Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Hukuk Usulünde Bilirkişi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-02-2008, 23:46   #1
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan Hukuk Usulünde Bilirkişi

HUKUK USULÜNDE BİLİRKİŞİ


Bilirkişilik kurumu H.U.M.K.nun üçüncü kısmında yer almaktadır. 275.madde ve devamındaki düzenlemeler ile bilirkişinin (yasanın dilinde “ehlivukuf”un) hangi hallerde ve nasıl atanacağı, görevini nasıl yapacağı ve sair hususlar düzenlenmiştir.

275.madde bilirkişinin ne zaman gerekli olduğu konusunda genel kuralı düzenlemiştir. Buna göre, çözümü özel ve teknik bir bilgi isteyen durumlarda mahkemece bilirkişinin görüşünün alınmasına karar verilir. Bu maddedeki en önemli düzenleme ikinci tümcesindedir; hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye gerek yoktur.

Bu kuralın sık sık ihlal edildiği ve hakimlik mesleğinin esaslı gereklerinden biri olan hukuk bilgisi ile çözülebilecek konuların, hukuk bilirkişilerine tevdi edildiği görülmektedir. Oysa ki hakim, hukuk bilirkişisi (çoğunlukla avukat) gibi hukuk fakültesi mezunu olmakla, yeterince hukuk bilgisine haizdir. Ayrıca hakimlik mesleğine başlamış olması, kişilerin bu mesleğe sınavla alınması ve zorunlu staj dikkate alındığında, hakimin hukuk bilgisinin eksik ya da az olduğu düşünülemez.

Yasanın bu açık hükmüne rağmen yıllardır davalarda hukuk bilirkişisinin görüşünün alınıyor olmasının nedenlerini, hakim sayısının azlığı ve iş yoğunluğu gibi adli sorunlarda aramak gerekirse de, ilginçtir ki Yargıtay da birçok kararında belirli davalarda hukuk bilirkişisi atanmasını ve görüşünün alınmasını şart koşmuştur. Örneğin, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davaları için Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, aralarında hukukçu bilirkişi de bulunan bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini çeşitli kararlarında belirtmektedir. (2005/8093 E., 2006/558 K. sayılı ve 07.02.2006 tarihli; 2004/7330 E., 2005/7190 K. sayılı ve 26.12.2005 tarihli; 2004/7452 E., 2005/2817 K. sayılı ve 06.05.2005 tarihli; 2004/4609 E., 2005/1507 K. sayılı ve 16.03.2005 tarihli; 2004/4386 E., 2005/1040 K. sayılı ve 24.02.2005 tarihli; 2004/3871 E., 2005/711 K. sayılı ve 14.02.2005 tarihli kararlar) Yine Yargıtay'ın başka Hukuk Daireleri'nin ve hatta Hukuk Genel Kurulu'nun bazı kararlarında da aynı durum sözkonusudur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2006/1-551 E., 2006/597 K. sayılı, 27.09.2006 tarihli; 2005/11-624 E., 2005/713 K. sayılı, 14.12.2005 tarihli; 2004/11-217 E., 2004/212 K. sayılı, 07.04.2004 tarihli kararları ile Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2003/4512 E., 2003/7134 K. sayılı ve 03.04.2003 tarihli kararı; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2005/11504 E., 2006/950 K. sayılı, 06.02.2006 tarihli; 2004/8306 E., 2005/4863 K. sayılı, 09.05.2005 tarihli kararları; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 2005/17304 E., 2006/391 K. sayılı, 18.01.2006 tarihli; 2004/10541 E., 2005/4340 K. sayılı, 15.02.2005 tarihli kararları; Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 2003/1337 E., 2003/3036 K. sayılı, 07.04.2003 tarihli kararı; Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2002/6557 E., 2002/6800 K. sayılı 24.10.2002 tarihli kararı; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2002/10969 E., 2002/10967 K. sayılı, 25.09.2002 tarihli kararı; Yargıtay 10. Hukuk Dairesi'nin 2002/3721 E., 2002/6118 K. sayılı, 04.07.2002 tarihli kararı gibi.)

Bilirkişinin atanmasında yöntem, H.U.M.K.nun 276. maddesinde düzenlenmiş ve bilirkişilerin öncelikle taraflarca belirleneceğini öngörmüştür. Hakim ancak taraflar belirli bir ya da birkaç bilirkişi üzerinde ittifak edemezlerse, bilirkişinin kim ya da kimler olabileceğine karar verir.

Oysa uygulamada bu hükmün de hemen hemen hiç uygulanmadığı, taraflara hiç sorulmaksızın bilirkişilerin hakim tarafından belirlendiği görülmektedir. 276. maddenin ilk fıkrası da aynen 275/ikinci tümce gibi uygulamada terkedilmiş hükümlerdir. Daha da kötüsü bazen bilirkişi seçimi mahkeme kalemlerine bırakılmakta, hakimin yapması gereken titiz seçimi bu durumda katipler ya da mübaşirler yapmakta ve yasanın aradığı titizlik gösterilememektedir.

Eğer, devletçe belirli bir konuda bilirkişilik yapması için görevlendirilen kişiler varsa bilirkişinin bunlar arasından seçilmesi şarttır. 276. madde ayrıca bilirkişi sayısını da belirlemiş, bir bilirkişi ile yetinilebileceğini ve her halde en çok üç bilirkişi atanabileceğini öngörmüştür.

