Nafaka tutarının fahiş rakama ulaşması

Sayın meslektaşlar,

Müvekkil aleyhine 1990'lı yıllarda verilen bir boşanma kararında, nafaka tutarı belirlendikten sonra aralarındaki protokol gereğince, "yıllık %75 artış yapılacaktır" şeklinde de artış hükmü getirilmiş. Bu tutar o dönem için icraya konmuş ancak arada tahsilat yapılmamış, dosya düşmüş. Dosyanın yenilenmesiyle birlikte biz haberdar olduk, artış uygulandığı takdirde aylık 485.000 TL gibi bir tutara tekabül ediyor. Mahkemenin kararı da açık.Yıllık %75 artış var.

Bu noktada nafakanın kaldırılmasını talep etsek dahi, geçmişe dönük, milyonları bulan borç çıkacak. Bana nasıl bir yol önerirsiniz?

Alacaklıyla anlaşma yolunu denediniz mi?Bence ikna kabiliyetinizi sonuna kadar kullanın.Bir miktarını da kısa sürede ödeyeceğinizi taahüt edin veya varsa hemen ödeyin.Aksi halde her iki tarafın daha çok mağdur olacağını düşünüyorum.Sulh teklifini yaparsanız sonucunu öğrenmek isterim.Kolay gelsin.

Takip tarihinden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağı zamanaşımına uğrar.

Ayrıca inceleyiniz.

*http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=39167

Her iki yanıta da teşekkür ederim.

@av.sercan35: anlaşma yolları kapalı gibi görünüyor maalesef.

@av.ufuk bozoğlu: zamanaşımı iyi güzel ama son 10 yıl bile orta halli bir anonim şirketi batıracak meblağa ulaşıyor. aylık 485.000 TL derken, eski para ile 485 milyar liradan bahsediyorum. Yarım milyon Türk Lirası. Asıl problem burada. Her aynı nafakası ile 3 adet daire alınabilecek bir rakam

Sayın namütenahi,

Nafakanın uyarlanması ve TMK m.2 muvacehesinde uyarlama kararının geçmişe etkili olacak şekilde karara bağlanması,
talebi denenebilir... (diye düşünüyorum)

Alıntı: Yazan Av.Nevra Öksüz Sayın namütenahi, Nafakanın uyarlanması ve TMK m.2 muvacehesinde uyarlama kararının geçmişe etkili olacak şekilde karara bağlanması, talebi denenebilir... (diye düşünüyorum)

Ben de uyarlama istenebileceği kanaatindeyim. O tarihteki enflasyon oranı ile günümüzdeki düşük enflasyon oranı karşılaştırıldığında da uyarlamanın kaçınılmaz olduğu anlaşılır. Aksi takdirde her yıl katlanarak artan ve ödenemez bir borç sözkonusu olur ki hiçbir mahkeme kararı böyle bir imkansızlığa, adaletsizliğe izin vermez.

Birincisi nafakanın ilk miktarını merak ettim ki yıllık anılan orandaki artışla nasıl aylık bu miktara tekabül ettiğini anlayabileyim.

İkincisi geçen zaman içinde ödenmemiş olan ve zamanaşımına uğrayan kısmı sizin şansınız olarak görüyorum. Ödenmediğini düşünürsek bir hayli de karda sayılır müvekkiliniz.

Yalnız ben uyarlamanın dava tarihi itibarı ile nazara alınacağını düşünerek diğer arkadaşlardan bu noktada ayrılıyorum. Malumunuz hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi mevcuttur. Anılan ilke gereği taraflar uygulanacak faiz oranına serbestçe karar verebilirler. Kaldı ki 1990'larda ve sonraki dönemlerde son yıllardaki faiz oranlarından çok daha yüksek oranlarda faizler bulunduğundan borçlu "ben faiz oranlarının bu denli yükselerek borcumun geçen süre içerisinde bu miktarlara ulaşacağını öngöremedim" diyemeyecektir. TL'nin döviz karşısındaki değer kaybı da cabası. Bu nedenle her ne kadar aylık faiz artış oranı yüksek kabul edilebilirse de burada geçmişe yönelik bir uyarlamanın kabul görmeceğini, dava tarihinden sonraki dönem için istenebileceğini düşünüyorum.

Alıntı: Yazan namutenahi Bu noktada nafakanın kaldırılmasını talep etsek dahi, geçmişe dönük, milyonları bulan borç çıkacak. Bana nasıl bir yol önerirsiniz?

Siz kaldırılmasını talep etseniz dahi mahkeme bunu değişen koşullara göre nafakanın indirilmesi veya yeni koşullara göre uyarlama gibi değerlendirip karar verecektir.

Asıl sorun meslektaşlarımın da belirttiği gibi açılan davanın geriye etkili hüküm oluşturup oluşturamayacağı..

Geriye etkili sonuç doğuracak kararın adaleti, hukukiliği de tartışılacaktır. Ortalama denge kurmaya çalışacak olan mahkeme, hangi tarihten itibaren %75 artış içeren nafaka miktarının fahiş olduğuna karar verecektir?..Nafaka miktarını belirleyen mahkeme artış için ne oran uygulayacaktır?..Nafakanın geldiği seviye şu yıldan itibaren yüksektir derken, nafaka borçlusunun o tarihte aldığı maaş ve gelirlerinin de net olarak tespiti gerekecektir. Bilirkişilerden paranın satın alma gücü, üfe vs. oranlarla matemetiksel bir hesap yapılarak sonuca gitmek denenecektir.

Nafaka miktarının tespitinde mahkeme yargıcına geniş taktir hakkı tanıyan üst derece mahkemesi, nafakanın bu şekilde geriye dönük yeniden yapılandırılmasında ne diyecek.

Kadının uzun bir süre "yoksulluk" nafakası talep etmemesi esasen yoksulluğun somut olarak oluşmadığı anlamına gelmektedir. Öyle ya; nafaka ihtiyacın gerçekliği, hayatta kalmanın zarureti için taktir edilir ve bu sebeple önceliklidir.

1990 küsur yılındaki nafakayı arttırarak talep etmek ne derece iyiniyettir tartışılır. Yoksulluğun ortadan kalktığı, ihtiyacın kalmadığı bir dönemin varlığı da söz konusu olabilir..vs..

İlamın netliği karşısında, hakkın kullanımının suistimal niteliği taşımaması, suistimal olarak değerlendirilemese de ilamın sonuçları itibarı ile bir tarafın mahvına neden olmaması gerektiği gibi nedenlerle hakimin yeni şartlara göre geriye etkili iki taraf için de kabul edilebilir bir miktara hükmetmesi gerekecektir. Allah kolaylık versin sayın hakime )) Hesabı geçmiş yıllar için dengelemek zor görünüyor..

Denemeden sonucu bilemeyiz.

Saygılarımla,