Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

çeklerle ilgili ödeme yapmamak için yollar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-10-2007, 16:45   #1
bozoli

 
Varsayılan çeklerle ilgili ödeme yapmamak için yollar

Müvekkilimiz keşideci olarak ticaret yaptığı bir firmaya mal vermesi karşılığında değişik vade tarihleri olan çekler vermiş ve firma da biraz mal verdikten sonra müvekkilimize mal vermeyi bırakmıştır. vadesi gelmeyen diğer çekleri de başka bir firmaya ciro yaparak vermiştir. müvekkilimiz malları almamasına rağmen icra takibine uğramaktan ve çeklerin kendisinden tahsil edilmesinden korkmaktadır. çek bedellerinin ödenmemesi için izlememiz gereken yol acaba ne olmalıdır? İhtiyati tedbir yahut çekin kaybolduğundan bahisle Savcılığa şikayet yapılması doğru bir yol olur mu?
Old 23-10-2007, 23:16   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sn Bozoli

Çekler hakkında ilgili bankaya ödemeden men ihtarı daha acil bir çözüm olur.Daha sonra tedbirli olarak asıl borçluya ve hamile karşı karşı esas borca dayanarak bedelsizlik(ademi ifa) ve çeklerle ilgili borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat davası açmanı tavsiye ederim.Asıl borç nedeniyle verilen çeklerin karşılığının alınmadığı ve çek hamilinin de bu durumu bile bile müvekkilinin zararına hareket ettiğini ispatlamak durumundasın.
Old 24-10-2007, 08:19   #3
Av.Bepi

 
Varsayılan

Savcılığa şikayette bir çözüm yoludur kanımca
Old 24-10-2007, 09:02   #4
S.Orhan

 
Varsayılan savcılığa başvurmak pek doğru bir yol olmaz bence.


sayın bozoli,
bir kısım malların teslim edildiğini söylüyorsunuz. müvekkilinizle alacaklı arasındaki hukuki ilişki önceki alışverişlerden, çeklerdeki ciro silsilesinden mutlaka kanıtlanacaktır.çeklerin kaybolduğunu veya çalındığını belirterek savcılığa suç duyurusunda bulunmanız 5237 sayılı TCK.nun 267.maddesindeki ''iftira'' ya da 271.maddesindeki ''suç uydurma'' suçlarını oluşturur. en doğrusu diğer hukuki yollara başvurmak.
Old 24-10-2007, 10:51   #5
hciyiltepe

 
Varsayılan Çekte Defİler

Kıymetli evrak hukukunda (bu arada çeklerde) defiler 3 çeşittir :

a. Senet metninden anlaşılan defiler : Herkese karşı ileri sürülebilen senedin metninden anlaşılan defilerdir. Poliçenin yada bonunun zorunlu şekil unsurlarını taşımaması gibi

b. Senetteki bir taahhüdün geçersizliğine ilişkin defiler : Sadece belli bir senet borçlusunun taahhüdünü hükümsüz kılan defilerdir. Senedi tanzim edenin ya da ciro edenin imzasının sahte olması, tehditle imzalaması gibi. Bu defilerde herkese karşı ileri sürülebilir.

c. Şahsi defiler : Taraflar arasında ki ilişkilerden doğan sadece bir senet borçlusunca belli kişilere karşı ileri sürülebilecek defilerdir. Senedin teminaten verildiği, mal karşılığı avans olarak verildiği gibi.

Çekin alınacak mallara karşılık avans olarak verilmesi bir şahsi defidir ve senet borçlusu bu defiyi sadece ilgili kişiye karşı ileri sürebilir 3. kişilere karşı ileri süremez. Bu durumda :

- Çek, 3. şahsa ciro edilmişse yapılacak bir şey yoktur. Çek bedeli 3. şahsa ödenmek zorundadır. Çekin avans olarak verildiğine dair şahsi defi 3.şahsa karşı ileri sürülemez.

