Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

2926 Sayılı Kanuna göre sigortalılık tespiti hakk.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-01-2012, 22:47   #1
huulya

 
Varsayılan 2926 Sayılı Kanuna göre sigortalılık tespiti hakk.

İyi akşamlar;2926 Sayılı kanuna göre sigortalılık tespiti için dava açacağım. Fakat bu davada yetki nasıl? İlçede bu davayı açabilir miyim SGK' ya karşı yoksa SGK il Müdürlüğünün bulunduğu il mahkemesinde mi açmalıyım?
Old 12-01-2012, 22:59   #2
tiryakim

 
Varsayılan

Bağkur sigortalılığın tespiti davası ilçelerde değil SGK il müdürlüğünün bulunduğu illerde açılmaktadır diye biliyorum...
Old 13-01-2012, 09:47   #3
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Tarım Bağkur sigortalılığının tespiti çalışmanın geçtiği yerdeki iş mahkemelerinde açılır. İş Mahkemelerinin yargı çevresi ağır ceza mahkemeleri ile aynıdır. Dava açmadan önce SGK'nın 2007/44 ve 2009/35 sayılı genelgelerini incelemenizi öneririm. Bu genelgelerde belirtilen belgelerle kuruma başvuru yapılması halinde kurumun resen tescil yapacağı belirtilmiştir. Fakat uygulamada kurum hiçbir zaman belgeleri yeterli görmez. Son olarak elinizde prim tevkifatı kesintisi olan müstahsil makbuzları yoksa davayı kazanmanız pek mümkün değildir. Prim tevkifatı olan müstahsil makbuzlarından her biri sadece o yılın sonuna kadar sigortalılık sağlar. Bir tek makbuzla veya çok aralıklı makbuzlarla çok uzun süre kazanamazsınız. Dava kamu düzenine ilişkindir. Davacının tarım arazileri, tarımsal kredileri, ilçe tarım ve ziraat odası kayıtları, kamu tanıkları, zabıta araştırması yapılacaktır. Yani uzun ince bir yol. Kolay gelsin...
Old 13-01-2012, 13:08   #4
huulya

 
Varsayılan

Çok teşekkürler cevap için. Önümde uzun bir süreç var ama zorlu süreç değil; çünkü çay üreticileriyle ilgili tespit isteyeceğiz ki fabrika kayıtları, ziraat odası kayıtları, çay toplandığını gören komşular lehimize deliller diye düşünüyorum o zaman tarım arazisinin olduğu yer çalışılan yer olduğuna göre yetkili mahkeme ilçe mahkemesi, müdürlük ilde bulunsa bile
Old 13-01-2012, 13:33   #5
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan huulya
Çok teşekkürler cevap için. Önümde uzun bir süreç var ama zorlu süreç değil; çünkü çay üreticileriyle ilgili tespit isteyeceğiz ki fabrika kayıtları, ziraat odası kayıtları, çay toplandığını gören komşular lehimize deliller diye düşünüyorum o zaman tarım arazisinin olduğu yer çalışılan yer olduğuna göre yetkili mahkeme ilçe mahkemesi, müdürlük ilde bulunsa bile

Davanın S.G.K. şubesinin bulunduğu yerde açılması gerekmektedir. Tarım arazisinin bulunduğu yerde kurum şubesi yok ise, o yer yetkili değildir.
Old 13-01-2012, 16:59   #6
huulya

 
Varsayılan

Teşekkürler Sayın ERDEn; fakat bu yetki kesin yetki mi? bu konuda dayanak madde nedir?
Old 13-01-2012, 17:15   #7
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan huulya
Teşekkürler Sayın ERDEn; fakat bu yetki kesin yetki mi? bu konuda dayanak madde nedir?

1)Genel yetkili mahkeme
MADDE 6 - (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.

2)Şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki
MADDE 14 - (1) Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.

(2) Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.

