Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

vergi dairesi müdürlüğüne husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği hk.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-08-2011, 11:53   #1
mdelen82

 
Varsayılan vergi dairesi müdürlüğüne husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği hk.

6183 sayılı kanunun 79. maddesine göre müvekkile gönderilen haciz bildirisine 7 gün içinde cevap vermedik. 6183 yasanın 79. maddesi bu halde genel mahkemelerde menfi tespit davası açılabileceğini söylemektedir. Peki davalı olarak il vergi dairesi başkanlığını mı, vergi dairesi müdürlüğünü mü , valiliği mi hasım göstereceğim .yardımcı olursanız sevinirim.
Old 06-08-2011, 12:10   #2
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Anladığım kadarıyla vergi borcundan kaynaklanıyor. Hasmınız vergi dairesi başkanlığıdır. Vergi dairesi müdürlüğünün de husumet ehliyeti olduğu yönünde danıştay kararları vardır. Ancak idari yargıda bu önemli değil. Zira mahkeme gerçek hasma tebliğ yapmakla görevlidir.
Old 06-08-2011, 12:34   #3
mdelen82

 
Varsayılan

yasa şu şekilde:Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır.
Buradan anlaşılan bu dava hukuk mahkemelerinde açılacak. yani idari yargının konusu değil.
Old 06-08-2011, 12:52   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Vergi dairesi mudurlugunun taraf sifati vardir. Vergi mahkemelerinde taraf ehliyeti bulunan Vergi Mudurlugunun Adli yargida taraf ehliyetinin olmadigi soylenemez.
Old 06-08-2011, 15:14   #5
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Anladığım kadarıyla vergi borcundan kaynaklanıyor. Hasmınız vergi dairesi başkanlığıdır. Vergi dairesi müdürlüğünün de husumet ehliyeti olduğu yönünde danıştay kararları vardır. Ancak idari yargıda bu önemli değil. Zira mahkeme gerçek hasma tebliğ yapmakla görevlidir.

husumet,takip borçlusundan alacaklı olan vergi dairesi müdürlüğüne yömeltilir ancak vergi dairsi başkanlıklları bulunan yerlerde ise davaya taraf vergi dairsi başkanlığıdır. ( 5345 sk. 3,23,24,25 ve geçici 5 Md )
iyi çalışmalar
Old 06-08-2011, 16:02   #6
mdelen82

 
Varsayılan

T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE
E. 2007/5572
K. 2007/6962
T. 17.12.2007
• VERGİ UYUŞMAZLIĞINA İLİŞKİN OLMAYAN KONULAR ( Vergi Dairesi Başkanlıklarının Hasım Konumunda Bulunamayacağı - Memurluğa Atanmaya İlişkin İşlemin İptali )
• İDARİ UYUŞMAZLIKLAR ( Memurluğa Atanmaya İlişkin İşlemin İptali - Vergi Dairesi Başkanlıklarının Davalı Taraf Olma Yetkisinin Bulunmadığı )
• HUSUMET ( Vergi Uyuşmazlığına İlişkin Olmayan Konularda Vergi Dairesi Başkanlıklarının Hasım Konumunda Bulunamayacağı )
• DAVANIN HASIM GÖSTERİLMEDEN VEYA YANLIŞ HASIM GÖSTERİLEREK AÇILMASI ( Dava Dilekçesinin Tespit Edilecek Gerçek Hasma Tebliğ Edileceği )
2577/m. 15/1-c
5345/m. 24
ÖZET : Davacının memurluğa atanmasına ilişkin dava konusu işlemin İstanbul Valiliği tarafından Maliye Bakanlığı işlemine dayanılarak kurulduğu; bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın, Maliye Bakanlığı yanında İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı husumetiyle incelenerek sonuçlandırıldığı anlaşılmakta olup; dava bir vergi uyuşmazlığına ilişkin olmadığından İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın davalı konumundan çıkarılması ve İstanbul Valiliği de davalı konumuna alınmak suretiyle davanın karara bağlanması gerekmektedir.

Bu durumda, davalı konumunda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı değil, İstanbul Valiliği'nin olması gerektiğinden, İdare Mahkemesince davanın yanlış hasımla görülüp karara bağlanmasında usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.

