Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bilirkişi incelemesi yapılmalı mıdır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-02-2022, 10:27   #1
furugferruhzad

 
Varsayılan bilirkişi incelemesi yapılmalı mıdır?

Açtığımız boşanma davasında süresinde sunduğumuz delil dilekçesinde ve dava dilekçemizde düğün cd si deliline dayandık.Mahkeme tensip ile birlikte aşağıdaki gibi süre verdi.Tensip zabtı ile sunmamız istenen düğün cd sini sunmadık.Erkeğe takılan çeyrek altınları istiyoruz.Ön incelemede ve diğer duruşmalarda tarafımıza cd yi sunmak için kesin süre verilmedi.Bizde 3 celse sonra cdyi sunduk.Mahkeme bilirkişi incelemesi talebimizi reddetti.(tensiple kesin süre verdim diyerek)

Ön inceleme duruşması yapılmasına karar verildiğinde duruşma tarihinin taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisindeH.M.K. 139. maddesi gereğince tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirilebilmesi amacıyla gerekli açıklamayı yapmaları aksi takdirde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceğinin" ihtar edilmesine,
Old 02-02-2022, 16:56   #2
avukat.fks

 
Varsayılan

Merhaba meslektaşım, uygulamada tensip ile kesin süre veriliyor ve biz de süreyi kaçırmadan delillerimizi sunuyoruz. Dolayısıyla böyle bir durumla hiç karşılaşmadım fakat "Ön İnceleme Duruşması Yapılıp Tarafların Üzerinde Anlaştıkları ve Anlaşamadıkları Hususlar Belirlenmeden Taraflardan Delillerin İbrazının Beklenemeyeceği”ne ilişkin bir Yargıtay kararı var, inşallah sizin için de faydalı olur.

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/16139
K. 2015/498
T. 15.1.2015
• ÖN İNCELEME DURUŞMASI YAPILMADAN TARAFLARDAN DELİL İBRAZININ BEKLENEMEYECEĞİ (Mahkemece Taraflara Delil İbrazı İmkanı Tanınması ve Göstermeleri Halinde Tanıklarının Dinlenilmesi ve Gerçekleşecek Sonucu Uyarınca Bir Karar Verilmesi Gerektiği/Ön İnceleme Duruşmasında Yapılan Delil Bildirme Talebinin Cevap Dilekçesi Sunulmaması Sebebiyle Reddinin İsabetsizliği - Hukuki Dinlenilme Hakkının İhlali)
• ÖN İNCELEME DURUŞMASINDA YAPILAN DELİL BİLDİRME TALEBİ (Mahkemece Davalının Süresinde Cevap Dilekçesi Sunmadığı Gerekçesiyle Talebin Reddinin Davalının Savunmasını Kısıtlayan Bir Usul Hatası Olduğu/Davalıya Delillerini Bildirmesi İçin Süre Verilip Gösterdiği Takdirde de Delillerinin Toplanması ve Hasıl Olacak Sonuca Göre Bir Karar Verileceği - Boşanma Davası)
• HUKUKİ DİNLENİLME HAKKI (Ön İnceleme Duruşması Yapılıp Tarafların Üzerinde Anlaştıkları ve Anlaşamadıkları Hususlar Belirlenmeden Taraflardan Delillerin İbrazının Beklenemeyeceği/Davalıya Delillerini Bildirmesi İçin Süre Verilip Gösterdiği Takdirde Delillerin Toplanacağı - Savunma Hakkını Kısıtlayacak Şekilde Karar Verilemeyeceği)
• SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI (Ön İnceleme Duruşmasında Delil Bildirme Talebinde Bulunan Davalıya Delillerini Bildirmesi İçin Süre Verileceği/Cevap Dilekçesi Sunulmamış Olması Sebebiyle Talebin Reddedilemeyeceği - Davalının Hukuki Dinlenilme Hakkının İhlali Suretiyle Kurulan Hükmün Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu)
6100/m. 27, 241
ÖZET : Davalının ön inceleme duruşmasında yaptığı delil bildirme talebi, davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı gerekçesiyle reddedilmişse de, ön inceleme duruşması yapılıp tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar belirlenmeden, taraflardan delillerin ibrazı beklenemez. Mahkemece taraflara delil ibrazı imkanı tanınması ve göstermeleri halinde tanıklarının dinlenilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece davalıya delillerini bildirmesi için süre verilmesi, gösterdiği takdirde de delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlali suretiyle kurulan hüküm, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davalı (koca)'nın 14.11.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında yaptığı delil bildirme talebi mahkemece; davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre ön inceleme duruşması yapılıp tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar belirlenmeden, taraflardan delillerin ibrazı beklenemez. Mahkemece taraflara delil ibrazı imkanı tanınması ve göstermeleri halinde tanıklarının dinlenilmesi (HMK m. 241) ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu durum, davalının savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır. O halde mahkemece yapılacak iş, davalıya delillerini bildirmesi için süre verilmesi, gösterdiği takdirde de delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Davalının hukuki dinlenilme hakkının (HMK m. 27) ihlali suretiyle kurulan hüküm, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 03-02-2022, 15:45   #3
Av. Suat

