Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İstirdat - Kesinleşme - Baki KURU

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-06-2011, 15:51   #31
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sayın Metin, aydınlatıcı cevabınız için teşekkür ediyorum. Sayın Öksüz de aşağı yukarı aynı görüşü dile getirip, konuyu aydınlatmak istemişti. İkinize de ayrı ayrı teşekkürler.

Lakin ben özellikle İcra takibi öncesinde, somut olayda olduğu gibi "Menfi tespit davası açıldığı halde, verilen çekin (tedbir kararı verilmediğinden dolayı) ödenmiş olması durumunda derdest davanın İİK:72/6 dairesinde istirdat davası olarak devam edilemeyeceği, borçlunun ödemek zorunda kaldığı davasının artık BK.61. maddeye göre talep edilmesi gerektiği..." yönündeki (veya anlamındaki) görüşünüze katılamıyorum.

Çünkü evvela usul ekonomisi bu görüşe engel olur. Sizin görüşünüzün zorunlu sonucu olarak eldeki Menfi tespit davası devam ettirilmiş olsa dahi borçlu ikinci bir dava açmalı, yeniden harç ödemelidir. BU duurmda iki ayrı dava birleştirilerek aynı mahkemede devam ettirilebilir. Ya da mevcut davayı (Nevra Hanımın belirttiği şekilde) ıslah ederek davasını BK.61. madde çerçevesinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat davasına tahvil etmelidir. Her iki durumda da iki defa harç ödenmesi gerekecektir. İki ayrı davanın ayrı ayrı devam etmesi halinde iki ayrı vekalet ücreti ve masraf çıkacağı açıktır. Bu durum gereksiz yere masraf ödemek demektir.

İkinci olarak, İcra takibi yapılmadan önce ikame edilen Menfi tespit davası derdest iken, tedavüldeki çekin ödenmiş olması durumunda, davacıyı ayrıca bir de istirdat davası açmaya zorlamak demek, BK:61. (ve 62.) maddenin şartlarının (hatayı ispat, zamanaşımı sorunu gibi) oluşmadığı durumlar bakımından onun mağdur olmasına bile bile göz yummak anlamına da gelebilir. Özünde icra takibi tehlikesinden korunmayı amaç edinen takip öncesi açılan Menfi tespit davasının manasız kalmasına da neden olabilir. Çünkü, davacı, derdest davaya rağmen dolaşımdaki çekin ödenmesi halinde artık ayrı bir dava daha açmak zorunda kalacağını bilirse, o çeki ödemesi için veyahut Menfi tespit davası açması için mantıklı bir nedeni de olmadığını düşünecek ve böyle bir durumda dava açmadığı gibi, çeki de ödemeyecek ve aleyhinde icra takibi yapılmasını bekleyecektir. Çünkü bu görüşe göre aleyhie icra takibi yapılırsa İİK:72. maddenin BK:61'e nazaran üstün imkanları temelinde oldukça avantajlı olacaktır. Özetle böyle bir düşünce hakim olursa takip öncesinde menfi tespit davası açması için bir nedeni de olmayacaktır.

Yani zorunlu olarak çeki ödememesine, ödememe halinde çekinin yazılarak ticari itibarının zedelenmesine, aleyhinde icra takibi açılmasına ve yargı yerlerinin gereksiz yere birden fazla kez meşgul edilmesine yol açmış oluruz.

Ben, aleyhinde icra takibi yapılmaması için takip öncesinde Menfi tespit davası açan ve dolaşımdaki çekini sorun çıkarmadan gününde ödeyen borçlunun, dolaşımdaki çekini bile bile ödemeyen ve hakkında icra takibi açılmasına bilerek neden olan borçluya nazaran İİK:72. maddenin ayrıcalıklı hükümlerinin tatbiki noktasında daha kötü duruma sokulmasını ve onun BK:61 ve devamı hükümlere itilmesini kabullenemiyorum.

Saygılarımla.


Yararlanacağımız ve atıf yapacağımız cevabınız için teşekkür ederim...
Old 21-03-2012, 00:50   #32
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
...Yani istirdat davası, borçlu olunmayan paranın, "icra takibinin varlığı" sebebiyle cebri icra tehdidi altında ödenmesi halinde söz konusu olan davadır. Sebepsiz zenginleşme davasının bir çeşididir; lakin kendisi değildir...

Bir konuyu araştırırken buldum ve aklıma bu forum geldi Forum konusu ile birebir örtüşmese de; yukarıda ve forumdaki diğer mesajlarımda anlatmaya çalıştığım hususa, kıyısından geçerek değindiğinden eklemek istedim:

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 19.01.2004 T., Esas: 2003/5492, Karar: 2004/374: "...İİK'nun 72/7 madde hükmüne göre, borçlu gerçekte borçlu olmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması halinde istirdat davası açabilir. BK'nun 62.madde hükmüne göre ise, borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse, hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez.