İstemin Özeti : İstanbul 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 20.2.2007 günlü, E: 2005/2586, K:2007/417 sayılı kararın dilekçelerde yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: M. Emin Kaçar

Düşüncesi : Dava bir vergi uyuşmazlığına ilişkin olmadığından İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın davalı konumundan çıkarılması ve İstanbul Valiliği de davalı konumuna alınmak suretiyle davanın karara bağlanması gerektiğinden, husumetin yanlış idareye yöneltilmesi suretiyle verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: İsa Yeğenoğlu

Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

KARAR : Vergi Denetmen Yardımcısı olan davacı, 24-25 Kasım 2004 tarihlerinde yapılan vergi denetmenliği yeterlik sınavında başarısız olması nedeniyle İstanbul Defterdarlığına memur olarak atanmasına ilişkin 1.4.2005 tarihli işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.

İstanbul 3. İdare Mahkemesi'nin 20.2.2007 günlü, E:2005/2586, K:2007/417 sayılı kararıyla dava konusu işlem iptal edilmiştir.

Davalı idareler, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-c. maddesinde, davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması halinde dava dilekçesinin tespit edilecek gerçek hasma tebliğ edileceği hükme bağlanmıştır.

5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 24. maddesinde, "Vergi Dairesi Başkanlığı, yetki alanı içindeki mükellefi tespit etmek, vergi ve benzeri mali yükümlülüklere ilişkin tarh, tahakkuk, tahsil, terkin, tecil, iade, ödeme, muhasebe ve benzeri işlemleri yapmak, bu işlemler ile diğer işlemlerinden dolayı idari yargı mercileri nezdinde yaratılan ihtilaflarla ilgili olarak bu merciler nezdinde talep ve savunmalarda bulunmak, gerektiğinde temyiz ve tashihi karar talebinde bulunmak, yargı kararlarının uygulanması işlemlerini yürütmek, vergi uygulamalarını geliştirmek ve iyileştirmek, mükelleflere kanunların uygulanması ile ilgili görüş bildirmek, mükellefi hakları konusunda bilgilendirmek ve uygulamalarında mükellef haklarını gözetmek, mükellef hizmetleri ile bilgi işlem, istatistik, bilgi toplama, eğitim, satın alma, kiralama, vergi inceleme ve denetimi, uzlaşma, takdir ve benzeri görevleri ve işlemleri yürütmekle görevli ve yetkilidir." denilmekte olup; vergi dairesi başkanlıklarına bu hükümle verilen yetkinin sadece vergilendirme ile ilgili konulardan oluştuğu, dolayısıyla bir davanın tarafı olma yetkisinin vergiden kaynaklanan uyuşmazlıklara ait davaların takip yetkisi ile ilgili olduğu, vergi uyuşmazlıkları dışındaki idari uyuşmazlıklarda ise davalı taraf olma yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Davacının memurluğa atanmasına ilişkin 1.4.2005 tarihli dava konusu işlemin İstanbul Valiliği tarafından Maliye Bakanlığı işlemine dayanılarak kurulduğu; bu işlemin iptali istemiyle açılan davanın, Maliye Bakanlığı yanında İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı husumetiyle incelenerek sonuçlandırıldığı anlaşılmakta olup; dava bir vergi uyuşmazlığına ilişkin olmadığından İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın davalı konumundan çıkarılması ve İstanbul Valiliği de davalı konumuna alınmak suretiyle davanın karara bağlanması gerekmektedir.

Bu durumda, davalı konumunda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı değil, İstanbul Valiliği'nin olması gerektiğinden, İdare Mahkemesince davanın yanlış hasımla görülüp karara bağlanmasında usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, İstanbul 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 20.2.2007 günlü, E:2005/2586, K:2007/417 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/c. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 17.12.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

av. muhsin ve saim bey bu karar kafamı karıştırdı.
Old 06-08-2011, 17:29   #7
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

T.C.
DANIŞTAY
7. DAİRE
E. 2006/2573
K. 2006/2429
T. 21.9.2006
• VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞININ KURULDUĞU İLLER ( 16.9.2005 Tarihinden Sonra Açılan Davalarda Bu İllerde Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün Taraf Olamayacağı )
• VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN TARAF EHLİYETİ ( 16.9.2005 Tarihinden Sonra Açılan Davalarda Vergi Dairesi Başkanlığının Kurulduğu İllerde Taraf Olamayacağı )
5345/m.23,24,25
ÖZET : 16.9.2005 tarihinden sonra açılan davalarda, vergi dairesi başkanlığının kurulduğu illerde, vergi dairesi müdürlüğü taraf olamaz.

