Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Marka Hukuku

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-07-2010, 13:44   #1
guguk kuşu

 
Varsayılan Marka Hukuku

Merhabalar, Staj Bitirme Tezimi marka hukukundan seçtim ancak çevremde bu konuda uzmanlaşmış hiç kimse yok pratik çalışmamdan kısaca bahsediyorum yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. En azından sessiz kalma yoluyla hak kaybı söz konusu mu yada hangi taraf haklı bunun cevabını öğrenmem gerekiyor.


Davacı yabancı şirket A markasını 100'e yakın ülkede tescil ettirmiş, ve paris sözl. 1. Mükerrer 6. Maddesine göre tanınmış markanın tanımına uymaktadır. Aynı marka bir türk şirketi tarafından türkiyede tescil ettirilmiştir. Yabancı şirket türkiyeye yatırım yapmak için gelmiş ve birçok yerde mağazasını açmıştır. Bunun üzerine davalı B Savcılığa başvurarak 556 sayılı KHK nın 61. maddesi gereğince markanın haksız kullanımı nedeniyle şikayetçi olmuştur. Davacı A da B tarafından kötüniyetli olarak tescil ettirilen markanın KHKnın 42/a ve 7/ı maddeleri gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebi ile Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açmıştır. Davacı markayı tanınmış marka haline getiren kişi olduğuna ilişkin olarak 1984 tarihinden itibaren markayı tescilli olarak kullandığını, tanıtım masraflarını, markanın yıllık satış miktarını, markanın aranırlığı kriteri, müşteri beğenisi kriteri ve markanın taklit edilme kriterlerini delilleriyle birlikte mahkemeye sunmuştur. Davalı ise 1992 yılında bu markaya TPE nezdinde tescil ettirmiş olduğunu söz konusu markanın tanınmış marka kriterlerini taşımadığını, TPE nezdinde yer alan listede davaya konu markanın tanınmış marka olarak yer almadığını, davacının bu tescilden 10 yıl gibi bir süre geçtikten 2002 yılında işbu davayı açmış olması nedeniyle bu kadar uzun süre sessiz kalması nedeniyle hak kaybına uğramış olduğunu ve bu nedenle açılmış olan davanın reddini talep etmiştir.
Old 23-07-2010, 00:59   #2
oceans17

