Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İhalede istekli olmayan KİK'e itirazen şikayet başvurusu yapabilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-12-2010, 13:14   #1
paluri

 
Varsayılan İhalede istekli olmayan KİK'e itirazen şikayet başvurusu yapabilir mi?

Müvekkilimin patent sahibi olduğu ürün ile bir başkası ihaleye katılmış. müvekkilim patente dair belgeleri ile idareye başvuruda bulunduysa da kendisi ihale için istekli olmadığından ve ihaleye katılan yüklenici taahhütname verdiğinden iddiaları dinlenmemiş ve sözleşme imzalanmıştır. bu aşamada müvekkilim KİK'e itirazen şikayet başvurusunda bulunabilir mi? yoksa idari yargıda dava mı açmalı?
Old 08-12-2010, 15:45   #2
paluri

 
Varsayılan

Aşağıdaki karara göre idareye itiraz ya da KİK'e itirazen şikayet başvurusu yapılmadan idari yargıda dava açmanın mümkün olduğunu düşünüyorum. aynı ya da farklı görüşü olan arkadaşlar var ise düşüncelerini paylaşırlarsa sevinirim...
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
E. 2002/196
K. 2004/1850
T. 11.11.2004
• İDARİ İŞLEMİN İPTALİNİ İSTEYEBİLME ŞARTI ( İdari İşlemin Davacının Kişisel Hakkını İhlal Etmiş Olması Koşulu Getirilmesinin Hak Arama Özgürlüğünü Kısıtlaması Nedeniyle Bu Maddenin Anayasa Mahkemesince İptali )
• İPTAL DAVASI ( İhaleye Katılmayan Şahsın Dava Açma Hakkı - İdari İşlemler Hakkında Yetki Şekil Sebep Konu ve Maksat Yönlerinden Biri ile Hukuka Aykırı Olduklarından İptalleri İçin Menfaatleri İhlal Edilenler Tarafından Açılan Dava Olması )
• İHALENİN FESHİ TALEBİ ( İhaleye Katılmayan Şahsın Dava Açma Hakkı )
• DAVA AÇMA HAKKI ( İhaleye Katılmamakla Birlikte İhale İlgili Olarak Yapılan Hazırlık Çalışmalarının Hukuk ve Usule Aykırı Olduğu İddiasıyla Dava Açan Davacının Dava Açma Hakkının Varlığı )
• HAZİNEYE AİT TAŞINMAZLARIN YAT LİMANI YAPILMAK AMACIYLA DÜZENLENEN İHALENİN İPTALİ ( Davacının İhaleye Katılmamasına Rağmen İhale Sonrasında Yapılan Sözleşmenin ve Tahsis İşlemlerinin İptalini İstemekte Dava Açma Ehliyetinin Söz Konusu Olması )
3996/m.4
2577/m.2
2709/m.2,36
ÖZET : Anayasa Mahkemesince İdari işlemlere karşı iptal davası açabilmek için, idare hukukunun genel esaslarına aykırı biçimde, idari işlemin davacının "kişisel hakkını ihlal" etmiş olması koşulu getirilmesinin hak arama özgürlüğünü kısıtladığı ve birçok işleme karşı dava yolunu kapattığı, bu haliyle hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı gerekçesiyle Anayasanın 2. ve 36. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiş, iptal nedeniyle doğan hukuksal boşluğun giderilmesi için iptal kararının Resmi Gazete'de yayımından itibaren üç ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
Bakılan davanın açıldığı tarihte sözkonusu hukuksal boşluğu dolduracak bir yasal düzenleme getirilmemiş olmakla birlikte idari yargı yerleri içtihat yoluyla iptal davalarını açabilmek için menfaat ilgisini aramışlardır. Ancak daha sonra bu yasal boşluk giderilmiş ve 2577 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin 1 inci bendinin a alt bendi 4577 sayılı Kanunla yeniden düzenlenerek, iptal davaları "idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan" davalar olarak tanımlanmıştır.
Dolayısıyla iptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri gözönüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunlu bulunmaktadır.