DAVA : Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanlığı vekili Av. Zehra Bilge ÜNLÜSOY tarafından, Ankara Dördüncü Vergi Mahkemesinin 2.3.2006 gün ve E:2005/1322; K:2006/188 sayılı kararının bozulması istemiyle Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğüne karşı yapılan temyiz başvurusuna ait dosya incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dosyanın incelenmesinden; Ankara Dördüncü Vergi Mahkemesinin 2.3.2006 gün ve E:2005/1322; K:2006/188 sayılı kararının bozulması istemiyle yapılan başvuruya ait dilekçenin, Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğüne tebliğ edilerek, dosyanın tekemmül ettirildiği anlaşılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 48'inci maddesinin 1'inci fıkrasında, temyiz istemlerinin Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış dilekçeler ile yapılacağı, 3'üncü fıkrasında ise, temyiz dilekçelerinin, ilgisine göre kararı veren mahkemeye, Danıştaya veya 4'üncü maddede belirtilen mercilere verileceği ve kararı veren mahkeme veya Danıştayca karşı tarafa tebliğ edileceği; 4'üncü fıkrasında da, kararı veren Danıştay dairesi veya mahkemenin , cevap dilekçesi verildikten veya cevap süresi geçtikten sonra dosyayı dizi listesine bağlı olarak, Danıştaya veya Kurula göndereceği açıklanmıştır.

Öte yandan; 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun geçici 5'inci maddesinde, kurulacak vergi dairesi başkanlıklarının faaliyete geçmesiyle birlikte vergi dairesi müdürlükleri ile gelir müdürlüklerinin ilgili vergi dairesi başkanlığına bağlanmış sayılacağı, defterdarlıklara ve gelirler bölge müdürlüklerine bağlı vergi denetmen ve yardımcılarının ise, ilgili vergi dairesi başkanlıklarına atanmış sayılacağı; mal müdürlüklerine bağlı vergi denetmen ve yardımcılarının ise, ilgili vergi dairesi başkanlığı birimi haline dönüştürülünceye kadar defterdarlıklara bağlı olarak faaliyetlerine devam edeceği, hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca; 5345 sayılı Kanunun 23'üncü maddesinde; Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı kurulmayan yerlerde bu Kanunun 25 ve 25'inci maddesindeki görev ve yetkileri haiz vergi dairesi müdürlüklerinden oluşacağı, vergi dairesi başkanlıklarının kuruluş yerleri ve sayıları ile bunlara ilişkin değişikliklerin Bakanlar Kurulunca belirleneceği, hükme bağlanmış olup; Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca Valiliklere gönderilen 22.9.2005 gün ve 48194 sayılı yazıda da, anılan Kanunun 23'üncü maddesi uyarınca; 29 ilde kurulan ve 16.9.2005 tarihinde faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarının kurulduğu illerde bulunan bağlı vergi dairelerinin, anılan kanunun Geçici 5'inci maddesi gereğince vergi dairesi başkanlığı birimi haline dönüştürülünceye kadar, Defterdarlıklara bağlı olarak faaliyetlerine devam edecekleri belirtilmiştir. Bu durumda, vergi dairesi başkanlıklarının faaliyete geçirildiği 16.9.2005 tarihinden sonra açılan davalarda, 5345 sayılı Kanunun 24'üncü maddesine göre, vergi uyuşmazlıklarını takip ve yargısal işlem yapma yetkisi, vergi dairesi başkanlıklarına, bu başkanlıkların bulunmadığı yerlerde vergi dairesi müdürlüklerine ve aynı Kanunun geçici 5'inci maddesi kapsamındaki vergi dairesi müdürlüklerine aittir. 5345 sayılı Kanunda, dava takip ve yargısal işlemler yapma yetkisinin, yetkinin sahibi olduğunu açıkladığımız idari birimler tarafından alt idari birimlere devrine izin veren bir düzenleme yoktur. Kanunun, Gelir İdaresi Başkanlığının merkez teşkilatını oluşturan başkan ve başkanlık yöneticilerinin astlarına yetki devrine izin veren 27'nci maddesini ise, taşra teşkilatını oluşturan vergi dairesi başkanlıkları ile bu başkanlıkların bulunmadığı yerlerde vergi dairesi müdürlükleri, bu amaçla kendilerine dayanak alamayacakları gibi; 5345 sayılı Kanunun 24'üncü maddesinin son fıkrasında, vergi dairesi başkanlıkları bünyesinde kurulması öngörülen grup müdürlüklerine verilen, davayı takip ve idari davalara ilişkin işlemleri yapma yetkisi bulunan vergi dairesi başkanlıklarına, hukuki hizmet sağlamaktan ibaret bulunan hukuk işlerini yürütme görevi de, bu müdürlüklere, vergi uyuşmazlıklarında idari davanın tarafı olma niteliğini kazandıramaz.

