|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
14-04-2009, 13:55 | #1 |
|
durdurulan ilamsız takip sonrası menfi tespit davası
Müvekkil aleyhine, banka havaleleri ile ilamsız takip yapıldı.Ödeme emri kötüniyetli olarak müvekkilin başka bir davada hasmı olan yeğenine yapıldı.Takip kesinleşti.Müvekkilin Banka hesaplarına bloke kondu,tapularına haciz şerhi işlendi.Haciz ve muhafaza talimatı alındı.(Ama haciz ve muhafaza yapılmadan takibi durdurduk)
Biz usulsüz tebligattan dolayı İcra mahkemesinde dava açtık.mahkeme icra takibini öğrendiğimiz tarih olarak düzeltti,tebligatı yapılmamış saydı.Takip durdu. Sormak istediğim ; İlamsız takibe konu banka havale dekontları icra dosyasına daha sunulmadı.İtirazımız neticesinde durdurulan icra takibi içinde itirazın iptali daha yapılmadı.Bu durumda biz borçlu olmadığımızın tespitini ve %40 tazminat kazanabilmek için menfi tespit davası açarsak aleyhimizde bir karar çıkabilirmi ? Saygılarımla |
15-04-2009, 00:11 | #2 |
|
Takip dayanağı olan banka havale dekontlarına konu havalelerin gerçekten yapılıp yapılmadığını, yapıldı ise ne amaçla yapıldığını, bu amacın dekontlarda yazıp yazmadığını, taraflar arasında bu yönde bir sözleşme olup olmadığını vb. bilmeden nasıl yanıt verilebilir ki?
|
15-04-2009, 12:18 | #3 |
|
Sayın Aladağ, Müvekkilim hiçbir şekilde karşı taraf ile para akışı,banka havalesi vs. yapılmadığını,İlamsız takibe konu banka havalelerinin hayali olduğunu söyledi,bu yüzden var olmayan banka havale dekontları dosyaya da girmedi.Bir kötüniyet söz konusu
|
15-04-2009, 12:33 | #4 |
|
İtiraz üzerine takip durduğundan, menfi tespit davası açmakta hukuksal yarar yoktur.
|
15-04-2009, 13:00 | #5 |
|
Tabii bu aşamada hukuksal yararın olduğu düşünülemez.İlamsız takip alacaklısı itirazın iptali davası açarsa veya ileride yine buna benzer bir ilamsız takibe girişirse,bunu önlemek adına menfi tespit davası açmayı düşünüyoruz aslında.Bu açacağımız menfi tespitin aleyhte durumları varmı diye sorumu düzelteyim
|
15-04-2009, 15:01 | #6 |
|
Zaten takip durmuştur ve alacaklı6 ay içinde itirazın kaldırılması talebi yada 1 sene içinde itirazın iptalini istemek zorundadır.Halil bey siz bu aşamada menfi tespit davası açarsanız mahkeme bekletici sorun yapacaktır ve Cengiz Aladağ beyin belirttiği üzere bunda bir hukuki yarar olmadığından dolayı yani şu an lehinize bir durum olduğundan dolayı menfii tespit davası açmamaınızı öneririm.Zaten alacaklı bu talep yada dava sonucunda haksız çıkarsa o zaman siz %40 tazminata kavuşacaksınız eğer sizin aleyhinize çıkarsa o zmaan temyize getirmeniz daha mantıklı dye düşünüyorum..aynı uyuşmazlık türünden dosya 2007 senesinde benimde önüme gelmişti o sebeple bu konuda beklemenizi öneririm.umarım yardımcı olabilmişimdir..SAYGILARIMLA..
"güç erkekte güzellik kadındadır,güç herşeyi yener ancak dönüp dolaşıp güzelliğe yenilir" |
15-04-2009, 16:34 | #7 |
|
Sayın Wellan Sayın Aladağ teşekkür ederim
|
15-04-2009, 22:28 | #8 |
|
1. Takibin durmuş olması menfi tespit davasının açılmasına engel değildir. Çünkü ortada bir uyuşmazlık (muarazaa) var. Alacaklı 6 ay - 1yıl içerisinde itirazın kaldırılması -itirazın iptali davası açabilir. 10 yıl içerisinde alacak davası açabilir. Borçlu bu duruma katlanmak , tedirgin olmak zorunda değildir. Uyuşmazlığı menfi tespit davası açarak kesin çözüme kavuşturabilir. Tabi ki , % 40 ister. Ancak, bankalardan % 40 almak böyle bir yiğit varsa (Yargıtay'dan geçirebilmişse) yüz yılın avukatı olmaya hak kazanmıştır. Menfi tespit davası açılmasını engelleyen hiçbir durum yoktur. Tarafınıza gönderilmiş bir faturaya noterden veya iadeli taahhütlü, ilamsız takip dahi olabilir. İtiraz etmiş olsanız bile menfi tespit davası açabilirsiniz. Bu da ona benziyor. Müvekkiliniz tacir ise , banka ile ticari ilişki dekontun kaynağı ne açık değil, ticaret mahkemesi, miktar küçükse sulh yoksa tüketici mahkemesinde dava açabilirsiniz. Davayı kazanırsanız en fazla mahkeme ve icra vekalet ücreti karşı taraftan alabilirsin. % 40 unut.