- Bu durumda bankaya ödemeden men talimatı verilmesi de çeki vereni kurtarmaz. Yargıtay 'hakkında ödemeden men talimatı verilen çekler hakkında da ihtiyati haciz kararı verilebileceğini' kabul etmektedir.

- Yapılması gereken; çek bedellerinin ödenmesi ve ardından ödenen bedeller için çekin avans olarak verildiği ve malı teslim etmeyen şahsa karşı dava açılmasıdır.
Old 24-10-2007, 11:31   #6
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

sayın hciyiltepe'nin görüşüne katılıyorum.Çekin mal bedeli olarak verildiği iddiası şahsi defidir ve sonraki cirantalara karşı ileri sürülemez.Çek bedelleri ödendikten sonra firmaya karşı dava açmanız gerekecektir.
Old 24-10-2007, 12:59   #7
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Selamlar

İlgili yanıtta şahsi defilerin cirantaya veya hamile karşı ileri sürülebileceği yazılmamıştır.Ne varki dava kime karşı açılmışsa, inşai tesir etkisi hariç, ona karşı hukuki yaptırım uygulanabilir. Mesajdaki espri, açılacak menfi tespit davasında hamillere karşı şahsi defiin ileri sürülmesi değil, bedelsizlik veya ademi ifanın onlar tarafından bilindiği ve bilerek davacının zararına hareket etmelerinin ispatlanması gereğidir.Ayrıca davaya hamil dahil edilmezse, alınacak ihtiyati tedbir kararının pratik anlamı olmayacaktır.Ödemenden men talimatı ancak geçici bir çözüm olabilir ki bu talimatla çekin kambiyo niteliğinin ortadan kalkmayacağı malumdur.
Old 24-10-2007, 13:03   #8
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Bozoli,

Gerçekten ,
“Davacı-borçlunun, senet lehtarına karşı ileri sürebileceği kişisel def’ilere dayanarak, iyiniyetli hamile karşı olumsuz tesbit davası açamayacağını””
13. HD. 14.2.2002 T. 12783/1541


Bu hususun istisnası TK 599 olup bir de ilgili maddeye bakınız , Belki de hamil ile lehtar olan şirketlerin ortakları yada yetkilileri aynıdır. Yada birbirlernin çeklerini ve belgelerini imzalıyor olabilirler...

Özetle Ticaret Kanunu 599 haricinde çıkış yolu yok gözüküyor.