Bu açıklamalar karşısında; dosyada, temyiz dilekçesinin, Ankara Vergi Dairesi Başkanlığına bağlı vergi dairesi müdürlüğü olan ve, bu nedenle, Vergi Dairesi Başkanlığının faaliyete geçtiği 16.9.2005 tarihinden sonra açılan idari davalar ile bu davalarda verilecek kararlara karşı gidilen kanun yollarında taraf olma ehliyeti bulunmayan ve bu konuda kendisine yetki devri de yapılamayacak olan Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğü yerine Ankara Vergi Dairesi Başkanlığına tebliğ edilmek suretiyle, 2577 sayılı Kanunun 48'inci maddesinin 3'üncü fıkrası uyarınca işlem yapılması gerekmektedir.

SONUÇ : Bu nedenlerle, yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılarak, tekemmülünün sağlanmasından sonra Danıştaya gönderilmek üzere dosyanın, Ankara Dördüncü Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 21.09.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
----------------------------------
İlk cevabımda haciz bildirisini alanın asıl borçlu olduğu şeklinde anlamıştım.

Husumetle ilgili olarak, Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün bağlı olduğu başkanlık varsa husumet ehliyeti ondadır.
Haciz bildirimine itiraz süresini kaçırmış olmak idareye doğrudan takip hakkı vermeyip idare üçüncü şahsa da ödeme emri gönderecektir. Bu da bir dava konusu yapılabilir.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=18999

Bu sayfada bolca Yargıtay Kararı var.
Old 15-08-2011, 15:13   #8
mdelen82

 
Varsayılan

Gelir İdaresi Başkanlığına izafeten vergi dairesi Başkanlığına dava açmayı düşünüyorum.Yani ilçe vergi dairesi Müdürlüğüne husumueti yöneltmeyeceğim.
Old 16-08-2011, 00:19   #9
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mdelen82


av. muhsin ve saim bey bu karar kafamı karıştırdı.

" 5345 sayılı Kanunun 23'üncü maddesinde; Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı kurulmayan yerlerde bu Kanunun 25 ve 25'inci maddesindeki görev ve yetkileri haiz vergi dairesi müdürlüklerinden oluşacağı, vergi dairesi başkanlıklarının kuruluş yerleri ve sayıları ile bunlara ilişkin değişikliklerin Bakanlar Kurulunca belirleneceği, hükme bağlanmış olup; Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca Valiliklere gönderilen 22.9.2005 gün ve 48194 sayılı yazıda da, anılan Kanunun 23'üncü maddesi uyarınca; 29 ilde kurulan ve 16.9.2005 tarihinde faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarının kurulduğu illerde bulunan bağlı vergi dairelerinin, anılan kanunun Geçici 5'inci maddesi gereğince vergi dairesi başkanlığı birimi haline dönüştürülünceye kadar, Defterdarlıklara bağlı olarak faaliyetlerine devam edecekleri belirtilmiştir.

