Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tahliye Davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-01-2012, 16:55   #1
b_canbay

 
Varsayılan Tahliye Davası

İyi günler,
Kayınpederinin evini aile konutu olarak kullanan bir müvekkilimin eşi boşanma davası açıyor, mahkeme boşanmaya karar veriyor ancak temyiz edilmiş karar , bu yüzden hala kesinleşmemiş. Boşanma gerçekleşti artık oğlumun karısı değilsin diye kadına Kayınpederi tahliye davası açmış. Şimdi ortada bir kiracı kiraya veren ilişkisi yok,ama öyle bir ilişki var gibi sayılıp tahliye davası devam mı eder yoksa farklı bir düzenleme varmıdır.
Cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.
Old 25-01-2012, 17:01   #2
av.gokcen

 
Varsayılan



Anlattığınız olay ile benzer konuda 1.hukuk dairesi ve akabinde verilen hukuk genel kurulu kararı.

İyi çalışmalar...

T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/6328

K. 2007/7159

T. 21.6.2007

• ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Davalının Taşınmazın Aile Konutu Olduğu Yolundaki Savunmasına Kayıt Maliki Davacı İle Davalının ( Ve Eşiyle ) Arasında Hukuki Bir İlişki Kurulmadığına Göre Davacıyı Bağlamayacağı - Kabulü Gereği )

• ECRİMİSİL ( Davacının Oğlu İle Davalının Ayrı Yaşamakla Birlikte Evliliklerinin Devam Etmekte Olmasının Davacının Mülkiyet Hakkı Karşısında Taşınmazı Davalının Kullanmasının Haklı ve Geçerli Nedeni Olarak Kabul Edilemeyeceğinden Kabulü Gereği )

• AİLE KONUTU ( Kayıt Maliki Davacı İle Davalının ( Ve Eşiyle ) Arasında Hukuki Bir İlişki Kurulmadığına Göre Davacıyı Bağlamayacağı - Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil Talebinin Kabulü Gereği )

