KariŞik İlİŞkİler Zİncİrİ Ve Bİr Dİzİ Soru!!!

Sevgili Meslektaşlar,

Bugün ilginç bir olayla karşılaştım

Erkek "E" ile kadın "K" 3 sene evli kalıyorlar ve K, adamın çocuklarının baskılarına dayanamayarak E den boşanıyor. Çocuklar yetişkinler bu arada.

K 30 yaşlarında hoş bir bayan, E ise 50 yaşlarında sağlıklı bir adam. Şimdi E, K ile yeniden evlenmeye karar veriyor. Ancak evlenmeden önce kendisine ait evi (bu arada E nin bu evden başka malı yok) K nın üzerine yapmak istiyor. Ancak bir yandan K nın ileride kendisine bakmadan çekip gitmesinden de korkuyor.Zira kadın (K) genç ve güzel bir bayan. E Kendisine bakılması garantisini temin etmek istiyor. Aynı zamanda da çocuklarının, kendisinin ölmesi halinde evi K nın elinden almalarından da korkuyor.

Şimdi burada ilk akla gelen bu çiftin evlenmeden evvel ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmaları. ancak araştırdığım kadarı ile taraflar bu sözleşmeyi yaparlar ve yarın öbür gün E ölürse, E' nin çocuklarının tenkis davası açarak bu evi istemeleri halinde kazanma ihtimalleri doğuyor. Zİra yargıtay kararlarında; ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapıldığı tarihte bakım alacaklısı bakıma muhtaç değilse bu sözleşmenin mirasçıların saklı payına müdahale amacı ile yapıldığı sonucuna varılır diyerek mirasçılar lehine karar veriyor.

Bu halde hem mirasçıların ileride bu eve ilişkin talepte bulunma imkanlarını ortadan kaldıracak, hemde E nin K tarafından ölünceye kadar bakılmasını sağlayacak hemde evi K üzerine yaptıracak başka bir sözleşme var mıdır?

Ya da olsun deyip ölünceye kadar bakma sözleşmesi mi yapsalar?

Bir de taraflar bu sözleşmeyi yaptıktan sonra evlenseler, bu evliliğin sözleşmeye etkisi ne olur? Zİra eşlerin birbirlerine iyi günde kötü günde bakma yükümlülüğü var.

Ne yapılabilir kafam karıştı,bir fikir verirseniz sevinirim...

Saygılarımla

Alıntı: K 30 yaşlarında hoş bir bayan, E ise 50 yaşlarında sağlıklı bir adam.

Hukuki bir sorunun aktarımında yer alan bu ifadeleri hoş bulmadığımı belirtmeliyim. Sorun bu nitelemeler olmadan da aktarılabilinirdi.

Alıntı: Ancak bir yandan K nın ileride kendisine bakmadan çekip gitmesinden de korkuyor.Zira kadın (K) genç ve güzel bir bayan.

Bu şekildeki bir önerme/nitelemeyi de bahse konu şahıs bakımından niyet avcılığı olarak görüyor ve ayrıca kadına dair fonksiyonel tanımla yapılmasını da kınıyorum.

Evlenmeden önce E evi K'ya satsın ve ancak intifa hakkını (sükna idi sanırım) saklı tutsun.

Alıntı: Bu halde hem mirasçıların ileride bu eve ilişkin talepte bulunma imkanlarını ortadan kaldıracak, hemde E nin K tarafından ölünceye kadar bakılmasını sağlayacak hemde evi K üzerine yaptıracak başka bir sözleşme var mıdır?

Yöntemi vardır ama söylemem. Çünkü çocuklarının hakkına bu şekilde el atılmasına gönlüm razı olmaz. Bu kişi benim büroma da gelse, tıpış tıpış geri giderdi.

Alıntı: K 30 yaşlarında hoş bir bayan, E ise 50 yaşlarında sağlıklı bir adam

Soruyla ilgisini çözemedim. Hadi adamın yaşı sağlığı neyse de kadının "Hoş bir bayan olması" ile bir bağlantı kuramadım.

Bence boş verin, almayın bu işi...

Sayın Av.Mehmet Saim Dikici,

Alıntı: Yöntemi vardır ama söylemem. Çünkü çocuklarının hakkına bu şekilde el atılmasına gönlüm razı olmaz. Bu kişi benim büroma da gelse, tıpış tıpış geri giderdi.

Bizden hukuki hizmet isteyenin düşüncelerine, isteklerine bu derece müdahale doğru mu peki?

Onun bu şekilde davranmasını gerektiren, kendisini haklı çıkaracak sebepleri olamaz mı?