3)
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2008/10-329
Karar: 2008/334
Karar Tarihi: 16.04.2008


İPTAL VE TESPİT DAVASI - DAVAYA KONU KURUM İŞLEMİNİ İL MÜDÜRLÜĞÜNÜN YAPMIŞ OLMASI - DAVALI KURUMUN BAŞKA İLDE ŞUBESİNİN BULUNMASI - UYUŞMAZLIĞA KONU KURUM İŞLEMİNİN ŞUBE MUAMELESİNDEN KAYNAKLANMAMIŞ OLMASI - YETKİLİ MAHKEME

ÖZET: Davaya konu kurum işlemi Karaman İl Müdürlüğü'nce yapılmıştır. Davalı kurumun Konya'da da şubesinin bulunmasına karşın, uyuşmazlığa konu kurum işleminin bu şube muamelesinden kaynaklanmamış olması karşısında, o yer iş mahkemesi yetkili kabul edilemez. Yerel mahkemenin bu yönlere ilişkin değerlendirmesi doğru bulunmaktadır.

(1086 S. K. m. 9, 17) (5521 S. K. m. 5, 15) (1479 S. K. m. 70) (2926 S. K. m. 1)

Dava: Taraflar arasındaki <iptal-tespit> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. İş Mahkemesi'nce <dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine> dair verilen 22.08.2007 gün ve 263-662 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 01.11.2007 gün ve 19084-18221 sayılı ilamıyla;

(...Dava, nitelikçe 2626 Sayılı Kanun gereği sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkindir. Davalı kurumun yöntemince yetki itirazında bulunduğu ve Konya'da davalı genel müdürlüğün şubesinin olduğu, kurum avukatlarının genel müdürlüğü temsilen şubenin bulunduğu yerde davaya girdikleri uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, hükmü şahsın şubesinin bulunduğu yerde dava açabilmesi için uyuşmazlığın dava açılan şubenin muamelesinden kaynaklanmasının gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, 5521 Sayılı Yasanın yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 17. maddesidir. Anılan maddede, hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde, o şubenin muamelesinden dolayı, o şubenin bulunduğu mahalde dahi davanın ikame edilebileceği hükmü öngörülmüştür. Maddede, öngörülen şube muamelesinden amaç genel müdürlük adına işlem yapmaktır. Başka bir anlatımla, <muamelenin doğrudan şube işleminden kaynaklanması zorunlu olmayıp genel müdürlük adına işlem yapmak üzere dava ikame edilen yerde şubenin bulunması yeterlidir. Zira, Anayasa'nın 14l/son maddesi gereğince hakim en az giderle ve en kısa sürede davayı sonuçlandırmakla yükümlüdür. Esasen, şubenin bulunduğu yerlerde, davalara, genel müdürlüğü temsilen kurum avukatlarının katıldığı da söz götürmez. Hal böyle olunca, davanın yetkili mahkemede açıldığı kabul edilerek, davanın görülmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi isabetli değildir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, kurum işleminin iptali ile Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tesbiti istemine ilişkindir.

Yerel Mahkemece; <dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine... dosyanın talep halinde yetkili Karaman İş Mahkemesi'ne gönderilmesine> karar verilmiştir.

Özel Daire'nin yukarıda yazılı bozma kararı üzerine yerel mahkemece önceki kararda direnilmektedir.

Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

Davanın yasal dayanaklarını oluşturan 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nda uyuşmazlığın çözüm yerine ilişkin bir düzenleme öngörülmemiş, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu'nun 70. maddesinde ise; uyuşmazlığın <yetkili iş mahkemelerinde> çözümlenmesi gerektiğine işaret edilmekle yetinilmiştir.

HUMK 9. maddesinde tanımlanan genel yetki kuralına koşut hüküm içeren 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5. maddesinde, <İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan her mahkemesinde bakılabileceği>, 15. maddesinde; bu kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.

Genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında, HUMK'da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin iş mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması gerekmektedir.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca; <Hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde o şubenin muamelesinden dolayı iflas davası müstesna olmak üzere o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava ikame olunabilir.>

Davaya konu somut olayda; davacı, ürün stopajları nedeniyle 2926 Sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığının 01.04.1995 tarihinde başlatılarak, 01.04.1995 ile dava tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tesbitine, geriye dönük tescil isteminin reddine öngören Bağ-Kur Karaman İl Müdürlüğü'nün 27.02.2007 tarih ve 5925 sayılı dava konusu işlemin iptali ile yaratılan sataşmanın önlenmesine karar verilmesi> istemiyle Konya İş Mahkemesi'ne eldeki davayı açmıştır.

Davaya konu uyuşmazlık Karaman Bağ-Kur İl Müdürlüğü işleminden kaynaklanmaktadır. Tüzel kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, tüzel kişilerin yerleşim yerinin, yani merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olmakla birlikte, şube işlemleri nedeniyle açılacak dava, taraf olarak bağlı bulunulan merkez davalı gösterilerek, şubenin bulunduğu yerde de açılabilir.

<Kurum adına işlem yapmaya yetkili bulunmak> şubenin tanımından ortaya çıkan bir sonuç olup, şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olmasında tek başına yeterli değildir. Şubenin bulunduğu yer yetkisi, o şubenin yapmış olduğu işlemlerden, davacıya ait işlemlerin yürütülmesinden doğan uyuşmazlıklarda geçerli bulunmaktadır.

Davaya konu kurum işlemi Karaman İl Müdürlüğü'nce yapılmıştır. Davalı kurumun Konya'da da şubesinin bulunmasına karşın, uyuşmazlığa konu kurum işleminin bu şube muamelesinden kaynaklanmamış olması karşısında, o yer iş mahkemesi yetkili kabul edilemez. Yerel mahkemenin bu yönlere ilişkin değerlendirmesi doğru bulunmaktadır.

Belirtilen bu maddi ve yasal olgular dikkate alındığında, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16.04.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 13-01-2012, 17:16   #8
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

4)

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2008/10-330
Karar: 2008/335
Karar Tarihi: 16.04.2008


İPTAL VE TESPİT DAVASI - UYUŞMAZLIĞIN DAVA AÇILAN ŞUBENİN MUAMELESİNDEN KAYNAKLANMASININ GEREKİP GEREKMEYECEĞİ - DAVAYA KONU KURUM İŞLEMİN İL MÜDÜRLÜĞÜNCE YAPILDIĞI - KURUM İŞLEMİNİN ŞUBE MUAMELESİNDEN KAYNAKLANMADIĞI - DİRENME KARARININ ONANMASI GEREĞİ

ÖZET: Somut olayda davaya konu Kurum işlemi Karaman İl Müdürlüğünce yapılmıştır. Davalı Kurumun Konya’da da şubesinin bulunmasına karşın, uyuşmazlığa konu Kurum işleminin bu şube muamelesinden kaynaklanmamış olması karşısında, o yer iş mahkemesi yetkili kabul edilemez. Yerel mahkemenin bu yönlere ilişkin değerlendirmesi doğru bulunmaktadır. Belirtilen bu maddi ve yasal olgular dikkate alındığında, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

(2926 S. K. m. 1) (5521 S. K. m. 5, 15) (1086 S. K. m. 9, 17) (1479 S. K. m. 70) (10. HD. 01.11.2007 T. 2007/19082 E. 2007/18222)

