Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İmar kanuna aykırılıktan - para cezası - 42 maddenin iptali

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-05-2009, 10:20   #1
lawyer1316

 
Varsayılan İmar kanuna aykırılıktan - para cezası - 42 maddenin iptali

merhabalar benim sorum şu şekilde: Bilindiği üzere Anaysa Mahkemesi İmar kanuna aykırılıktan dolayı Kesilen para cezalarına ilişkin ilgili kanunun 42 maddesini iptal etti. Şimdi bu iptal hükmüne dayanarak mahkeme kararından sonra kesilen fakat süresinde itiraz edilmeyen bu cezalara kanun hükmü iptal olduğu için buna dayanarak itiraz edebilirmiyiz.
Old 31-05-2009, 22:37   #2
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Anayasa Mahkemesi'nin, 2005/5 e. 2008/93 k. sayılı ve 17.04.2008 tarihli kararı ile 3194 Sayılı İmar Kanunu 42.maddesinin birinci fıkrasının “... 500 000 TL.’dan 25 000 000 liraya kadar para cezası verilir.” bölümü, Anayasa’ya aykırı bulunarak iptaline, iptal edilen bölümün doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa’nın 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince iptal hükmünün, kararın resmi gazetede yayınlanmasından başlayarak dört ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. ( Tüm yasaya aykırılık halleri kapsamda değildir. )

İptal kararı 05.11.2008 tarih ve 27045 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 05.03.2009 tarihi itibarıyla yürürlüktedir.

Yasama organı tarafından, iptal kararı doğrultusunda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bu itibarla, idari para cezasına konu eylem idari yönden suç olmaktan çıkmıştır.

5237 Sayılı yasanın 5.maddesi,

Özel kanunlarla ilişki

MADDE 5 - (1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.

Aynı yasanın 7.maddesi,

“Zaman bakımından uygulama

MADDE 7 - (1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.

(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT: 08.07.2005 RG NO: 25869 KANUN NO: 5377/2) (3) Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.

(4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.”

5326 sayılı Kabahatler Kanunun 5.maddesi,

“Zaman bakımından uygulama

MADDE 5 - (1) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak, kabahatler karşılığında öngörülen idari yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir.

(2) Kabahat, failin icraveya ihmali davranışı gerçekleştirdiği zaman işlenmiş sayılır. Neticenin oluştuğu zaman, bu bakımdan dikkate alınmaz.”

düzenlemelerini içermektedir.

3194 Sayılı yasanın, Anayasa Mahkemesince iptal edilen 42.maddesi, geçici veya süreli bir yasa değildir. Münhasıran geçici veya süreli yasalar açısından uygulanması mümkün 5237 sayılı yasanın 7.maddesinin 4.fıkrasının, İmar Kanununun 42.maddesi açısından geçerli olması ve iptal kararısebebiyle yürürlükte bulunduğu süre için uygulanmasına devam edilmesi mümkün değildir.

5326 Sayılı yasadaki derhal uygulama kuralı dikkate alındığında, idari yaptırım kararı öngören ve sürekli yasa niteliğindeki 3194 sayılı yasa hükmü iptal edilmiş ve 05.03.2009 tarihi itibarıyla idari para cezası yerine getirilemez hale gelmiştir. Bu durumun, mahkeme kararından önceki idari para cezaları için dahi geçerli olduğunu düşünüyorum.

Saygılarımla.
Old 21-07-2009, 15:59   #3
Av. Hürol Özcüre

 
Varsayılan

İmar Kanunu 42. Maddenin iptali ile, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralının münhasıran o kanuna dayanılarak kazanılan hakların ortadan kaldırılmasına yönelik olacağı, dolıyısıyla iptal kararı sonucu oluşacak hukuki duruma ilişkin önceki tarihlerden verilen cezaların da iptalinin söz konusu olabileceğine dair



