Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Borçlar kanunu mu 6570 sayılı kanun mu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-01-2011, 20:10   #1
sumeyra

 
Varsayılan Borçlar kanunu mu 6570 sayılı kanun mu

Herkese iyi günler. Müvekkilin bir arsası var. 2002 yılında arsa olarak kiraya veriyor. Kiracı üzerine üstü örtülü atölye yapıyor. Daha sonra 2007 yılında 3 yıllığına sözleşmeyi yeniliyorlar. Sözleşmede kiralananın cinsi yine ARSA olarak belirtilmiş. 3 yıl sonra sözleşmenin biteceği ve taşınmazı arsa olarak müvekkile teslim edileceği yazmaktadır. Üç yılın sonunda süresi içinde ihtar çekip, borçlar kanununa göre tahliyesini talep ettik. Sorum şu: 'Hakim keşifte kiracıyı dinledi. Kiracı üzerindeki yapıyı birinci sözleşmeden sonra fakat ikinci sözleşmeden önce yaptığını beyan etti. Fakat sözleşmede taşınmazın cinsi arsa olarak belirtilmiş. Sanırım Hakim üzerindeki yapının ikinci sözleşmeden önceyapıldığı için Borçlar kanunu değil, 6570 sayılı kanunun uygulanacağını mı düşünüyor sorusu aklıma geliyor. Bu sebepten dolayı bu konuyla ilgili bana yardımcı olursanız ve konuyla ilgili yargıtay kararı olan arkadaşlar eklerse sevinirim.
Old 11-01-2011, 22:37   #2
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sumeyra
Herkese iyi günler. Müvekkilin bir arsası var. 2002 yılında arsa olarak kiraya veriyor. Kiracı üzerine üstü örtülü atölye yapıyor. Daha sonra 2007 yılında 3 yıllığına sözleşmeyi yeniliyorlar. Sözleşmede kiralananın cinsi yine ARSA olarak belirtilmiş. 3 yıl sonra sözleşmenin biteceği ve taşınmazı arsa olarak müvekkile teslim edileceği yazmaktadır. Üç yılın sonunda süresi içinde ihtar çekip, borçlar kanununa göre tahliyesini talep ettik. Sorum şu: 'Hakim keşifte kiracıyı dinledi. Kiracı üzerindeki yapıyı birinci sözleşmeden sonra fakat ikinci sözleşmeden önce yaptığını beyan etti. Fakat sözleşmede taşınmazın cinsi arsa olarak belirtilmiş. Sanırım Hakim üzerindeki yapının ikinci sözleşmeden önceyapıldığı için Borçlar kanunu değil, 6570 sayılı kanunun uygulanacağını mı düşünüyor sorusu aklıma geliyor. Bu sebepten dolayı bu konuyla ilgili bana yardımcı olursanız ve konuyla ilgili yargıtay kararı olan arkadaşlar eklerse sevinirim.

Değerli meslektaşım, ben bahsettiğiniz olayda, 2002 yılında yapılan sözleşme esnasında bina yapılmış olduğundan ve sonrasında yapılan 2007 başlangıç tarihli, 3 yıllık sözleşme esnasında bu arz üstü yapı mevcut olduğundan, "arsa" nitelemesine itibar edilmeksizin, 6570 sy. kanunun tatbik edileceği kanaati taşımaktayım. Olayınıza birebir değgin HGK. kararını da ekliyorum. Saygılarımla.


Alıntı:
<H4>T.C.
Alıntı:

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2005/6-181

K. 2005/208

T. 30.3.2005

• TAHLİYE DAVASI ( Başlangıçta Boş Arsa Olarak Kiralanan Yere Tarafların Ortak İradeleriyle Ve Sözleşmede Güdülen Amaç Çerçevesinde Sabit Bir Yapı Yapılmış İse Uyuşmazlığın 6570 Sayılı Yasaya Göre Çözümleneceği )

• BOŞ ARSA OLARAK KİRALANAN YERE BİNA YAPILMASI ( Başlangıçta Boş Arsa Olarak Kiralanan Yere Tarafların Ortak İradeleriyle Ve Sözleşmede Güdülen Amaç Çerçevesinde Yapılması/Tahliye Davası - Uyuşmazlığın 6570 Sayılı Yasaya Göre Çözümleneceği )

• UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK OLAN YASA ( Tahliye Davası - Başlangıçta Boş Arsa Olarak Kiralanan Yere Tarafların Ortak İradeleriyle Ve Sözleşmede Güdülen Amaç Çerçevesinde Sabit Bir Yapı Yapılmış İse 6570 Sayılı Yasaya Göre Çözümleneceği )

• YETKİSİ OLMADAN KİRACININ BOŞ ARSAYA BİNA YAPMASI ( Başlangıçta Boş Arsa Olarak Kiralanan Yer/Tahliye Davası - Uyuşmazlığa Borçlar Kanunu Hükümleri Uygulanacağı )

6570/m.1,7

818/m.256

ÖZET : Başlangıçta boş arsa olarak kiralanan yere, tarafların ortak iradeleriyle ve sözleşmede güdülen amaç çerçevesinde sabit bir yapı yapılmış ise, taraflar arasındaki uyuşmazlık 6570 sayılı Yasaya göre çözümlenmelidir.
Boş arsa olarak kiralanan yere, kiracının kendisine tanınmış açık bir yetki olmaksızın bina yapmış olması halinde taraflar arasındaki uyuşmazlığa Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
DAVA : Taraflar arasındaki "Tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 3.12.2003 gün ve 2003/1081-1460 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 27.4.2004 gün ve 2004/3092-3194 sayılı ilamı ile,
( ... Taraflar arasındaki uyuşmazlık kiralananın Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümlerine mi, yoksa 6570 Sayılı Yasaya mı tabi olduğu noktasındadır. Kiralanana ait 1.8.1999 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesinde kiralanan yer 9 m2 lik boş, açık alan olarak belirtilmiştir. Kira sözleşmesindeki bu belirtmeye göre kiralanan Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabidir. Sözleşme kurulduktan sonra kiralanan yer üzerine kiracı tarafından yapı yapılmış olması sözleşmenin bu niteliğini değiştirmez. Uyuşmazlığın Borçlar Kanununun adi kiraya ilişkin hükümleri ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirilerek çözümlenmesi ve ona göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olduğundan hükmün bozulması kap etmiştir... )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
A-DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı vekili, davacı Kurumun Çınarlı Dispanseri bahçesindeki 9 m2'lik arsanın 1.8.1999 tarihli kira sözleşmesiyle davalıya kiralandığını, sözleşmede davacının arsa üzerine polyester seyyar kabin yapacağının ve bunu büfe olarak kullanacağının belirtildiğini, sözleşme eki özel şartların 11. maddesinde de, tahliye anında kabin sökülerek yerin eski haliyle tesliminin öngörüldüğünü; Yargıtay kararlarına göre, arsa olarak kiralanan yere sonradan musakkaf bina yapılsa dahi, kiralananın sözleşmedeki arsa vasfının değişmeyeceğini, davacının sözleşmeye ve Borçlar Kanunu hükümlerine uygun 24.6.2003 günlü ihtarnamesine rağmen kiralanan yerin davalı tarafından tahliye ve teslim edilmediğini ileri sürerek, akdin feshi ile kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
B-DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı Doğan Köse vekili, dava konusu büfenin musakkaf olup, 6570 Sayılı Kanuna tabi bulunduğunu; sözleşmenin 11. maddesi gereğince, davalının kiralanan yeri 6. maddede belirtilen şekilde sözleşmede yazılı gaye için kullanıma elverişli hale getirebilmek amacıyla, özel şartname eki'nin 1. maddesi çerçevesinde davacı Kurumun onayını da alarak, tüm yasal prosedürleri tamamlamak suretiyle musakkaf bir büfe inşa ettiğini ve bu haliyle hiçbir uyuşmazlık çıkmadan, sözleşmede belirtilen şekilde büfe olarak işlettiğini; taraflar arasındaki sözleşmenin düzenlenmesi sırasında, her iki tarafın ortak iradesinin boş alan üzerine tesis edilecek büfenin işletilmesine yönelik olduğunu, bu durumun sözleşmenin 6. Maddesi ile de teyit edilerek hüküm altına alındığını, ayrıca taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 1.8.2000 tarihinden itibaren süresiz kira akdine dönüştüğünü, Borçlar Kanunu'na dayanılarak tahliye talebinde bulunulmayacağını, olayda 6570 Sayılı Kanun hükümleri ile Borçlar Kanunu'nun buna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanması gerektiğini, 6570 Sayılı Kanun'un 7. maddesinde kiralayanın tahliye isteyebilmesi için aranan koşulların dava konusu olayda gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C-YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:
