Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Muvazaa nedeniyle tapu iptali

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-10-2008, 12:17   #1
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan Muvazaa nedeniyle tapu iptali

merhabalar değerli meslektaşlarım,

Önüme çok ilginç bir konu geldi ve ben işin içerisinden çıkamadım.Müvekkilim cezaevinde olduğu süre içerisinde bankada yüklü miktardaki paralarının kontrolünü vekaletname vererek babasının kontrolüne bırakmış.Daha sonra babasından paraları istediğinde bankada hesaptaki paraların çekilmiş olduğunu görmüş.ancak bankadan kimin çektiğini öğrenmek istediğinde 10 yıllık zamanaşımı nedeiyle hesapların silindiğini ve bilgi veremeyecekleri cevabını almış.bu arada babası para nedeniyle malvarlığımı elimden alırlar diyerek tüm gayrımenkullerini 2.eşine ve o eşinden olan oğluna devretmiş.Muvazaalı olarak.İlk eşinden olan tüm çocuklarının miras haklarından yoksun bırakmış.çocukları paylarını geri almak istiyorlar ancak.Baba hala yaşadığından muris muvazaası iddiasıyla dava açamıyoruz.Tasarrufun iptali davası açalım desek o zamanda elimizde borçlu adına açılmış herhangi bir takip yok.Yalnızca ilgili bankanın hesaplarının araştırılması yönünde bi dava açmış durumdayız o da yargıtay aşamasında.Çok uğraştım ama açılacak bir dava bulamadım.Ne gibi bir yol izlemem gerek.Bilgilendirirseniz çok sevinirim.

Şimdiden teşekkürler...
Old 26-10-2008, 13:13   #2
korayoz

 
Varsayılan

Burada babanın sağlığında bütün mallarını istediği kişiye devretmesi mümkün olduğu için yapılacak bişey yok. Ancak açılacak bir takip üzerine alacaklarınızı tahsil edemezseniz iptal davası yoluna başvurabilirsiniz. Bunun dışında müvekkilinizin bankadaki paralarının ne şekilde çekildiğini kanıtlamanız zor gibi gözüküyor. Bankaların hesaplar zamanaşımına uğrasada hesap hareketlerini sonradan ortaya çıkacak uyuşmazlıklar sebebiyle saklaması gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta bir borcun zamanaşımına uğraması, tamamen sona erdiği anlamına gelmez.
Old 26-10-2008, 13:35   #3
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Ancak arada herhangi bir borç yada para ilişkisi bulunmadan eşlerden birinin malvarlığını diğerine devretmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.Asıl irade bağışken satış göstermek sureti ile baba gerçek iradesini saklamıştır.Bu da muvazaa teşkil eder.Ayrıca mirasçıların saklı paylarını unutmamak gerek.benim bildiğim kadarı ile saklı payların korunması gerekir.Ayrıca malların bir kısmını devralan üvey kardeş de muvazaa olduğunu ve bunu mahkemede açıklayacağını beyan ediyor.

Para konusuna gelince ben de sizinle aynı kanaatteyim.Tüm baklardan 1980 yılların döküğmlerini dahi aldığımız halde söz konusu bankadan bir hesap hareketi dahi öğrenemiyoruz.
Old 26-10-2008, 13:45   #4
korayoz

 
Varsayılan

Babanın mallarını devrettiğini söylemiştiniz malları bağışlama görünümü altında sattığını söylememiştiniz . Buna göre bk 18 dayanarak muvazaa davası açılabilir.
Old 26-10-2008, 13:51   #5
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

[quote=Av.Duygu Keleş].Müvekkilim cezaevinde olduğu süre içerisinde bankada yüklü miktardaki paralarının kontrolünü vekaletname vererek babasının kontrolüne bırakmış.Daha sonra babasından paraları istediğinde bankada hesaptaki paraların çekilmiş olduğunu görmüş..

quote]

Vekaletin kötüye kullanlması ,vekilin zarar vererek hareket etmesi durumunda,sizin somut olayınızda "baba",vekil olarak "evladı"aleyhine hareket etmiş haldedir..Buna göre vekilin sorumluluğuna gidebilir,vekil ile işbirliği halinde olduğunu belirlediğiniz 3. kişiler aleyhine birlikte dava ikame edebilirsiniz.Zamanaşımı söz konusu değildir.Zamanaşımına ilşkin Yargıtay Kararı aşağıdaki linkte Av.Can Doğanel tarafından sunulmuştur.