 
Varsayılan

MNG Kararı: Paris Konvansiyonunun 4. mük. 6. maddesine göre, menşe ülkede
usulüne uygun olarak tescil edilmiş marka, diğer üye ülkelerde de tescil edilerek
korunacaktır. Ancak işaretin, korumanın talep edildiği ülkede; i) Üçüncü kişilerin
kazanılmış haklarına zarar vermesi, ii) Ayırt edici nitelikte bulunmaması, iii) Ahlak ve
adaba aykırı bulunması halinde başvuru reddedilebilir:
“Taraflar arasındaki “haksız rekabet” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
Ankara Asliye 7. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 8/10/1998 gün ve
1998/255-796 sayılı kararın incelenmesi davacı vekilli tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay
11.Hukuk Dairesinin 26/10/2000 gün ve 2000/7064-8215 sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, giyim
sektöründe faaliyet gösteren müvekkilinin birçok ülkede tescilli tanınmış “MNG” markasının
tescili için davalı Enstitüye yapılan başvurunun diğer davalının haksız itirazı ile reddedildiğini
ileri sürerek ,ret kararının iptali ile markanın tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Enstitü vekili , söz konusu markanın daha önceden diğer davalının ticaret unvanı
olarak tescilli olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı MNG Holding A.Ş. vekili de cevabında, müvekkilinin sınai mülkiyet hakkını
zedeleyen ve müktesep hakları ihlal eden davacı talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın
reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine ilişkin verilen karar , Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, marka tescil başvurusunun , davalılardan MNG Holding A.Ş. tarafından itiraz
edilmesi üzerine diğer davalı Enstitü tarafından reddedilmesi nedeniyle , Enstitü işlem ve
kararının iptali ile marka tescili talebine ilişkindir.
Yabancı uyruklu olan davacının, hazır giyim sektöründe kullanılmak üzere “MNG”
ibarelerini marka olarak Paris Sözleşmesi’nin tarafı olan birçok Avrupa ülkesinde tescil ettirdiği
anlaşılmaktadır. Davacının Türkiye’deki marka tescil başvurusunun 556 sayılı KHK hükümleri
çerçevesinde inceleneceği muhakkaktır. Davacının marka tescil başvurusuna itiraz eden diğer
davalı MNG Holding A.Ş. nin genelde inşaat sektöründe faaliyet gösterdiği ve “ MNG” ibaresini
gerek kendi unvanında ve gerek kendi bünyesindeki diğer şirketlerin unvanlarında ancak, ayırt
edici bir takım sözcüklerle birlikte (Örneğin MNG Dekim Dekorasyon İç Mimarlık Mobilya A.Ş.
, MNG Mipaş Mümessillik Müşavirlik İthalat İhracat A.Ş. gibi) kullandığı anlaşılmaktadır. Daha
açık bir deyim ile , davalının henüz Türkiye’de tescilli bir “MNG” markası bulunmadığı gibi,
öncelikli ve fiilen oluşmuş üstün marka hakları olduğu da iddia ve ispat edilmiş değildir. Bu
durumda Türkiye’nin de taraf olduğu Paris Sözleşmesi’ne taraf ülkelerinde tescilli davacı markası
ile davalının başkaca ayırt edici sözcükler ile birlikte yalnız ticaret unvanında kullandığı
unvanından doğan haklar karşı karşıya geldiğinde, davacı markasının tescilinde yasaya aykırılık
olmadığının kabulü zorunludur. Aksine bir anlayış ve çözüm 556 sayılı Markaların Korunması
Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin özüne aykırı düşer.
Bu durumda mahkemece , davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar
verilmesi ve Dairemizce de kararın onanmasının doğru olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin
karar düzeltme itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya
yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda
direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği
anlaşılmakla ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, marka tescil başvurusunun, davalı MNG Holding A.Ş. tarafından itiraz edilmesi
üzerine diğer davalı TPE tarafından tescil talebinin reddedilmesi nedeniyle Türk Patent Enstitüsü
işlem ve kararının iptali ile marka tescil talebine ilişkindir.
Yabancı uyruklu olan davacının Konfeksiyon ve Tekstil sektöründe olmak ve hazır giyim
eşyasında kullanılmak üzere “MNG” ibaresini marka olarak Paris sözleşmesine taraf olan 20’ye
yakın yabancı ülkede tescil ettirdiği, adı geçen şirketin bu marka ile ürettiği lüks kadın, erkek ve
çocuk giyim eşyaları ile aksesuarlarını 1996 yılı Eylül ayında İstanbul’da, 1997 Mart ayında
Ankara’da ve Türkiye’nin birçok yerinde açtığı mağazalar aracılığı ile pazarladığı
anlaşılmaktadır.
Davacının MNG markasını 25 ve 9 sınıfı oluşturan her türlü malzemeden yapılmış iç ve
dış giysiler, çoraplar, ayak giysileri, aksesuarlar, gözlükler gibi emtiada tescil ettirmek üzere
Türkiye Patent Enstitüsüne başvurmuştur.
Davacının marka tescil başvurusu üzerine davalı 556 sayılı KHK.nin 8/III.maddesindeki
nispi red nedenine dayanıp itiraz etmiştir. Bu maddeye göre tescilsiz bir markanın veya ticaret
sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibi, bu markanın veya işaretin bir başkası adına tesciline
itiraz edebilir.
Davalı MNG Holding A.Ş.nin 5 Haziran 1986 yılında Ticaret siciline tescil edildiği ve 12
Haziran 1986 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmaktadır. Bu holding
bünyesinde;