İhaleye katılmamakla birlikte, ihale ile ilgili olarak yapılan hazırlık çalışmalarının hukuk ve usule aykırı olduğu iddiasıyla dava açan davacının, yapılan ihalenin, ihale sonrasında yapılan sözleşmenin ve tahsis işlemlerinin iptalini istemekte dava açma ehliyeti vardır.
İstemin Özeti : Danıştay Onuncu Dairesinin 25.6.2001 günlü, E:1999/128, K:2001/2718 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.
Davalı İdarelerin Savunmasının Özeti: Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Mürteza Güler'in Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay SavcısıBilgin Arısan'ın ün Düşüncesi: Muğla İli Dalaman İlçesi ... Köyü Taşlık mevki i ... pafta ... ve ... parsel sayılı Hazineye ait gayrimenkullerin bulunduğu alanda Dalaman Yat Limanı ve Deniz Otobüsü Yanaşma Yeri Projesi için Ulaştırma Bakanlığınca yapılan ihalenin ve söz konusu gayrimenkullerin ihaleyi kazanan firmalara kiralanmasına ilişkin Maliye Bakanlığı işleminin iptali talebiyle açılan davayı ehliyetten red eden Danıştay Onuncu Dairesi kararının temyizen incelenerek bozulması talep edilmektedir.
Ulaştırma Bakanlığı Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü Yatırım Programı Turizm Sektöründe yer alan "Dalaman Yat Limanı ve Deniz Otobüsü Yanaşma Yeri" Projesini Yap-işlet-Devret Modeline göre yaptırılması için görevlendirilecek şirket ile sözleşme yapmaya, 3996 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine göre adı geçen Genel Müdürlüğün yetkili kılınmasına 12.7.1995 tarih ve 97jT.53 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile karar verildiği ve adı geçen işin ihalesinin 22.11.1995 tarihinde yapılacağı Teklif Verme Şartnamesinde belirtildiği halde bu ihaleye sadece... Turistik Yatırım ve Hizmetleri A.Ş. ... ... Tur. End. ve Tic.A.Ş ile ... İnş. ve Tic.A.Ş. ve ... İnşaat A.Ş. olmak üzere üç firma tarafından teklif verilmiş olup yapılan değerlendirme sonucunda, istekli ... ... Tur. End. ve Tic.A.Ş. ile ... İnş. ve Tic. A.Ş. ortaklığının en uygun teklifi vermesi üzerine, ortak girişimin görevlendirilmesinin 1.12.1995 tarih ve 22179 sayılı Bakanlık Olur'u ile uygun görülerek konuya ilişkin sözleşmenin imzalanabilmesi için Uygulama Sözleşmesi ve
Eklerine Yüksek Planlama Kurulunun 16.2.1996 tarih ve 96/T.23 sayılı kararı ile onay verilmiş ve sözleşmenin, Danıştay incelemesinden geçirilmesinden sonra 25.7.1997 tarihinde davalı Ulaştırma Bakanlığı ile görevli şirket arasında imzalanmıştır.
Dava konusu ihaleye katılmayan davacı şirketin, ihalenin ve ihale sonucu taraflarca imzalanan imtiyaz sözleşmesinin iptal edilmesinde meşru, kişisel ve güncel bir menfaatinin etkilenmediği, dolayısıyla işlemlerle menfaat ilişkisi bulunmadığı anlaşıldığından, davanın ehliyet yönünden reddedilmesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 4001 sayılı Kanunla değişik 2 inci maddesi 1 inci fıkrası A bendi amir hükmüne uygun bulunduğundan hukuki mesnedi bulunmayan temyiz talebinin reddi ile Danıştay Onuncu Dairesi kararının tasdiki gerekeceği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, Muğla İli, Dalaman İlçesi ... Köyü, Taşlık Mevkii ... pafta, ... ve ... parsel sayılı Hazineye ait taşınmazların bulunduğu alanda Dalaman Yat Limanı ve Deniz Otobüsü Yanaşma Yeri Projesi için Yap İşlet Devret Modeli uyarınca yapılan ihalenin; ihale sonucunda ihaleyi kazanan şirketle