http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=16033
Old 26-10-2008, 13:51   #6
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Muvazaa davası açtık ama bazı meslektaşlarımız baba ölmediği için davanın reddedileceğini söylüyor.Başka bir dava yolu da bulamıyorum.Kafam çok karıştı anlayacağınız.
Old 26-10-2008, 14:23   #7
korayoz

 
Varsayılan

Baba mallarını gerçekten bağışlasaydı ozaman BK da ki muvazaa hükümlerine gidemezdiniz. Çünkü burada aslında babanın iradesi ile beyanı uyumlu olucaktı ancak babanın saiki ahlaken tasvip etmediğimiz şekilde çocuklarının alacaklarını veya saklı paylarını alamamaları şeklinde olacaktı. İşte bu sebeble medeni kanunun tenkis kısmında bu durum ayrıca düzenlenmiş ve babanın mirasçıların saklı payları ihlal amacıyla yaptığı tasarrufların tenkisine gidilebileceği belirtilmiştir.
Old 26-10-2008, 15:56   #8
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

[quote=Av.Duygu Keleş].Daha sonra babasından paraları istediğinde bankada hesaptaki paraların çekilmiş olduğunu görmüş.ancak bankadan kimin çektiğini öğrenmek istediğinde 10 yıllık zamanaşımı nedeiyle hesapların silindiğini ve bilgi veremeyecekleri cevabını almış..

quote]

Bankanaın sorumluluğu 10 yıllık iddia edilen zamanaşımı süresi ile sınırlı değidir.


T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/4350
Karar: 2001/6138
Karar Tarihi: 03.07.2001
ÖZET: Dava, davalı bankanın şubesinde bulunan davacıya ait döviz tevdiat hesabının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davalı tarafın zamanaşımı def'inin değerlendirilmesi, öncelikle hesabın varlığının ve buna bağlı olarak talep edilebilirliğinin saptanması, ardından da davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Bankalar Kanunu'nun 36. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirildiğinin belirlenmesi ile mümkündür. Bunun sağlanması için de davacı tarafın dayandığı kanıtlar ile davalı banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişiler kurulu aracılığı ile inceleme yaptırılarak, davacının bankanın anılan şubesi'nde açtırdığı döviz tevdiat hesabının davalı savunmasında belirtildiği biçimde virman talimatı ile başka bir hesaba aktarılarak kapatılıp kapatılmadığı, kapatılmış olması halinde geçerli ve davacıyı bağlayıcı bir virman talimatı bulunup bulunmadığı konusunda rapor alındıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmek gerekir.
(3182 S. K. m. 36) (818 S. K. m. 125)
Taraflar arasında görülen davada Eyüp Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 23.2.2001 tarih ve 2000/239-2001/133 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 3.7.2001 günde davacı avukatı Selahattin A. ile davalı avukatı Leyla S. gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar A. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 4.1.1988 tarihinde davalının Bayrampaşa Şubesinde açtığı vadesiz döviz tevdiat hesabı ile uzun yıllar ilgilenmediğini, başvurduğunda böyle bir hesabın bulunmadığının bildirildiğini ileri sürerek, hesap bakiyesinin tesbitini ve şimdilik (33.000) DM'nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının hesabının 27.4.1988 tarihinde davacıya ödenerek kapatıldığını, Bankalar Kanunu'nun 36.maddesi uyarınca (10) yıllık zamanaşımı süresinden sonra açılan davanın zamanaşımı ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın (32.000) DM üzerinden kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce (zamanaşımı def'i hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gereği yönünden) bozulmuş olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, toplanan kanıtlara ve banka teftiş raporuna dayanılarak hesabın açıldığı 4.1.1988 tarihinden itibaren Bankalar Kanunu'nun 36 ve B.K.nun 125.md. uyarınca (10) yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı bankanın Bayrampaşa şubesi'nde bulunan davacıya ait döviz tevdiat hesabının davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece hesabın açıldığı 4.1.1988 tarihinden itibaren BK'nun 125 ve 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun 36.maddelerinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle 5.2.1999 tarihinde açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı banka vekili, hesabın açılmasından sonra hesap cüzdanının kaybedilmesi üzerine bankaya başvuran davacıya 23.8.1988 tarihinde yeni hesap numarası altında düzenlenen yeni bir hesap cüzdanı verildiğini, davacının virman talimatı doğrultusunda hesap bakiyesinin dava dışı kişinin hesabına virman yapılarak kapatıldığını ve zamanaşımı süresinin dolmasının yanında davanın esastan da dayanaksız olduğunu savunmuştur. Davalının bu savunması, talep edilen döviz hesabının tümüyle inkarı niteliğindedir. Davalı tarafın zamanaşımı def'inin değerlendirilmesi, öncelikle hesabın varlığının ve buna bağlı olarak talep edilebilirliğinin saptanması, ardından da davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun 36.maddesinde öngörülen koşulların yerine getirildiğini belirlenmesi ile mümkündür. Bunun sağlanması için de davacı tarafın dayandığı kanıtlar ile davalı banka kayıtları üzerinde bankacı, muhasebeci ve banka hukuku alanında uzman bilirkişiler kurulu aracılığı ile inceleme yaptırılarak, davacının davalı bankanın anılan şubesi'nde açtırdığı döviz tevdiat hesabının davalı savunmasında belirtildiği biçimde virman talimatı ile başka bir hesaba aktarılarak kapatılıp kapatılmadığı, kapatılmış olması halinde geçerli ve davacıyı bağlayıcı bir virman talimatı bulunup bulunmadığı konusunda rapor alındıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmek gerekirken, 3182 sayılı Kanun'un 36/1 maddesi anlamında davacı mudiin en son talep, işlem veya talimatından itibaren 10 yılın dolmasından sonra aynı yasa maddesinin 2 ve 3. fıkralarında belirtilen prosedürün işletilmemesinden dolayı koşulları gerçekleşmeyen zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle yazılı olduğu gibi karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 100.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 03.07.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 26-10-2008, 19:56   #9
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Sayın Vardar'ın (5) nodaki görüşüne katılıyorum.

