Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

BK 19 mu Tasarrufun İptali mi?Acil bir durum.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-09-2023, 08:28   #1
drako

 
Varsayılan BK 19 mu Tasarrufun İptali mi?Acil bir durum.

Müvekkile eşi şiddet uyguluyor ve müvekkil akrabalarının yanına dönüyor. Bu arada eş evlilik birliği içinde alınmış ev ve arabayı arkadaşına satış gösteriyor ve devrediyor. Arabayı ise yine önce arkadaşına ardından başka birine satıyorlar.

Bu durumda araba ile alakalı isteğimin diğer kişi iyiniyetli ise ancak bedel olacağını düşünmekle beraber, taşınmaz için ne yapabiliriz?

Tasarrufun iptali mi yoksa BK 19 a mı gitmek gerekir? Eşin devrettiği kişinin arkadaşı olması halinde ben BK 19 a gitmem gerektiğini düşünüyorum ama emin olamadım.
Old 28-09-2023, 14:25   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

Elden çıkarılan malların yerine o malların değerleri girer.
Olası bir mal rejimi davasında bu açıdan zarara uğrayacağınızı sanmıyorum. Belirsiz mal rejimi davası ile malın bedelindeki katılma alacağınızı ve varsa değer artış payınızı isteyebilirsiniz.

Taşınmaz aile konutu ise iptal davası açılabilir..Ama bu dava bir mal rejimi davası değildir. Tapu, eski malikine geri döner.

Taşınmaz aile konutu değilse aşağıdaki yol izlenebilir.
Malum olduğu üzere mal rejimi davalarında tam veya kısmen de olsa tapu iptali şeklinde bir talep ileri sürülemiyor.


4721 S.lı Türk Medeni Kanunu MADDE 229
2. Eklenecek değerler
Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
2. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.
Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.

4721 S.lı Türk Medeni Kanunu MADDE 241
3. Üçüncü kişilere karşı dava
Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, katılma alacağını karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir.
Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde mal rejiminin sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
Yukarıdaki fıkra hükümleri ve yetki kuralları dışında mirastaki tenkis davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.

Taşınmazın Devredilmesi Halinde Devralan Üçüncü Kişinin Sorumluluğu
Toplanan delillerden davalı eski eş İnan’ın, diğer davalılara edinilmiş malları devretmesi, TMK m. 229/2 uyarınca artık değere katılma alacağı hesabında eklenecek değer niteliğindedir. Aynı maddenin son fıkrasında ( TMK m. 229/2-son) ise; bu gibi kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararının, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebileceği öngörülmüştür. Bu tasarruflardan kaynaklanan katılma alacağından öncelikle, davalı eş … sorumludur. Bu aşamada diğer davalılarla birlikte müteselsil sorumluluğu oluşmamıştır. Diğer yandan, bu gibi kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı dava açılabilmesinin koşulları da, TMK 241. maddesinde düzenlenmiştir. İşte, belirtilen bu ihbarın yapılmış olmasının yaratacağı hukuki sonuç; üçüncü kişi aleyhine sonradan aynı Kanun’un 241. maddesine dayanılarak alacak davası açıldığında, 229. maddedeki kazandırma veya devir koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin yeniden araştırma konusu yapılmamasıdır.

Eşin talep hakkı, edinilmiş malın mülkiyetine yönelik bir ayni hak olmayıp, malın değeri üzerinden hesaplanan bir alacak hakkı niteliğinde olduğundan; karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının tespit edilmesi halinde, işlemin (tasarrufun) iptaline karar verilemez ve eşle birlikte üçüncü kişi davalı olarak gösterilse bile, bu aşamada davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağından üçüncü kişi sorumlu tutulmaz. Üçüncü kişi hakkında eşle birlikte dava açılması halinde; kararda TMK. 229. maddesindeki amaç ve doğrultuda üçüncü kişi lehine kazandırma veya devir yapıldığının tespit edilmiş olması yeterlidir. İlk aşamada hüküm davalı eski eş yönünden karara bağlanacak ve davalı eski eş yanında davalı gösterilen üçüncü kişi yönünden bu dava aynı zamanda TMK.229/2-son maddesindeki ihbar işlevini de yerine getirmiş olacaktır. Bu sonuç, ancak hüküm altına alınan katılma alacağının tahsili aşamasında borçlu eşin malvarlığı ya da terekesinin borcu ödemeye yetmediğinin anlaşılması durumunda, sonradan üçüncü kişi aleyhine eksik kalan ve kazanılan miktarla sınırlı olarak alacak davası açılabileceği; bir başka anlatımla, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi tasfiye borcunu ödemeye yetiyorsa, hiçbir zaman lehine kazandırma yapılan üçüncü kişi davacıya ödenecek katılma alacağından sorumlu tutulmayacağına ilişkin TMK. 241. maddesi hükmüyle de uyumlu olacaktır.