|
15-04-2009, 22:55 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Davalı taraf 3 tane Yargıtay kararını cevap dilekçesine ekler ve dava kaybedilir. |
16-04-2009, 12:18 | #10 |
|
"Davalı taraf 3 tane Yargıtay kararını cevap dilekçesine ekler ve dava kaybedilir."
Yargıtay Kararları Dergisi Mart 2009 Y.19.HD 2008/9384 E. 2008/10472 K. 03.11.2008 "İlamsız icra takibine süresi içinde itiraz edilmesi halinde takip durur ise de, itirazın iptali davası açılmadığı sürece uyuşmazlığın kesin hükme bağlanması söz konusu olmaz. Bu nedenle menfi tespit davası açmada hukuki yarar vardır. Davalının sunacağı Yargıtay Kararını bekliyorum. |
16-04-2009, 15:45 | #11 |
|
'Eğer alacaklının elinde İİk m.68.de öngörülen itirazın kesin olarak kaldırılmasını sağlayacak bir belge varsa borçlu itiraz ile durmuş takibe rağmen menfi tespit davası açabilmeli aksi halde hukuki yararı bulunmadığı için açamamalıdır(Uyar,İİK Şerhi,cilt 4,sayfa 6063 ve orada dipnot 66'da adı geçen yazarlar:Kuru,El Kitabı,s.311 vd.)Ancak Yargıtay böyle bir ayrım yapmadan dava açılmasını mümkün görüyor.Konu tartışmaya açık!
|
17-04-2009, 12:24 | #12 |
|
Biz icra takibinde borçlu konumundayız.İİk m.68.de öngörülen itirazın kesin kaldırılmasını sağlayacak belgeler karşı tarafta (hayali banka dekontları).Biz usulsüz tebligattan dolayı takibi durdurduk.Alacaklı henüz itirazın iptali davası açmadı.Biz borçlu olmadığımızı % 40 tazminat kazanmak için (banka hesaplarına ve tapulara haciz işlendiği için)
menfi tespit davası açmak düşündesindeyiz.Bu menfi tespitin aleyhimize bir durum teşkil edebilirmi. |
17-04-2009, 12:48 | #13 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yargıtay kararlarının tamamını okumak gerekir. Ayrıca bazı konularda tek tük ayrıksı kararlar yerine, Yargıtay'ın kökleşmiş kararlarına daha fazla itibar etmek gerekir. Ben de Sayın Aladağ gibi düşünmekteyim. Dayanak yaptığınız kararın tamamını yayınlıyorum. Koyulaştırdığım bölüme dikkat edin lütfen.
|
17-04-2009, 13:25 | #14 |
|
Kararı tekrar tekrar okuduğumda menfi tespit davasının açılacağını anlıyorum. Benim anlayım mı kıt?
|
17-04-2009, 16:17 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Değil tabii ki. Ama koyulaştırdığım bölüme dikkat ederseniz, icra takibinin devam ettiğini; durmadığını göreceksiniz. Dolayısıyla Yargıtay'ın incelediği dosyada "durmuş" bir takip yok ki, hukuki menfaat tartışması yapılsın. Yargıtay sizin vurguladığınız bölümde gereksiz yere görüş belirtmiştir. İİK 72/3 ile ilgili bir forum açmıştım. Orada da 2 tane "orijinal" Yargıtay kararına istinaden, müvekkil aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmişti. Biz birçok karar sunarak; konu hakkında Yargıtay'ın kökleşmiş görüşüne itibar edilmesini talep ettik. Talebimiz kabul gördü. |
18-04-2009, 21:54 | #16 |
|
Sayın Ergin,göderdiğiniz Yargıtay kararında geçen ;
Mahkemece, davacı borçlunun itirazı ile takibin durduğu...denmiş Sonra Yargıtay ; Kaldı ki, somut olayda takibin devam ettiği anlaşılmaktadır...denmiş Bu cümleler kafamı karıştırdı.Takibin devam ettiği denilirken kesinleşmiş bir icradanmı bahsediliyor yoksa itirazla duran ama işlemden kaldırılmayan bir takipten mi? Ya da kısacası menfi tespit davasını açayım mı,açmayayım mı Saygılarımla................ |
19-04-2009, 12:59 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben olsam açmazdım. Karşı tarafta İİK 68 inci madde anlamında belge olmadığına göre genel mahkemede itirazın iptali davası açacaktır. Orada borcunuzun olmadığını ileri sürersiniz. |
19-04-2009, 15:26 | #18 |
|
Ben sayın Salbaş'a katılıyorum.Kararda geçen ''kaldı ki''ibaresi Yargıtay'ın menfi tespit davası açılabilir görüşünün olmazsa olmazı değildir.Yani Yargıtay kararının Türkçe'den Türkçe'ye çevirisini yaparsak:Menfi tespit davası açılabilir,takip durmamışsa hayli hayli açılabilir;demektedir.
