Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

gayrimenkul - ecrimisil - müdahelenin meni

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-02-2010, 23:39   #1
sultanahmet83

 
Varsayılan gayrimenkul - ecrimisil - müdahelenin meni

öncelikle iyi forumlar. ben mesleğe yeni başlıyorum. bi tane dava aldım hemen özetliyeyim: müvekkilimin babasından tapulu bahçe kalıyor, ama tapulu arazisinin içinde 3. şahısların yaptırmış oldukları binalar bulunmakta. bu binalar yaklaşık 30 yıl once yapılmış, muvekkılımın babası zamanında ses cıkartmamıs (biraz safça bi adammış zaten) , şimdi ise müvekkilim bahçesinden 3. şahısları çıkartmak istiyor. şimdi düşünüyorum müdahalenin meni ve eski hale iade, ecrimisil, veya arsa değerinin tarafımıza verilmesi, bunların hepsini talebimizde yazmazmız mumkun mu? veya sizin önereceğiniz başka bi çözüm yolu var mı? yardımcı olursanız sevinirim... teşekkür ederim.
Old 15-02-2010, 16:12   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sultanahmet83
öncelikle iyi forumlar. ben mesleğe yeni başlıyorum. bi tane dava aldım hemen özetliyeyim: müvekkilimin babasından tapulu bahçe kalıyor, ama tapulu arazisinin içinde 3. şahısların yaptırmış oldukları binalar bulunmakta. bu binalar yaklaşık 30 yıl once yapılmış, muvekkılımın babası zamanında ses cıkartmamıs (biraz safça bi adammış zaten) , şimdi ise müvekkilim bahçesinden 3. şahısları çıkartmak istiyor. şimdi düşünüyorum müdahalenin meni ve eski hale iade, ecrimisil, veya arsa değerinin tarafımıza verilmesi, bunların hepsini talebimizde yazmazmız mumkun mu? veya sizin önereceğiniz başka bi çözüm yolu var mı? yardımcı olursanız sevinirim... teşekkür ederim.

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 14.10.2008, Esas: 2008/6957, Karar: 2008/11633: "Davacılar, murisleri M____ adına kayıtlı bulunan 2 parsel numaralı taşınmaz üzerine bina inşa etmek suretiyle el atan davalıların müdahelelerinin önlenmesi, taşınmazın eski hale getirilmesi, mümkün olmadığı takdirde de taşınmazın rayiç bedelinin faizi ile birlikte tahsili isteğinde bulunmuşlardır.

Birleştirilen davada ise davacılar, tapu malikinin 1974 yılında öldüğünü, dava konusu taşınmazın otuz yılı aşkın süredir kullanımlarında bulunduğunu ve Türk Medeni Kanununun 713/2. maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmiş olduğunu belirterek tapu kaydının iptali ile adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır.

