Tahkikat aşamasından sonra ıslah.

Fikri sınaide açmış olduğum marka tecavüzü nedeniyle tazminat davasında bilirkişi heyeti davalı şirketin kullanımının tecavüz oluşturduğunu, fakat davalı şirketin markamızı kullandığı süre boyunca zarar ettiğini belirterek tazminat miktarı konusunda mahkemeye görüş bildiremedi. Zira dava dilekçemizde 556 sayılı KHK'nin 66/B maddesine göre(davalının kazancına göre) tazminatın hesaplanmasını talep etmiştim. Bunun üzerine rapora karşı beyanda bulunarak, yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere tazminat miktarının genel hükümlere göre belirlenmesi için (Borçlar Kanunu,Ticaret Kanunu) ek rapor alınmasını talep ettim. Hakim talebimi rededip tahkikat aşamasının bittiğini belirtti, tazminat miktarının belli olmaması nedeniyle kismi olarak açtığım davayı bu şekilde kabul edeceğini belirtti, davayı bu aşamada talep yönünden ıslah edebilir miyim? Yardımcı olursanız sevinirim. Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

K Bilge;

Hakim tahkikatın birmiş olması sebebi ile ıslah yapamayacağınızı beyan etmiş.

Ancak anlattığınıza göre tahkikat aşaması henüz sona ermemiştir.

Zira; HMK 184'e göre hakim hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir ve taraflar bu açıklamalarını yaptıktan tahkikatın bittiğini taraflara tevsik eder.

HMK 281. maddesine göre ise taraflar bilirkişi raporunun kendilerine tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde rapora itirazlarını sunabilirler. Ve itiraz nedenlerine göre mahkeme yeniden rapor alabilir.

Bu halde hakimin tahkikat bitmiştir görüşüne katılmaya imkan yoktur. Zira halen rapora itiraz süresi dolmamış iken ve HMK itiraz için taraflara hak tanımış ve itirazların sonucuna göre yeniden rapor alınabileceğini beyan etmiş iken tahkikat tamamlandı denemeyecektir.

Öte yandan tahkikatın bitmediğini hakimin kabul ettiğini varsaysak bile HMK 176 gereği sadece 1 kez ıslah yapabileceksiniz. Bu tek hakkınızı tazminat genel hükümlere göre hesap edilsin önceki talebimi ıslah ettim şeklinde kullandınız diyelim. Ve bu ıslahınız üzerine bir bedel tespit edildi diyelim. Siz bu kez ikinci kez ıslah yapıp ilk talebinizi bilirkişinin hesapladığı bedele yükseltemeyeceksiniz. Bedeli artıramayacağınıza göre bu davadaki ıslahın size faydası olmayacak. sadece bilirkişi genel hükümlere göre bedel tespit etmiş olacak ve ilk talep ettiğiniz tazminat miktarını alabilecek, artan bedel için ek dava açmak zorunda kalacaksınız.

Bu bakımdan bu davada bilirkişi zarara uğradığınızı tespit ettiğine göre ileride açacağınız bir ek tazminat davasında bu bilirkişi raporunu delil yaparak aynı amaca ulaşabilirsiniz.,

Bilgilerinize...

Sayın Özkan, yanıtınız için teşekkürler. Yalnız bir hususu ifade edeyim. Hakim HMK 184'e göre tahkikatın tümü ile ilgili beyanlarımızı aldı. Fakat daha ek rapor talebimize ilişkin karar vermeden bu beyanları aldı. Bu nedenle ıslah ile ilgili beyanda bulunmadım. Bu beyanlarımızdan sonra ek rapor ile ilgili bir ara karar bile oluşturulmadan tahkikatın bittiğini tevhim etti taraflara. Bu durumda fikrinizde bir değişiklik olur mu?