T.C.
DANIŞTAY ALTINCI DAİRE
Esas No : 2007/767 Karar No : 2009/3601
Temyiz isteminde Bulunan : Galdesan A.Ş.
Vekili : Av.Taner Güner - Av. Hürol Özcüre
GMK Bulvarı No:140/1 Maltepe - ANKARA
Karşı Taraf Vekili : Köseköy Belediye Başkanlığı
İSTEMİN ÖZETİ : Kocaeli idare Mahkemesinin 02.08.2006 günlü, E:2005/874, K:2006/1280 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Samed Demirbaş'ın Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı M. İclal Kutucu'nun Düşüncesi : idare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 29.8.2001 günlü, 2001/344 sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, Dairemizin 08.12.2004 günlü, E: 2003/2525 K:2004/6288 sayılı bozma kararına uyularak dosyanın incelenmesinden, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Anayasa Mahkemesinin Kararları” başlıklı 153. maddesinde: "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez,
Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.
İptal kararları geriye yürümez.
Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar." hükmü yer almıştır.

3194 Sayılı imar Kanunu'nun 42. maddesinin birinci fıkrasında "Ruhsat alınmadan veya ruhsat veya eklerine veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının yapı sahibine ve müteahhidine, istisnalar dışında özel parselasyon ile hisse karşılığı belirli bir yer satan ve alana 500 000 TL.' dan 25 000 000 liraya kadar para cezası verilir. Ayrıca fenni mesule bu cezaların 1/5'i uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.