MNG Torgem Araştırma, Tetknolog Geliştirme, Müşavirlik Proje ve İnşaat A.Ş.,
MNG Sulama İnşaat ve Sanayi A.Ş.,
MNG Baraj İnşaat ve Sanayi A.Ş.,
MNG Esmaş Elektro Sistemler Mühendislik Sanayi ve Tic. A.Ş.,
MNG Tesisat, Klima, Havalandırma, Isıtma Sanayi ve Ticaret A.Ş.,
MNG Bilgisayar Programlama Mühendislik ve Danışma A.Ş. gibi daha birçok şirketlerin
unvanlarında MNG ibaresinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Davalı, şirket unvandaki MNG ibaresinin şirketlerin kurucusunun öz isim ve soyadından
oluştuğunu, üstün hak sahibi olduğunu ileri sürmüştür.
TK.nun 45.maddesi uyarınca Anonim, Limited ve Kooperatif ortaklıkların, unvanlarında
işletme konusunun gösterilmesi ve ortaklık nevi’nin (Anonim Şirket),(Limited Şirket) olarak veya
bunların kısaltılarak A.Ş., Ltd.Şti. olarak belirtilmesi gerekir. Bu ortaklıkların unvanlarına kişi
adları konabilir. Ancak kişi adları girdiği takdirde nev’ini gösteren ibareler kısaltılarak yazılamaz.
(A.Ş, Ltd. Şti). Bunların Anonim Şirket, Limited Şirket diye yazılması zorunludur. Oysa davalının
isminin (MNG Holding A.Ş.) olarak tescil edildiği görülmektedir. O halde MNG ibaresinin yasal
zorunluk olarak kişi ismi olması mümkün değildir.
Davalı Holding’e bağlı şirketlerin hizmet sektöründe faaliyet gösterdikleri 21/2/1999 tarih
ve 23618 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan BİK-TPE 99/2 nolu Tebliğin 36 ve 37 sınıfına dahil
olduğu anlaşılmaktadır.
27/7/1995 gün 22326 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 556 sayılı
KHK.nin geçici 2.maddesine göre hizmet markalarını fiilen kullananların, bu kanun hükmünde
kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç oniki ay içinde, söz konusu hizmet
markasını kullandıklarını kanıtlayarak resmi belgeleri de eklemek suretiyle tescilini talep
edebilecekleri belirtilmiştir.
Davalının KHK.nin 8/III.maddesine göre tanıttığını ileri sürdüğü, işaretini (logosunu)
dava tarihine kadar bu yasal düzenlemeden yararlanarak tescil ettirmediği bir gerçektir. O nedenle
öncelikle bu işaretini tanıttığını ileri sürmesi olanaklı görülmemiştir.
Ayrıca marka hakkındaki KHK.nin 8.maddesinin 3.fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre
tescilin bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan başka bir işaretin sahibinin itiraz etmesi
üzerine, tescili istenen marka şu hallerde de tescil edilemez.
a)Markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan
başvuruda belirtilen rüchan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş olmalı,
b)Belirtilen işaret sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkı
vermesi halinde marka tescil edilemez. Burada davalı MNG işaretini hizmet markası olarak
kullanmamış, yasadan kaynaklanan hakkını ileri sürüp tescil talebinde bulunmamıştır. Davalı bu
işarete ayırdedici bir takım sözlerle birlikte unvanında kullandığı için bu kullanım davacıya üstün
hak sağlamamıştır. Davalının itiraz hakkının geçerli olması için, tescilsiz işaretin “ticaret sırasında
kullanılmış” olması gerekir. Ticaret sırasında kullanma ise, marka hukukuna özgü kullanmayı
gerektirir. Hatta ticaret sırasında kullanma, markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce
gerçekleşmelidir.
Somut olayda, davalı unvanında diğer eklerle birlikte kullanılan MNG ibaresinin davalının
ifa ettiği ticaret ve hizmet alanında, unvan dışında 556 sayılı KHK ‘nin 7/son maddesi anlamında
ayırdedici bir nitelik kazandığı kanıtlanmamıştır.
Davacının tescil başvurusunun değerlendirilmesine gelince; 556 sayılı Markaların
Korunması Hakkındaki KHK.nin marka hakkını düzenliyen 6.maddesinde ilke olarak bu
düzenlemenin getirdiği marka korumasının ancak tescille elde edilebileceği ve ülkesellik kuralının
geçerli olduğu öngörülmüş bulunmaktadır. Aynı düzenlemenin 3.maddesinde marka korumasının
sadece Türkiye’de yerleşik ticari faaliyette bulunan gerçek ve tüzel kişilere özgü olmadığı, Paris
Sözleşmesi yahut Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri çerçevesinde başvuru
hakkına sahip kişilere de tanıdığı açık bir şekilde hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Paris Sözleşmesinin 6.maddesinin 4.mükerrer şekline göre, menşe devlette usulüne uygun
şekilde tescil edilmiş olan marka, diğer üye devletlerde de aynen tevdie kabul edilecek ve
korunacaktır. Bu markanın tescili ancak işaretin, korumanın talep edildiği devlette üçüncü
kişilerin kazanılmış haklarına zarar vermesi, ayırım gücünden yoksun olması, ahlâk ve adaba
aykırı olması ve halkı aldatıcı nitelikte olması şartıyla reddolunabilir.
Dava konusu olayda, davalı ünvanın da yer alan işaretin mahiyetine göre davacı haklarını
etkilemediği, davacıya ait markanın Paris Sözleşmesine taraf birçok ülkede tescil ettirilmiş
bulunduğu anlaşılmasına göre 556 sayılı KHK.nin 3.maddesi ve Paris Sözleşmesinin 6.maddesi
4.mükerrer maddesine göre Türkiye’de tesciline engel bir durum bulunmamaktadır.
Bu durumda yukarıda yazılı gerekçelere ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel
Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır”.
Old 23-07-2010, 11:08   #3
Av.Sahra

