Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargıtay Kararı Analizi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-06-2011, 21:59   #1
tiryakim

 
Mutsuz Yargıtay Kararı Analizi

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/710
Karar: 2006/1214
Karar Tarihi: 09.02.2006 
İHTİYATİ HACZE İTİRAZ DAVASI - KREDİ BORCUNA KEFİL OLMA - İHTAR ÇEKİLMEDEN FAİZ TALEP EDİLEMEYECEĞİ İDDİASI - İPOTEK
ÖZET: Alacaklı banka tarafından hesap kat edilerek ihtarname gönderilmiştir. Alacağın muaccel hale gelmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup ayrıca hesabın kalına ilişkin ihtarnamenin borçlu veya kefile tebliği zorunlu değildir. Mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
(2004 S. K. m. 150/ı, 265)
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar
M. vekili, müvekkilinin..........Bankası A.Ş.'ne 26.12.1995 tarihli kredi sözleşmesinden
dolayı 100.000.000.000.-TL üzerinden kefil olduğunu, ayrıca ipotek verdiğini, bu nedenle ihtiyati haciz istenemeyeceğini, hesabın katına ilişkin ihtar çekilmediğinden faiz talep edilemeyeceğini ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
...........Bankası A.Ş. vekili, ipoteğin.......Vapurculuk A.Ş.'nin borcunun teminatı olarak verildiğini, kefilin hesap özeti ve kat ihtarına itirazı bulunmadığını belirterek talebin reddini istemiştir.
Mahkemece hesabın katına ilişkin ihtarda kefil M'nin isminin yer almadığı, alacak muaccel hale gelmeden ihtiyati haciz istenemeyeceği gerekçesiyle, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Alacaklı banka tarafından hesap kat edilerek ihtarname gönderilmiştir. Alacağın muaccel hale gelmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup ayrıca hesabın kalına ilişkin ihtarnamenin borçlu veya kefile tebliği zorunlu değildir. Mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 09.02.2006 gününde birliği ile karar verildi.

Yukarıda kararda altı çizili yerde anlatılmak istenen nedir acaba ben altı çizili yerden hiçbirşey anlamadım.Altı çizili yerde ne anlatılmak istendiğini Siz değerli meslektaşlarım görüşlerinize sunmak istiyorum.

Teşekkürler...
Old 26-06-2011, 10:34   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Yorum

HÜKÜM:
Alıntı:
...Mahkemece hesabın katına ilişkin ihtarda kefil M'nin isminin yer almadığı, alacak muaccel hale gelmeden ihtiyati haciz istenemeyeceği gerekçesiyle, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş...

BOZMA GEREKÇESİ:
Alıntı:
Alacaklı banka tarafından hesap kat edilerek ihtarname gönderilmiştir. Alacağın muaccel hale gelmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup ayrıca hesabın kalına ilişkin ihtarnamenin borçlu veya kefile tebliği zorunlu değildir. Mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.

İRDELEME:
İİK.m 258/1 hükmüne göre; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için:

1.Mahkemenin "alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması" yeterlidir.

2.Mahkemenin "alacağın varlığına kanaat getirmesinden" anlaşılması gereken; alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin olarak ispatlanması değildir!

3.Başkaca hukuksal koruma tedbirlerinde olduğu gibi, ihtiyati hacizde de amaç; davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir.

4.İhtiyati hacizde amaç; ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan "hukuk devleti" ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır.

5.İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukuksal himaye sağlamak, bunu sağlarken olabildiğince çabuk ve hızlı hareket etme gerekliliği; usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir.

6.Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İİK.m.264.kapsamında itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davasında ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır.

7.İİK.m.265'de ihtiyati haciz kararına itirazın koşulları açıkça hükme bağlanmıştır.
Maddede, borçlunun, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin
7.1.Dayandığı sebeplere,
7.2.Mahkemenin yetkisine
7.3.Teminata
itiraz edebileceği düzenlenmiştir.

8.Bu itiraz sebepleri sınırlı olup, şekli niteliktedir.

Alıntı:
Yukarıda kararda altı çizili yerde anlatılmak istenen nedir acaba ben altı çizili yerden hiçbirşey anlamadım.Altı çizili yerde ne anlatılmak istendiğini Siz değerli meslektaşlarım görüşlerinize sunmak istiyorum.


SONUÇ:
İncelenen kararda hükmün, m.265'e aykırılık nedeniyle bozulmuş olmasında bir aykırılık göremedim.
Old 26-06-2011, 13:01   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2006/710
Karar: 2006/1214
Karar Tarihi: 09.02.2006 
İHTİYATİ HACZE İTİRAZ DAVASI - KREDİ BORCUNA KEFİL OLMA - İHTAR ÇEKİLMEDEN FAİZ TALEP EDİLEMEYECEĞİ İDDİASI - İPOTEK
ÖZET: Alacaklı banka tarafından hesap kat edilerek ihtarname gönderilmiştir. Alacağın muaccel hale gelmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup ayrıca hesabın kalına ilişkin ihtarnamenin borçlu veya kefile tebliği zorunlu değildir. Mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
(2004 S. K. m. 150/ı, 265)
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar
M. vekili, müvekkilinin..........Bankası A.Ş.'ne 26.12.1995 tarihli kredi sözleşmesinden
dolayı 100.000.000.000.-TL üzerinden kefil olduğunu, ayrıca ipotek verdiğini, bu nedenle ihtiyati haciz istenemeyeceğini, hesabın katına ilişkin ihtar çekilmediğinden faiz talep edilemeyeceğini ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
...........Bankası A.Ş. vekili, ipoteğin.......Vapurculuk A.Ş.'nin borcunun teminatı olarak verildiğini, kefilin hesap özeti ve kat ihtarına itirazı bulunmadığını belirterek talebin reddini istemiştir.
Mahkemece hesabın katına ilişkin ihtarda kefil M'nin isminin yer almadığı, alacak muaccel hale gelmeden ihtiyati haciz istenemeyeceği gerekçesiyle, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Alacaklı banka tarafından hesap kat edilerek ihtarname gönderilmiştir. Alacağın muaccel hale gelmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup ayrıca hesabın kalına ilişkin ihtarnamenin borçlu veya kefile tebliği zorunlu değildir. Mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 09.02.2006 gününde birliği ile karar verildi.