Avukatın, müvekkil adayının kendi eşi, çocukları vs. ile iç ilişkilerinin tanziminde rolü nedir ki?

Saygılarımla.

Alıntı: Yazan Jeanne D'arc Sayın Av.Mehmet Saim Dikici, Bizden hukuki hizmet isteyenin düşüncelerine, isteklerine bu derece müdahale doğru mu peki? Onun bu şekilde davranmasını gerektiren, kendisini haklı çıkaracak sebepleri olamaz mı? Saygılarımla.

Soruda bu konuda bir açıklama yazılı olmadığı için, haklı bir neden bulup çıkarmak gibi bir çaba içinde olmayı düşünmedim, düşünmem...

Hizmet isteyenin düşüncesine müdahale etmiyor, tam aksine düşüncesi ile kendisini "başbaşa" bırakıyorum.

Saygılarımla.

Aslında kurguda/aktarılanda hata var sanırım K, E'den, E'nin çocuklarının baskısı ile boşanmak zorunda kaldı ise, şimdi E neden, K ile yeniden evlenmek üzere iken kendi evini K'nın üzerine yapmak gibi bir baskı altında hissediyor? Baskıcı olan K gibi geldi bana...

Her neyse, ben olsam eviniz kendi üzerinizde kalsın, kimin daha önce vefat edeceği belli olmaz, ama siz herkesten önce ölürseniz eşiniz ve çocuklarınız yasal mirasçılarınız olur zaten. K bunu şart koşuyorsa boşverin gitsin derdim.

Anlatımlarıma çok yanlış bir açıdan bakmışsınız. Zira olayda yaşlı bir adamla, genç bir bayandan bahsettim ve özellikle yaşlı adamın eşi ile ilgili korkularının sebebini sizlere aktarmaya çalıştım. Kadın yüzüne bakılmayacak ya da normal standartlarda bir bayan olsaydı zaten adamın bu kadın beni bırakıp gider korkusu da olmazdı.(Kaldı ki bu benim değil adamın kendi görüşü)Sizlere bunu aktarmayı uygun gördüm olayda tarfaların niyetlerini daha iyi anlamanız açısından.Ayrıca adamın sağlıklı olduğunu yazmamın sebebi ise ölünceye kadar bakma aktine ilişkin yargıtay kararı idi. Zira bu kararda; sözleşme alacaklısı sözleşme anında sağlıklı ve bakıma muhtaç değilse; evi kadının üzerine yapması mal kaçırmak amacıyladır deniyor. Adamın yaşlı ama sağlıklı olduğunu bu nedenle dile getirdim. Şunu ısrarla söylemek isterim ki; ben gelen bu insanları zaten hiçbir işlem yapmaksızın geri gönderdim. Çünkü olayın gelişimi ve tarafların birbirlerine bakış açısı, çocukların mağdur bırakılması kastı şahsım adına hoş olmayan şeylerdi. Ancak bir yandan da ne yapılması gerektiğine ilişkin kafamda oluşan soru işaretlerini sizlerle paylaşmak ve fikir teatisinde bulunmak istedim. Keza meslekte çok fazla tecrübem yok ve önüme gelen her olayda kafama takılan soruları ileride bir gün işime yarar mantığı ile üstadlarıma sorup öğrenmeye çalışıyorum..Sorularımın bu derece yanlış yorumlanması beni gerçekten şaşırttı ve üzdü.Hele ki meslektaşım olan kişilerden bunları duymak daha da üzücü...

Ancak ne olursa olsun, yanlış anlamaya sebebiyet verdiğim için özür dilerim...

Yanıtlayan herkese teşekkürler...

Saygılarımla

Alıntı: Ancak bir yandan da ne yapılması gerektiğine ilişkin kafamda oluşan soru işaretlerini sizlerle paylaşmak ve fikir teatisinde bulunmak istedim. Keza meslekte çok fazla tecrübem yok ve önüme gelen her olayda kafama takılan soruları ileride bir gün işime yarar mantığı ile üstadlarıma sorup öğrenmeye çalışıyorum..

Naçizane belirtmek isterim ki doğru yoldasınız.

Alıntı: Sorularımın bu derece yanlış yorumlanması beni gerçekten şaşırttı ve üzdü.

Şaşırmayın ama. Benden duymuş olmayın ve ben hiiiiç değilim ama THS çok feminist bir sitedir, ondan. Büyütmeyin.

Alıntı: Ancak ne olursa olsun, yanlış anlamaya sebebiyet verdiğim için özür dilerim...

Özüre gerek yok, azıcık dikkatle her şey hallolur. Kınanan siz değilsiniz zaten zihniyet.

THS'ye hoş geldiniz.