Kİk Tarafindan Yasaklama SÜrecİnİn BaŞlatilmasi

Merhabalar, sürekli olarak ihalelerle uğraşan bir avukatım ancak bir konuda neticeye varamıyorum. Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.

İhaleye katılmış bir şirket hakkında, daha önceki bir süreçte yani ihaleyi yapan idarece bir yasaklama süreci başlatılmadığı halde Kamu İhale Kurulu önüne gelen itirazen şikayet başvurusunu incelerken anılan şirketin yasaklamayı gerektirir eylemler gerçekleştirdiğini iddia ederek durumun değerlendirilip incelenmesi ve bu firma hakkında yasaklılık kararı verilmesi için ilgili Bakanlığa bildirimde bulunulmasına karar veriyor. (aynı zamanda ilgili suç için de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına)

Hepimizin malumudur ki ilgili Bakanlık tarafından verilmiş olan yasaklama kararına karşı Resmi Gazetede yayımlanma sonrasında yürütmenin durdurulması talepli olarak idare mahkemesinde dava açılmaktadır. Şimdi öğrenmek istediğim husus şudur; hakkında yasaklama kararı alınacak olan firma eş zamanlı olarak Kamu İhale Kurulu kararına karşı da iptal davası açabilir mi? (ki açacağı aşikar) Açması durumunda idare mahkemesince verilecek yürütmenin durdurulması kararı ya da KİK kararının iptali kararı verilecek/verilmiş olan yasaklama kararına da etki edecek midir? Bu durumlarda hem KİK kararının iptali hem de yasaklama kararına karşı dava açılıp yasaklama kararının iptali mi istenmelidir? Yoksa bu durumda yapılabilecek tek şey yasaklama kararına karşı iptal davası açmak mıdır?

Alıntı: Yazan scent Kamu İhale Kurulu kararına karşı da iptal davası ... açması durumunda idare mahkemesince verilecek karar verilecek olan yasaklama kararına da etki edecek midir?

Etmeyecektir.

- KİK'in ''bakanlığa bildirimi'' ayrı bir işlemdir.
- Bakanlığın yasaklama kararı ayrı bir işlemdir.

- KİK kararı ''Bakanlığa duyuruda bulunmakla'' ilgilidir.
- Bakanlık kararı yasaklamayla ilgilidir.

- Yasaklama kararını KİK veremez.
- Yasaklama kararını ancak ve sadece ilgili bakanlık verebilir.

- KİK için bakanlığa bildirim yasal bir yükümlülükten ibaret olup, bakanlık için bağlayıcı bir emir niteliğinde değildir.
- Bakanlığın yasaklama kararı vermesi için KİK'in bildirimde bulunması gerekmez. Bakanlık kendiliğinden de yasaklama kararı verebilir.

Görüldüğü gibi her iki işlem birbirini etkilemediğinden, KİK bildirimi hakkında verilen idare mahkemesi kararı da bakanlığın yasaklama kararını etkilemez.

İlgili madde aşağıda sunulmuştur:
Kamu İhale Kanunu
İhalelere katılmaktan yasaklama
Madde 58- 17 nci maddede belirtilen fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler hakkında fiil veya davranışlarının özelliğine göre, bir yıldan az olmamak üzere iki yıla kadar, üzerine ihale yapıldığı halde mücbir sebep halleri dışında usulüne göre sözleşme yapmayanlar hakkında ise altı aydan az olmamak üzere
bir yıla kadar, 2 nci ve 3 üncü maddeler ile istisna edilenler dahil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilir. Katılma yasakları, ihaleyi yapan bakanlık veya ilgili veya bağlı bulunulan bakanlık, herhangi bir bakanlığın ilgili veya bağlı kuruluşu sayılmayan idarelerde bu idarelerin ihale yetkilileri, il özel idareleri ve belediyeler ile
bunlara bağlı birlik, müessese ve işletmelerde ise İçişleri Bakanlığı tarafından verilir.