yapılan sözleşmenin ve söz konusu taşınmazların ilgili firmalara kiralanmasına ilişkin Maliye Bakanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onuncu Dairesi 25.6.2001 günlü, E: 1999/128, K:2001/2718 sayılı kararıyla; "Dalaman Yat Liman ve Deniz Otobüsü Yanaşma Yeri" projesinin Yap-İşlet-Devret Modeline göre yaptırılması için görevlendirilecek şirket ile sözleşme yapmaya, 3996 sayılı Kanunun 4. maddesine göre Ulaştırma Bakanlığı Den1rryollar, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğünün yetkili kılınmasına, 12.7.1995 günlü, 97{f.53 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile karar verildiği, adı geçen işin ihalesinin 22.11.1995 tarihinde yapılacağının Teklif Verme Şartnamesinde belirtildiği, üç firma tarafından verilen teklif üzerine yapılan değerlendirme sonucunda, istekli ... Tur. End. ve Tic. A.Ş.+... İnş. ve Tic. A.Ş. ortaklığının en uygun teklifi vermesi üzerine, ortak girişimin görevlendirilmesinin 1.12.1995 günlü, 22179 sayılı Bakanlık Oluru ile uygun görüldüğü, konuya ilişkin sözleşmenin imzalanabilmesi için uygulama sözleşmesi ve eklerine Yüksek Planlama Kurulunun 16.2.1996 günlü, 96{f.23 sayılı kararı ile onay verildiği, sözleşmenin Danıştay incelemesinden geçirilmesinden sonra 25.7.1997 tarihinde davalı Ulaştırma Bakanlığı ile görevli şirket arasında imzalandığı, Hazineye ait söz konusu yerlerle ilgili olarak Maliye Bakanlığınca görevli şirkete herhangi bir tahsisin yapılmadığının dosyanın incelenmesinden anlaşıldığı, dava konusu ihaleye katılmayan davacı şirketin, ihalenin ve ihale sonucu taraflarca imzalanan imtiyaz sözleşmesinin iptalinde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde öngörüldüğü anlamda meşru, kişisel ve güncel bir menfaatinin etkilenmediği, dolayısıyla dava konusu işlemlerle menfaat ilişkisi bulunmadığı anlaşıldığından, davanın ehliyet yönünden kabulüne hukuken olanak görülmediği, kaldı ki, söz konusu alanın, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onanlı 1/25.000 ölçekli Fethiye-Dalaman Çevre Düzeni Planında "Yat Limanı ve Çekek Yeri" alanına ayrılması ve bu planın davacı tarafından dava konusu edilmemiş olması karşısında, davacı tarafından düşünülen yat imalatı ve onarım yerinin yapılmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar vermiştir.
Davacı; yapılan ihaleden kimsenin haberi olmadığını, gerek ilanların gerekse ihale şartlarının yasal zeminde gerçekleşmediğini, söz konusu arazi için şirketlerinin 1990 yılında başvuruda bulunduklarını, şirketlerinin subjektif durumu incelenmeden karar verildiğini, dava açma ehliyeti bulunduğunu öne sürmekte ve Daire kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 nci maddesinin 1 inci bendinin a alt bendinde iptal davasının subjektif ehliyet koşulu "menfaat ihlali" olarak yer almışken; bu koşul, 4001 sayılı Kanunla; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere "kişisel hak ihlali" olarak değiştirilmiş; ancak, 2. maddenin ı. bendinin ( a ) alt bendi; 10.4.1996 günlü, 22607 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 21.9.1995 günlü, E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararıyla, idari işlemlere karşı iptal davası açabilmek için, idare hukukunun genel esaslarına aykırı biçimde, idari işlemin davacının "kişisel hakkını ihlal" etmiş olması koşulu getirilmesinin hak arama özgürlüğünü kısıtladığı ve birçok işleme karşı dava yolunu kapattığı, bu haliyle hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı gerekçesiyle Anayasanın 2. ve 36. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiş, iptal nedeniyle doğan hukuksal boşluğun giderilmesi için iptal kararının Resmi Gazete'de yayımından itibaren üç ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