Hakim gerekli görürse, bilirkişinin belirttiği ya da belirteceği görüşün tarafsız olacağına dair yemin ettirebilir.

H.U.M.K.nun 277. maddesi, bilirkişilerin, hakimler için geçerli olan nedenlere dayanılarak ve red nedeninin öğrenilmesinden itibaren üç gün içinde reddedilebileceğini, red talebinin hakim tarafından incelenip bir karar verileceğini ve red nedenleri için tarafların yemin teklif edemeyeceklerini belirtmiştir.

278. maddede ise, bilirkişilik yapma zorunluluğu düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, bilirkişi olarak bilgisine başvurulacak konuyu bilmeden işini yapması mümkün olmayan ve açıkça o işi yapan kişiler, bilirkişilik görevini de kabule mecburdurlar. Ancak, bilirkişilerin, tanıklar hakkındaki hükümlere göre görevden çekinmeleri mümkündür. Bilirkişilik görevi için Mahkemeye gelmeyen ya da gelip de görevini yapmayan bilirkişiler için tanıklara ilişkin hükümler uygulanır.

H.U.M.K.nun 279. maddesi, bilirkişiye sorulacak soruların hakim tarafından belirleneceğini öngörmüştür. Bilirkişi, davanın diğer tarafı hazır olmaksızın iki taraftan birini çağırıp dinleyemez. Aynı şekilde 280. maddede de, keşif yapılması gerektiğinde ya da başka bir işlem gerekirse, davanın iki tarafından her birinin bu işlemler sırasında hazır bulunabileceği belirtilmiştir.

281. maddeye göre, bilirkişinin beyan ettiği oy ve görüş hemen tutanağa geçirilir. Bilirkişi birden fazla ise, aralarında görüşüp, sonucu bildirilen oy ve düşünceler tutanağa yazılır. İşin niteliğine göre bilirkişilerin oy ve görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri gerekiyorsa, hakim, raporun kaç nüsha olacağını ve verileceği süreyi belirler. Bu süre işin niteliğine göre üç ayı geçemez. Raporun, tarafların ad ve soyadlarını, bilirkişinin çözümü ile görevlendirildiği hususları, inceleme konusu yapılan maddi vakıaları, gerekçeyi, sonucu, bilirkişiler arasında anlaşmazlık varsa bunun sebebini düzenlendiği günü ve bilirkişilerin imzalarını taşıması gerekir. Azınlıkta kalan bilirkişi ayrı bir rapor verebilir.

282. madde bilirkişinin raporunu Mahkeme kalemine vereceğini, raporun verildiği tarihin Yazıişleri müdürünce rapora şerhedilip, duruşmadan (yasa metninde “duruşmadan” yerine yanlış olarak “mahkemeden” sözcüğü kullanılmıştır) önce raporun birer suretini taraflara tebliğ edeceği belirtilmiştir.

H.U.M.K.nun 283. maddesine göre Hakim, raporda eksik ya da şüpheli gördüğü yönleri açıklamak ya da tamamlamak için bilirkişiye yeni sorular sorabilir. Davanın tarafları da raporun kendilerine tebliğinden itibaren bir haftalık süre içinde, raporda eksik ya da şüpheli gördükleri yönler hakkında bilirkişiden açıklama alınmasını isteyebilirler. Uygulamada buna ek bilirkişi raporu denmektedir. Hakim isterse, açıklama yapmak üzere bilirkişiyi duruşmaya çağırıp dinleyebilir. Bu durumda bilirkişinin sözlü açıklamaları tutanağa geçirilip imzalattırılır.

284. maddeye göre gerçeğin ortaya çıkması için hakim ya da mahkeme tarafından gerek görülürse önceki ya da yeni seçilecek bilirkişi aracılığıyla yeniden araştırma yapılabilir.

H.U.M.K.nun 285. maddesi, bilirkişi ücretinin hakim tarafından takdir edileceğini düzenlemiştir. Oysa uygulamada bilirkişilerin hakim ya da mahkemece belirlenen ücreti yeterli bulmadıkları, kendi belirledikleri tutarı ek ücret olarak talep ettikleri, hatta bazı bilirkişilerin “ek ücretin gönderilmesi halinde raporun hazırlanacağı” şeklinde usulsüz beyanlarda bulundukları görülmektedir. Bilirkişi ücretlerinin mahkemece, raporun hazırlanması için harcanacak zaman ve emeğe göre hakkaniyetle takdir edilmesi; bilirkişilerin ücret konusunda talepte bulunmaması, bulunsalar bile bunun mahkemece dikkate alınmaması gerekir.

Son olarak H.U.M.K.nun 286. maddesi uyarınca bilirkişi raporları mahkemeyi bağlamaz.



29.10.2007
Av.Cengiz ALADAĞ
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakim Mi? bilirkişi Mi? nfb Hukuk Sohbetleri 29 24-08-2013 23:36
Bilirkişi Raporu SPARTACUS Meslektaşların Soruları 6 26-12-2007 10:43
Bilirkişi Hatası Gemici Hukuk Sohbetleri 1 15-10-2007 16:40
bilirkişi raporu gogolos Meslektaşların Soruları 8 13-04-2007 22:34
bilirkişi müessesesi av.füsun kimiran Hukuk Sohbetleri 0 05-12-2006 10:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03664804 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.