Bu durumda, vergi dairesi başkanlıklarının faaliyete geçirildiği 16.9.2005 tarihinden sonra açılan davalarda, 5345 sayılı Kanunun 24'üncü maddesine göre, vergi uyuşmazlıklarını takip ve yargısal işlem yapma yetkisi, vergi dairesi başkanlıklarına, bu başkanlıkların bulunmadığı yerlerde vergi dairesi müdürlüklerine ve aynı Kanunun geçici 5'inci maddesi kapsamındaki vergi dairesi müdürlüklerine aittir.


5345 sayılı Kanunda, dava takip ve yargısal işlemler yapma yetkisinin, yetkinin sahibi olan bu idari birimler tarafından alt idari birimlere devrine izin veren bir düzenleme yoktur.
Kanunun, Gelir İdaresi Başkanlığının merkez teşkilatını oluşturan başkan ve başkanlık yöneticilerinin astlarına yetki devrine izin veren 27'nci maddesini ise, taşra teşkilatını oluşturan vergi dairesi başkanlıkları ile bu başkanlıkların bulunmadığı yerlerde vergi dairesi müdürlükleri bu amaçla kendilerine dayanak alamayacakları gibi; 5345 sayılı Kanunun 24'üncü maddesinin son fıkrasında, vergi dairesi başkanlıkları bünyesinde kurulması öngörülen grup müdürlüklerine verilen, davayı takip ve idari davalara ilişkin işlemleri yapma yetkisi bulunan vergi dairesi başkanlıklarına, hukuki hizmet sağlamaktan ibaret bulunan hukuk işlerini yürütme görevi de, bu müdürlüklere, vergi uyuşmazlıklarında idari davanın tarafı olma niteliğini kazandıramaz."

Ancak 5345 sayılı kanun ve bu kanunun 24 maddesine dayanılarak hazırlanmış olan yönetmelik hükümleri 213 sayılı VUK 4 maddesi ile çelişmektedir. Bu hükümlerin geçerlilik kazanabilmesi için de 213 sayılı VUK 4 maddesindeki hükümlerin de bu kanuna uygun şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda kanunun vuk 4 maddesi değişmediği sürece, vergi dairesi başkanlıklarının bu görev ve yetkileri vergi hukukunun uygulanmasında ciddi sıkıntı ve sakatlıklar yaratacaktır her ne kadar 5345 sayılı kanun özel hükümler içerse de vuk 4 maddesi ile çelişkilidir. Buna rağmen son zamanlarda vergi mahkemeleri vergi dairsi başkanlıllarını taraf oarak kabul edip bu doğrultuda karar vermektedirler.
Old 16-08-2011, 00:29   #10
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mdelen82
Gelir İdaresi Başkanlığına izafeten vergi dairesi Başkanlığına dava açmayı düşünüyorum.Yani ilçe vergi dairesi Müdürlüğüne husumueti yöneltmeyeceğim.

Uygulamaya yön veren son vergi mahkemeleri kararları vergi dairsi başkanlıklarını taraf kabul ettiklerine yöneliktir. vergi dairesi başkanlıığını taraf göstermelisiniz.
Old 08-12-2011, 18:29   #11
denizizm

 
Varsayılan

aynı konuya dair sorumun yanıtını netleştiremedim. hukuk mahkemelerinde açılacak davalar da -idare ya da vergi mah. değil- hasım olarak kim gösterilmeli? a vergi dairesi başkanlığı x vergi dairesi müdürlüğü ne izafeten maliye bakanlığı mı? yoksa a vergi dairesi başkanlığı x vergi dairesi müdürlüğü ne izafeten a vergi dairsi başkanlığı mı? yoksa sadece x vergi dairesi müdürlüğü mü ?? idarenin yuazmış olduğu cvplarda maliye bakanlığının tüzel kişiliği olduğundan bahisle vergi dairesnin tüzel kişiliğinin olmadığı yazılarak husumetin maliye ye yöneltilmesi gerektiğini okudum. dava açan meslektaşımız husumet açısından davanın seyri hakkında bilgi verebilir mi?
Old 27-01-2012, 15:17   #12
pallanco

 
Varsayılan

Vergi Hatası var. İlgili (İstanbul)Vergi dairesine düzelt demişiz, düzeltmemiş. Biz de Maliye Bakanlığı'na şikayet etmişiz. Maliye Bakanlığı da reddetmiş.