Bakılan davanın açıldığı tarihte sözkonusu hukuksal boşluğu dolduracak bir yasal düzenleme getirilmemiş olmakla birlikte idari yargı yerleri içtihat yoluyla iptal davalarını açabilmek için menfaat ilgisini aramışlardır. Ancak daha sonra bu yasal boşluk giderilmiş ve 2577 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin 1 inci bendinin a alt bendi 4577 sayılı Kanunla yeniden düzenlenerek, iptal davaları "idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan" davalar olarak tanımlanmıştır.
Dolayısıyla iptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri gözönüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunlu bulunmaktadır.
Danıştay Onuncu Dairesince, davacı şirketin, dava konusu ihaleye katılmaması nedeniyle, ihalenin ve ihale sonucu imzalanan sözleşmenin iptalini istemekte menfaati olmadığı belirtilmiş ise de; davacı tarafından, diğer iddiaları yanında, 1990 yılından beri söz konusu Hazine arazisinin kendilerine kiralanması ve tahsis edilmesi için bir çok kez başvuruda bulunmalarına rağmen sonuç elde edilemediği, herhangi bir ilan yapılmadan ihalenin gerçekleştirilmiş olduğu, Dalaman Milli Emlak Müdürlüğünün ve Dalaman Belediyesinin dahi böyle bir ihale yapıldığından haberleri olmadığı, gerek ihale şartlarının gerekse ihalenin, usulüne uygun olarak belirlenip yapılmadığı, ihale sonrası proje yeri değişikliği yapılarak ihaleyi kazanan firmaya, öncekine göre daha büyük olan ve kendilerinin de kiralamak istedikleri arazilerin verildiği, 3621 sayılı Kıyı Kanununa ilişkin hiçbir işlem yapılmadan ihaleye çıkıldığı ileri sürülerek, ihale ile ilgili olarak yapılan hazırlık çalışmalarının hukuka ve usule uygun gerçekleşmediği iddiasıyla bakılan davanın açıldığı ve davacının; söz konusu ihalenin, ihale sonrasında ihaleyi kazanan şirketle yapılan sözleşmenin ve söz konusu taşınmazların ilgili şirkete tahsis edilmesine ilişkin işlemlerin iptalini istediği anlaşıldığından, davacı şirketin, dava konusu işlemlerden dolayı meşru, kişisel ve güncel bir menfaatinin etkilendiği sonucuna ulaşılmış olup, davanın esasının incelenmesi gerekirken, menfaat ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddi yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca Danıştay Onuncu Dairesinin 25.6.2001 günlü E:19991128, K:2001/2718 sayılı kararının bozulmasına, uyuşmazlığın esası incelenmek üzere dosyanın adı geçen Daireye gönderilmesine, 11.11.2004 günü oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddi ile Danıştay Onuncu Dairesinin 25.6.2001 günlü, E: 1999/128, K:2001/2718 sayılı kararının onanması gerektiği oyuyla, aksine verilen karara katılmıyorum.
Old 08-12-2010, 16:03   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan paluri
Aşağıdaki karara göre idareye itiraz ya da KİK'e itirazen şikayet başvurusu yapılmadan idari yargıda dava açmanın mümkün olduğunu düşünüyorum.
Kararlardan yola çıkılırsa yanlış yerlere varılır. Aşağıda sunulan maddeyi hatırlatırım:

Kamu İhale Kanunu
İhalelere yönelik başvurular
MADDE 54 – Şikayet ve itirazen şikayet başvuruları, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yollarıdır.

Saygılarımla

</SPAN>
Old 08-12-2010, 16:11   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan paluri
Müvekkilimin patent sahibi olduğu ürün ile bir başkası ihaleye katılmış.
Bence sizin davanız ihaleyle ilgili değil. Patent hakkının sizde olması ihalenin iptali nedeni olmaz. Yarın yüklenici sizin patent sahibi olan müvekkilinizle anlaşarak ihale gereğini yerine getirebilir. Bunun aksi olacağını şimdiden ne KİK ne de idare mahkemesi söyleyemez.

(Yeter ki ihale şartnamesinde isteklilerin patent sahibi olması gerektiğine ilişkin madde olmasın. Ki sözü edilen ihalede böyle bir koşul bulunmadığı idarenin yanıtından anlaşılıyor. )

Saygılarımla
Old 08-12-2010, 16:22   #5
paluri

 
Varsayılan

ön sözleşmede ihale konusu malların herhangi bir fikri ve/ veya sınai mülkiyet konusu ve bir koruma kanunu kapsamında ise patent ya da lisans hakkının ödendiğine dair belgeleri, değil ise olmadığında dair taahhütnamenin sözleşme imzalanmadan önce yüklenici tarafından idareye sunulması gerektiği yazıyor. yüklenici taahhütnameyi verdikten sonra idare kendini sorumluluktan sıyırıp her türlü idari, hukuki, cezai ve mali sorumluluğun yüklenici üzerinde olacağını ön sözleşmede belirtmiş.

Ama müvekkilim ihale gerçekleşmeden sunduğu belgelerle ve çektiği ihtarlarla ürünlerin patent sahibi olduğunu idareye bildirmiş. buna rağmen ihale gerçekleşmiş ve sözleşme imzalanmış.

müvekkilimin yapabileceği sadece patentten dolayı yükleniciye tecavüzün meni ve tazminat davası açmak mı? ihale ve sözleşmenin iptalini sağlayamaz mı?
Old 08-12-2010, 16:37   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan paluri
Sözleşme imzalanmış

Sözleşme imzalandıysa zaten KİK yolu kapanmış demektir. Bakınız: Kamu İhale Kanunu madde 54/c bendi: "c) Başvurunun süre, usul ve şekil kurallarına uygun olmaması, usulüne uygun olarak sözleşme imzalanmış olması veya şikayete konu işlemlerde hukuka aykırılığın tespit edilememesi veya itirazen şikayet başvurusuna konu hususun Kurumun görev alanında bulunmaması hallerinde başvurunun reddine karar verilir."
Bir başka deyişle KİK sadece ihale aşamasında görevlidir. Sözleşme imzalandıktan sonra anlaşmazlıkları incelemez.

Alıntı:
Yazan paluri
müvekkilimin yapabileceği sadece patentten dolayı yükleniciye tecavüzün meni ve tazminat davası açmak mı? ihale ve sözleşmenin iptalini sağlayamaz mı?
Patent hukukunu bilmiyorum: Patent olmadan mal üretilmesi ve idareye malın teslimi önlenemez mi?
Old 08-12-2010, 16:45   #7
paluri

 
Varsayılan

Tüketilmesi zorunlu başvurular devam ederken sözleşmenin imzalanmaması gerekmekteydi.

Yani şikayet başvurusu cevaplandırılmadan ya da başvuru sahibinin kuruma itirazen şikayet hakkı için mevzuatta belirlenen süre beklenilmeden imzalanmış olan sözleşmenin mevzuata uygun olmadığı bir başka KİK kararında mevcut. Ancak kurum başvuru sahibinin diğer iddialarınıyerinde görmediğinden tespit edilen mevzuata aykırılığın sonuca etkili olmadığına karar vermiş. Çünkü sözleşmede yüklenici taahhüt verdikten sonra idare kendini sorumluluktan sıyırıyor. Örnek KİK kararı da bu yönde
Old 11-12-2010, 02:00   #8
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın paluri,

Bildiğiniz üzere şikayet başvurusu idareye; itirazen şikayet başvurusu Kamu İhale Kurumuna yapılır.

Anladığım kadarıyla idareye, sözleşme imzalanmadan önce bir şikayet başvurusunda bulunmuşsunuz?