Saygılarımı sunarım. Av.Erdal Dülgar
Old 24-10-2007, 14:15   #9
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 1992/620
K. 1992/3977
T. 14.9.1992
• MENFİ TESBİT ( Dava Konusu Çekin Hasara Uğrayan Otomobilin Tamir Bedeli İçin Verildiği İddiası )
• TİCARİ SENEDE DAYALI MENFİ TESPİT DAVASI ( Davanın Senet Borçlusu Tarafından Sadece Senedin Lehdarı Aleyhine Açılabileceği Gibi Yalnız Hamile veya Hamillere Karşı da Açılabilmesi )
• ÇEK İSTİRDADI ( Kambiyo Senedine Hamil Olanın Kötü Niyetli Olduğu Sabit Olmadıkça Onun Elinde Bulundurduğu Senedin İptaline Karar Verilememesi )
• TARAF OLMAYAN HAMİL ( Ticari Senede Dayalı Menfi Tespit Davasında Taraf Olmayan Hamilin İyiniyetli Olup Olmadığına Bakılamaması )
• HAMİLİN İYİNİYETİ ( Ticari Senede Dayalı Menfi Tespit Davasında Taraf Olmayan Hamilin İyiniyetli Olup Olmadığına Bakılamaması )
• LEHDAR ALEYHİNE AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASI ( Davacının Senedin Karşılıksız Olduğunu Kanıtlamakla Yükümlü Olması )
• HAMİL ALEYHİNE AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASI ( Davacı Hem Senedin Bedelsiz Olduğunu Hem de Hamilin Bile Bile Kendisinin Zararına Hareketle Senedi İktisap Ettiğini Kanıtlamasının Gerekmesi )
2004/m.72
6772/m.599
1086/m.290
ÖZET : Davacı, dava konusu çekin hasara uğrayan otomobilinin tamir bedeli için verildiğini iddia etmesine karşın, davalı tamir sırasında alınan yedek parça bedeli için verildiğini savunmuştur. Buna göre taraflar arasındaki çekin düzenlenmesine neden olan temel borç ilişkisi aracın onarım ve yedek parça değişimidir. Ticari senede davalı menfi tesbit davasının yasal dayanağını İİK.nun 72. maddesi oluşturmaktadır. Bu dava senet borçlusu tarafından sadece senedin lehdarı aleyhine açılabileceği gibi, yalnız hamile veya hamillere, yahut da lehdar ile hamil aleyhine birlikte açılması mümkündür. Davanın sadece lehdar aleyhine açılması halinde davacı senedin karşılıksız olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu halde, lehdarla hamil aleyhine açılması halinde usul hükümlerine göre önce lehdara karşı senedin bedelsiz olduğunu ispat edecek, bilahare hamile karşı da bedelsiz senedin bile bile kendisinin zararına hareketle iktisap edildiğini kanıtlayacaktır. Bu aşamada iddianın tanıkla bile kanıtlanması mümkündür. Buna karşılık dava sadece hamil aleyhine açılırsa davacı hem usul hükümlerine göre senedin bedelsiz olduğunu ve hem de davalı hamilin bile bile kendisinin zararına hareketle senedi iktisap ettiğini kanıtlamak zorundadır. Buradan çıkan sonuç menfi tesbit davalarının kişiyi izlediğidir. Başka bir deyişle dava kimin hakkında açılmış ise, inceleme ona göre yapılmakta ve sonuçta verilen kararda sadece onun bakımından bir hüküm ifade etmektedir. Dava sonunda davacı ticari senet borçlusu haklı çıkacak olursa o senetten dolayı davalıya borçlu bulunmadığına karar verilir ve senet de sadece davalı yönünden iptal edilmiş sayılır. Yoksa davada taraf olmayan Halillerin durumunu etkilemez. Bu husus ticari senetlerin güvenli tedavül etmesinin de tabii bir sonucudur. Kambiyo senedine hamil olanın kötü niyetli olduğu sabit olmadıkça onun elinde bulundurduğu sendin iptaline karar verilemez. Davada taraf olmayan hamilin iyi niyetli olup olmadığı inceleme konusu yapılamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın, ( Fatih Üçüncü Asliye Hukuk Hakimliği )nce görülerek reddine dair verilen 13.12.1991 tarih ve 173-1106 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı dava dilekçesinde, maliki bulunduğu otomobilin ( 24.000.000 ) TL. bedelle tamirini davalının üstlendiğini ( 13.000.000 ) TL. nakit olarak ödenip, aracın tamirinin tamamlandığının bildirilmesi üzerine de 15.3.1990 keşide tarihli ( 11 .000.000 ) TL.'lık çek verdiğini ancak aracın hiç çalışmadığı gibi, birçok eksiklikler olduğunun yaptırılan tesbitle saptandığını ve ( 16.687.329 ) TL. daha masraf yapılması gerektiğini belirterek, ( 11.000.000 ) TL.'lık çekten dolayı borçlu bulunmadığının tesbiti ve istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, dava konusu aracın kaza yapması sonucu hasarının giderilmesi için maliki olan dava dışı Sefer adlı şahsın müvekkilinden tamirini istediğini ( 10.850.000 ) TL. işçilik ücreti karşılığı muhtelif tamircilerin tamir etmesi konusunda anlaşma yapıldığını, ayrıca bu şahsın talimatı üzerine Mehmet Mustafa adlı kişiden ( 11.000.000 ) Tl. tutarında yedek parça alındığını bu arada Sefer'in aracı davacıya sattığını bildirdiğini, yedek parça bedeline karşılık davacının müvekkiline verdiği ( 11.000.000 ) TL.'lık çekin de müvekkilince M. Mustafa'nın ciro edildiğini, aracın tamirinin tamamlanmasına rağmen sistemi elektronik olduğundan çalıştırılamadığını, davacınında başka bir usta bulduğunu söyleyip aracı alıp götürdüğünü, yaptırılan tesbitinde gerçeğe uygun olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tanık beyanları dayanak yapılarak, dava konusu çekin davalı tarafından alınan yedek parçalara karşılık tedbire itirazda bulunan M. Mustafa adlı şahsa ciro edildiği, bu şahsın kötü niyetli olduğu anlaşılamadığı