 
Varsayılan

7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 28.07.2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

(HMK m.139 – Ön inceleme duruşmasına davet)
139/1 : Mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve yukarıdaki maddelerde belirtilen incelemeyi tamamladıktan sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirir. Çıkarılacak davetiyede aşağıdaki hususlar ihtar edilir:
a) Duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar.
b) Tarafların sulh için gerekli hazırlığı yapmaları.
c) Duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği.
ç) Davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği.

• Maddenin düzenlemeden önceki halindeki içeriğin a, b, c bentlerine yayılarak maddeler halinde sıralandığını ve düzenlendiğini görmekteyiz. Bunun yanı sıra yeni getirilmiş olan ç bendiyle birlikte taraflara ellerindeki delilleri sunabilmeleri için iki haftalık kesin süre verildiği ve bu sürede delillerini sunmayan veya bu delillere ilişkin açıklama yapmayan tarafın bu delile dayanmaktan vazgeçmiş olacağı ifade edilmiştir. Böylelikle taraflara Ön İnceleme Duruşmasında verilecek olan iki haftalık kesin süre gösterme zorunluluğu duruşma öncesine çekilmiştir.

(HMK m.140 – Ön inceleme duruşması)
140/2 : Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hakim, tarafları sulh ve arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatarak sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder; bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder.
(DEĞİŞTİRİLMİŞ FIKRA) 140/5 : 139 uncu madde uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.

Düzenleme ile birlikte “Hâkim, tarafları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder.” ifadesi “Tarafları sulh ve arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatarak teşvik eder.” şeklinde değiştirilmiştir. Yeni düzenleme ile birlikte Hakime Sulh Ve Arabuluculuğa İlişkin Aydınlatma Ödevi verilmiştir. Artık Hakimin bu konuda tarafları aydınlatması ve sulh ile arabuluculuğa ilişkin esasları taraflara anlatma yükümlülüğü bulunmaktadır.
Fıkrada yapılan değişikliğe göre ise ; 139. Maddeye alınmış bulunan ihtara rağmen dilekçede gösterilen belgeleri sunmayan veya gerekli açıklamayı yapmayan tarafların bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verileceği karar verilmiştir.