İhale sırasında veya sonrasında bu fiil veya davranışlarda bulundukları tespit edilenler, idarelerce o ihaleye iştirak ettirilmeyecekleri gibi yasaklama kararının yürürlüğe girdiği tarihe kadar aynı idare tarafından yapılacak sonraki ihalelere de
iştirak ettirilmezler.

Yasaklama kararları, yasaklamayı gerektiren fiil veya davranışın tespit edildiği tarihi izleyen en geç kırkbeş gün içinde verilir.Verilen bu karar Resmi Gazetede yayımlanmak üzere en geç onbeş gün içinde gönderilir ve yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Bu kararlar Kamu İhale Kurumunca izlenerek, kamu ihalelerine katılmaktan yasaklı olanlara ilişkin siciller tutulur.

İhaleyi yapan idareler, ihalelere katılmaktan yasaklamayı gerektirir bir durumla karşılaştıkları takdirde, gereğinin yapılması için bu durumu ilgili veya bağlı bulunulan bakanlığa bildirmekle yükümlüdür.
.....

Saygılarımla

Sayın Armağan Konyalı, ayrıntılı ve gerekçeli açıklamalarınız için çok teşekkür ediyorum. Benim de mantığım sizin cevaplarınızdan yana ancak tek bir yerde tıkanıyorum maalesef. Her iki davanın hukuki sonuçları itibariyle farklılık yaratacağını bilsem de ihale süresince ihaleyi yapan idare tarafından herhangi bir şekilde bakanlığa bildirim yapılmamışsa ve bakanlığı incelemeye iten tek durum KİK kararı ise bu durumdaki KİK kararının iptali yine de herhangi bir sonuç doğurmayacak mıdır? Zira KİK ilgili firmanın yasaklanması için Bakanlığa bildirimde bulunuyor; çünkü bazı eylemler sebebiyle yasaklamayı gerektirici hal olduğunu tespit ettiğini belirtiyor. Sizin cevabınızı anlıyorum. Bakanlık kendisi Kikle bağlı olmadığı gibi böyle bir eylem yoksa zaten yasaklama kararı da vermeyebilir diyeceksiniz; ancak malumunuzdur ki uygulamada çoğu zaman KİK bildirimi sonrasında doğrudan yasaklama kararları verilmekte. Dava konusu olayımda eğer ki KİK tarafından bir bildirimde bulunulmamış olsa idi bakanlığın bu durumdan hiçbir şekilde haberi olmayacaktı. Sadece bu husus kafamda soru işareti yaratıyor.

Alıntı: Yazan scent bakanlığı incelemeye iten tek durum KİK kararı ise bu durumdaki KİK kararının iptali yine de herhangi bir sonuç doğurmayacak mıdır?

1- Teorik olarak doğurmayacaktır: Çünkü yukarıdaki ilk mesajımda sunduğum ilgili maddeye göre, bakanlığın yasaklama kararı vermesi için KİK bildirisine ihtiyacı bulunmamaktadır:
- KİK'in bildirim işlemi mahkemece iptal edilse bile bakanlık yasaklama verebilir.
- KİK'in bildirim işlemi mahkemece iptal edilmese bile bakanlık yasaklama vermeyebilir.

2- Uygulamada ise her olay için ayrı tahminde bulunmak gerekir.

Genel olarak, bakanlıkların yasaklama kararı vermeye eğilimi yoktur. Bu nedenle, bakanlık KİK kararının iptal edilmiş olmasını bahane ederek, verilmesi gereken yasaklama kararını vermeyebilir de.

İdarenin tercihlerinde terazinin siyasal, ekonomik ve sosyolojik yanı, çoğu kez, hukuki yanından daha ağır basar.

Sonuç olarak, avukatların görevi kanuna göre hukuki görüş bildirmektir. Uygulamayı müvekkiller zaten bizden iyi bilmektedir.

Saygılarımla