Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

"İmzasına itiraz edilen bonoların postada kaybolması"

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 31-03-2009, 11:07   #1
avukat 77

 
Acil "İmzasına itiraz edilen bonoların postada kaybolması"

1)İmzaya ve borca itiraz davası devam ederken imza incelemesi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumuna gönderilen 8 adet mahkeme dosyası ve dosya içindeki icra dosyaları ve senet asıllarının olduğu koli PTT görevlisince kaybedilir.
2)PTT görevlisi hakkında ceza davası açılır,görevli dosyaların olduğu kolinin düşmüş veya çalınmış olabileceğini kendisinin bir suçu olmadığını beyan eder.
Bu arada icra mahkemesindeki dosyada dosya yeniden ihya edilir yine eldeki belgelerle icra mahkemesi dosyası da ihya edilir.
3)Son aşamaya gelindiğinde mahkeme karar vermek için dosyayı incelemeye alır.Senet asıllarının olmadığı bir durumda dosyalar ihya edilmiş olsa da imza incelemesi yapılamayacağı açıktır.Dosyadaki ilk rapor adli tıp şube müd.den verilmiş üçlü bilirkişi raporu davacı borçlu lehinedir.
4)Bu durumda ispat yükü kimdedir?Mahkeme davanın kabulüne mi reddine mi karar vermelidir?Konuya ilişkin örnek mahkeme yada yargıtay kararı olan arkadaşlar ya da fikirleri olan arkadaşlar paylaşırlarsa çok makbule geçer.Teşekkürler.
Old 31-03-2009, 12:01   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Dosyadaki ilk rapor adli tıp şube müd.den verilmiş üçlü bilirkişi raporu davacı borçlu lehinedir.

Bu durumda dosyada borçlu lehine karar verilmesi gerektiğini düşünmekteyim. İmzanın senet borçlusuna ait olmadığı en azından bir kere tespit edilmiş.(Doğru anlıyorum değil mi?)

Saygılarımla.
Old 31-03-2009, 12:10   #3
avukat 77

 
Varsayılan

Evet meslektaşım.İlk rapor Adli Tıp Şube Müd.den verilen üçlü bilirkişi raporu olup bonolardaki imzaların borçlunun eli ürünü olmadığı şeklinde gelmiştir.Sonrasında Adli Tıp Kurumuna giderken de bonolar kaybedilmiştir.Davalı alacaklı borçlunun 6 adet dairesine ve 4 adet aracına haciz koydurmuş teminat bulunamadığından hacizler kaldırılamamıştır.Bu durumda mahkeme nasıl karar verecek,davacı borçlunun 2007 yılından bu yana haciz nedeniyle oluşan zararlarını kim tazmin edecek bu konuda net bir çözüm bulamadım.
Old 31-03-2009, 12:20   #4
av.selim ışıklar

 
Varsayılan

sayın meslektaşım anladığım kadarıyla açmış olduğunuz ceza davasının bekletici mesele yapılmasını isteyin bu süreci uzatır ancak davanın seyri açısından yararlı olacağı kanısındayım
Old 31-03-2009, 12:24   #5
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 1993/6294
Karar: 1993/10993
Karar Tarihi: 17.06.1993

ÖZET: İnkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığının saptanamaması halinde, uyuşmazlığın dar yetkili mercide çözümlenmesi mümkün değildir. Bu durumda, borçluya menfi tespit davası açma külfeti de yüklenilemez. Ayrıca taraflarından herbiri iddiasını ispata mecburdur. Borçlu; senetteki imzayı inkar ettiğinden, davadaki sıfatına bakılmaksızın hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıya düşer. Alacaklı, genel hükümlere göre açacağı davada, alacağının varlığını diğer delillerle kanıtlamak zorundadır. Açıklanan şu duruma göre, itirazın kabulü gerekir. Bu yüzden karar düzeltme isteminin kabulü gerekir.

(2004 S. K. m. 62, 68/a, 170) (743 S. K. m. 6) (1086 S. K. m. 309, 310, 311, 312)

Dava: Merci kararının onanmasına mutazammın 2.2.1993 tarih, 11408-1773 sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya, mahallinden Daireye 11.5.1993 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlu; yasal süre içinde merciye verdiği itiraz dilekçesinde, takip dayanağı bonodaki keşideci imzasının murisi Ali'ye ait olmadığını ileri sürmüştür. Adli Tıp Kurulu'ndan alınan raporda, takip konusu senetteki imza ile mukayese imzaların grafolojik muhteva içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay iki bukleden ibaret oldukları cihetle, .. senetteki imzaların Ali'nin eli ürünü oldukları-olmadıkları yönünden bir sonuca gidilmeye olanak bulunmadığı bildirilmiş, mercice, davacı imzanın Ali'ye ait olmadığını kanıtlanamadığından bahisle itirazın reddine karar verilmiştir.

