Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

karşılıksız çek keşide etme suçu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-04-2008, 08:53   #1
Mr Black

 
Varsayılan karşılıksız çek keşide etme suçu

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı verilen para cezası ile ilgili olarak sanık müvekkile 35. maddeye göre tebligat yapılmış, müvekkilde şans eseri eski işyerinin kapısının önünde yerde tebligat parçasını ve kararı bulmuş. Bunun üzerine hemen tarafımızdan temyiz yapıldı. Fakat, tebligat parçası döndüğünden 7 günlük temyiz sürenin geçmiş olduğunu fark ettik. Bu durumda, karar kesinleşmiş oluyor. Fakat çekteki imzalar kesinlikle müvekkile ait değil, kısacası haksız bir ceza söz konusu. Bu durumda başka ne yapılabilir, iade-i muhakeme söz konusu olabilir mi? şartları nelerdir. Ayrıca, dosyaya vekalet ve süre tutum dilekçesi sununca kararı bir de bize de tebliğe çıkardılar. Temyiz süresi vekil olarak bize yapılan tebligat ile başlarsa, zaten sıkıntı yok. Temyiz süresinde yapılmış olacak. Ama müvekkile yapılan tebligat daha önce. Bu konuda fikir beyan edecek arkadaşlara şimdiden teşekkürler.
Old 09-04-2008, 09:09   #2
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Benzer bir olayda,iade-i muhakeme istedik. İnfazın durdurulmasını da talep ettik. Yalnız bizim dosyada,müvekkil adına çek hesabı açılmış,sahte kimlik ve işyeri vergi kayıtları oluşturulmuştu.Bu nedenle daha önce başka dosyalarda yaptığımız savunmalara göre alınmış beraat kararları vardı ve mağduriyet aşikardı,infaz durduruldu.

İmzanın sahte olduğunu ve ne suretle öyle bir mağduriyetin doğduğunu açık ve samimi delillerle,kuvvetli emarelerle ortaya koyabilmek halinde infazın durdurulması talebinin kabulü daha yüksek olasılık içinde kalacaktır. Temyiz süresi geçmiş görünüyor. Yine de şansınızı şu yolla denemenizi önerebilirim : TK m 35 e göre yapılan tebligatların geçerli olabilmesi için,sanığın son ve fiili adresinin tüm yollarla (emniyet araştırması dahil)araştırılmış olması,buna rağmen bulunamamış olması gereklidir ve bu araştırmanın da dosyaya yansımış olması,ayrıca bu şartın yerine getirilmiş olmasından sonra TK m 35 e göre yapılacak tebligatın ayrıca mahkeme divanhanesine asılmış olması,tebligatın geçerlilik koşuludur,yasal olarak. Ama uygulamada bu kurala riayet edilmediği halde yapılan usulsüz tebligatlarla karar kesinleşmiş oluyor. TK m 35 i bu açıdan tetkik ederek bir temyiz sebebi yaratmak,ayrıca iade-i muhakame istemek iki yol olabilir.

-------------------------------------------------------------------------------------------

Dosyanın incelenmesinde davalılar M Ve Ç ye mahkeme kararı ve temyiz dilekçesinin TK m 35 e göre tebliğ edilmiş,ancak tebliğe çıkacak evrakın bir nüshasının mahkeme divanhanesine asıldığına ve indirildiğine dair kayıt ve belgelerin dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır.Tebligat Tüzüğünün 55. maddesine uygun askıya çıkış ve indiriliş evrakının mevcut ise gönderilmesi,aksi takdirde tebligatlar geçersiz olacağından mahkeme kararı ve temyiz dilekçesinin yeniden ve usulüne uygun olarak davalılara tebliğinin sağlanması,temyize cevap süresinin beklenmesi ve daha sonra daireminze gönderilmesi amacıyla dosyanın mahkemeye iadesine oybirliği ile karar verilmiştir.