Alıntı: Yazan k_bilge Sayın Özkan, yanıtınız için teşekkürler. Yalnız bir hususu ifade edeyim. Hakim HMK 184'e göre tahkikatın tümü ile ilgili beyanlarımızı aldı. Fakat daha ek rapor talebimize ilişkin karar vermeden bu beyanları aldı. Bu nedenle ıslah ile ilgili beyanda bulunmadım. Bu beyanlarımızdan sonra ek rapor ile ilgili bir ara karar bile oluşturulmadan tahkikatın bittiğini tevhim etti taraflara. Bu durumda fikrinizde bir değişiklik olur mu?

Bilirkişi "davalı şirketin kullanımının tecavüz oluşturduğunu, fakat davalı şirketin markanızı kullandığı süre boyunca zarar ettiğini" tespit ettiğine göre mahkemede bu aşamada belirsiz alacakmış gibi karar vereceğine göre elinizde bir hüküm olacak ve siz elinizdeki rapor ve hükme dayalı olarak

davalı şirketin markanızı kullandığı süre boyunca oluşan zararınızın tazmini için ek bir dava açmak durumunda kalacaksınız.

Hakim HMK 184 ü uygulayıp tahkikatı bitirdiğine göre artık pratikte yapılacak tek şey budur.

Selamlarımla...

Sayın meslektaşım, HMK ya göre artık ıslaha gerek var mı ?

Alıntı: Yazan Av.MB Sayın meslektaşım, HMK ya göre artık ıslaha gerek var mı ?

Eğer belirsiz alacak davası olarak nitelenip öyle dava biter ise tabidir ki ıslah gerekmez. Zira ıslaha başvurmadan, iddianın genişletilmesi yasağına da tabi olmadan talep dava sırasında ortaya çıkan değere göre artırılabilir. Ancak böyle yapabilmek için HMK 107/2'ye göre tahkikat sonucu bir bedelin tespit edilmesi gerekir. Oysa meslekdaşımızın sorusunda bir alacağın hesaplanamadığı belirtilmektedir. Alacak hesaplanamadığına göre ıslah hususu artık tartışma dışıdır. Olaydaki hakimin belirsiz alacak davası olarak niteleyip davayı öyle bitirmesinin de somut olayda bir faydası olmaz. Çünkü davacı meslekdaşımız dava sonunda BİR BEDEL ARTIRIMI YAPAMAYACAK, ARTIRMA YAPACAĞI BİR BEDEL TESPİT EDİLMEMİŞ. BU DURUMDA TEK YAPILMASI GEREKEN YUKARIDAKİ MESAJLARIMIZ DOĞRULTUSUNDA YENİ BİR DAVA AÇILMASIDIR.

İster HMUK olsun ister HMK'ya göre olsun her zaman ıslaha gerek duyulabilir. X nedenine dayalı, olarak hesap edilecek tazminatın verilmesi yerine Y nedenine dayalı olarak hesap edilecek tazminatın verilmesini isteyebilmek için ıslah yapmak zorundasınız. Bu HMUK döneminde de böyle idi, HMK döneminde de böyledir. HMK ıslah kurumunu ortadan kaldırmış değildir bilakis geliştirmiştir. Islah yanında maddi hataların düzeltilmesi, belirsiz alacak vesaire düzenlemeler ile başlangıçta yapılan işlemlerin tamiri için birkaç farklı yol getirilmiştir.

Özellikle HMK'daki belirsiz alacak davası konusunda pek çok meslekdaşımız hata yapmaktadır. Sanılanın aksine HMK 107'deki belirsiz alacak davası çok sınırlı bir alanda uygulanabilecektir. Oysa davanın belirsiz alacak davası olup olmayacağı davayı açanın ne kadar alacağı olduğunu tespit edebilme durumuna göre tespit edilir. İşçi alacaklarında dahi davacının alacaklarını baştan tespit edebileceği kabul edilmektedir. Bu bakımdan belirsiz alacak davası hükmüne güvenilmemelidir. Aynı şekilde kısmi dava (HMK 109) hükmüne de güvenilmemelidir.

Selamlarımla..

Belirsiz alacak davasında talebin arttırımı için böyle bir süre var mı? HMK 107/2 Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir. düzenlemesi mevcut. Belirsiz alacak davasında sözlü yargılamaya geçildiği bildirildikten sonra talebin artırılması mümkün olur mu?