Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

"İhtİlaflarda SÖzleŞmenİn YapildiĞi Yer Mahkemesİ Yetkİlİdİr" Şeklİnde Yetkİ Şarti GeÇerlİ Mİ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-06-2012, 11:04   #1
hciyiltepe

 
Varsayılan "İhtİlaflarda SÖzleŞmenİn YapildiĞi Yer Mahkemesİ Yetkİlİdİr" Şeklİnde Yetkİ Şarti GeÇerlİ Mİ?

Değerli meslektaşlarım,
Elimde ki bir sözleşmede yetki şartı mevcut ve madde şu şekilde:
"Bu sözleşmeden doğan ihtilaflarda sözleşmenin yapıldığı yer icra daire ve mahkemeleri yetkilidir."

Aynı sözleşmenin 2. maddesinde sözleşmenin yapıldığı yer de İzmir olarak belirtilmiş....

Şimdi Yeni HMK sonrası doktrinde yer alan yetkili mahkeme açıkça belirtilmelidir şeklinde ki görüşü dikkate aldığımız da sizce bu yetki şartı geçerli midir?
Old 27-06-2012, 11:15   #2
ayse1728

 
Varsayılan

yeni hmk ile açıkça belirtilme şartı bence sizin olayınızda geçerli değil zira ege bölgesi yahut da türkiye de bulunan mahkemeler gibi daha geniş ifade içeren yetki sözlşemesi geçerli olamaz ancak sizin olayınızda şayet kesin yetki durumu söz konusu değil ise ve sözleşme metninden sözleşmenin izmir de yapıldığı açıkça anlaşılıyor ise bu yetki sözlşemesinin geçerli olacağı kanaatindeyim.
Old 27-06-2012, 12:28   #3
olgu

 
Varsayılan

HMK ya göre yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için sözleşmenin 2 tarafınında tüzel kişi olması gerekmekte.

bence sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesi yetkilidir hükmü ve sözleşmenin izmir de yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa ve sözleşme tüzel kişiler arasında imzalanmışsa yetki sözleşmesi geçerlidir.
Old 27-06-2012, 14:20   #4
levent incetaş

 
Varsayılan

Sayın hciyiltepe,
Yetki sözleşmesi yalnızca tacirler veya kamu tüzel kişiler arasında yapılmış olması halinde geçerlidir. Aksi halde sözleşmenin yapıldığı yer değil sözleşmenin ifa yeri mahkemeleri yetkilidir. m.10-17
Sözleşmenin HMK öncesi yapılmış olması da kazanılmış hak yaratmaz
Eğer taraflar tacir ise de, bence İzmir Mahkemeleri'nin yetkili olduğunun açıkça belirtilmediği şeklinde bir yorum dürüstlük kuralı ile pek bağdaşmaz.
Old 28-06-2012, 10:23   #5
hciyiltepe

 
Varsayılan

Konuya ışık tutabilecek elinde Yargıtay kararı ya da makale olan var mı?
Old 04-11-2013, 00:36   #6
ibnul_vakt

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hciyiltepe
Konuya ışık tutabilecek elinde Yargıtay kararı ya da makale olan var mı?
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas : 2012/4672
Karar : 2012/20024
Tarih : 11.06.2012


Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Nezihe Deniz Etral tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlu, aleyhine yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe karşı yetki itirazı ile birlikte diğer itiraz ve şikayetlerini 25.11.2011 tarihinde ikame ettiği dava ile icra mahkemesine bildirilmiş, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, 6100 Sayılı HMK hükümleri gereğince yetki anlaşmalarının geçersiz olduğundan bahisle yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir.

6100 Sayılı HMK'nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiş olup bu hükme göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Buna göre, HMK ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirtilmiştir. Aynı kanunun 451. maddesinde HMK'nın 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe gireceği belirlenmiş, yine zaman bakımından kanunun uygulanmasını düzenleyen 448. maddesinde de, kanun hükümlerinin tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiştir.

6100 Sayılı HMK ile yürürlükten kalkan 1086 Sayılı HUMK'nun 22. maddesinde, tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri belirtilmişti. Buna göre tarafların hükmi şahsiyetlerinin önemi olmadan, tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerinin de yetki sözleşmesi yapabilecekleri tabii idi.

Somut olayda takibe konu on iki adet bonoda lehdarın gerçek kişi olduğu, keşideci ve kefil sıfatları olan borçlular tarafından imzalanan bonolarda Samsun mahkemelerinin yetkili kılındığı, tüm bonolarda keşide tarihlerinin 16.04.2007 olduğu görülmektedir. HMK'nın geçici 2 maddesinde "1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde usulüne uygun olarak düzenlenmiş bulunan senetler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da geçerliliklerini korur." hükmü yer almaktadır. Bu durumda söz konusu takibe konu bonolar 16.04.2007 tarihinde, 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken keşide edilmiştir. HMK'nın 448 ve 451. maddeleri gereğince, HMK tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla senetlerin keşide ve vade tarihlerinden sonra 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğundan takibe konu bonolarda HMK'nın 17. maddesi uygulanamayacaktır.

Takibe dayanak bonolarda Samsun Mahkemeleri yetkili kılınmış olmakla, yetki sözleşmesi gerçekleştirilmiştir. O halde, HUMK.nun 22. maddesine göre gerçek şahıslar ile tacirler arasında yetki sözleşmesi ile belirlenen özel yetkili yerde de takip yapılabileceğine göre, yetki itirazının reddi ile borçluların sair itiraz ve şikayet nedenlerinin incelenerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ile yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir.

Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükmün "Türk Milleti Adına" verilmesi ve aynı fıkranın (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.

SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
" Devletin Dili ", " Resmi Dil ", " Ortak Dil "... Doç. Dr. Özge Yücel Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 12 14-11-2012 18:12
delil listesi kesin süre: "-ihtarına" denmesine fakat "(ihtar yapıldı)" ibaresinin olmaması Av.Hayrullah ÇUHADAROĞLU Meslektaşların Soruları 2 27-03-2011 00:57
Aynı anda "gerçek hasma tebliğ" ve "idari mercie tevdii" kararları birlikte verilebilir mi? Av.Dursun KARACA Meslektaşların Soruları 0 21-01-2011 23:47
Matbu bono metni üzerindeki "malen" kelimesinin üzeri çizilerek "nakden" yazılması Av.Özgür Özlem Öngel Meslektaşların Soruları 9 26-02-2008 18:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02858710 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.