2 HD 20.2.2003 2003/686-2172
---------------------------------------------------------------------------------------------

Daha önce tebligat yapılan adresten yeni adresini bildirmeden ayrılan kişiye tebligat kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için yeni adresinin tebliğ memurunca da tesbit edilememesi gerekir.Oysa bila tebliğ iade edilen tebligata muhatabın yeni adresinin tesbit edilemediğine dair herhangibir kayıt yoktur.Bu şekilde bir araştırma yapılmadan TK m 35 e göre tebligat yapılması mümkün değildir. 12 HD 4.2.1999 1999/8481-9575
---------------------------------------------------------------------------------------------
Old 09-04-2008, 09:20   #3
Av_Ece Altunay Önal

 
Varsayılan

10. Ceza Dairesi 2005/3633 E., 2006/9044 K.
ÇEKTE İMZA ARAŞTIRMASI
KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK
TEBLİGAT

<LI type=circle>7201 S. TEBLİGAT KANUNU [ Madde 10 ] <LI type=circle>7201 S. TEBLİGAT KANUNU [ Madde 35 ] <LI type=circle>1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 225 ] <LI type=circle>3167 S. ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİN... [ Madde 16 ]
"ÖZET"
3167 SAYILI YASANIN 4814 SAYILI YASA İLE DEĞİŞİK 16/B-4 FIKRASI UYARINCA; DAVETİYENİN 7201 SAYILI YASANIN 10. MADDESİNE GÖRE TEBLİĞİNİN YAPILAMAMASI HALİNDE 35. MADDESİ GEREĞİ TEBLİGAT YAPILMALIDIR. SUÇA KONU ÇEKLERDEKİ KEŞİDECİ İMZALARININ DOSYADA BULUNAN VE NOTERCE DÜZENLENMİŞ YETKİ BELGESİNDEKİ İMZA İLE AÇIKÇA BENZEMEMESİ KARŞISINDA ÇEK ASILLARI GETİRTİLİP İMZALARIN SANIĞA AİT OLUP OLMADIĞI KONUSUNDA BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPTIRILMALIDIR. ÇEKTE 4814 SAYILI YASA İLE GETİRİLEN KİMLİK NUMARASI ZORUNLULUĞU GÖZETİLEREK, ELDEKİ ÇEKLERİN İLERİ TARİHLİ OLARAK TEDAVÜLE KONULUP KONULMADIĞI, SANIKTAN VE İLK CİRANTADAN SORULMALI VE BANKA TARAFINDAN SANIĞIN ELİNDEKİ ÇEK DEFTERLERİNİN YENİSİ İLE DEĞİŞTİRİLME İŞLEMİNİN YAPILIP YAPILMADIĞI ARAŞTIRILMALI VE SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMELİDİR.

"İçtihat Metni"
Karşılıksız Çek Keşide Etmek suçundan sanık Nilüfer hakkında (Ş... Onbirinci Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 09.04.2004 tarihinde, 2003/176 esas ve 2004/179 karar sayı ile mahkumiyet kararı verildiği; hükmün sanık müdafii tarafından süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 22.02.2005 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

4814 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 08.03.2003 tarihinden sonra düzenlenen birden fazla çekin karşılıksız çıkması halinde sanık hakkında, 4814 sayılı Yasa'nın 16/3. maddesi gereğince 1 ila 5 yıl arasında belirlenecek süre için ayrı ayrı "çek hesabı açmaktan yasaklama kararı" verileceği nazara alınmadan, sanık hakkında bir kez çek yasaklama kararı verilmiş ise de; aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-3167 sayılı Kanun'a 4814 sayılı Kanun ile ekleneni6/b maddesinin 4. fıkrası uyarınca CMUK.nın 225. maddesi açıklamasını taşıyan davetiyenin, 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 10. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde öncelikle sanığın bilinen adresine tebliğe çıkartılması, yeni adres bildirilmeden adres değişikliğine gidilmiş olması ve yeni adresin tebliğ memurunca da belirlenememiş olması nedeniyle tebliğ işleminin gerçekleştirilememesi durumunda, anılan Yasa'nın 35. maddesine göre tebligat işlemi yapılabileceği gözetilmeksizin; sanığa doğrudan T.K.nın 35. maddesine göre davetiye tebliğ edilmesi suretiyle yasal savunma hakkının kısıtlanmış olması;