Burada vekalet sözleşmesinin kötüye kullanılması durumu vardır.

Bu gibi davalar zamanaşımına tabi değildir.

Vekil babanın BK. 390 mad.göre vekilin vekaleti iyi surette ifa ve 392 mad.ye göre de hesap verme aldığı şeyi iade borcu vardır.

Vekil bankadaki paranın akibetini bildirmek ve hesap verme zorunluğundadır.Hesap veremiyorsa bu parayı faizi ile birlikte müvekkiline iade etmelidir.

Dava " vekalet sözleşmesinin kötüye kullanılması nedeniyle tazminat " davası olmalı.

Vekil olan babanın bu parayı çekip muvazaa suretiyle yakınlarına dağıttığı veya onların mal varlıklarını zenginleştirdiği olayların akışından ortaya çıkmakla ; onlarda muvazaalı olarak vekilin haksız eylemine katıldığından onlarda bu tazminattan sorumludur.

Sonuç : Dava salt muvazaaya dayandırılmış ise "asıl davanın vekalet sözleşmesinden doğan tazminat davası olduğu babanın yakınlarının sorumluluğun ise muvazaalı işlemle zarara iştirakten kaynaklandığı " açıklanmalı . Açıklama yeterli olmazsa bu şekilde ıslah edilmeli .Diye düşünüyorum.
Old 14-01-2009, 13:03   #10
av.senemyuksel

 
Varsayılan

Meslektaşım Duygu Hanım gibi benzer bir konunun içinden çkamıyorum. Benim durumumda mal varlığı sahibi hakkında beş çocuğundan dördü akıl sağlığı yerinde değildir raporu alıp sonrasında tüm malları kendi aralarında paylaşıyor ve tapu kayıtlarını üzerlerine geçiriyorlar. Beşinci kardeş 1993 te önce ölmüş ve 200 senesindedevirler yapılmış. Ölen kardeşin oğlu olan müvekkilim bu durumu yeni öğrenmiş. Şimdi tapu kayıtların iptalini istiyor ancak malların ilk sahibi (dede) halen yaşıyor. Devirlerin muvazaalı olduğu muhakkak ama ne davası açacağımı şaşırdım. Yardımcı olabilecek arkadaşlara şimdiden çok teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Muvazaa Nedeniyle Tapu Iptali mi? Gizli Bağış mı? - Ecrimisil hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 26 02-11-2023 09:37
alacaklının muvazaa nedeniyle tapu iptali, devrin borcun doğumundan önce yapılması ? Av.Fahri Sürücü Meslektaşların Soruları 11 30-04-2019 11:05
muvazaa nedeniyle tapu iptal davası muzio Meslektaşların Soruları 50 06-08-2015 15:25
Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali Davası Av.Seda Meslektaşların Soruları 4 03-12-2007 18:20
Muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali Av.Ender Meslektaşların Soruları 10 15-02-2007 11:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,16929793 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.