4721/m.683

6570/m.12



ÖZET : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Dava açılmış olmakla muvafakatin geri alındığının kabulü gerekir. Kaldı ki, davacının davalıya ihtar çekerek, taşınmazı boşaltmasını istediği de sabittir. Öte yandan, davalının taşınmazın aile konutu olduğu yolundaki savunmasına kayıt maliki davacı ile davalının ( ve eşiyle ) arasında hukuki bir ilişki kurulmadığına göre davacıyı bağlamayacağı ve önem ifade etmeyeceği de tartışmasızdır. Bir başka ifade ile somut olayda 6570 Sayılı Yasanın 12. maddesi hükmünün uygulama yeri yoktur. O halde, davalının taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin bulunduğu söylenemez. Diğer taraftan, davacının oğlu ile davalının ayrı yaşamakla birlikte evliliklerinin devam etmekte olmasının davacının mülkiyet hakkı karşısında taşınmazı davalının kullanmasının haklı ve geçerli nedeni olarak kabul edilemez. Hal böyle olunca; elatmanın önlenmesi isteğiyle birlikte davacının davalıya çektiği ihtarname de gözetilmek suretiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekir.
DAVA : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu üzerinde ‘kargir ev’ niteliğinde bina bulunan 437 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmamakla beraber binadaki bir bölümü kullandığı anlaşılmaktadır.
KARAR : Davacı, davalının gelini olduğunu, oğlu ile birlikte oturmasına dair verdiği izne dayalı olarak taşınmazı kullandıklarını, ancak oğlunun gelini ile aralarının açılması nedeniyle oğlunun davalı aleyhine aynı yer mahkemesinde açtığı boşanma davasının ret ile sonuçlanıp kesimleştiğini ve bunun üzerine oğlunun çekişmeli yeri terk ederek davalı ile ayrı yaşadıklarını, taşınmazı terk etmesi için davalıya ihtar çekmesine rağmen tasarrufunu sürdürdüğünü ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, davacı kayıt maliki olup, Türk Medeni Kanununun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Taraflar arasında bir kira ilişkisi de bulunmamaktadır. Esasen davalı ile birlikte davacının oğlunun taşınmazı muvafakate dayalı olarak tasarruf ettikleri dosya kapsamı ile sabittir.
Dava açılmış olmakla muvafakatin geri alındığının kabulü gerekir. Kaldı ki, davacının davalıya ihtar çekerek, taşınmazı boşaltmasını istediği de sabittir. Öte yandan, davalının taşınmazın aile konutu olduğu yolundaki savunmasına kayıt maliki davacı ile davalının ( ve eşiyle ) arasında hukuki bir ilişki kurulmadığına göre davacıyı bağlamayacağı ve önem ifade etmeyeceği de tartışmasızdır. Bir başka ifade ile somut olayda 6570 Sayılı Yasanın 12. maddesi hükmünün uygulama yeri yoktur. O halde, davalının taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin bulunduğu söylenemez. Diğer taraftan, davacının oğlu ile davalının ayrı yaşamakla birlikte evliliklerinin devam etmekte olmasının davacının mülkiyet hakkı karşısında taşınmazı davalının kullanmasının haklı ve geçerli nedeni olarak kabul edilemez.
Hal böyle olunca; elatmanın önlenmesi isteğiyle birlikte davacının davalıya çektiği ihtarname de gözetilmek suretiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi olması doğru değildir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.06.2007 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davası mahkemece ret edilmiş, davacının temyizi üzerine davanın kabul edilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Aşağıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesindeyiz.
Nizalı taşınmaz davacıya ait çaplı taşınmaz olup davalı ile evli olan dava dışı oğlunun oturmasına izin verdiği ve davalının da eşine verilen bu onay nedeni ile eşi ile birlikte aile konutu olarak kullandıkları konusunda bir niza bulunmamaktadır. Davacı da davalıya çektiği uyarıda taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını kabul etmektedir. Taşınmazın karı-koca tarafından aile konutu olarak kullanılması sırasındaki aralarındaki geçimsizlik nedeni ile dava dışı koca tarafından davalı aleyhine boşanma davası açılmış ve davacının iddiasına göre koca yani davacının oğlu evi terk etmiştir. Davacı karı koca arasında mevcut bulunan boşanma davası nedeni ile artık davalının kendisine ait bu evde oturamayacağını belirten ihtarı çekmiş sonra da bu davayı açmıştır. Yapılan bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi davalı davacının dava dışı oğluna verdiği onay nedeni ile bu taşınmazda ikamet etmekte ve aile konutu olar5ak kullanılmaktadır. Boşanma davasının açılması aile konutunun kullanımının sona ermesini gerektirmez, davalının bu evden boşanma davası nedeni ile tedbirden ayrılması konusunda verilmiş bir mahkeme kararı da mevcut değildir, ayrıca boşanma davası da ret ile sonuçlanmış ve kesinleşmiş olup evlilik birliği yasal olarak devam etmektedir. Davacı dava dışı davalının eşi olan oğluna verdiği taşınmazın kullanımına dair rızasını geri almamıştır, sadece davalının taşınmazı kullanmasına karşı çıkmaktadır. Eşe verilen taşınmazın kullanımı ile ilgili onay devam ettiğinde, bu onayın yasal olarak aile konutu olan taşınmazda davacı kabul etmese bile davalıya oturma hakkı vereceğine, aile birliğini bozacak biçimde dava dışı eşe oturma izni verilip eşinin çıkartılmasının yasal bir dayanağı bulunmamasına göre davanın reddine dair verilen yerel mahkeme kararı doğrudur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın onanması gerektiğinden Sayın Çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyoruz.
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2009/1-401