Taraflar arasındaki <iptal-tesbit> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. İş Mahkemesince <dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine> dair verilen 22.08.2007 gün ve 265-663 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 01.11.2007 gün ve 19082-18222 sayılı ilamıyla; (....Dava, nitelikçe 2926 sayılı Kanun gereği sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkindir. Davalı Kurumun yöntemince yetki itirazında bulunduğu ve Konya’da davalı Genel Müdürlüğün şubesinin olduğu, Kurum Avukatlarının Genel Müdürlüğü temsilen şubenin bulunduğu yerde davaya girdikleri uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, hükmü şahsın şubesinin bulunduğu yerde dava açabilmesi için uyuşmazlığın dava açılan şubenin muamelesinden kaynaklanmasının gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, 5521 sayılı Yasanın yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 17. maddesidir. Anılan maddede, hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde, o şubenin muamelesinden dolayı, o şubenin bulunduğu mahalde dahi davanın ikame edilebileceği hükmü öngörülmüştür. Maddede, öngörülen şube muamelesinden amaç Genel Müdürlük adına işlem yapmaktır. Başka bir anlatımla, <muamelenin doğrudan şube işleminden kaynaklanması zorunlu olmayıp genel müdürlük adına işlem yapmak üzere dava ikame edilen yerde şubenin bulunması yeterlidir. Zira, Anayasanın 141/son maddesi gereğince hakim en az giderle ve en kısa sürede davayı sonuçlandırmakla yükümlüdür. Esasen, şubenin bulunduğu yerlerde, davalara, Genel Müdürlüğü temsilen Kurum Avukatlarının katıldığı da söz götürmez. Hal böyle olunca, davanın yetkili mahkemede açıldığı kabul edilerek, davanın görülmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi isabetli değildir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.....> gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, Kurum işleminin iptali ile Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tesbiti istemine ilişkindir.

Yerel Mahkemece; <dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine ..... dosyanın talep halinde yetkili Karaman İş Mahkemesine gönderilmesine> karar verilmiştir.

Özel Dairenin yukarıda yazılı bozma kararı üzerine yerel mahkemece önceki kararda direnilmektedir.

Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

Davanın yasal dayanaklarını oluşturan 2926 Sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununda uyuşmazlığın çözüm yerine ilişkin bir düzenleme öngörülmemiş, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 70. maddesinde ise; uyuşmazlığın <yetkili iş mahkemelerinde> çözümlenmesi gerektiğine işaret edilmekle yetinilmiştir.

HUMK 9. maddesinde tanımlanan genel yetki kuralına koşut hüküm içeren 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde, <İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği>, 15. maddesinde; bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir.

Genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında, HUMK’da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin İş Mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması gerekmektedir.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 17. maddesi uyarınca; <Hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde o şubenin muamelesinden dolayı iflas davası müstesna olmak üzere o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava ikame olunabilir>.

Davaya konu somut olayda; davacı, ürün stopajları nedeniyle 2926 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığının 01.04.1995 tarihinde başlatılarak, 01.04.1995 ile dava tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tesbitine, geriye dönük tescil isteminin reddini öngören Bağ-Kur Karaman İl Müdürlüğünün 27.02.2007 tarih ve 5925 sayılı dava konusu işlemin iptali ile yaratılan sataşmanın önlenmesine karar verilmesi> istemiyle Konya İş Mahkemesine eldeki davayı açmıştır.

Davaya konu uyuşmazlık Karaman Bağ-Kur İl Müdürlüğü işleminden kaynaklanmaktadır. Tüzel kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, tüzel kişilerin yerleşim yerinin, yani merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olmakla birlikte, şube işlemleri nedeniyle açılacak dava, taraf olarak bağlı bulunulan merkez davalı gösterilerek, şubenin bulunduğu yerde de açılabilir.

<Kurum adına işlem yapmaya yetkili bulunmak> şubenin tanımından ortaya çıkan bir sonuç olup, şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olmasında tek başına yeterli değildir. Şubenin bulunduğu yer yetkisi, o şubenin yapmış olduğu işlemlerden, davacıya ait işlemlerin yürütülmesinden doğan uyuşmazlıklarda geçerli bulunmaktadır.

Davaya konu Kurum işlemi Karaman İl Müdürlüğünce yapılmıştır. Davalı Kurumun Konya’da da şubesinin bulunmasına karşın, uyuşmazlığa konu Kurum işleminin bu şube muamelesinden kaynaklanmamış olması karşısında, o yer iş mahkemesi yetkili kabul edilemez. Yerel mahkemenin bu yönlere ilişkin değerlendirmesi doğru bulunmaktadır.

