Hatalı enjeksiyon nedeniyle hemşireye açılan tazminat davası

2001 yılında yapılan hatalı enjeksiyon nedeniyle sakat kalan şahıs, Sağlık bakanlığı aleyhine tazminat davası açmış, sakatlığının hatalı enjeksiyondan kaynaklandığı Adli Tıp Kurumunca tesbit edilmiş ve Bakanlık aleyhine hükmedilen tazminat bakanlıkça davacıya ödenmiştir.

Sağlık Bakanlığı bu kez olay günü nöbetçi olan iki hemşireye müştereken ve müteselsilen rücu davası açmıştır.Çünkü enjeksiyonun hangi hemşire tarafından yapıldığı tesbit edilememektedir.

Hemşirelerden birinin vekiliyim ve müvekkilim enjeksiyonu kimin yaptığını hatırlayamıyor. Bu nedenle savunma olarak enjeksiyonun bizim tarafımızdan yapılmadığını belirteceğiz. Doğal olarak diğer hemşire de aynı savunmayı yapacak.

Bu halde, haksız fiilin kimin tarafından gerçekleştirildiğini davacı Bakanlık ispat edemediği takdirde, mahkeme yine de her iki hemşireyi de tazminatı ödemekle yükümlü tutacak mıdır?Bu ihtimal benim mantığıma pek uymuyor. Hiç kimseyi işlemediği veya en azından ispat edilemeyen bir fiilden dolayı tazmin yükümlülüğü altına sokmak mümkün değildir diye düşünüyorum.

Değerli görüşlerinizi ve bu konudaki yargıtay kararlarını paylaşırsanız sevinirim

Sağlık bakanlığı aleyhinde açılmış ve karara bağlanmış dosyaya dayanarak burada tazminat talep eden bakanlığın iddiasını kanıtlamaya ilişkin bu dosyadan başka , mağdur olan kişinin tanıklığına da başvurma delilinden başka bir delil olmadığını düşünüyorum Burada iddiayı ileri süren ispatlamalıdır ihtimali üzerinden değerlendirme yaparsak , ilgili bakanlık söz konusu magdurun tanıklığına basvurarak ilgili hemsire tespit edilme ihtimali olabilir düşüncesindeyim. Ancak , mağdurun teşhisi olamaz ise, bu takdirde , olaya şu açıdan bakmak gerektiğini düşünüyorum...Bakanlık söz konusu enjeksiyon işleminden dolayı bir tazminat ödemiştir ve ödenen bu tazminatın sebebi çalışan personelin kusurlu eylemidir Hakim açısından hakkaniyete ve maddi gerçeğe uygun bir karar verme durumu oldukça zor görünüyor. Hakim tüm yönleri ile takdir hakkını kullanmak durumunda kalacaktır diye dusunuyorum. Şu hemsıre yada bu hemsıre yaptı denilemez ise ki mağdurun dısında bunu diyecek görgü tanığı yok görünüyor olayın üzerinden geçen zamanda dikkate alınarak , mağdurun teşhisi olmaz ise , ispat edilemeyen davanın reddi gerekir kanaatindeyim.

Enjeksiyon için önce reçete sorulur varsa deftere kaydı yapılır sonra enjeksiyon yapılır. Kim kaydetmiş ona bakılır.Ayrıca her hemşirenin ayrı bir enjeksiyon yöntemi vardır. İki hemşirenin yöntemi incelenerek tahmin yapılabilir.