2- Yapı ve Kredi Bankası Istanbul/Ârnavutköy Şubesi nezdindeki sanığî ait hesaptan keşide edilen suça konu çeklerdeki keşideci imzalarının, dosyada bulunan Özer isimli kişiye çek keşide etme yetkisi verilmesini de içeren Küçükçekmece Beşinci Noterliğinin 30.04.2002 tarih ve 13958 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletnamedeki ve temyiz dilekçesi ekindeki Küçükçekmece Altıncı Noterliğinin 15.10.2003 tarihli, 20926 yevmiye numaralı vekaletnamedeki sanığa ait imza örnekleriyle birbirine açıkça benzememesi karşısında; dosyada bulunan özer'e ait Beyoğlu Yirmibeşinci Noterliğinin 29.08.1997 tarihli, 31807 yevmiye numaralı imza sirkülerindeki ve muhatap bankada çek hesabı açılmasına ilişkin müşteri imza kartındaki vekil sıfatıyla atılan imzalar ile çeklerdeki keşideci imzalarının benzerlik gösterdiği hususu da dikkate alınarak; suça konu çek asılları getirtilerek, keşideci imzalarının sanığa ait olup olmadığı gerekirse teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanıp, imzaların sanığa ait olmadığının belirlenmesi halinde, eylemden şikayet bulunduğu dikkate alınarak, çekteki keşideci imzasının kime ait olduğu tespit edilip, bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunularak, dava açılması halinde dosyaların birleştirilmesi suretiyle delillerin birlikte takdir edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,

3- 3167 sayılı Kanun'da değişiklik yapan 4814 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.03.2003 tarihinden önce veya Türkiye Bankalar Birliğinin görüşü alınarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca düzenlenen 2003/1 sayılı Tebliğin yayımı tarihi olan 09.04.2003 tarihini izleyen üçüncü ayın sonu olan Temmuz 2003 ayı sonuna kadar düzenlenmiş olan ve 'vergi kimlik numarası1 içermeyen çeklerin zorunlu unsurları bulundurduğu kabul edilmiş; ancak, 31.07.2003 tarihinden sonra düzenlenmiş olan çeklerde 'vergi kimlik numarasının' bulunmaması halinde çekin geçerliliğinin etkileneceği kabul edilmiştir.

Dava konusu olan çekler incelendiğinde; Yapı ve Kredi Bankası İstanbul/ Arnavutköy Şubesi nezdindeki sanığa ait hesaptan keşide edilen 29.09.2003 tarih ve 0151512 seri numaralı çek ile aynı hesaptan keşide edilen 17.10.2003 tarih ve 0151517 seri numaralı çekin, keşide tarihi itibarıyla "vergi kimlik numarası" bulunmadığı anlaşılmakla, anılan iki adet çekin ileri tarihli olarak tedavüle konulup konulmadığı, sanıktan ve ilk cirantadan sorulmak suretiyle saptanması ve banka tarafından sanığın elindeki çek defterlerinin yenisi ile değiştirilme işlemi yapılıp yapılmadığının da araştırılması ve bu çeklerin de mahkumiyet hükmüne dahil edilip edilmeyeceğinin belirlenmesinden sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,

4-Suça konu çeklerden 0151517, 0154881, 0154882 ve 0154899 seri numaralı olanlara ilişkin ihtar evrakının getirtilmemiş olması,

5-647 sayılı Kanunun 5275 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılması ve bu Kanunda gecikme zammı öngörülmemiş olması nedeniyle, para cezasının ödenmemesi durumunda gecikme zammı uygulanmasına olanak bulunmaması,

6-1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı Kanun'un 77. maddesi ile değişik 164/son maddesi yanlış yorumlanarak, avukatlık ücretinin katılan yerine davanın tarafı olmayan "katılan vekili" lehine hükmedilmesi,

7- Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin yanlış ve eksik yazılmış olması,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan hükmün istek gibi (BOZULMASINA), 03.07.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
karşılıksız çek keşide etmek avsafran Meslektaşların Soruları 5 07-03-2008 11:28
Karşılıksız Çek Keşide Etmek - Birlikte Temsil TRINITY Meslektaşların Soruları 6 22-02-2008 16:24
Karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşur mu? düzceli81 Meslektaşların Soruları 3 05-10-2007 14:51
Karşılıksız Çek Keşide Etmek/ Feragat Av.Turan Hukuk Sohbetleri 9 21-08-2007 17:06
karşılıksız çek keşide etmek hakkında suç duyurusu av_mesutkaya Meslektaşların Soruları 4 11-11-2006 14:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02713490 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.