K. 2009/473

T. 4.11.2009

• ÇAPLI TAŞINMAZA ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL ( Boşanmadan Önce Davalı İle Davacının Oğlunun Taşınmazı Muvafakata Dayalı Olarak Tasarruf Ettikleri/Dava Açılmakla Muvafakatin Geri Alındığı - Talebinin Kabulü Gereği )

• ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL ( Boşanmadan Önce Davalı İle Davacının Oğlunun Taşınmazı Muvafakata Dayalı Olarak Tasarruf Ettikleri/Davalının Taşınmazın Aile Konutu Olduğu Yolundaki Savunmasına Kayıt Maliki Davacı İle Davalının ve Eşiyle Arasında Hukuki Bir İlişki Kurulmadığına Göre Davacıyı Bağlamayacağı - Kabulü Gereği )

• ECRİMİSİL ( Talebinin Kabulü Gereği - Boşanmadan Önce Davalı İle Davacının Oğlunun Taşınmazı Muvafakata Dayalı Olarak Tasarruf Ettikleri/Dava Açılmakla Muvafakatin Geri Alındığı )

• AİLE KONUTU ( Boşanmadan Önce Davalı İle Davacının Oğlunun Taşınmazı Muvafakata Dayalı Olarak Tasarruf Ettikleri/Davalının Taşınmazın Aile Konutu Olduğu Yolundaki Savunmasına Kayıt Maliki Davacı İle Davalının ve Eşiyle Arasında Hukuki Bir İlişki Kurulmadığına Göre Davacıyı Bağlamayacağı - Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil Talebi )