ve bedelsizlik def'inin ona karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle çekin istirdadı isteminin reddine, davacının davalı hakkında araçtaki eksik tamiratlar için ayrıca dava açmakta muhtariyetine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK.nun 72. maddesine davalı menfi tesbit ve çekin istirdadı istemine ilişkindir. Davacıya ait otomobilin davalı tarafından tamir edilmesi ve yedek parça değiştirilmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi, dava konusu çekin davalıya verilip onun tarafından da dava dışı M. Mustafa'ya ciro edildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu 15.3.1990 keşide tarihli çek incelendiğinde davacı Cemal'in keşideci, davalı Ufuk'un lehdar olduğu görülmekte, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz eden M. Mustafa'nın da ciro yolu ile hamil olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dava çekin keşidecisi tarafından sadece lehdarına karşı açılmış olup, hamilin davada taraf sıfatı bulunmamaktadır.
Davacı, dava konusu çekin hasara uğrayan otomobilinin tamir bedeli için verildiğini iddia etmesine karşın, davalı tamir sırasında alınan yedek parça bedeli için verildiğini savunmuştur. Buna göre taraflar arasındaki çekin düzenlenmesine neden olan temel borç ilişkisi aracın onarım ve yedek parça değişimidir.
Yukarda da belirtildiği gibi, ticari senede davalı menfi tesbit davasının yasal dayanağını İİK.nun 72. maddesi oluşturmaktadır. Bu dava senet borçlusu tarafından sadece senedin lehdarı aleyhine açılabileceği gibi, yalnız hamile veya hamillere, yahut da lehdar ile hamil aleyhine birlikte açılması mümkündür. Davanın sadece lehdar aleyhine açılması halinde davacı HUMK.nun 290 ve müteakip maddelerine göre senedin karşılıksız olduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu halde, lehdarla hamil aleyhine açılması halinde usul hükümlerine göre önce lehdara karşı senedin bedelsiz olduğunu ispat edecek, bilahare hamile karşı da bedelsiz senedin bile bile kendisinin zararına hareketle iktisap edildiğini kanıtlayacaktır ( TTK. 599 ). Bu aşamada iddianın yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre tanıkla bile kanıtlanması mümkündür ( Bkz., Y. 11. HD. 13.5.1992 gün ve E. 1781, K. 2264; 7.10.1986 gün, E. 4559, K. 5041 ). Buna karşılık dava sadece hamil aleyhine açılırsa davacı hem usul hükümlerine göre ( HUMK. 290 ) senedin bedelsiz olduğunu ve hem de davalı hamilin bile bile kendisinin zararına hareketle senedi iktisap ettiğini kanıtlamak zorundadır. Buradan çıkan sonuç menfi tesbit davalarının kişiyi izlediğidir. Başka bir deyişle dava kimin hakkında açılmış ise, inceleme ona göre yapılmakta ve sonuçta verilen kararda sadece onun bakımından bir hüküm ifade etmektedir. Dava sonunda davacı ticari senet borçlusu haklı çıkacak olursa o senetten dolayı davalıya borçlu bulunmadığına karar verilir ve senet de sadece davalı yönünden iptal edilmiş sayılır. Yoksa davada taraf olmayan Halillerin durumunu etkilemez. Bu husus ticari senetlerin güvenli tedavül etmesinin de tabii bir sonucudur.
Bu açıklamalardan sonra davadaki uyuşmazlığa gelince;
Dava konusu çeke ciro yolu ile hamil olan M. Mustafa'nın davada taraf sıfatı bulunmadığı halde, bu şahsın kötü niyetli olduğunun anlaşılmadığından ve bedelsizlik definin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğinden bahisle çekin istirdadı isteminin reddine ve eksik tamiratlar için ayrıca dava açmakta davacının muhtariyetine karar verilmiştir. Oysa hamil davada taraf olmadığından iyi niyetli olup olmadığı inceleme konusu yapılamaz. Tabii senet de ciro ile el değiştirmiş olduğundan sadece lehdar aleyhine açılan dava sonucunda istirdadına da karar verilemez. Mahkemenin sadece davalı lehdar yönünden inceleme yaparak bu senetten dolayı davacının davalı lehdara borçlu olup olmadığı incelenip sonucuna göre bir karar vermesi gerekirdi. Kambiyo senetlerinden sayılan çek de her ne kadar mücerret borç ikrarı ise de, taraflar arasında otomobil tamiri ve yedek parça değiştirilmesi konusunda temel borç ilişkisi kurulmuş ve çek de bu nedenle düzenlenmiş olduğuna göre, artık çekin keşide edilmesi konusundaki temel borç ilişkisinde bir uyuşmazlık bulunmadığından, mahkemece tesbit dosyası ile ibraz edilen deliller incelenmek suretiyle gerekirse araç üzerinde de bu konuda uzman olan bilirkişi veya bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak otomobilin değiştirilen yedek parçalarının gerçekten araca uygun ve olması gereken evsafta olup olmadığı ve tamirinin de gereği gibi kullanılmasına imkan sağlayacak mahiyette yapılıp yapılmadığı saptanmalı ve bunun sonucuna göre de dava konusu çekin lehdar davalı yönünden karşılıksız kalıp kalmadığı veya ne ölçüde karşılıksız kaldığı ve dolayısıyla davacının borçlu olup olmadığı konusunda bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarda açıklanan bütün bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ve kambiyo hukuku ilkelerine aykırı düşünce ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Old 24-10-2007, 18:48   #10
Av.ECANSU