 
Varsayılan

Öncelikle davalının TPE nezdinde oluşturulan listede tanınmış marka olmadığına ilişkin iddiası yersizdir. çÜNKÜ ÖNEMLİ olan tanınmış marka kriterlerinin taşınmasıdır. Bildiğimiz üzere marka hukukunda mülkiyete esas olan yaratma yada tescil değil, tanınmış hale getirme, yayma, reklam yapmadır. Söz konusu markanın Türkiye de tescilli olması paris sözl. 1. Mükerrer 6. Maddesine göre tanınmış markanın tanımına uyan bir marka için bir değişiklik yaratmamalıdır. Davacı markayı 1984 yılından beri kullanıp maruf hale getirmiştir.

Sessiz kalma nedeniyle hak kaybı konusunda da şu bilgiden yararlanabilirsiniz:

•Hakkın Kötüye Kullanılması (sessiz kalma yoluyla hak kaybı sorunu) :
Avrupa Ekonomik Topluluğu’ nun 89/104 sayılı yönergesi, kesintisiz 5 yıl süre ile bir marka sahibinin kendi markasının başkası tarafından, bilgisi dahilinde kullanılmasına ses çıkarmaması halinde marka sahibinin artık hükümsüzlük davası açamayacağını ve söz konusu kullanmayı önleyemeyeceğini öngörmektedir. Anılan hüküm Türk hukukuna alınmamıştır. Ancak söz konusu hükmün yokluğuna rağmen, bu tür taleplerde MK. m. 2 ile çözüme gidilmektedir (hüsnüniyet ilkesi) .
Sessiz kalmanın kaç yıl sonra hak kaybına yol açacağı ile ilgili olarak kesin bir süre vermek mümkün değildir. Türk hukukunda somut olayın özellikleri dikkate alınarak 5 yıldan daha az veya daha uzun sürede hakkın yitirildiği sonucuna varılabilir
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
marka hukuku ile ilgili bir soru ilksan Meslektaşların Soruları 5 14-03-2011 16:27
İzmir Barosu'nda düzenlenecek Marka Hukuku- Marka ve İltibas Konulu Toplantı Av.Duygu Işık Behrem Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu 0 14-05-2010 18:11
Marka Hukuku Hakkında.. damla_ Hukuk Soruları 0 22-12-2009 21:50
marka hukuku, haksız rekabek ve tespit davası Av. İsa kargın Meslektaşların Soruları 0 07-05-2009 13:12
haksız rekabet ve marka hukuku parézer Meslektaşların Soruları 18 09-06-2008 12:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05119991 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.