Yerel Mahkeme, kira sözleşmesinde, kiracının yapacağı büfenin tümüyle sökülüp, yerin boş arsa olarak teslim edileceği yönünde bir hüküm bulunmadığı, davalı tarafından davacının muvafakati ve Belediyenin onayıyla inşa edilen yapının sabit temel sistemine sahip, sökülüp götürülmesi mümkün bulunmayan, musakkaf nitelikte bir yapı olduğunun bilirkişi raporuyla belirlendiği, bu durumda, sözleşmenin musakkaf nitelikteki büfeyi konu alması nedeniyle, uyuşmazlığın 6570 Sayılı Kanun hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, Borçlar Kanunu çerçevesinde feshi ihbar yoluyla tahliyenin istenilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
D-TEMYİZ EVRESİ BOZMA VE DİRENME:
Davacı vekilince, arsa niteliğiyle kiralanan yere sonradan kiralayanın tanıdığı yetkiye dayalı olarak ve musakkaf nitelikte dahi olsa bina yapılmasının, kiralananın arsa niteliğini etkilemeyeceği iddiasıyla temyiz edilen karar. Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme gerekçesini tekrarlayarak önceki kararında direnmiş, direnme kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
E-MADDİ OLAY
Taraflar arasında ihale sonucunda düzenlenen 1.8.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesiyle, davacı Kurum bünyesindeki Çınarlı Dispanseri bahçesinde bulunan 9 metrekarelik boş alan, büfe olarak kullanılmak üzere davalıya kiralanmıştır. Kiralanan boş alana davalı tarafından davacı Kurumca da onaylanan projeye uygun şekilde büfe yapıldığı, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesinin de alındığı çekişmesizdir. Davacı, davalıya gönderdiği 24.6.2003 günlü ihtarnamede, sözleşme süresi 31.7.2003 tarihinde sona erecek olan kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğini bildirerek, kiralanan yerin, ek Hususi Şartnamenin 11. maddesi doğrultusunda mevcut haliyle boş olarak Kuruma teslim edilmesini istemiş, aksi takdirde tahliye davası açılacağını ihtar etmiştir, ihtarname davalıya 25.6.2003 günü tebliğ edilmiştir.
F-GEREKÇE
Davalının da imzaladığı ihaleye ilişkin "Özel Şartname Eki"nin 1. maddesi "...9 metrekarelik açık alana yapılacak büfe için ekli projede örneği bulunan cam elyaftan ( polyester ) seyyar kabin kiracı tarafından konulacaktır..." hükmünü taşımaktadır. Sözleşmenin Hususi Şartlar bölümünün 11. maddesinde "Kurum'un izni alınarak ve her türlü masrafı kendisine ait olmak koşuluyla yapılacak tadilat, kiralık yerin tahliyesi anında kurum tarafından yerinde kalmasına izin verilmediği durumda kiracı tarafından sökülerek kiralık yer eski haliyle Kurum'a teslim edilecektir. Şayet Kurum bu tadilatın kaldırılmasını İstemezse kiracı bedelsiz olarak Kuruma terk edecektir. Kiracı bundan dolayı hiçbir hak ve tazminat talebinde bulunamayacaktır." hükmü bulunmaktadır. 10. Madde ise "Kurumumuzun ihtiyacı doğrultusunda Kurum sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmeye yetkili olup, belirtilen tarihte kantin boş olarak teslim edilecektir. Kiracı bu hükmü peşinen kabul ve taahhüt eder" şeklindedir. Büfeye ilişkin yapı ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi ve diğer belgeler davalı vekilince dosyaya sunulmuştur. Yapı kullanma izin Belgesine göre, söz konusu büfe, tuğladan ve karkas yapı sistemiyle yapılmıştır.