 
Varsayılan

Selamlar,
Öncelikle ödemeden men talimatı vermeniz çeklerin icra takibine konu edilmesini önleyemez.Sadece karşılıksız çekten dava açılmasını engeller.Çünkü o suçun 'karşılıksızlık' unsuru oluşmaz.Bunun dışında lehdara karşı menfi tespit ve çek iptali davası açmalısınız.Hamile karşı açarsanız iyi niyetli 3.kişilerin iyiniyeti korunur.Bu 3.kişiler Lehdar ile aranızdaki ticari ilişkiyi bilen ve bilmesi gereken kimselerse kötüniyetli sayılırlar.İyiniyetli olduklarına karar verilmesi halinde ise kanaatimce iyiniyetli 3.kişilere çek bedelini ödersiniz,sonrasında lehdara karşı rücuan alacak davası açabilirsiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Belediyenin düzenlediği Amme alacakları için ödeme emri- itiraz - süre - merci Av.Bülent Özkan Meslektaşların Soruları 8 05-06-2013 07:26
Vekalet Ücretinde Bakiye Için Ödeme Zamanı Dosyanın Tahsili Olarak Belirlenebilir mi av.nadireoksuz Meslektaşların Soruları 6 07-01-2013 05:48
BağKur yaptığı ödeme için kazaya sebebiyet veren araç sahibine rücu edebilir mi? AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 8 04-01-2012 20:16
İflas davası için yatırılması gereken harç ile ilgili birkaç soru Protesto Meslektaşların Soruları 3 23-09-2007 19:53
Bankaların Yurtdışı Menşeili Çeklerle İlgili Sorumlulukları av.zuhala Meslektaşların Soruları 1 22-09-2004 16:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,16928411 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.