3.5.1985 günlü, 3194 sayılı imar Kanunu'nun 42. maddesinin birinci fıkrasının " ... 500.000 TL. dan 25 000 000 liraya kadar para cezası verilir" bölümü ile ikinci fıkrasının " ... 500 000 TL. dan 1 O 000 000 liraya kadar para cezası verilir" bölümünün Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine aykırılığı savıyla iptalleri istemiyle itiraz yoluyla Konya 1. İdare Mahkemesi'nce Anayasa Mahkemesine başvurulması üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin 17.4.2008 günlü, Esas 2005/5 Karar: 2008/93 sayılı kararıyla: " ... 3194 sayılı Yasa'nın 42. maddesinin;
A- ikinci fıkrasının itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme'nin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından bu fıkrada yer alan" ... 500 000 TL.dan 10 000 000 liraya kadar para cezası verilir" bölümüne ilişkin başvurunun Mahkeme'nin yetkisizliği nedeniyle reddine,
B- Birinci fıkrasında yer alan " ... 500000 TL.'dan 25 000 000 liraya kadar para cezası verilir" bölümünün dosyada bir eksiklik bulunmadığından incelenmesine" karar verilmiş, esasın incelenmesi sonucunda ise:
" ... itiraz konusu kuralda, alt ve üst sınırları gösterilmek suretiyle imar para cezası düzenlenmiştir. Yasa'yla gösterilen bu sınırlar arasında elli kat bulunmaktadır. Alt ve üst arasındaki bu geniş alanda, idareye, cezayı belirleme olanağı başka bir deyişle cezanın alt ve üst sınırları arasında alt sınırdan, alt sınırın üstünde veya üst sınırdan ceza verme konusuna takdir hakkı tanınmıştır ...
Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri "belirlilik"tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey, yasadan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlar. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Yasa kuralı, ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmelidir. "Öngörülebilirlik şartı" olarak nitelendirilen bu ilkeye göre yasanın uygulanmasında takdirin kapsamı ve uygulama yöntemi bireyleri keyfi ve öngöremeyecekleri müdahalelerden koruyacak düzeyde açıklıkla yazılmalıdır. Belirlilik, kişilerin hukuk güvenliğini korumakla birlikte idarede istikrarı da sağlar.
… idari makamların Yasa'nın belirlediği sınırlar arasında cezanın takdirinde esas alacakları objektif ölçütler Yasa'da gösterilmemiştir. Yasa'yla imar para cezasının alt ve üst sınırları gösterilmiş, bu alan içinde cezayı uygulama yetkisi idareye bırakılmıştır. idarelerin hangi ölçütleri esas alacakları açık, belirgin ve somut olarak Yasa'da yer almamıştır. Yasa kuralı bu anlamda belirli ve öngörülebilir değildir.
Alt ve üst sınır arasında idareye bırakılan takdir alanı geniş, sınırsız ve ölçüsüzdür. Cezanın belirlenmesinin alt ve üst sınır arasında elli kat gibi makul ve ölçülü olmayan şekilde genişliği, uygulamada, yorum ve değerlendirme farklılıklarına dayalı olarak eşitsizliğe, haksızlığa ve keyfiliğe yol açabilecek niteliktedir.
Yasa koyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında hangi eylemlerin suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin hangi tür ve ölçüde cezai yaptırıma bağlanacağı konusunda takdir yetkisine sahip olmakla birlikte, cezaların yasallığı ve hukuksal güvenlik ilkelerinin gereği olarak, farklı ve keyfi uygulamalara neden olmamak için, imar hukukuna uygun geçerli sebepler ve objektif ölçütleri yasada göstermesi gerekir.
Cezanın Yasa'da gösterilen sınırlar arasında idarece belirlenmesinde, yapının, taşkın, heyelan, kaya düşmesi gibi afet alanlarında bulunan, sıhhi ve jeolojik mahsurları olan veya bunlar gibi tehlikeli durumlar göstermesi nedeniyle imar planlarına veya ilgili idarelerce hazırlanmış, onaylanmış raporlara göre yapılmaması yasak olan alanlara, imar planlarında umumi hizmet alanlarına, kamu tesis alanlarına ve yapı sahibine ait olmayan alanlara yapılması; hangi amaçla yapıldığı, büyüklüğü ve konut, ticari, sanayi, otel, akaryakıt istasyonu gibi niteliği; fen ve sağlık kurallarına aykırılık taşıması, içinde oturacak veya çalışacak kişiler için tehlike oluşturması; çevresinde ya da aynı bölgede emsal yapılar için uygulanan imar para cezaları; kente ve çevreye etkisi; bitmiş ve kullanılır durumda olması gibi ölçütlere yer verilmemiştir.
Bu tür idari işlemlere karşı yargı yolu açık olmakla birlikte, bu güvencenin uygulama aşamasından sonra ve ancak itiraz yoluyla ortaya çıkacağı göz önünde bulundurulduğunda, yasa kurallarının yürürlükte olduğu sürece keyfiliği ortadan kaldırmaya yeterli olduğu söylenemez. Hukuk kuralları, yargının yorumuna ihtiyaç göstermeyecek ve uygulayıcılar tarafından anlaşılabilecek şekilde açık ve belirgin olmak, uygulayıcılara güvence vermek zorundadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural, Anayasa'nın 2. maddesine aykırıdır…” gerekçesiyle 3.5.1985 günlü, 3194 sayılı imar Kanunu'nun 42. maddesinin birinci fıkrasının
" ... 500 000 TL. dan 25 000 000 liraya kadar para cezası verilir" bölümünün iptaline karar verilmiş ve bu iptal kararının doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan, gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının, Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dört ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülmüş, bu karar 5.11.2008 günlü, 27045 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış ancak bu tarihten itibaren geçen dört aylık sürede bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılmamış ve karar 5.3.2009 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Anayasa'nın 153. maddesinde, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların korunmasına yöneliktir. Öte yandan; Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasanın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkesine aykırı olduğu gibi, temyiz incelemesinin Anayasaya aykırılığı belirlenerek iptal edilen kurallara göre yapılmasına da olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemin dayanağı yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması ve bu kararın da yürürlüğe girmiş bulunması karşısında, İdare Mahkemesince, hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi kararı ile saptanmış Yasa maddesi uyarınca verilen dava konusu para cezası hakkında, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Kocaeli İdare Mahkemesinin 02.08.2006 günlü, E:2005/874, K:2006/1280 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 08.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 24-07-2009, 16:26   #4
lawyer1316

 
Varsayılan

sayınm meslektaşım bana gönderdiğiniz bu kararı biraz geç olsa da okudum.Çok tşklr ederim ;yanlız şunu bilmek isterim. daha önce kesilen para cezaları için itiraz ve dava açma süreleri geçmiş olsa bile kanun hükmünün iptal edilmiş olması sebebiyle dava açabilirmiyiz açamazmıyız
Old 25-07-2009, 10:01   #5
Av. Hürol Özcüre