Borçlu eşin malvarlığının ya da terekesinin tasfiye borcunu karşılamaya yetip yetmediği ise; ancak alacağın tahsili sürecinin sonunda belli olacağından; üçüncü kişinin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kararın verildiği aşamada borçtan sorumlu tutulması doğru olmayacaktır. O halde, mahkemece, hesaplanan ve hükmedilen 64.512,50 TL katılma alacağından davalı eş İnan’ın sorumluluğuna hükmedilmesi; eşden kazandırma veya devralan üçüncü kişi konumundaki diğer davalılar hakkındaki alacak talebi hakkında HMK 167. maddesi uyarınca üçüncü kişilere (davalılar …, … ve …‘a) karşı açılan dava hakkında ayırma kararı verilerek davanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması; bu davada eski eş İnan’a karşı açılan katılma alacağı davası sonucunun ve alacağa karar verilmiş ise, eşden tahsil edilebilme durumunun HMK.165/1. maddesi gereğince “bekletici sorun” yapılması, eş hakkındaki alacak davacının kesinleşmesi ve davalı eşten alacağın tahsil edilememesi halinde üçüncü kişi diğer davalıların sorumluluğu doğacağı düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 8.Hukuk Dairesi - Karar : 2016/8978).


Aşağıda da olayın BK 19 md ile ilgili kısımları hakkında açıklamalar var..


17. Hukuk Dairesi 2016/10298 E. , 2019/2799 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi
Özet : Mahkemece yapılması gereken iş, BK’nun 19.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi daha sonra da tefrik edilen dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi, dava konusu taşınmazla ilgili muvazaalı işlem yönünden ,Asliye Hukuk mahkemesi, Aile mahkemesinin kararının bekletici mesele yaparak, davacının bir alacağının olduğunun tesbiti halinde TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK’nun 283/1 maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesinden ibarettir. Aksi durumda yani davacının katkı payının olmadığının saptanması halinde ise her iki dava yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, her iki davanın birlikte görülerek karara bağlanması ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 12/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -

K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...’in 2003 yılından beri evli olduklarını, Almanya da boşanma davalarının devam ettiğini, dava konusu taşınmazın birlikte edinmelerine rağmen davalı ... tarafından muvazaalı olarak davalı ...’ya devredildiğini belirterek, bu satışın iptali ile 1/2 hissesinin müvekkili adına tescilini, olamadığı takdirde belirlenecek değerin 1/2 oranındaki miktarın davalılarından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davanın mal rejiminin tasfiyesine yönelik katılma alacağı davası olduğu, adı geçen taşınmazın müvekkili adına 28/04/2010 tarihinde tescil edildiğini, alım tarihi itibariyle taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunu, eşlerden birine ait edinilmiş mallar üzerinde diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebinde bulunmasının kanunlar gereği mümkün olmadığını, mal rejimi sona erdiğinde eşlerin edinilmiş mallara ilişkin artık değerler üzerinde karşılıklı olarak alacak haklarının olduğunu, bu nedenle davacının taşınmaza ilişkin olarak ayni isteme hakkının olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmaz alımında herhangi bir muvazaa söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davaya konu yerin tarafların evlilikleri süresince edinilmiş mallara katılma rejiminin yürürlükte olduğu zaman dilimi içerisinde edinildiği bu zaman dilimi içerisinde edinilen mal üzerinde eşlerin 1/2 oranında haklarının olduğu, ...’nın söz konusu yerin evlilikten sonra alındığını, akraba olması nedeniyle bilmesi ve bu yeri devralmadan önce davacıya bilgi vererek muvafakatinin olup olmadığını sorması gerektiği, bu hususa riayet etmediği gibi tanık ...'in de net beyanı ile de ...'nın ...'nin evin alımında katkısını bildiği halde muvafakatini sormadan davaya konu yeri aldığı, davacının yurt dışında çalışarak evin alımına katkısının olduğunun açık ve net olduğu, ... ın yurt dışında boşanma davası devam etmekte iken devir işlemini yaptığı, devir işleminin bu nedenle muvazaalı olduğu kanaatine varıldığı,ancak dava konusu taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejiminin süresinde edinilmiş olması nedeniyle ... ve Cem’in 1/2 şer hissesinin olduğu, ...'ın devir işleminde muvazaa bulunmakla birlikte taşınmaz üzerinde 1/2 oranında tasarruf yetkisinin olması nedeniyle kendi hissesine isabet eden yerin devri yönünden yasal bir engel halinin olmadığı bu nedenle ...’ye isabet edecek yerin devri nedeniyle muvazaa dikkate alınarak davacı ... ‘ye isabet eden kısmın ...’ya devrinin iptaline karar verilmiş hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgiler ve Uyap katıtlarına göre tarafladır Almaya’da boşanmalarına karar verildiği ve bu kararın ... 4.Aile mahkemesinin 2012/822 Esas 2013/ 42 karar sayılı ilamı ile tenfizinin yapıldığı , nüfus taydına 31.07.2012 tarihinde boşanmanın kesinleştiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre davacı, davalı eş ... adına olan taşınmazın diğer davalı ...’ya yapılan satışın muvazaalı olduğu iddiası ile iptali ve davalı eşe dönecek tapu kaydının eşler arasındaki mal rejimi gereğince tasfiye edilerek yarı paya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ...’e geçen taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile açılacak edinilmiş mallara katılma alacağının tahsili sağlanmış olacaktır.
Davacının istekleri arasında yer alan taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi gereği yarı paya ait tapu kaydının iptali ve tescili; isteği bakımından bu davaların çözüm yeri 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş,Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi gereğince Aile Mahkemeleri olup Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karar bağlanması gerekir.

Davacının diğer isteği ise TBK’nun 19.maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa nedeniyle tapu iptali ve davacı eş adına tescili olup bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yeri HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel Mahkemelerdir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulur.
Mahkemece yapılması gereken iş, BK’nun 19.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi daha sonra da tefrik edilen dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi, dava konusu taşınmazla ilgili muvazaalı işlem yönünden ,Asliye Hukuk mahkemesi, Aile mahkemesinin kararının bekletici mesele yaparak, davacının bir alacağının olduğunun tesbiti halinde TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK’nun 283/1 maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesinden ibarettir. Aksi durumda yani davacının katkı payının olmadığının saptanması halinde ise her iki dava yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, her iki davanın birlikte görülerek karara bağlanması ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 12/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tasarrufun İptali Davası mı yoksa muvazaa nedeni ile tasarrufun İptali mi açılır ? tiryakim Meslektaşların Soruları 15 28-01-2021 19:57
Aynı tasarrufun iptali için üç ayrı alacaklı tarafından açılan ve bedele dönüşen Tasarrufun İptali davaları sonucuna dair önemli bir içtihat ! Av.Bilgen Savaş Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 1 11-05-2016 14:18
Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali mi? Tasarrufun İptali Davası mı açmalıyım? pehlivanoğlu Meslektaşların Soruları 1 05-09-2014 16:01
İtirazın İptali, Tasarrufun İptali ve Eşya Hukuku için Kitap Önerisi MTL Meslektaşların Soruları 0 24-04-2010 10:57
Muvazaa Nedenİyle Tapu İptali mi? Yoksa Tasarrufun İptali mi? SOFTWARE Meslektaşların Soruları 16 22-02-2009 11:18


THS Sunucusu bu sayfayı 0,11067009 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.