Yukarıda kararda altı çizili yerde anlatılmak istenen nedir acaba ben altı çizili yerden hiçbirşey anlamadım.Altı çizili yerde ne anlatılmak istendiğini Siz değerli meslektaşlarım görüşlerinize sunmak istiyorum.

Teşekkürler...

Borcun muaccel olması ile borçlunun temerrüde düşmesi farklı şeylerdir. Keza temerrüt faizi ile akdi faiz farklıdır. Borcun vadesi belli ise hesabın kat edilmesi ile birlikte borçlu "akdi faiz" ödemekle yükümlü olur. Akdi faizin işlemesi için hesap kat ihtarının borçluya tebliği gerekmemektedir. Sanıyorum kararda anlatılmak istenen budur.
Old 26-06-2011, 13:37   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
19.HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI

Esas Karar
2009/2116 2009/2660

02.04.2009

• HESABIN KAT EDİLMESİ
• İHTİYATİ HACİZ İSTEMİ
• ALACAĞIN MUACCELİYETİ



ÖZET: İİK m.257 gereğince, ihtiyati haciz talebinin kabulü için borçlunun temerrüde düşmesine gerek bulunmamaktadır. Alacağın muaccel olması yeterlidir. Kredi sözleşmesinde bankaya tanınan, alacağını dilediği zaman kat etme yetkisi geçerlidir. Bu yetkiye istinaden çekilen hesap kat ihtarnamesi üzerine alacak muaccel olur ve ihtiyati haciz talep edilebilir.

Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili Banka ile borçlu M. D. Ltd. Şti arasında iki adet genel kredi sözleşmesi bulunduğunu, diğer borçluların da bu sözleşmelerin müteselsil kefilleri olduklarını, sözleşme uyarınca 17/10/2008 ve 16/10/2008 tarihlerinde çekilen ihtarnamelerle kredi hesabının kat edildiğini ve alacağın muaccel olduğunu belirterek ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, ihtiyati haciz isteyen Bankanın genel kredi sözleşmeleri uyarınca sözleşmeyi feshedip hesabı kat etme yetkisinin bulunmasına rağmen MK'nin 2'nci maddesi uyarınca bu hakkını iyiniyet kurallarına uygun olarak kullanması gerektiği, sırf kendi menfaatine ve başkasının zararına olarak bir hakkın kullanılmasını kanunun himaye etmediği, talep dilekçesinde borçluların ödemelerini aksatarak temerrüde düştükleri konusunda bir bilgi bulunmadığı, şirket ve kişilerden talep edilen kredinin bankayı zor duruma soktuğunun iddia edilmediği, hesabın kat edilmesi ile alacağın muaccel sayılmasının ancak temerrüt ve ödememe hâlinde söz konusu olabileceği, somut olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığı ve muaccel bir alacak bulunmadığı belirtilerek ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati haciz isteyen vekili kararı temyiz etmiştir.
İcra ve iflâs Kanunu'nun (İİK'nın) 257'nci maddesinin l'nci fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” Bu hükme göre, rehinle temin edilmemiş bir para alacağının muaccel hale gelmesi durumunda alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. Diğer bir ifadeyle ihtiyati haciz talep edilebilmesi için borçlunun temerrüde düşmesi şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir Ayrıca, İİK'nın 258, i hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin "alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması" yeterlidir.
Mahkemenin "alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından" anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2'nci maddesinde yer alan hukuk devleti" ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır, ihtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu ve Medeni Kanunun 2'nci maddesindeki sınırlamaların aşılıp aşılmadığı İİK'nın 264'üncü maddesi çerçevesinde yapılacak incelemede ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında değerlendirilerek sonuçlandırılacaktır, Öte yandan muacceliyet, öz olarak alacaklının alacağını talep etme yetkisini ifade etmekte olup, kural olarak her borç doğduğu anda muacceldir (BK,m.74 vd.)
Somut olayda, uyuşmazlık konusu genel kredi sözleşmelerinin 29/f maddesinde "... Bankanın gerek göreceği herhangi bir nedenle hesabın kesilmesi hâlinde kredi borcunun tamamı muaccel olur ve müşteri borç bakiyesini ilk talepte de herhangi bir itirazda bulunmaksızın nakden ve Banka dilerse hesaben ödemeyi kabul eder," hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm uyarınca Banka tarafından hesabın kat'ına dair ihtarnameler keşide edilerek borçlulara gönderilmiştir. Mahkemece yukarıda açıklanan hukukî esaslar çerçevesinde ihtiyati haciz talebinin değerlendirilerek varılacak uygun sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yargıtay kararı arıyorum yargıtay 10.ceza dairesi müebbet Meslektaşların Soruları 4 16-12-2010 14:00
yargıtay kararı 5237 SY TCK 136.maddesi ile igili yargıtay kararı ? zlm Meslektaşların Soruları 1 30-03-2010 12:08
Kaza Analizi Crashteams Turkey Ticari Duyurular 1 11-12-2009 11:09
Kimlik Bildirmeyenlerin Dramatik Analizi Av. Adil Giray ÇELİK Site Hakkında Yazışmalar [Arşiv] 18 30-11-2004 17:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05759311 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.