4721/m. 683


ÖZET : Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Boşanmadan önce davalı ile birlikte davacının oğlunun taşınmazı muvafakata dayalı olarak tasarruf ettikleri dosya kapsamı ile sabittir. Dava açılmış olmakla muvafakatin geri alındığının kabulü gerekir. Kaldı ki, davacının davalıya ihtar çekerek taşınmazı boşaltmasını istediği de sabittir. Öte yandan, davalının taşınmazın aile konutu olduğu yolundaki savunmasına kayıt maliki davacı ile davalının ( ve eşiyle ) arasında hukuki bir ilişki kurulmadığına göre davacıyı bağlamayacağı ve önem ifade etmeyeceği de tartışmasızdır.
Hal böyle olunca; elatmanın önlenmesi isteğiyle birlikte davacının davalıya çektiği ihtarname de gözetilmek suretiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki “fuzuli işgal nedeniyle tahliye ve ecrimisil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.12.2006 gün ve 2005/619-2006/1388 sayılı kararın incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 21.06.2007 gün ve 2007/6328-7159 sayılı ilamı ile;
( ... Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu üzerinde "kargir ev" niteliğinde bina bulunan 437 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmamakla beraber binadaki bir bölümü kullandığı anlaşılmaktadır.
Davacı, davalının gelini olduğunu, oğlu ile birlikte oturmasına dair verdiği izne dayalı olarak taşınmazı kullandıklarını, ancak oğlunun gelini ile aralarının açılması nedeniyle oğlunun davalı aleyhine aynı yer mahkemesinde açtığı boşanma davasının redle sonuçlanıp kesinleştiğini ve bunun üzerine oğlunun çekişmeli yeri terk ederek davalı ile ayrı yaşadıklarını, taşınmazı terk etmesi için davalıya ihtar çekmesine rağmen tasarrufunu sürdürdüğünü ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, davacı kayıt maliki olup, Türk Medeni Kanununun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Taraflar arasında bir kira ilişkisi de bulunmamaktadır. Esasen davalı ile birlikte davacının oğlunun taşınmazı muvafakata dayalı olarak tasarruf ettikleri dosya kapsamı ile sabittir.
Dava açılmış olmakla muvafakatin geri alındığının kabulü gerekir. Kaldı ki, davacının davalıya ihtar çekerek taşınmazı boşaltmasını istediği de sabittir. Öte yandan, davalının taşınmazın aile konutu olduğu yolundaki savunmasına kayıt maliki davacı ile davalının ( ve eşiyle ) arasında hukuki bir ilişki kurulmadığına göre davacıyı bağlamayacağı ve önem ifade etmeyeceği de tartışmasızdır. Bir başka ifade ile somut olayda 6570 Sayılı Yasanın 12. maddesi hükmünün uygulama yeri yoktur. O halde, davalının taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin bulunduğu söylenemez. Diğer taraftan, davacının oğlu ile davalının ayrı yaşamakla birlikte evliliklerinin devam etmekte olmasının davacının mülkiyet hakkı karşısında taşınmazı davalının kullanmasının haklı ve geçerli nedeni olarak kabul edilemez.
Hal böyle olunca; elatmanın önlenmesi isteğiyle birlikte davacının davalıya çektiği ihtarname de gözetilmek suretiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir… ),
Gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 04.11.2009 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Davacı tarafından dayalı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davası sonucu mahkemece davanın reddine dair verilen karar özel tarafından gerekçesinde belirtilen nedenlerle bozulmuş, direnme kararı üzerine Yüksek Kurul tarafından aynı gerekçelerle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Aşağıda açıklanan nedenlerle bozma kararına katılamıyorum:
Davacı ve taşınmazın maliki olan kişi gelini olan dayalı aleyhine eldeki davayı açarak taşınmaza olan haksız el atmasının önlenmesini istemiştir.Doğal olarak T.M.Y. 683. maddesine göre mülkiyet hakkına tecavüzde bulunulan kişinin bu davayı açmakta hukuki yararı vardır.Ancak böyle bir davanın dinlenebilmesi için kullanımın haksız olması gerekir.Dosyada bulunan delillere göre davalının böyle bir haksız kullanımı yoktur.Çünkü bu taşınmazın dava dışı davacının oğlu davalının kocası olan kişiye ailesi yani dayalı ile birlikte bedelsiz oturmak üzere verildiği gerek tarafların,gerek mahkemenin gerekse dairenin kabulündedir.Bu durumda kullanımın haksız olması için gereken koşul davalının eşine verilen onayın bir uyarı ile geri alındığının bildirilmesi veya onay verilen kişi aleyhine dava açılmasıdır.Somut olayda ne davacının dava dışı oğluna verdiği onayı alması ne de onun hakkında bir dava açması söz konusudur.