Asıl davanın ve birleşen 7 davanın davacıları, davalının ihtarnamesi üzerine, fazla tahakkuk ettirildiğini düşündükleri temerrüt faizinin o bölümüne karşı ihtiyati tedbir talebinde bulunma ya da menfi tespit davası açma hakları var iken, bu hakları kullanmadan ve davalının bir takip ya da davası ile karşılaşmadan kendi istekleri ile o bölümü de çekincesiz ödediklerine göre, artık istirdat davası açamazlar. Bu halde, davacıların ancak BK'nun 62. maddesine göre, sebepsiz zenginleşme davası açma hakları bulunmaktadır.
Bu itibarla, mahkemece istirdat davalarının reddi gerekirken, bu davanın koşulları üzerinde hiç durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış asıl ve birleşen 7 davada verilen hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir..."

Saygılar...
Old 21-03-2012, 07:39   #33
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Bir konuyu araştırırken buldum ve aklıma bu forum geldi Forum konusu ile birebir örtüşmese de; yukarıda ve forumdaki diğer mesajlarımda anlatmaya çalıştığım hususa, kıyısından geçerek değindiğinden eklemek istedim:

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 19.01.2004 T., Esas: 2003/5492, Karar: 2004/374: "...İİK'nun 72/7 madde hükmüne göre, borçlu gerçekte borçlu olmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması halinde istirdat davası açabilir. BK'nun 62.madde hükmüne göre ise, borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse, hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez.

Asıl davanın ve birleşen 7 davanın davacıları, davalının ihtarnamesi üzerine, fazla tahakkuk ettirildiğini düşündükleri temerrüt faizinin o bölümüne karşı ihtiyati tedbir talebinde bulunma ya da menfi tespit davası açma hakları var iken, bu hakları kullanmadan ve davalının bir takip ya da davası ile karşılaşmadan kendi istekleri ile o bölümü de çekincesiz ödediklerine göre, artık istirdat davası açamazlar. Bu halde, davacıların ancak BK'nun 62. maddesine göre, sebepsiz zenginleşme davası açma hakları bulunmaktadır.
Bu itibarla, mahkemece istirdat davalarının reddi gerekirken, bu davanın koşulları üzerinde hiç durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış asıl ve birleşen 7 davada verilen hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir..."

Saygılar...

Üstad, iyi ki konuyu açtın.

Alıntı:
Yazan Av. Nevra Öksüz
Uygulamada Ankara mahkemeleri (benim de görüşüme uygun olarak) alacaklı, icra takibi başlatmadığı sürece tedbir kararı vermemektedir. THS’de de bu meyanda soruları olan birkaç meslektaşıma alabilip alamadığını sorduğumda mahkemenin tedbir kararı vermediğini söylemişlerdi.


Alıntı:
Yazan Av. Mehmet Saim DİKİCİ
İkinci olarak takip öncesi ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hususu açık kanun hükmüdür. Tedbir yoluyla açılmamış takibin durdurulamayacağına dair yaklaşımlar tamamen yorumdur. Yargı kararlarının bazılarında o yönde kararlar çıkmıştır. Ancak ben buna katılamıyorum. Zaten aramızdaki temel çatışmada bu farklı algımadan ve değerlendirmeden kaynaklanıyor düşüncesindeyim. Mahkeme pekala ihtiyati tedbir yolu ile takip açılmamasına - açılmışsa durdurulmasına karar verebilir. Takip açılmadan durdurulamaz savı tamamen yorumdur. Kanunun açık hükmü ortadayken bu yoruma dayanma ihtiyacı nedendir onu bilemiyorum. Bu karar karşı tarafa tebliğ edildikten sonra muhatap buna rağmen icra takibi açarsa mahkemenin tedbir kararını ihlal etmiş olacağı gibi,TAKİP AÇILIRSA DA AYRI BİR KARARA GEREK KALMAKSIZIN takip durur. Başlangıçta bu yönde alınacak bir tedbir kararının alacaklının gereksiz masraf yapmamasına da hizmet edeceği açık olmakla bir yandan da alacaklı menfaati de söz konusudur

Ben takip açılmadan İİK:72. madde kapsamında "tedbir kararı" nı yaklaşık 4 ay önce aldım.
Old 21-03-2012, 12:13   #34
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
...Ben takip açılmadan İİK:72. madde kapsamında "tedbir kararı" nı yaklaşık 4 ay önce aldım.
Demek ki "hakim" de sizinle aynı "görüş"teymiş

Kanundaki düzenleme değişmediği için:
Alıntı:
...İİK m.72: "...İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir..."...

Benim:
Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
...Mahkemeden, olmayan icra takibi için tedbir kararı isterseniz mahkeme der ki/demelidir ki/demektedir ki: "henüz başlanılmamış takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemeyeceğinden..."...
görüşüm de halen değişmedi üstadım...

P.S: Hayırlı olsun...