Belirtilen bu maddi ve yasal olgular dikkate alındığında, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16.04.2008 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

(KAYNAK: Av. Ahmet Fatih Alper DEMİR)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 13-01-2012, 17:17   #9
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

5)

T.C. YARGITAY

10.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/19082
Karar: 2007/18222
Karar Tarihi: 01.11.2007


TARIM BAĞ-KUR SİGORTALISI OLDUĞUNUN TESPİTİ DAVASI - ŞUBE BULUNAN YERLERDE DAVALARA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEMSİLEN KURUM AVUKATLARININ KATILDIĞI - DAVANIN YETKİLİ MAHKEMEDE AÇILDIĞININ KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: Şubenin bulunduğu yerlerde, davalara, Genel Müdürlüğü temsilen Kurum Avukatlarının katıldığı bilinmektedir. Bu durumda davanın yetkili mahkemede açıldığının kabul edilerek görülmesi gerekir.

(2709 S. K. m. 141) (1086 S. K. m. 17)

Dava: Davacı, ilk prim tevkifatının kesildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren 2926 s. kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği biçimde dava dilekçesinin yetkisizlik sebebiyle reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Demet Kurtuluş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Karar: Dava, nitelikçe 2926 s. Yasa gereği sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkindir. Davalı Kurumun yöntemince yetki itirazında bulunduğu ve Konya'da davalı Genel Müdürlüğün şubesinin olduğu, Kurum Avukatlarının Genel Müdürlüğü temsilen şubenin bulunduğu yerde davaya girdikleri uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, hükmü şahsın şubesinin bulunduğu yerde dava açabilmesi için uyuşmazlığın dava açılan şubenin muamelesinden kaynaklanmasının gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın kanuni dayanağı, 5521 s. kanunun yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 17. maddesidir. Anılan maddede, Hakiki veya hükmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde, o şubenin muamelesinden dolayı, o şubenin bulunduğu mahalde dahi davanın ikame edilebileceği hükmü öngörülmüştür. Maddede, ön görülen şube muamelesinden amaç Genel Müdürlük adına işlem yapmaktır. Başka bir anlatımla, muamelenin doğrudan şube işleminden kaynaklanması zorunlu olmayıp genel müdürlük adına işlem yapmak üzere dava ikame edilen yerde şubenin bulunması yeterlidir. Zira, Anayasanın 141/son maddesi gereğince hakim en az giderle ve en kısa sürede davayı sonuçlandırmakla yükümlüdür. Esasen, şubenin bulunduğu yerlerde, davalara, Genel Müdürlüğü temsilen Kurum Avukatlarının katıldığı da söz götürmez. Hal böyle olunca, davanın yetkili mahkemede açıldığı kabul edilerek, davanın görülmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi isabetli değildir.

O durumda davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 01.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 13-01-2012, 23:03   #10
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

5521 sayılı kanun m.5 e göre davalı (kurumun)ikametgahı ile işin yapıldığı yer yetkilidir. Bu dava kurum işleminin iptali davası olmadığından işlemi yapan şubenin bulunduğu yeri yetkili gösteren karar bu davaya uymaz. Bu dava çalışmanın geçtiği yere göre yetkili mahkemede açılmalıdır. İhtisas (İş) mahkemelerinin yargı çevresi ile ilgili HSYK kararını bulup bölgenize uyarlamalı veya İş Mahkemesi kaleminden çalışmanın geçtiği ilçe/köyün kendilerinin yargı çevresi içinde olup olmadığını öğrenmelisiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
3194 sayılı kanuna göre ruhsata tabi yapılar 07brs Meslektaşların Soruları 0 08-12-2010 22:11
2829 sayılı kanuna göre hizmetlerin birleştirilmesi damista Meslektaşların Soruları 0 14-12-2006 14:42
2926 sy yasaya göre sigortalılığın tespiti mümkün mü? damista Meslektaşların Soruları 20 05-11-2006 13:41
4422 Sayılı Kanuna Muhalefetten Tutuklanan Bir Memurun Devlet Memurları Kanuna Göre V Bülent Hukuk Soruları Arşivi 1 21-02-2002 22:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07452607 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.