İİK.nun 170/3. maddesi uyarınca, İcra Tetkik Merci; 62 ila 68/a maddelerine göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne, inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa itirazın reddine karar verir. Somut olayda olduğu gibi, inkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığının saptanamaması halinde, uyuşmazlığın dar yetkili mercide çözümlenmesi mümkün değildir. Bu durumda, borçluya menfi tespit davası açma külfeti de yüklenilemez.

MK.nun 6. maddesi hükmüne göre, taraflarından herbiri iddiasını ispata mecburdur. Borçlu; senetteki imzayı inkar ettiğinden, davadaki sıfatına bakılmaksızın hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıya düşer. Alacaklı, genel hükümlere göre açacağı davada, alacağının varlığını diğer delillerle kanıtlamak zorundadır. Açıklanan şu duruma göre, itirazın kabulü gerekir. Merci kararı bu gerekçe ile bozulacağı yerde onandığından, karar düzeltme isteminin kabulü ile merci kararının bozulması uygun görülmüştür.

Sonuç: Borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne, dairemizin 2.2.1993 tarih ve 11408-1773 karar sayılı kararının kaldırılmasına, merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.6.1993 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Sayın Meslektaşım;

Çok uzun bir karşı oy yazısı vardı onu çıkararak kararı ekliyorum.

Bu açıklamam da imzaya itiraz eden borçlunun lehine itirazın kabulü şeklinde karar verilmesi yönünde.

Sizin dosyanızda en azından bir kere yapılmış bilimel bir tespit var.

Yukarıdaki örnek yargıtay kararı imzanın borçluya ait olduğunun "TESPİT EDİLEMEMESİ" (ayırt edici özelliğinin bulunmaması..vs) halinde dahi itirazın kabul edilmesi gerektiği yönünde.

Saygılar.
Old 01-04-2009, 11:59   #6
avukat 77

 
Varsayılan

Cevaplarınız için teşekkür ederim.Yargıtay kararı da dava konusuyla örtüşmekte.Davanın kabulü halinde davalı alacaklının borçluya tazminat vs.ödemesi de söz konusu edilebilir mi,
Dava kabul edilirse müteahhit olan borçlunun 2007 yılından bu yana hacizli olan 6 adet dairesini satamaması nedeniyle uğradığı zarar için PTT ye , görevlisine ve/veya alacaklıya karşı dava açılabilir mi,açılsa bir sonuç elde edilme olasılığı var mıdır/
Old 02-04-2009, 00:15   #7
Tuğçe AYMEN

 
Varsayılan

Elbette ihtiyati hacizden kaynaklanan bir tazminat davası açabilirsiniz.İİK m.259'da "İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur." denilmiştir. Bu dava genel mahkemelerde ve genel hükümlere göre açılır ve 1 yılık zamanaşımına tabidir. Dava lehinize sonuçlanırsa karar verilen tazminat öncelikle alacaklının yatırdığı teminattan alınır. İyi çalışmalar...
Old 09-06-2009, 19:16   #8
avukat 77

 
Acil dosya karara çıktı ama...!

Aradan uzun bir süre geçti.Dosya karara çıktı.Kararda itirazın kabulü ile takiplerin(iki takip vardı.) durdurulmasına karar verildi.Alacaklı vekili süre tutum verip kararı temyiz etti.Bizde alacaklı kötüniyet tazminatına mahkum edilmedi talebimiz reddedildi diye süre tutum verip temyiz ettik.Gerekçeli karar nihayet yazıldı.Kararı alıp icra dairesine gittim.Ancak icra dairesi borçlunun malları üzerine konulan hacizlerin kaldıralamayacağını söyledi.Kararda takibin iptaline diye yazması gerekiyormuş yada kararın kesinleşmiş olması gerekirmiş.İcra mahkemesi hakimi İİK açıkça takibin durudurulmasına karar verilir diyor dedi.Takibi iptal edemem yada hacizler kaldırılsın diyemem dedi.Temyizden vazgeçsek bile alacaklı vazgeçmeyecek doğal olarak.Şimdi bu durumda borçlunun malları dosya kesinleşene kadarki yıllar sürebilir hacizli kalmaya devam edecek.İcra mahkemesinin verdiği bu karar doğru mudur? Ne yapılabilir?Fikri olan arkadaşlar paylaşırlarsa çok sevinirim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kalemlerde teslim edilen dilekçelere "alındı" ibaresi verilmesi üye17661 Meslektaşların Soruları 16 20-07-2013 16:13
Matbu bono metni üzerindeki "malen" kelimesinin üzeri çizilerek "nakden" yazılması Av.Özgür Özlem Öngel Meslektaşların Soruları 9 26-02-2008 18:02
Yargıtay'dan icra ceza suçlarındaki "itiraz usulüne" getirilen yeni yorum Avukat Hakan Eren Hukuk Sohbetleri 2 12-01-2008 19:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03460789 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.