Yargılama sırasında keşif yoluyla alınan 4.11.2003 günlü bilirkişi raporunda, kiralanan boş alan üzerinde projeye uygun olarak tuğladan, yığma tarzda, alüminyum doğramalı, üzeri kiremit kaplı, seramik döşemeli, dış cephesi mineral sıvalı 10.69 metrekarelik inşaat alanına oturan, sabit bir temel sistemine sahip, sökülüp götürülmesi mümkün olmayan, musakkaf ( örtülü ) nitelikte bir büfenin yapılmış olduğu belirtilmiştir.
Bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamlarına göre. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, boş arsa olarak kiralanan yere, sonradan kiracı tarafından, sözleşmede tanınan yetkiye dayanılarak, sözleşmedeki kullanım amacına uygun şekilde ve kiralayanın da onayıyla büfe yapılmış olmasının, kiralananın arsa niteliğini etkileyip, etkilemeyeceği; buna bağlı olarak da, tahliye konusunda Borçlar Kanunu hükümlerinin mi, yoksa 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun hükümlerinin mi uygulanması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği gibi. 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun, sadece belediye sınırları içerisinde ve musakkaf ( örtülü ) nitelikte olan taşınmazlarla, ilgili kira sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler içermekte ve kapsamındaki kira sözleşmeleri yönünden, salt kira süresinin bitmiş olmasının tek başına tahliye nedeni olarak kabul etmemekte; Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ilişkin olarak öngördüğü tahliye nedenlerinin dışında, kendine özgü, başka nedenlerin varlığını tahliye için koşul olarak öngörmektedir.
Bu noktada önemle belirtilmelidir ki; Yargıtay'ın sapma göstermeyen uygulamasına göre, sözleşme anındaki durumu itibariyle 6570 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan bir taşınmazla ilgili olarak kira sözleşmesi düzenlendikten sonra, kiracının, o yönde kendisine tanınmış açık bir yetki olmaksızın, musakkaf ( örtülü ) nitelikte de olsa, taşınmaz üzerine bina yapmış olması, kiralananın sözleşmedeki niteliğini değiştirmez; sonradan yapılan örtülü binaya rağmen, sözleşmeye konu taşınmaz. Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ilişkin hükümleri kapsamında kalmaya devam eder.
Ne var ki, somut olayda. 1.8.1999 günlü sözleşmeyle boş arsa olarak kiralanan yere, sözleşmede tarafların birlikte amaçladıkları kullanım şekline uygun olarak, davalı kiracı tarafından, sözleşmede kendisine bu yönde açıkça tanınan yetkiye dayalı olarak, kiralayanın onayından da geçen proje çerçevesinde. Belediyeden inşaat ruhsatı alınmak suretiyle, sabit temel sistemine sahip, sökülüp götürülmesi mümkün olmayan, musakkaf ( örtülü ) nitelikte bir büfe yapılmış, iskan izni de alınıp büfe olarak işletilmiş; davacı kiralayan da, tahliye konusundaki 24.6.2003 günlü ihtarnamesine kadar, bu yönde herhangi bir uyuşmazlık yaratmamıştır.
Bu durumda, başlangıçta boş arsa niteliğinde olan kiralananın, tarafların ortak iradeleriyle ve sözleşmede güttükleri amaç çerçevesinde bu nitelikten çıktığı; 6570 Sayılı Kanun kapsamında bulunan, örtülü bina niteliğine büründüğü kabul edilmelidir. Dolayısıyla, uyuşmazlığın çözümünde anılan Kanun hükümlerinin uygulanması gerekir.
Hal böyle olunca Yerel Mahkeme'nin uyuşmazlığın 6570 sayılı Kanun kapsamında bulunduğuna ilişkin direnme gerekçesi yerindedir. Ne var ki, uyuşmazlık Özel Dairece bu kapsamda değerlendirilmemiş olduğundan, açıklanan yönde inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan gerekçeyle, uyuşmazlık ve davacı vekilinin temyiz itirazları 6570 sayılı Kanun çerçevesinde incelenmek üzere dosyanın 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine. 30.03.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
yarx
</H4>
Old 12-01-2011, 09:52   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sorunun düğümü şuradadır:

Arsa olarak kiralanan yere musakkaf bina yapılması konusunda taraflar arasında anlaşma var mıdır?

Sorulan olayda böyle bir anlaşma olduğunu kiracının kanıtlaması gerekir.

T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/5127

K. 2008/6632

T. 27.5.2008

• FESHİ İHBAR NEDENİYLE KİRALANANIN TAHLİYESİ ( Arsa Niteliğinde Olan Taşınmazla İlgili Olarak Sözleşme Düzenlendikten Sonra Kiracının Yetkisiz Olarak Taşınmaz Üzerine Bina Yapmış Olması Kiralananın Sözleşmedeki Niteliğini Değiştirmediği )

• KİRALANAN TAŞINMAZIN SÖZLEŞMEYE AYKIRI KULLANILMASI ( Kiracının Yetkisiz Olarak Taşınmaz Üzerine Bina Yapmış Olması Kiralananın Sözleşmedeki Niteliğini Değiştirmediği - Uyuşmazlığın B.K Hükümlerine Göre Çözümleneceği )

• KİRA SÖZLEŞMESİNİN FESHİ NEDENİYLE TAHLİYE ( Kiracının Yetkisiz Olarak Taşınmaz Üzerine Bina Yapmış Olması Kiralananın Sözleşmedeki Niteliğini Değiştirmediği - Uyuşmazlığın B.K Hükümlerine Göre Çözümleneceği )

• ARSA NİTELİĞİNDEKİ TAŞINMAZ ( Sözleşme Düzenlendikten Sonra Kiracının Yetkisiz Olarak Taşınmaz Üzerine Bina Yapmış Olması Kiralananın Sözleşmedeki Niteliğini Değiştirmediği - Feshi İhbar Nedeniyle Tahliyesi İsteminin B.K Hükümlerine Göre Çözümleneceği )

• SÖZLEŞMENİN NİTELİĞİ ( Arsa Niteliğinde Olan Taşınmazla İlgili Olarak Sözleşme Düzenlendikten Sonra Kiracının Yetkisiz Olarak Taşınmaz Üzerine Bina Yapmış Olması Kiralananın Sözleşmedeki Niteliğini Değiştirmediği )

818/m.263

ÖZET : Uyuşmazlık feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Kira sözleşmesi kurulurken arsa niteliğinde olan taşınmazla ilgili olarak sözleşme düzenlendikten sonra kiracıya açıkça tanınmış bir yetki olmaksızın taşınmaz üzerine bina yapılmış olması kiralananın sözleşmedeki niteliğini değiştirmez. Bu gibi hallerde uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık feshi ihbar nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 05.09.1999 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu boş arsanın feshi ihbar nedeniyle tahliyesini istemiştir. Davalı kiralananın 6570 sayılı Yasa kapsamında olup Borçlar Kanunu'na tabi bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında 05.09.1999 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde kiralananın boş arsa durumunda olduğu, kömür satış ve inşaat malzemeleri işi için kullanılacağı yazılıdır. Kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünün 1. maddesinde ise, kiracının kiralamış olduğu arsanın içindeki barınma yerini çıkarken söküp götüreceği kararlaştırılmıştır. Kira sözleşmesinde belirtilen bu niteliklerinden ve sözleşme anındaki durumundan kiralananın Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Davalının Belediye İmar Müdürlüğü'ne verdiği 19.04.2004 tarihli dilekçesinde de yeri boş arsa olarak kiraladığı, üzerine iki katlı bir yer ve çevre düzenlemesi yaptırıp işlettiğini belirttiği görülmektedir. Taşınmaz başında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile davacı adına kayıtlı 128 m2 alanlı 9 parsel sayılı, halen çay bahçesi olarak kullanılan taşınmaz üzerinde 10,33 m2 alanlı alüminyum doğrama yazıhane ile 50.85 m2 oturum alanlı giriş ve birinci kattan ibaret taşınabilir niteliği bulunmayan bir bina bulunduğu tespit edilmiş ise de, Dairemizin kararlılıkla devam eden ve sapma göstermeyen uygulamasına göre, kira sözleşmesi düzenlendikten sonra kiracının kendisine tanınmış açık bir yetki olmaksızın taşınmaz üzerine sökülüp götürülmesi mümkün bulunmayan örtülü nitelikte yapı yapmış olması kiralananın sözleşmedeki niteliğini değiştirmez. Örtülü yapıya rağmen sözleşmeye konu taşınmaz Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi olmaya devam eder. İlk kira ilişkisi kurulduktan ve kiracı tarafından kiralananda musakkaf nitelikte bina inşa edildikten sonra taraflar arasında akdi ilişkinin yenilenmesi halinde ancak kiralananın niteliğinin değiştiğinden bahsedilebilir ki bu durum olayımızda gerçekleşmemiştir. Örtülü nitelikteki yapıların yapımına ilişkin kiracıya yetki tanınmadığına, 05.09.1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yazılı olarak yenilenmesi suretiyle yapılan binalara davacı tarafından onay verilmediğine göre, kiralananın Borçlar Kanunu'nun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi olduğunun kabulü zorunludur. Kaldı ki, 128 m2 alanlı taşınmaz üzerinde bulunan yapıların toplam yüzölçümleri itibariyle taşınmazın üstün niteliğinin örtüsüz olduğu, bu hali ile de taşınmazın 6570 sayılı Yasa'ya tabi bulunmadığı kuşkusuzdur. Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki 05.09.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi Borçlar Kanunu'nun 263. maddesi gereğince bir yılın sonunda 05.09.2000 tarihinde süresiz hale dönüşmüş olup, davacı tarafından davalıya gönderilen 11.05.2006 keşide ve 30.05.2006 tebliğ edilen feshi ihbar altı aylık dönem sonu olan 05.09.2006 tarihinden üç ay öncesini kapsadığından 14.09.2006 tarihinde açılan dava süresindedir. Dava süresinde açıldığına göre başka bir sebep aranmaksızın akdin feshiyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün ( BOZULMASINA ), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(Kazancı’dan alınmıştır)
Old 12-01-2011, 10:29   #4
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