Başvurunuzu şikayet başvurusu olarak kabulle: (4734 S.K. m.55: "Şikayet başvurusu, ihale sürecindeki işlem veya eylemlerin hukuka aykırılığı iddiasıyla bu işlem veya eylemlerin farkına varıldığı veya farkına varılmış olması gereken tarihi izleyen günden itibaren 21 inci maddenin (b) ve (c) bentlerine göre yapılan ihalelerde beş gün, diğer hallerde ise on gün içinde ve sözleşmenin imzalanmasından önce, ihaleyi yapan idareye yapılır...")

Alıntı:
Yazan paluri
...müvekkilim patente dair belgeleri ile idareye başvuruda bulunduysa da kendisi ihale için istekli olmadığından ve ihaleye katılan yüklenici taahhütname verdiğinden iddiaları dinlenmemiş...

(şikayet başvurusu bir karara bağlanıp karar, müvekkilinize bildirildi gibi görünüyor?)

4734 S.K. m.54: "İhale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler, bu Kanunda belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikayet ve itirazen şikayet başvurusunda bulunabilirler..."

Görüldüğü üzere şikayet başvurusunda bulunmak için isteklilerden olmak zorunluluğu yoktur.

4734 S.K. m.4:"...Aday: Ön yeterlik için başvuran gerçek veya tüzel kişileri veya bunların oluşturdukları ortak girişimleri,...İstekli: Mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalesine teklif veren tedarikçi, hizmet sunucusu veya yapım müteahhidini, İstekli olabilecek: İhale konusu alanda faaliyet gösteren ve ihale veya ön yeterlik dokümanı satın almış gerçek veya tüzel kişiyi ya da bunların oluşturdukları ortak girişimi,..."

Müvekkiliniz başvuruda bulunma hakkı olanlardan mı?

Alıntı:
...müvekkilim ihale gerçekleşmeden sunduğu belgelerle ve çektiği ihtarlarla ürünlerin patent sahibi olduğunu idareye bildirmiş...

Alıntı:
Yazan paluri
...şikayet başvurusu cevaplandırılmadan ...imzalanmış olan sözleşmenin ...

Müvekkiliniz şikayeten başvuruda bulunma hakkı olanlardan ise;
4734 S.K. m.55/son: "İdareye şikayet başvurusunda bulunulması halinde, başvuru üzerine alınan kararın son bildirim tarihini, süresi içerisinde bir karar alınmaması halinde ise bu sürenin bitimini izleyen tarihten itibaren on gün geçmeden ve itirazen şikayet başvurusunda bulunulmadığı hususuna ilişkin sorgulama yapılmadan veya itirazen şikayet başvurusunda bulunulması halinde ise Kurum tarafından nihai karar verilmeden sözleşme imzalanamaz."

Maddenin eski düzenleme şeklinde şikayetten sonra "kamu yararı bulunması nedeniyle ihale işlemlerine devam edilmesi gerektiği onaylanmadıkça idare sözleşme imzalayamaz" hükmü vardı ve yaptırımı sözleşmenin hükümsüz (kasıt butlandır) sayılması idi.

Şimdi 4734 S.K. m.55/4: "Belirtilen süre içinde bir karar alınmaması durumunda başvuru sahibi tarafından karar verme süresinin bitimini, süresinde alınan kararın uygun bulunmaması durumunda ise başvuru sahibi dahil aday, istekli veya istekli olabilecekler tarafından idarece alınan kararın bildirimini izleyen on gün içinde Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunulabilir."

Somut olayınızda yukarıdaki durumlara uyuldu mu?

Uyuldu ise Kamu İhale Kurumuna yaptığınız bir itirazen şikayet başvurunuz var: 4734 S.K. m.56?

Cevaplarsanız ilerleyelim

Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İhalede Taraf Olup Olmamanın Ehliyete Etkisi mutlakadalet Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu 1 08-12-2010 16:01
İhalede satış bedelinden düşecek masfarlar nelerdir ? concept Meslektaşların Soruları 1 17-12-2008 09:07
Kamu İhale Kurumu'na itirazen şikayet ilhan13 Meslektaşların Soruları 1 06-05-2008 12:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05306196 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.