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyer1316
sayınm meslektaşım bana gönderdiğiniz bu kararı biraz geç olsa da okudum.Çok tşklr ederim ;yanlız şunu bilmek isterim. daha önce kesilen para cezaları için itiraz ve dava açma süreleri geçmiş olsa bile kanun hükmünün iptal edilmiş olması sebebiyle dava açabilirmiyiz açamazmıyız

Sayın Meslektaşım bu halde izlenebilecek en güzel yolun, idari işlem niteliğindeki para cezası için; yeni hukuki duruma göre öncelikle ceza ödenmemişse işlemin kaldırılması için, ceza bedeli ödenmişse de iadesi için ilgili idareye başvuru yapıp, başvurunun açık veyahut 60 gün sonra zımnı reddi ile yeni hukuki duruma göre işlemin kaldırılmaması veya cezanın geri ödenmemesi kararının iptalini talep edebileceğiniz kanısındayım.
Saygılarımla.
Old 07-10-2013, 13:27   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Aksi görüş için bakınız:

T.C.
DANIŞTAY
14. DAİRE
E. 2011/6757
K. 2011/5288
T. 27.12.2011
• İMAR KANUNUNA AYKIRILIK ( 3194 S.K. Md. 42'de Yer Alan İmar Para Cezasına İlişkin Yasal Düzenlemenin Anayasa Mahkemesince İptal Edildiği - İptal Kararının Yürürlüğe Girdiği Tarih İtibariyle Kesinleşmemiş Olan İdari İşlemlerle İlgili Olduğunun Gözetileceği )
• ANAYASA MAHKEMESİNİN İPTAL KARARI ( İmar Kanunu'na Aykırılık Nedeniyle Kesinleşen Para Cezasının Anayasa Mahkemesinin Verdiği İptal Kararına Dayanarak Kaldırılması Talebi - İptal Kararının Yürürlüğe Girdiği Tarih İtibariyle Kesinleşmemiş Olan İdari İşlemlere Uygulanabileceği )
• İDARİ PARA CEZASI ( İmar Kanunu'na Aykırılık Nedeniyle Kesinleşen Para Cezasının Anayasa Mahkemesinin Verdiği İptal Kararına Dayanarak Kaldırılması Talebi - İptal Kararının Yürürlüğe Girdiği Tarih İtibariyle Kesinleşmemiş Olan İdari İşlemlere Uygulanabileceği )
3194/m.32, 42
ÖZET : Dava, ruhsatsız yapı yapıldığından bahisle, mühürlenerek durdurulan inşaata devam edildiğinden bahisle, davacıya imar para cezası verilmesine ilişkin Belediye Encümen kararı ve para cezasının tahsili amacıyla davacının mal varlığı üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinde yer alan imar para cezasına ilişkin yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması nedeniyle, kesinleşen para cezasının ve haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin dava konusu edildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararından önce tesis edilmiş işlemlere ilişkin olarak ve Anayasa Mahkemesi kararının yürürlüğe girdiği tarih itibariyle derdest olan davalara ilişkin olduğu yani hukuki süreci tamamlanarak kesinleşmemiş olan idari işlemlerle ilgili olduğu dikkate alınmalıdır. Dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi hukuka aykırıdır.

İstemin Özeti : Bursa 3. İdare Mahkemesince verilen 30.10.2009 günlü, E:2009/433, K:2009/814 sayılı kararın, davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Canan Acar

