Giresun'da Avukata Saldırı

işlemerin gerçekleştirileceği sırada iddiaya göre Talip Turan, elindeki odunla arkadan avukat Ümran Kara'ya saldırdı

Olay dün saat 16.00 sıralarında Keşap ilçesi Yolağzı mevkiinde meydana geldi. Giresun Barosu'na kayıtlı avukat Ümran Kara (28), icra memuru Akın Yücel ile birlikte 5 bin 500 TL'lik icra işlemi için demir doğramacı Talip Turan'ın (70) Yolağzı mevkiindeki dükkanına geldi. Ancak işlemerin gerçekleştirileceği sırada iddiaya göre Talip Turan, elindeki odunla arkadan avukat Ümran Kara'ya saldırdı. Neye uğradığını şaşıran genç avukat, kolundan yaralandı. Hemen yanındakiler tarafından hastaneye kaldırılan Kara yapılan tedavinin ardından taburcu edildi.

Yaşadığı dehşeti anlatan Ümran Kara, "Yolağzı, jandarma bölgesiymiş. Biz polisten güvenlik talebinde bulunmuştuk. Ancak süre olmadığı için icra memuru, katip ve şoför ile birlikte gittik. İşlemler sürerken birden davalı, odunla birlikte arkadan saldırdı. Sırtımdan ve kolumdan darbe aldım. Kolumda ezik var. Şu anda tedavim evde sürüyor. Davacı oldum. Konu yargıya intikal etti" dedi.

Giresun Baro Başkanı Avukat Gültekin Uzunalioğlu da yaptığı yazılı açıklamayla saldırıyı kınadı. Uzunalioğlu, saldırının tüm avukatlara, yargıya ve hukuka yapıldığını ve eğer duyarlık gösterilmezse savcı ve yargıçlara da yönelebileceğini belirterek, "Görevi; hak aramak ve hak savunmak olan ve savunma gibi en kutsal hakkın korunmasını ve yaşama geçirilmesini kendine ilke edinen avukata yapılan saldırının kabul edilebilir bir yanı yoktur, olamaz. Bu saldırı, olsa olsa ilkel bir davranış olarak ancak nitelendirilebilir" dedi.

Kaynak : Habertürk

Bizede "dur" deme hakkı versinler, ihtara uymayanı ve durmayanı vuralım....
Çok kötü bir çözüm ama en kötü çözüm bile çözümsüzlükten iyidir düşüncesindeyim.

Bu olayıda şiddetle kınıyorum. Şimdi gene birileri "kınamakla olmuyor gereği yapılmalı" diyebilir ama yapılabilecek en azından bu aşamada birşey yok.
Asıl benim merak ettiğim neden hep haciz sırasında ya da alacak ve borç ilişkilerinde bu saldırılarla karşılaşıyoruz. Acaba Fiili haciz sırasında avukat arkadaşların borçluya davranışlarında bunun rolü yok mudur?
Her borcunu ödeyemeyen dolandırıcı mıdır ya da mutlaka kaçacak mıdır? Her Olay kendi içinde değerlendirilip, biraz esnek davranılamz mı? Üstelik yapılan çoğu muhafazanın bırakın dosya borcunu karşılamayı masraflara bile yetmediği çoğu muhafazanın yedd-i eminlere yaradığı düşünüldüğünde daha uzlaşmacı davranmanın ve her olayda münferit değerlendirme yapılmasını yerinde olacağını düşünmekteyimç.
Burada bazı avukat arkadaşların peki O zaman CEBRİ İCRA neye yaraki muhafaza olmasa dediklerini duyar gibiyim. Ben muhafaza yapılmasın demiyorum. Biraz daha esnek olunmalı amaç bağcıyı dövmek olmamalı diyorum.

Burada sorulmsı gereken acaba bu davranış ve saldırır, hakim ve ya savcılardan birine yapılsa ne olurdu?Bildiğimiz gibi karısına omzu değdi,plajda bana ters baktı diye gece yarısı insanlar evlerinden alınırken,meslektaşlarımıza görevi esnasında yapılan bu saldılar karşısında neden aynı tavır segilenmiyor.Barolar Birliği binlerce üyesi için neden harekete geçmiyor.Bizim birliğimiz neden işçi,memur,esnaf vs birlikleri kadar etkili olamıyor.

Alıntı: Yazan nemesis34 Bizede "dur" deme hakkı versinler, ihtara uymayanı ve durmayanı vuralım.... Çok kötü bir çözüm ama en kötü çözüm bile çözümsüzlükten iyidir düşüncesindeyim.

Bir "hukuk devletinde" , bir "hukukçu" çözüm olarak bu yolu önerebiliyorsa ,haktan hukuktan bihaber vatandaş ne yapmaz?

yaklaşık iki ay önce Giresun ili Bulancak ilçesinde aynı gün 20 dakika ara ile, önce bayan katip vatandaş tarafından saldırıya uğradı. Ardından başka bir vatandaş Savcıya tekme atmaya çalıştı. her iki olay da görev sırasında ve görev nedeniyle yaşanmıştır.
peki sonra ne oldu??
katibe boğazını sıkmak suretiyle saldıran vatandaş ifadesi alındıktan sonra sorgu için sevk edilmeden serbest bırakıldı.
savcıya vurmaya çalışan vatandaş ise tutuklandı.

peki avukat arkadaşımızın durumu nedir?
vatandaş ifadesini verdi, elini kolunu sallayarak çıkıp gitti. İfadesinde avukatın kendisine "şerefsiz" dediğini de söyledi. Ne icra memurunun ne diğer tanıkların ifadesi bu durumu doğrulamadı. Av.Ümran Kara hakkında bu sebeple fezleke hazırlanıyor.