Mahkemece, davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen kararın davalılar-davacılar tarafından temyizi üzerine Dairemizin 01.05.2007 tarihli ve 2007/1246 Esas, 2007/4791 Karar sayılı ilamı ile; elatmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunan davacılar-davalıların elbirliği mülkiyetine tabi olan taşınmazla ilgili olarak açtıkları davada diğer mirasçıların da yer alması gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; elatmanın önlenmesi ve kal isteğinin kabulüne, ecrimisil isteği atiye terk edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen temliken tescil davasının reddine karar verilmiş olup hüküm, davalılar-davacılar C____ vd. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi kal, mümkün olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili, birleştirilen dava ise Türk Medeni Kanununun 713/2. maddesi uyarınca açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 684. ve 718.maddeleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüz'ü ( tamamlayıcı parçası ) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Konunun bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüz'ü ( tamamlayıcı parçası ) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak bina sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir.
Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır;
a ) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır;
Türk Medeni Kanununun 724.maddesi hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin Türk Medeni Kanununun 3.maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü, bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir.
b ) İkinci koşul ise yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır;
Bu koşul dava tarihine ve objektif esaslara göre saptanmalı, fazlalık ilk bakışta da kolayca anlaşılmalıdır. İnşaatın kapsadığı alanın ifrazı kabil ise arsa değeri yalnız bu kısma göre, aksi halde tamamının değerine göre bulunmalıdır. Bazı Yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere, inşaatın kaldırılmasının arazi ve malzemeye vereceği zarar, kaldırılmasıyla malzeme sahibinin elde edeceği yarardan daha fazla ise inşaatın kaldırılması fahiş bir zarara yol açar.
c ) Üçüncü koşul, yapıyı yapanın ( malzeme sahibinin ), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir.
Uygun bedel genellikle yapı için gerekli olan arsa miktarının dava tarihindeki gerçek değeri olarak kabul edilmekte ise de, büyük bir taşınmazın bir kısmının devri gerektiğinde geri kalan kısmın bedelinde noksanlıklar meydana gelecekse, bunlar taşınmaza bağlı öteki zararlar da göz önünde bulundurularak hak ve yarar dengesi kurulması suretiyle hesaplattırılmalı, iptale konu zemin bedeli arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmeli, önceden ödenmiş bedel var ise bu miktar ödenecek bedelden mahsup edilmelidir.
Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
Somut olayda; dava konusu 36933 ada 2 parsel numaralı taşınmaz 1987 yılında yapılan imar uygulaması sonucu davacılar-davalıların murisi M____ ve dava dışı S____ adına paylı olarak kayıtlı olup öncesi de çaplı olan taşınmazda inşa edilen yapı nedeniyle iyiniyet iddiasında bulunulamayacağından birleştirilen temliken tescil davasının reddine karar verilmiş olması yasaya uygundur. Ancak davacılar elatmanın önlenmesi ile birlikte kal ve aşamalı olarak da kal’in mümkün olmaması halinde Türk Medeni Kanununun 724. maddesi hükmü gereğince taşınmazın güncel değerini ödemek suretiyle adlarına tescilini istemişlerdir.
Dosyaya sunulan ve mahkemece de hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; bina değeri 48.059.060.000 TL ( 48.059.00 YTL ), arsa değeri 20.850.000.000 TL ( 28.000.00 YTL ) olarak belirtilmiştir. Mahkemece yapı ve arazi değerleri ile kal'e konu yapının nitelikleri itibarıyla yıkımı halinde fahiş zarar doğurup doğurmayacağı üzerinde durulmamış ve kal'e karar verilmiştir. O halde mahkemece dosyadaki bilirkişi raporu ve diğer kanıtlar da değerlendirmek suretiyle yıkımın fahiş zarar doğurup doğurmayacağı değerlendirilmeli, fahiş zararın oluşacağı kanaatine varıldığı takdirde taşınmaz maliklerine yapıyı temellük etmek isteyip istemedikleri sorulmalı, temellük etmek istedikleri takdirde yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda belirlenecek bedelin depo edilmesi için davalılar-davacılara süre verilmeli, bedelin depo edilmemesi halinde de kademeli olarak ileri sürdükleri istemleri hakkında bir karar verilmelidir. Tüm bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde elatmanın önlenmesi ile birlikte kal isteminin de kabulüne karar verilmiş olması, ayrıca davacılar/davalıların kademeli istemleri hakkında bir hüküm kurulmamış olması da bozmayı gerektirmiştir."

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
müdahalenin meni ve ecrimisil av.gülistan Meslektaşların Soruları 18 20-05-2009 16:41
müdahalenin meni ecrimisil av.gülistan Meslektaşların Soruları 3 20-01-2009 13:45
müdahaleni meni ve ecrimisil esra kayabınar Meslektaşların Soruları 2 29-08-2008 21:11
husumet-meni müdahale-ecrimisil Av.Hero Meslektaşların Soruları 3 02-06-2008 16:01
müdahalenin meni ve ecrimisil gogolos Meslektaşların Soruları 1 14-04-2008 21:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02578998 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.