Saygılar...
Old 04-10-2012, 19:46   #35
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
...alacaklı, icra takibine geçmemişse ve buna rağmen siz dava konusu ettiğiniz parayı alacaklıya ödemişseniz; ödediğiniz parayı cebri icra tehdidi altında ödemediğinizden ve kanunda menfi tespit davasının istirdada dönüşmesi haliyle ilgili bir ödeme olmadığından menfi tespit davanız istirdat davasına dönüşmez...

Şerhlerimize eklenen bir karardan:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=12431

alıntı:

"...İstirdat davasından söz edebilmek için ödemenin cebri icra tehdidi altında, bir sair deyişle takibin kesinleşmesinden sonra yapılmış olması gerekir. Somut olayda davacı ödeme süresi içerisinde icra dosyasına parayı yatırmıştır. Açıklanan kanuni düzenleme karşısında davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesine olanak bulunmamaktadır..."

Saygılar...
Old 14-07-2013, 10:18   #36
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Gerçi karara konu olayda menfi tespit davası devam ederken çekin ciro edildiği üçüncü kişi icra takibi başlatıyor ve çek bedeli, bu icra takibi üzerine ödeniyor ama ; yine de Yargıtay'ın aşağıdaki değerlendirmesini/yorumunu, foruma eklemek istedim:

"...Eda davasının mümkün olmaması halinde (zorunlu olarak) tespit davası açılmış olması halinde, tespit davası görülürken (tespiti istenen hukuki ilişkiye dayanarak) eda davası açma imkanı doğarsa, davacının tespit davasına devam edilmesinde artık hukuki yararı kalmaz. Bu sebeple (ve tespit davası eda davasının öncüsü olduğundan) davacının talebi üzerine, tespit davasına eda davası olarak devam edilebilmelidir; bu husus, davalının muvafakatine (m. 185/2) bağlı olmamalıdır. Davacı başlangıçta eda davası açamadığı için, tespit davası açmak zorunda kalmıştır. Şimdi eda davası açma imkanı doğunca, davacının tespit davasına (tespit davası olarak) devam edilmesinde hukuki yararı kalmamıştır. Onun hukuki yararı, davaya eda davası olarak devam edilmesidir ve bu hukuki yarar korunmaya değer (meşru) bir hukuki yarardır. Yukarıdaki görüş, menfi tespit davası devam ederken borcun ödenmesi halinde, davaya istirdat davası olarak devam edileceğini düzenlenen İİK. m.72-VI hükmünde kanuni bir dayanak ve misalini bulmaktadır (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Bası, İstanbul, 2001 cilt II, sayfa: 1461-1462)..."

Kararın tamamı için:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=14900

Saygılar...
Old 29-01-2015, 16:49   #37
omav

 
Varsayılan

KONU EPEY ÖNCE TARTIŞILMIŞ
ANCAK ÖZELLİKLE BU KONUYLA İLGİLİ OLDUĞU İÇİN FARKLI BİR SAYFA AÇMADIM...

"icra takibi nedeniyle ödeme yapan borçlu B, 3000-TL'lik borcun 1400-TL'sinin kendisine ait olmadığı iddiasındadır. HMK 107 kapsamnında belirsiz alacak ve tespit davası niteliği ile istirdat davası birleşerek bir dava açılabilir mi(böylelikle amaç bilirkişiye hesaplamayı yaptırmak çünkü aidat borcuna ilişkin konu ve Yönetim bize net bilgi vermiyor)

veya

kısmi dava şeklinde bir istirdat davası" açmak mümkün olur mu ?

Benim görüşüm belirsiz şekilde açmak mümkündür..
Değerli görüşlerinizi bekliyorum...

Saygılarımla
Old 29-01-2015, 16:52   #38
omav

 
Varsayılan

KONU EPEY ÖNCE TARTIŞILMIŞ
ANCAK ÖZELLİKLE BU KONUYLA İLGİLİ OLDUĞU İÇİN FARKLI BİR SAYFA AÇMADIM...

"icra takibi nedeniyle ödeme yapan borçlu B, 3000-TL'lik borcun 1400-TL'sinin kendisine ait olmadığı iddiasındadır. HMK 107 kapsamnında belirsiz alacak ve tespit davası niteliği ile istirdat davası birleşerek bir dava açılabilir mi(böylelikle amaç bilirkişiye hesaplamayı yaptırmak çünkü aidat borcuna ilişkin konu ve Yönetim bize net bilgi vermiyor)

veya

kısmi dava şeklinde bir istirdat davası" açmak mümkün olur mu ?

Benim görüşüm belirsiz şekilde açmak mümkündür..
Değerli görüşlerinizi bekliyorum...

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
2.El Baki Kuru Usul Seti Aranıyor markdarcy Adliye Duvarı 2 02-06-2009 09:48
kuru sıkı çisil Meslektaşların Soruları 1 17-05-2009 10:57
Yasalar Değişti ; mutsuzluk Baki Hamdi Sırrı Duyguseli Hukuk Sohbetleri 0 07-12-2004 13:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07728791 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.