|
19-04-2009, 20:38 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Hukukta kesinlik yoktur kaldiki sanal ortamda hic yoktur... |
19-04-2009, 20:40 | #20 |
|
Sayın Ergin, karşı taraf usulsüz tebligatla takibi kesinleştiriyor.Ama zamanında müdahele ile biz tebligatı iptal ettik ve durdurduk.sorunda burda başlıyor işte,karşı taraf kötüniyetli başlattığı takibi devam ettirmek istemiyor ve açacağı bir dava yok.Çünkü bir banka havalesi yok.Biz bu kötüniyet karşısında menfi tespit davası açarak karşı tarafı cezalandırmak istiyoruz.Çünkü açılan takip astronomik boyutta ve kesinleşen takip ile müvekkilin hesapları bloke edildi,gayrimenkullerine şerh işlendi.Tarifi münkün olmayan bir ticari itibar zedelenmesi ve ticari kayıp yaşandı bu takiple.
|
19-04-2009, 20:43 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-04-2009, 20:51 | #22 |
|
menfi tespiti açamadık ki daha
|
19-04-2009, 20:58 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Böyle yaklasan bır taraf var karsınızda baska takıp baska menfı tespıtlerlemı ugrasacaksınız tabı tazmınat davası acmayacaksanız sonucunda... Dıger bir yol savcılıga suc duyurusunda bulunun dolandırıcılıktan ve sonunda tazmınat davası acın bu daha etkılı bır yol dıye dusunuyorum Saygılarımla... |
19-04-2009, 21:04 | #24 |
|
Sayın EEE maalesef soruma cevap alamadım.Siz başka bir konudan bahsediyorsunuz.Benim sorum durdurulan takip sonrası menfi tespit davası açılabilirmi,açılırsa aleyhte bir durum sözkonusu olurmu.Hukuki yarar aranmasına gerek varmı,yada hukuki yarar neye göre belirlenir.Yine de cevaplarınız için teşekkür ederim.Saygılarımla
|
19-04-2009, 21:12 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
MENFİ TESPİT VE İSTİRDAT DAVALARI MADDE 72- (Değişik: 538 - 18.2.1965 / m.43) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik 4. fıkra: 3494 - 9.11.1988 / m.6) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyatî tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde kırktan aşağı tayin edilemez. (Değişik 5. fıkra: 3494 - 9.11.1988 / m.6) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlâmın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz. Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lâzımgelmediğini ispata mecburdur Saygıdeğer meslektaşım; Kanatim açılır yönünde olduğundan konuya değinmedim devamındaki lehinize durumları tartıştım yukarıda verdiğim madde ve iki ayrı renkteki işaretlediğim yerler sizin istediklerinizi karşılıyor zannedersem... Yardımcı olabildiysem... |
15-05-2009, 18:55 | #26 |
|
siz burada menfi tespit davası açarsanız ve kaybederseniz bu durum da karşı taraf itirazın iptalı davası açmadan takibi devam mı edecek? veya karsı taraf iptal davası açarsa derdestlik sorunu ortaya cıkacak bu durum da sonradan açılan itirzın iptali davası red mi edilecek? ayrıca kanunda takipten sonra acılan menfi tespit davası takibi durdurmaz diyor buda açıkça itiraz süresi geçtikten sonra acılabilir anlamı cıkarıyor bence..menfi tespit davasının amacına aykırı gibi gözüküyor duran takip için açmak..
|
12-06-2009, 12:18 | #27 |
|
İlgili Yargıtay kararını buldum
Aşağıdaki Yargıtay kararında durdurulan ilamsız takip sonrası menfi tespit davası açılıp açılmayacağı konusunu net bir şekilde karara bağlamıştır.
