Telefon Faturasi

cep telefonu hattımı kapattırmak için, ilgili telefon şebekesine müracaat ettiğimde ilgili telefon şebekeninin temsilcisi beni arayarak telefonumu kapattırmamam karşılığında bana bir tarife modeli önerdi. Tarife modelinin 6 aylık özel bir tarife olduğunu nerdeyse bedavaya konuşacağımı söyledi. uzun süren görüşme neticesinde beni ikna etti bende kabul ettim. daha sonra bana 1 aylık fatura bedeli olarak ( fatura edilmiş borç ) 2.255,00 TL geldi. 5 günlük de fatura edilmemiş borç miktarının 640,00 TL olduğunu öğrendim. ilgili şebekenin müşteri temsilcisini aradığımda bana önerilen tarafinin sistemsel bir hatadan dolayı aktif hale getirilmediğini bu nedenle faturanın yüksek olduğunu ve bana telefon hattımı iptal ettirmemem karşılığında önerilen tarifeninde çok yüksek bir tarife olduğunu iletti ve şikayetimi aldı. şikayetimin 48 saat içinde çözüleceğini iletti ama aradan 5 gün geçmesine rağmen çözüm olmadı. Tüketici mahkemesinde dava açacağım. konuşmam karşılığında ne kadar borçlu olduğumu bilmiyorum. borç miktarını ve faturayı 01.02.2010 günü öğrendim. fatura ödeme son günü 08.02.2010dava acarken fatura edilmiş miktar ile edilmemiş miktarı birleştirmek istiyorum.
1.) davayı açarken borç miktarını faiz işlememesi açısından mahkeme veznesine depo ettirmeyi düşünüyorum.
2.) a.) davanın talep kısmında konuşmam karşılığında benim kabul etmiş olduğum ve aktif hale getirilmeyen tarifeden dolayı ne kadar borçlu olduğumun tespitini
b) tespit edilen borçlu olduğum miktarın üzerindeki miktar kadar borçlu olmadığımın tespitini talep etmeyi düşünüyorum. bu şekilde kendimi sınarlamış talebimi daraltmış olurmuyum.
3.) Talep kısmımı nasıl oluşturmamı önerirsiniz.
4.) 7 gün içerisinde dava açacağımdan, ayrıca faturayı kabul etmediğim yönünde ihtar göndermeme gerek varmı
herkese saygılar

Tüketici Mahkemesine gitmeden önce Tüketici Hakem Heyetine gitmek daha kısa ve etkili bir yol olabilir. Cep telefonu operatörlerinin santrallari, “Sayın Müşterimiz; kalite bakımından görüşmeleriniz kaydedilecektir” şeklinde açıldığına göre,yaptığınız görüşme kayıtları lehinize önemli bir ispat aracı olacaktır diye düşünüyorum.
