Kazada Askeri Araca bindirilen sivilin ölümü

Sayın Meslektaşlarım;müvekkil bir kaç arkadaşı ile beraber nehir kenarına gidiyor;kendisi ve bir arkdaşı daha balık tutarken diğerleri tavşan vuruyorlar;orada vakit geçirdikten sonra araçlarına binip yola koyuluyorlar.Bu sırada (o tarihte böyle bir yasak olup olmadığı muallak) karakol komutanlığından jandarma devriye aracı yasağa rağmen avlanıldığı ihbarı aldığından bahisle şahısları durdurup araçtan indiriyor.Müvekkil ve diğerleri kimliklerini ibraz ediyorlar.Sonra bagajı açtıran uzman jandarma olta takımı av tüfeği av vs görüyor ardından hiçbirşey sormadan askeri araca binmelerini söylüyorlar.Müvekkil av teskeresi olduğunu buna rağmen avlanmadığını söylüyor.Kendi aracımızla takip edelim sizi diyorlar;ancak uzman jandarma ve astsubay buna müsaade etmiyor;aracın son derece tehlikeli ve tenteli olan kasa kısmına müvekkil bir arkadaşı ve dört er olmak üzere toplam 6 kişiyi sırtsırta bindirip götürüyorlar.Araç bir kaç kez yoldan çıkar gibi oluyor;en sonunda da devriliyor ve müvekkil ölüyor.
C.savcılığı uzman jandarma ve astsubayın kimliğine bakmasına rağmen sabit olduğunda dahi sadace para cezası gerektirecek bir suçtan ötürü askeri araç kasasında hayatını kaybetmesine ilişkin şikayetimizde olayda görevi kötüye kullanmanın oluşmadığı;aracı şüpheli şahıslar kullanmadığı için kusurlu olmadıkları dolayısıyla taksirle ölümden de kovuşturmaya yer olmadığı kararı veriyor.
İtiraz edeceğiz;hangi maddelere;mevzuata dayanmalıyız?Ne yapmamız lazım?Deneyim sahibi arkadaşların önerilerini acilen bekliyorum.
Saygılar.

Merhabalar sayın meslektaşım
Öncelikle olayda suçun görevi kötüye kullanma olarak nitelendirilmesi kanaatimce doğru değildir.Mevzubahis olayda uzman jandarma ve astsubay neticenin gerçekleşebileceğini öngörmelerine rağmen gerçekleşmeyeceğine güvenerek hareket ettiklerinden Bilinçli Taksirle insan öldürme suçunun oluştuğu inancı içerisindeyim.TCK m.85,m.22/3'e dayanmanız ve hayatın olağan akışı içerisinde bu tarz davranışların bu tarz neticelere sebep olabileceğini dilekçenizde ayrıntılarıyla belirtmeniz gerekmektedir.Bu takdirde Ağır Ceza Mahkemesinin Takipsizlik kararını kaldıracağını düşünüyorum.
İyi çalışmalar,kolay gelsin...

Madde ya da mevzuat olarak söylemeyeceğim belki ama aklıma gelenler şunlar: Öncelikle emir komuta zinciri olduğu için aracı kullanan askerle birlikte araç komutanı pozisyonunda olan subay ya da astsubayların da kazada sorumlu olduğunu düşünüyorum.Çünkü asker kasada diğer askerlerin dışında bu kadar insan taşıyamayız şudur budur vs. şeklinde itiraz edecek konumda değildir.Komutan ne derse onu yapar. Araç komutanlığı diye bir kavram da var askeriyede.Göreve çıkan araçta kim nerede durur nerede oturur bunlar bellidir diye biliyorum.Yönetmeliği vs. nedir tam olarak bilemiyorum ama araştırmanızda fayda var.

görevinin kendisine vermiş olduğu bir nevi güçten faydalanarak ilgili mevzuatta yasaklanan zamanda veya av ruhsatı olmadan avlansa bile cüzi idari para cezasına çarptırılması gerekirken;aynı kanuna göre müvekkil ve arkadaşlarının işlediği iddia edilen eylemle ilgili tutanak tutup sadece kimlik tespiti yapması gerekirken yakalayıp götürmesi bir çeşit mağduriyeti doğurmuş.Savcının gerekçesi ;" ...nın ölümüne sebebiyet verdikleri ve görevlerini ihmal ettikleri için şikayetçi olduklarını beyan etmiş iseler de TCK'nın 257 maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanmak suçunun gerekçesinde de belirtildiği üzere görevle bağlantılı yükümlülüğün ihmali sonucunda şayet bir kişi ölmüş veya yaralanmış ise kişinin artık görevi kötüye kullanma suçundan dolayı cezalandırılamayacağı;bu durumda ihmali davranışla işlenmiş öldürme ve yaralama suçunun oluştuğunun kabul edileceği bu açıdan şüphelilerin eylemlerinin taksirle ölüme neden olmak suçu açısından değerlendirilmesinin gerektiği;manevi yönden yasal unsurunun TAKSiR olduğu..." demiş.Ve devamında da Adli tıp Trafik iht. Dairesi şoförden başkasına kusur atfedilemez demiş;bu durumda manevi unsurun oluşmayacağı kanaatinde olan savcı takipsizlik veriyor.

Bence burada yakalama-gözaltına alma eylemlerinin yasallığı ve bu eylem ile ölüm arasında illiyet bağı olup olmadığı önemlidir.Bu konuda yani illiyet bağının varlığı konusunda savcılık tarafından inceleme yapılmalıdır.Yoksa kusuru salt olarak trafik kazası yönüyle inceleyen bilirkişi raporuyla bu durum tam olarak ortaya çıkmaz.Bu yönüyle itiraz edebilirsiniz, saygılarımla.

Olay sonuç itibariyle ölümlü bir trafik kazasıdır. Ceza yargılama hukuku açısından zaten şöförle ilgili yargılama yapılır. Tazminat hukuku açısından araç maliki ve işleteni olarak idareye de dava açabilirsiniz. Diğer yönden devriye/araç komutanının, bir adli soruşturma kapsamında sivil kişileri araca bindirerek karakola götürmesinde bir suç unsuru olmadığı kanaatindeyim.

Müvekkillerin aslında sadece idari para cezası gerektiren bir suç dolayısıyla kolluk kuvvetlerince askeri araca bindirilip götürülmesi olayında öngörülebilirlikten ve amir kolluğun davranışıyla müvekkilin ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu düşüncesiyle Avcılık Kanunu ve TCK madde gerekçeleriyle Ağır Ceza Mahkemesi'ne yapmış olduğumuz takipsizlik itirazı kabul edilerek;kamu davası açıldı.Katkıda bulunan meslektaşlarıma teşekkürler...