı 5 yıldır alamıyoruz diyerek kira tespiti ile 5 yıllık kiranın ödenmesine ilişkin dava açabilir miyim sizce? Sizin belirttiğiniz yargıtay kararı çok iç açıcı durmuyor da

Herkese Selamlar;
Forumda yaptığım araştırmalar neticesinde sorumu bu başlık altında tartışmaya açmam gerektiğini düşündüm.
Elde halihazırda görülmekte olan ve babanın oğlu ve tebaasına karşı açmış olduğu el atmanın önlenmesi davası (ecri misil talebi yok)var. Bu dava henüz duruşma aşamasına gelmeden önceki bir zamanda baba geçirdiği ağır hastalığın ilerlemesi neticesinde vefatı halinde davalı oğulun mirasından ve dava konusu evden pay almasını önlemek için bütün mal varlığını noter vasıtasıyla vasiyetname düzenleyerek eşine bırakıyor. Bu durumda beklenen vefatın vuku bulması halinde;
1- Davaya vasiyetnameyi gerekçe göstererek anne devam edebilir mi? Yani resmi vasiyetnamenin bu davaya etkisi ne olacak?
2 Bence dava mülkiyet hakkına bağlı olduğundan, vefat halinde dava taraf yokluğuna uğrayacağından mahkemenin kararı bu yönde olacak. Doğru mudur?
3- Kalan kardeşler miras payları oranında davalı kardeşe karşı ecrimisil talebiyle birlikte bu davaya devam edebilirler mi?
Beklenen vefatın gerçekleşmesi halinde; benim mesleki boyumu biraz aşacak niteliğe kavuşacak bir davam olacak. Bu nedenle özellikle meslek büyüklerimin fikirlerine ihtiyacım var. En azından neyi nerede aramam gerektiği ile ilgili bilgi verebilirseniz çok sevinirim.
Şimdiden teşekkürler ve iyi çalışmalar...

Merhaba;
yukarıda bahsettiğim ancak üyelerin pek dikkate değer görmediği davamda gelişmelere istinaden gerçekten yardıma ihtiyacım bulunmakta. Babanın açtığı el atmanın önlenmesi davasında davacı baba kısa bir süre önce vefat etmiştir. Hali hazırdaki dava dilekçeler aşamasında ön inceleme tarihi henüz tebliğ edilmedi. Veraset ilamı çıkarıldı ama intikal gerçekleşmedi. Kalan mirasçılardan iki kardeş ve anne, davalı kardeş/oğula (mirasçı-paydaş)karşı davaya devam etmek ve hatta ilk aşamada saklı tutulan ecri misil hakkını da kullanmak istemektedirler. Bu durumda;
1 - Veraset ilamı ile birlikte onların vekaletini de alarak davaya devam edebilir miyim? Yapmam gereken başka usulü bir işlem bulunmakta mıdır?
2 - Yoksa sadece bu daire için (muristen kalan başka evler de mevcut) izaleye-i şüyu davası mı açmalıyım? Eğer öyle ise eldeki davanın akıbeti ne olacak? Asliye Hukuk bu konuda karar verebilecek mi? Taraf yokluğuna mı uğrayacak?
Teşekkürler, iyi çalışmalar..