Bir konuda çok reklam varsa orada, “Neden” diye durmak gerekir. Sabahtan gece yarılarına kadar ne tarafa dönsek televizyonlarda vitrinlerde cep telefonları reklamlarının saldırılarıyla karşı karşıya gelmekteyiz. Telefon çok basit ve sade bir ihtiyacı konuşma, iletişim ihtiyacını karşılamak içindir.Bunu herkes kabul etmektedir. O nedenle söylenebilecek fazla bir söze açıklamaya da lüzum olmamak gerek. Oysa, her şeyin başı sağlıktır der gibi gün boyu, ” her şeyin başı cep telefonudur” diye yüzümüze bağrılmaktadır. Hangi tarife olursa olsun amaçları hizmeti genişletmek değil para koparmaktır. Para koparmanın da bir adabı, bir usulü bir sınırı olmalıdır.Ülkemizde birilerinden para koparmanın en etkili yolu ise çok şeyler, yeni şeyler söyler gibi yaparak aslında hiçbir şey söylememekten geçer. Cep operatörlerinin verdikleri hizmetler çok basit birkaç cümle ile açıklanabilecekken bu yapılmamakta; sanki, internet yeni çıkmış haberini verir gibi habire tarifeler icat edilmektedir. Önümüze atılan her tarife için kullanılan reklam dili çok karışıktır. Esasen ordaki reklamın amacı da bir şey açıklamak değil açıklamanın anlaşılmasını önlemektir. Cazibeli bir cümle öne çıkarıldıktan sonra, o cazibeyi “bela”ya çevirecek bir sürü kural küçük harflerle peşinden dizilmektedir. Bu tuzağı önlemek için kurulmuş Sanayi Bakanlığı ise bu hususta çok az şey yapmakta, adeta seyirci kalmaktadır. Hatırlanırsa,bundan önceki dönemde yaşanan gerçek bir rekabetin sonucu olarak getirilen “Her Yöne” , “Sınırsız” gibi tarifeler kısa süre önce bütün operatörlerde aynı anda ortadan kaldırıldı. Bu günlerde, rekabetin yerini bir iş ve el birliği almış görünmekte. Bütün operatörlerde, “çok çok möhim şeyler söyler gibi yaparak hiçbir şey söylememek” ilkesiyle para koparma devri tekrar başlamış görünüyor .Abone sözleşmelerinde yazılan o kadar kural arasında haklarımız nedir, yükümlülüklerimiz nerede başlar, nerede biter! Anlayan beri gelsin! Yıllarca hukuk okumak ta yetmiyor vallahi! Sözleşmenin ilk paragrafında kabul edilen hak, ikinci paragrafında üstü çizilmiş hale getirilmektedir.
Bu dolandırıcılığı önlemek için çareler üretmek gerekir. İnternet sunucuları için getirilen kural cep telefonları için de kabul edilirse sorun önemli derecede çözülebilir. Mesela 29 liralık sınırlı interneti alan bir tüketici, kotayı aştığında, en fazla, sınırsız tarife ücreti olan 61 lirayı ödemekle yükümlü olmaktadır. Cep telefonlarında da bir operatör, genel tarifesi dışında kalan bir başka yeni tarifeden hizmet sunacağını reklam ederse, bununla birlikte o tarifenin en üst ücretinin ne olacağını açıklamakla yükümlü tutulmalı; genel tarife dışında kalan tarifelere giren tüketiciye, “Sen fazla konuşmuşsun! Sınırı çok aşmışsın!ne kadar konuşmuşsan o kadar ödemek zorundasın!” diyememelidir; cazibeli tarifeye çekilen tüketici bakımından “Bu kadar konuşmayaydın, ödeyeceksin!” kuralı geçersiz sayılmalı; “Ne kadar konuşmuşsan o kadar ödeyeceksin” kuralı sadece operatörün “GENEL TARİFE” deki müşterileri bakımından uygulanmalıdır. Çünkü genel tarife dışındaki tarifeler hemen hemen her zaman, aldatıcı yönü ağır basan cazibeli reklamlar sonucu müşteriye kabul ettirilmektedir.Her operatör “Genel Tarifem” diye bir tarife belirleyecek, diğer tarifelerini ise, ana tarifesi etrafında ve fakat yukarıda açıklanan kuralın varlığını kabullenerek hizmete sokabilecektir.
Günümüzde yaşanan ise, (adama, “karın boş düştü!” deyip onu inandırıp boşanmayı sağladıktan sonra,boşanmış kadınla evlenen)in hikayesine benzetilebilir.
Bu tür hilebazlıkları önlemenin, tüketiciyi (Avrupa Birliğinin zorlamasıyla değil samimiyet icabı) korumanın bir yolu da, 1 sayfayı aşan SÖZLEŞMELERİN geçersiz olacağının ilan edilmesidir.Nedir o cüz gibi akitler.Basit bir cep telefon abonelik sözleşmesi değil de, mübarek sanki Botaş’la Gazprom anlaşılması!