Hukuk Genel Kurulu 2017/2626 E. , 2021/814 K.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 145. maddesinde belirtilen ve tarafın etki alanı dışında kalan çok özel durumlar dışında, sonradan delil sunulması hâlinde bu deliller dikkate alınmamalıdır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ön İnceleme Duruşmasına Davet” başlıklı 139. maddesi, yargılama sırasında tamamlanmış işler bakımından uygulanması gereken ve 28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (7251 sayılı Kanun) 13. maddesiyle yapılan değişiklikten önceki hâliyle; “Mahkeme, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve yukarıdaki maddelerde belirtilen incelemeyi tamamladıktan sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirir. Çıkarılacak davetiyede, duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği ayrıca ihtar edilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 140/5. maddesi, yargılama sırasında yürürlükte olan 7251 sayılı Kanun’un 14. maddesiyle yapılan değişiklikten önceki hâliyle; “Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir.” hükmünü haizdir. Anılan emredici düzenlemeye göre taraflar, delil olarak dayandıkları belgeleri dilekçelerine ekleyerek vermek ya da başka yerden getirilecekse, bunu belirtmek zorundadırlar. Şayet taraflar, bu konuda yapmaları gereken işlemleri eksik bırakmışlarsa, tahkikata başlamadan önce taraflara son kez kısa bir süre verilerek bu eksiklikleri tamamlamaları düşünülmüştür. Taraflar bu şanslarını da doğru kullanamazlarsa, artık tahkikat mevcut delillerle yürütülecek ve tarafların o delile dayanmaktan vazgeçtikleri kabul edilecektir. Ön inceleme duruşmasında tayin edilen kesin süreye uyulmaması, HMK’nın 145. maddesinin birinci cümlesinde “Taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler.” şeklinde yaptırıma bağlanarak davayı uzatmaya yönelik kötü niyetli davranışların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Dolayısıyla dilekçelere eklenip sunulmamış ve daha sonra ön incelemede ek olarak bildirilen kesin süre içinde de verilmemiş delillere tahkikat içerisinde kural olarak dayanılamaz.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 145. maddesinde belirtilen ve tarafın etki alanı dışında kalan çok özel durumlar dışında, sonradan delil sunulması hâlinde bu deliller dikkate alınmamalıdır (Pekcanıtez H./ Atalay, O./ Özekes,M.: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 3. Bası, Ankara 2015, s. 328, 332). Belirtilen hükümlerden de anlaşılacağı üzere gerek davacı gerekse davalı bakımından delil gösterme ile delil sunma ayrı kavramlar olarak ele alınmıştır. Dava ve cevap dilekçelerinde iddia edilen vakıaların hangi delillerle ispatlanacağının belirtilmesi zorunluluğundan söz edildikten sonra, eldeki belgelerin dilekçelere eklenmesi, elde bulunmayan belgeler için ise nereden getirtileceği konusunda bilgi verilmesi gerektiği açıkça öngörülmüştür. Hemen belirtilmelidir ki; yasa koyucu, tarafların kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremeyecek olmalarını emredici bir düzenlemeyle benimsedikten sonra, bunun istisnasını da HMK’nın 145. maddesinin ikinci cümlesinde; “Ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir.” şeklinde ifade etmiş olup mahkeme, anılan istisnaya ilişkin düzenlemedeki şartlar dâhilinde sunulan delilin sonradan gösterilmesine izin verebilecektir. Sözü edilen maddede, tarafların Kanun’da belirtilen süreden sonra delil gösteremeyeceklerine ilişkin olarak getirilen istisnanın, dava ve cevap dilekçelerinde hiç delil belirtmeyen, ön inceleme aşamasında da delillerini sunmayan veya toplanması için gerekli işlemleri yapmayan tarafların, tahkikat aşamasında delil bildirme haklarının olduğu şeklinde anlaşılması mümkün değildir.

Görüldüğü üzere, HMK’nın sistematiği içinde; tahkikat aşamasına geçilmezden evvel tarafların uyuşmazlık konularının ve bu uyuşmazlıkların çözümü için ileri sürdükleri delillerin daha işin en başında belirlenerek tahkikatın etkin bir şekilde yapılmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. Zira tahkikatın amacı, kural olarak delil toplamak değil, delilleri incelemek ve değerlendirmektir; aksi hâlde tahkikat tamamlanamaz ve yargılama uzar. Bu sebeple HMK’nın 145. maddede belirtilen ve tarafın etki alanı dışında kalan çok özel durumlar dışında, sonradan delil sunulması hâlinde bu deliller dikkate alınmamalıdır. Ancak tekraren belirtilmelidir ki; [yargılama sırasında yürürlükte olan HMK’nın 139 ve 140. maddelerinin, 7251 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerden önceki emredici hükümleri uyarınca, taraflara dilekçelerin teatisi aşamasında gösterdikleri, ancak sunmadıkları belgeleri sunmak ve ellerinde mevcut olmayan belgelerin de getirtilebilmesi için gereken açıklamayı yapmak üzere tahkikata başlamadan önce son kez kesin süre verilmesi zorunlu olup anılan kurallara aykırılık HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukukî dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir.



Kararın son cümlesindeki açıklamalara bakılırsa son değişiklikten sonra yapılacak olan yargılamalarda önceki uygulamada olduğu üzere ön inceleme duruşmasında taraflara ayrıca ek bir süre verilemeyecektir. Bu HMK 139 ç md ile kesin olarak süreye bağlanmıştır.

Ancak konunun istisnalarının düzenlendiği HMK 145 md şartları olayda mevcutsa süre geçmemiştir....
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ayipli Aracin Keşfen Bilirkişi Incelemesi Avukat1989 Meslektaşların Soruları 1 17-03-2015 09:41
Sözleşmede tahrifat yapılarak bilirkişi incelemesi avukat1980 Meslektaşların Soruları 3 29-01-2013 13:01
Delil tespiti, bilirkişi incelemesi Av. Gnc Meslektaşların Soruları 9 15-03-2012 17:44
ilamlı icra takibinde bilirkişi incelemesi turbo Meslektaşların Soruları 10 18-06-2008 09:40
bilirkişi incelemesi av.duyguf Meslektaşların Soruları 7 07-02-2008 19:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05300307 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.