Şimdi burada davayı kime karşı ve hangi mahkemede açacağız ?

a) Maliye Bakanlığı'na karşı Ankara Vergi Mahkemesi'nde
b) Maliye Bakanlığı'na karşı İstanbul Vergi Mahkemesi'nde
c) İstanbul Vergi Müdürlüğü'ne karşı İstanbul Vergi Mahkemesi'nde,
d) Maliye Bakanlığı'na karşı Danıştay'da
e) Anarşik misin sen Devlete karşı dava açıyon... Töööbe töööbeee...
Old 27-01-2012, 15:38   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan pallanco
Vergi Hatası var. İlgili (İstanbul)Vergi dairesine düzelt demişiz, düzeltmemiş. Biz de Maliye Bakanlığı'na şikayet etmişiz. Maliye Bakanlığı da reddetmiş.

Şimdi burada davayı kime karşı ve hangi mahkemede açacağız ?

a) Maliye Bakanlığı'na karşı Ankara Vergi Mahkemesi'nde
b) Maliye Bakanlığı'na karşı İstanbul Vergi Mahkemesi'nde
c) İstanbul Vergi Müdürlüğü'ne karşı İstanbul Vergi Mahkemesi'nde,
d) Maliye Bakanlığı'na karşı Danıştay'da
e) Anarşik misin sen Devlete karşı dava açıyon... Töööbe töööbeee...

f-)Hiçbiri. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'na karşı İstanbul Vergi Mahkemesi'ne
Old 31-01-2012, 23:32   #14
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan 2577 İYUK 37/b

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
f-)Hiçbiri. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'na karşı İstanbul Vergi Mahkemesi'ne

Maalesef,

2577 sayılı İYUK 37/b "Vergi Usul Kanunu ğereğince şikayet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlerde; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren,.. Dairenin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir."

Hatalı Vergi Dairesi işlemine karşı, İstanbul Vergi Mahkemesinde dava açılmalıdır.
Old 29-12-2012, 18:04   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Muhsin KOÇAK
Uygulamaya yön veren son vergi mahkemeleri kararları vergi dairsi başkanlıklarını taraf kabul ettiklerine yöneliktir. vergi dairesi başkanlıığını taraf göstermelisiniz.

Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı'nı hasım gösterdiğimiz davada, Vergi Mahkemesi hasım düzeltme yaparak hasmın Uluçınar Vergi Dairesi olarak değiştirilmesine karar verdi.13.09.2012 tarihinde de dosya "davanın kabulü" yönünde karara çıktı.

Şimdi, yeni bir dava daha açmak üzereyim. Bildiklerimi bilmemiş gibi yapıp, Vergi Dairesi Müdürlüğü'nü mü hasım göstereyim acaba...Kararsızım.
Old 20-09-2023, 14:22   #16
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

Meslektaşlarım merhaba ....ilçesi mal müdürlüğü aleyhine dava açılabilir mi yoksa ...ilçesi mal müdürlüğüne izafeten hazineye mi dava açılır (dava asliye hukukta açılacaktır)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
vergi dairesi gencerx07 Meslektaşların Soruları 0 06-06-2009 10:25
Vergi Dairesi/ İhtiyati Tedbir Av. Bülent Sabri Akpunar Meslektaşların Soruları 1 12-03-2009 13:19
Vergi Dairesi Ödeme Emri Gonca Işık Meslektaşların Soruları 1 08-10-2008 19:06
Hİzmet Espİt Davasi Sgk Genel MÜdÜrlÜĞÜne Mİ İl MÜdÜrlÜĞÜne Mİ KarŞi AÇilir? ad-hoc Meslektaşların Soruları 5 01-09-2008 17:23
Vergi dairesi ödeme emrinin veya konusu vergi tahakkukuknun iptali ve Muhtara tebliğ av.onur Meslektaşların Soruları 10 14-08-2008 18:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09946203 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.