[
Alıntı:

quote=Av.Armağan Konyalı]Sorunun düğümü şuradadır:

Arsa olarak kiralanan yere musakkaf bina yapılması konusunda taraflar arasında anlaşma var mıdır?

Sorulan olayda böyle bir anlaşma olduğunu kiracının kanıtlaması gerekir.

Davanın yanlarından birinin kanıtlaması ile elbetteki sorun çözülür. Ancak isbat yüklemesi tek yanlı değildir. Bu husus, kiralayan ile kiracının zamana yaygın "ortak sözleşmesel davranışlarından" da çıkarılabilir.
Saygılarımla.
Old 11-02-2013, 10:18   #5
Av. Aslı Kaya

 
Varsayılan

Konu ile bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir durumla ilgili fikirlerini paylaşan meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum.

Müvekkilimin boş arsa, arazi olarak kiraladığı taşınmazla ilgili olarak kira tespit davası açabilmem mümkün müdür?

Öncelikle kiralanan taşınmaz boş arsa niteliğinde olduğundan 6570 Sayılı kanuna değil Borçlar kanununa tabi. Yapmış olduğum araştırma neticesinde mülga Borçlar Kanununda tespite ilişkin hükümler bulunmadığından ancak sözleşmenin feshi ile tahliye istenebileceğine ilişkin Yargıtay kararlarına rastladım. Ancak aynı zamanda 6570 SK. ise 6101 sayılı kanunun 10. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve uygulama açısından 6098 Sayılı Borçlar kanuna atıfta bulunulmuştur. Hal böyle olunca yeni BK uyarınca boş arsa olarak kiraladığımız taşınmaz için kira tespit davası açabilir miyim?

Teşekkkürler.
Old 11-02-2013, 11:25   #6
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Aslı Kaya
Konu ile bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir durumla ilgili fikirlerini paylaşan meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum.

Müvekkilimin boş arsa, arazi olarak kiraladığı taşınmazla ilgili olarak kira tespit davası açabilmem mümkün müdür?

Öncelikle kiralanan taşınmaz boş arsa niteliğinde olduğundan 6570 Sayılı kanuna değil Borçlar kanununa tabi. Yapmış olduğum araştırma neticesinde mülga Borçlar Kanununda tespite ilişkin hükümler bulunmadığından ancak sözleşmenin feshi ile tahliye istenebileceğine ilişkin Yargıtay kararlarına rastladım. Ancak aynı zamanda 6570 SK. ise 6101 sayılı kanunun 10. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve uygulama açısından 6098 Sayılı Borçlar kanuna atıfta bulunulmuştur. Hal böyle olunca yeni BK uyarınca boş arsa olarak kiraladığımız taşınmaz için kira tespit davası açabilir miyim?

Teşekkkürler.

Eski uygulama devam edecektir. Mecur "konut" veya "çatılı işyeri" olmadığı için, tespit davası açılamaz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
6570 sayılı kanun kapsamı avsel Meslektaşların Soruları 3 24-11-2010 20:12
6570 sayılı kanun m 11 kemal çelik Meslektaşların Soruları 4 01-06-2009 12:48
Yargıtay 6. H.D Kararları - Borçlar Kanunu - 6570 Sayılı Kanun justicewarior Meslektaşların Soruları 10 13-05-2009 22:08
Borçlar Kanunu mu, 6570 sayılı Kanun mu ? yesuge Meslektaşların Soruları 16 06-08-2007 10:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09396005 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.