Yorum:
Türkiye'den adalet manzaraları...

Alıntı: Yazan Özgür DİKTAŞ Bir "hukuk devletinde" , bir "hukukçu" çözüm olarak bu yolu önerebiliyorsa ,haktan hukuktan bihaber vatandaş ne yapmaz?

Benim yorumum tamamen abartıdan oluşmakta ve niyetim durumu eleştirmekle birlikte aslında başka bir meseleye de gönderme (polisin dur dedik durmadı bizde vurduk mantalitesine ve yetkisine) yapmaktı ama anlayamamanız üzücü...

Öncelikle yaralanan meslektaşımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Hemen hemen her avukatın haciz işlemi sırasında karşılaşabildiği bu gibi durumları önlemenin en mantıklı yolu bence belirli bir meblağın üzerindeki alacaklar için ( örneğin 5.000 lira vb. gibi) kolluk kuvveti görevlendirilmesi olacaktır. Böylece resmi üniformalı ve silahlı bir kamu görevlisinin haciz esnasında bulunması öfkeli, saldırgan borçluya karşı caydırıcı olabilir.
Saygılarımla,

Öncelikle yaşadığı olaydan dolayı Ümran Kara'ya geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.Ortada bir haciz işlemi söz konusu,bizler bu durumda olduğundan daha dikkatli davranmak zorundayız.Malum söz konusu haciz olunca pek çok olayın meydana geldiğinin hepimiz bilincindeyiz.Sayın Ümran Kara "Biz polisten güvenlik talebinde bulunmuştuk. Ancak süre olmadığı için icra memuru, katip ve şoför ile birlikte gittik." demektedir.İşlemin yapıldığı yere polis ile gidilseydi sanıyorum ki sayın meslektaşımız böyle bir durum ile karşı karşıya kalmayacaktı.

geçmiş bir konu ancak ben de bir örnek vermek istedim;
İstanbul'da stajyerliğim sırasında haciz işlemi esnasında borçlu tarafından engellendik ve saldırıya uğradık
1-2 ay içinde benden bir ifade alındı ve ben stajımı bitirdiğim için takip edemedim
1 sene sonra benden tekrar ifade alınmak istendi
tekrar ifade verdim bu sırada saldırı anında yanımda bulunan icra müdür yardımcısının ifadesini de okudum, aslında saldırı bana karşı değil icra müdür yardımcısına karşıydı bana sadece sinkaflı sözler ve tehdit içerikli sözler söylemişti
icra müdür yardımcısı hanımefendi ve ben engelleyene kadar kolunu sıkmış ve itmişti
yanımızda jandarma'dan görevli arkadaşlar olmadığı için - ki o bölgede 1 hafta önceden talep etmek gerekiyormuş vs. - apart topar haciz işlemini yapamadan daireye geri dönmek zorunda kaldık
borç miktarı çok fazla (hadi bu önemli değil)
ben istanbul'da çalışıyordum hacze gittiğim yer ise Çorlu 7-8 saatlik bir mesafe (hadi bu mesafe de önem arzetmesin)
stajyerdim o zaman mesleğe yeni yeni atılıyordum (hadi bu tip çirkinliklere de mesleğin cilvesi diyelim)
benim anlamadığım olay anlattığım şekilde gerçekleşmesine rağmen ve ben şikayetimde ısrarcı olmama rağmen sayın savcının iddia makamının neden bu işi bu kadar uzatması
1 sene sonra ben neyi hatırlicam? (sayın savcı soruyor bana küfrün içeriği neydi ve ne şekilde tehdit etti) (net ifadeler olmazsa bir delil teşkil etmiyor)
icra müdür yardımcısı neden şikayetinden vazgeçmiş? (bana sen şikayette bulun ben de bulunucam demişti)(kendisi hukuk fakültesi mezunu icra müdür yardımcısı)
o müdür yardımcısı neyi hatırlicak?
sayın savcı bu işi bu kadar uzatarak neyi çözümleyecek?
illa her şeyi peşin peşin takip etmemiz mi gerekecek bu işlerin daha kısa sürede çözümlenebilmesi için çünkü ben eminim ki sıcağı sıcağına bu işlemler soruşturma işlemleri vs. 1 hafta içinde gerçekleşseydi eminim o saldıran vatandaş şu an yargılanmış olurdu
ancak şundan eminim ki şu an o vatandaş yargılanmayacak ve bulunduğu köyde bak beni şikayet etmelerine rağmen hiçbir şey yapamadılar havasına girecek ve ordaki (köydeki) vatandaşlar üzeerinde hukukun güvenilirliği sorgulanacak kafalarda
- herneyse bu olayda geçen kimsenin özellikle ismini vermedim cevap hakkı doğmaması için -
Allah sabır versin avukatlara
saygılar