Yüksek Özel Daire bozma kararında dava açılması ile onayın alındığını,bu nedenle davalının kullanımının haksız fil durumuna düştüğünü belirtmektedir. Dava açılması ile onayın geri alındığının kabul edilebilmesi için davanın onay verilen kişiye karşı açılması gerekir,oysa burada onay verilen oğla karşı davacının açtığı bir dava bulunmadığından kendisine onay verilen kişiye tebaan taşınmazı kullanan kişinin kullanımının haksız fil durumuna düşmesi mümkün değildir.
İlke olarak şu hususu belirtmekte yarar vardır; bir kişiye taşınmazın kullanımı için onay verildiğinde ona tebaan kullanacak kişilere de onay verilmiş sayılır. Örneğin Babanın kullanımına onay verildiğinde yasal olarak onunla birlikte oturması gereken velayeti altındaki çocuğunun da oturmasına onay verilmiştir.Bu nedenle babaya verilen onay kaldırılmadıkça velayeti altında ve babaya tebaan oturan çocuklar aleyhine açılacak bir el atmanın önlenmesi davası dinlenemez.Keza gerek Anayasaya gerekse yasalara göre aile toplumun temelidir ve yasal olarak karı-koca aynı yerde birlikte otururlar.Olayımızda olduğu gibi kocaya verilen onay kaldırılmadığı sürece ona tebaan oturan eşi aleyhine açılan boşanma davası dinlenemez.
Somut olaya gelince:Kendisine oturma izni verilen dava dışı ve davacının oğlu ile dayalı evlidir,ancak aralarında boşanma davası vardır.Bilindiği gibi boşanma davasının varlığı tarafların birlikte oturdukları konutu ortak konut olmaktan çıkarmaz,ancak isteyen boşanma davası devam ettiği sürece ortak konuttan ayrılabilir.Bu ayrılma hukuki ayrılma değil fiili ayrılmadır ve ortak konutu ortak konut olmaktan çıkarmaz.Olayımızda da dava dışı koca boşanma davası nedeniyle fiili olarak konuttan ayrılmıştır.Yukarıda açıklanan ilkeye göre taşınmaz halen karı-koca yönünden ortak konut olmaya devam ettiğinden ve dayalı kadının kullanımı kocaya tebaan olduğundan kullanımının haksız olduğu söylenemez.Çünkü koca bu eve boşanma davası devam ettiği sürece her zaman geri dönme hakkına sahiptir.Kaldı ki eldeki davanın devamı sırasında karı-koca arasında görülen boşanma davası ret ile sonuçlanmış ve kesinleşmiştir,konut ortak konut ( özelde aile konutu ) olmaya devam etmektedir.Eldeki bu dava kabul edilip kesinleştiğinde şöyle bir durum ortaya çıkacaktır; koca eve gelmiştir, eşi olan kadın da kocası ile birlikte oturmak için eve geldiğinde hakkındaki kesin hüküm nedeniyle bu eve giremeyecektir.Böylelikle toplumun temeli olan aile birliği kesin mahkeme kararı ile fiilen ortadan kaldırılmış olacaktır.Böyle bir durumun hukuki olduğunu söylemek mümkün değildir.
Görüşmeler sırasında taşınmazın aile konutu olmasının mülkiyet hakkı sahibi davacıyı ilgilendirmeyeceği bu nedenle el atmanın önlenmesi davasının kabulü gerektiği yolunda görüşler ileri sürülmüştür.Bu görüş ilke olarak doğrudur.Ancak olayımızın bu ilke ile ilgisi yoktur.Aile konutu karı-koca arasında birlikte oturdukları konutla ilgilidir,oysa burada tartışılması gereken şey sadece ve sadece davacının verdiği onayın halen ayakta olup olmadığıdır.Kullanımı için onay verilen taşınmaz dayalı ve eşinin aile konutu olarak oturdukları yer olmayıp örneğin bir yazlık da olabilirdi.
Görüşmeler sırasında ileri sürülen düşüncelerden birisi de mülkiyet hakkının kutsal olduğu davacının bu hakkı kullanmasına engel olunamayacağı hususudur. Bu düşünce olarak doğrudur,ancak mülkiyet hakkı sahibinin onayı ile taşınmazın kullanımının haksız fil oluşturduğunu söylemek hukuken mümkün değildir ve en azından bunun ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılmasıdır.
Açıklanan bu nedenlerle yerel mahkeme kararının onanması görüşündeyiz. (Kararlar kazancıdan)
Old 26-01-2012, 16:59   #3
b_canbay

 
Varsayılan

İlginiz için çok teşekkür ederim.
İyi çalışamlar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tahliye talebinin süreden reddi-yeniden tahliye davası açma koşulları Aybüke Kağan Meslektaşların Soruları 10 19-03-2024 16:40
tahliye taahütnamesine dayalı tahliye davası mı? İcra kanalı ile tahliye takibi mi? sergeste Meslektaşların Soruları 7 30-03-2011 12:22
Süresinden Önce Çekilen Tahliye İhtarı ve Tahliye Davası Yerleşik Yabancı Meslektaşların Soruları 1 21-01-2009 12:30
Tahliye talepli itirazın iptali davası ve başka nedene dayalı tahliye davası İŞ HUKUKU Meslektaşların Soruları 1 11-09-2008 23:20
tahliye talepli icra takibinden doğan tahliye davası avukat152 Meslektaşların Soruları 7 01-09-2008 10:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07707691 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.