Düşüncesi Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı : Abidin Çelik

Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Ondördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Bursa ili, Yıldırım ilçesi, Mevlana Mahallesi, H22d.03d.3d pafta, 3212 ada, 4 sayılı parselde ruhsatsız yapı yapıldığından bahisle, 3194 sayılı imar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca mühürlenerek durdurulan inşaata devam edildiğinden bahisle, aynı Kanun'un 42. maddesi uyarınca davacıya imar para cezası verilmesine ilişkin 20.9.2007 günlü, 2007/2988 sayılı Yıldırım Belediye Encümen kararı ve para cezasının tahsili amacıyla davacının mal varlığı üzerine konulan haczin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 6.4.2009 tarih ve 3035 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış; idare Mahkemesince, 3194 sayılı imar Kanunu'nun 42. maddesinde yer alan imar para cezasına ilişkin yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması ve bu kararın da yürürlüğe girmiş olması karşısında, hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi kararıyla saptanmış Yasa maddesi uyarınca verilen para cezası ve haciz işleminin yasal dayanağı kalmadığından, davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Anayasa'nın 153. maddesinde; "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir, iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.İptal kararları geriye yürümez.Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar." hükmü bulunmaktadır.

3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin birinci fıkrasının "... 500 000 TL. dan 25 000 000 liraya kadar para cezası verilir" bölümünün iptali istemiyle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulması üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin 17.04.2008 günlü, E:2005/5, K:2008/93 sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş ve bu iptal kararının doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan, gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının, Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dört ay sonra yürürlüğe girmesi öngörülmüş, bu karar 05.11.2008 günlü, 27045 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış, ancak bu tarihten itibaren geçen dört aylık sürede bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılmamış ve karar 05.03.2009 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların korunmasına yöneliktir, öte yandan; Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasanın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkesine aykırı olduğu gibi, temyiz incelemesinin Anayasaya aykırılığı belirlenerek iptal edilen kurallara göre yapılmasına da olanak bulunmamaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin 20.09.2007 günlü, 2007/2988 sayılı encümen kararının davacıya 10.10.2007 tarihinde tebliğ edildiği, kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin ise 26.10.2007 tarihinde tebliğ edildiği, ödenmeyen alacağın cebren tahsili amacıyla davacının hissesinin bulunduğu taşınmaz üzerine haciz şerhi konulduğu, söz konusu işlemlerin dava konusu edilmeyerek kesinleştiği, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinde yer alan imar para cezasına ilişkin yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması nedeniyle, kesinleşen para fezasının ve haczin kaldırılması istemiyle yapılan 26.03.2009 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin dava konusu edildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacı vekilinin 26.03.2009 tarihli başvurusunun dayanağını oluşturan Anayasa Mahkemesi kararının; Anayasa Mahkemesi kararından önce tesis edilmiş işlemlere ilişkin olarak ve Anayasa Mahkemesi kararının yürürlüğe girdiği tarih itibariyle derdest olan davalara ilişkin olduğu yani hukuki süreci tamamlanarak kesinleşmemiş olan idari işlemlerle ilgili olduğu dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesi kararı yürürlüğe girmeden önce tesis edilmiş ve dava açılmaksızın kesinleşmiş olan idari para cezasına ilişkin encümen kararının ve kamu alacağının tahsiline yönelik işlemlerin kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin iptali yolundaki idare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Bursa 3. idare Mahkemesince verilen 30.10.2009 günlü, E:2009/433, K:2009/814 sayılı kararın BOZULMASINA, yeniden karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

(Bu karar, kullanıcılarımızdan Sayın Avukat A. Kadir ZENGİN tarafından gönderilmiştir.)

(Alıntı: Kazancı İctihat Bilgi Bankası)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapu Kanunu 35.Maddenin kısmen iptali / Var olan durum? Gamze Dülger Hukuk Sohbetleri 4 01-05-2012 13:56
İhalenin iptali (4734 sayılı Kanuna tabi olmayan ihalenin iptali) mgb Meslektaşların Soruları 4 23-06-2008 09:29
TRT'nin bandrolsüz satış nedeniyle verdiği para cezası idari para cezası mıdır ? Selahattin Meslektaşların Soruları 20 16-01-2008 15:23
İmar uygulmasının iptali lokmantemur Meslektaşların Soruları 3 03-04-2007 21:51
Ağır Para Cezası- Adli Para Cezası Kılıç Mest Meslektaşların Soruları 1 14-01-2006 22:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03733301 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.