T.C. YARGITAY 19.Hukuk Dairesi Esas: 2007/11107 Karar: 2008/7581 Karar Tarihi: 08.07.2008 ÖZET: Alacaklının elinde her an tehdit unsuru taşıyan bir senet ya da borç belgesinin mevcudiyeti karşısında borçlunun bu tehdit unsurundan kurtulmak ve maddi hukuk açısından borçsuzluğunun tespitine dair kesin hüküm elde edebilmek amacıyla dava açmakta hukuki yararı mevcuttur. İtiraz üzerine takibin durması, takip hukukuna ilişkin bir durum olup takibe konu edilen senedi kendiliğinden hükümsüz hale getirmez. Bu nedenle işin esasının incelenmesi gerekir. (2004 S. K. m. 72) Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Karar: Dava, icra takibine konu edilen senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasına dayanan menfi tespit davasıdır. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının imzaya itirazı üzerine icra takibinin durduğu cebri icra tehtidi altında bulunmayan davacı borçlunun menfi tespit davası açmakta korunmaya değer bir yararının olmadığı, duran takip üzerine alacaklı itirazın iptali davası açtığı zaman borçlu bu davaya karşı vereceği cevap dilekçesinde borçlu olmadığı savunmasında bulunabileceği, açılacak bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlar için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki bir yararın olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İİK'nun 72/1. maddesi uyarınca <Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.> Görüldüğü gibi menfi tespit davası icra takibinden önce açılabileceği gibi takip sırasında da açılabilir. İlamsız icra takibine itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptali davası açılmış ise, böyle bir dava açıldıktan sonra, aynı borç ile ilgili menfi tespit davası açılmasından hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmektedir. Ancak takibe itiraz edilmiş olmasına rağmen alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmamış olan hallerde borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığının kabulü doğru görülemez. Zira alacaklının elinde her an tehdit unsuru taşıyan bir senet ya da borç belgesinin mevcudiyeti karşısında borçlunun bu tehdit unsurundan kurtulmak ve maddi hukuk açısından borçsuzluğunun tespitine dair kesin hüküm elde edebilmek amacıyla dava açmakta hukuki yararı mevcuttur. Aksi düşüncenin kabulü alacaklının itirazının iptali davası açmakta gecikmesi ya da böyle bir davayı hiç açmaması karşısında borçlunun, alacaklı elinde bulunan senet veya borç doğrudan belgeyi hükümden düşürebilmek için dava açma hakkının ortadan kaldırılması sonucunu doğurur. İtiraz üzerine takibin durması, takip hukukuna ilişkin bir durum olup takibe konu edilen senedi kendiliğinden hükümsüz hale getirmez. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.07.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
12-06-2009, 21:27 | #28 |
|
Yargıtay kararı mantık dışı. Takip itiraz üzerine durmuşken tehdit unsurundan sözedilmesi yanlış. Takip alacaklısı dava açmadan borçlu aleyhine hiçbir işlem yapamayacakken hangi tehdit unsurundan sözediliyor?
|
13-06-2009, 10:12 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
resmi kurumlara bildirdiğimiz ve T.K. 35'e göre tebligat yaparak kesinleştirecek bir yere tebligat yaparak bilgimiz dışında alacağını hüküm altına aldırabilir. Borçlu menfi tespit davası açarak, uyuşmazlığa kesin çözüm alabilir. Bu sebeple Yargıtay'ın görüşüne kesinlikle katılıyorum. |
13-06-2009, 13:14 | #30 |
|
Bence de Yargıtay'ın görüşü yerindedir.
Borçlunun itirazı üzerine duran takip, maddi anlamda kesin olarak ortadan kalkmamaktadır. Alacaklı her an bu alacağı tekrar canlandırabilir. Bu nedenle borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuken yararı vardır. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Menfi tespit davası ile alacak (eda) davası birlikte açılabilir mi? | av.s_ulusinan | Meslektaşların Soruları | 6 | 22-05-2014 11:24 |
iki haklı ihtar sonrası ilamsız takip yapılırsa tahliye hakkı mahfuz kalır mı? | avangardea | Meslektaşların Soruları | 12 | 13-10-2011 17:06 |
İstirdat davası menfi tespit davası hükmünde midir? | ad-hoc | Meslektaşların Soruları | 3 | 11-01-2010 15:24 |
Takip Kesinleştikten Sonra Açılan Menfi Tespit/ Yargıtay Kararı | Av.Suat Ergin | Meslektaşların Soruları | 20 | 29-12-2009 13:31 |
ilamsız takip durduğunda takiptan vazgeçmeden alacak davası açılabilir mi? | Beron | Meslektaşların Soruları | 5 | 02-08-2007 15:58 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |