Hakimin avukatı davadan feragate zorlaması, avukat kabul etmeyince de hakaret etmesi!!!

Merhaba değerli meslektaşlar;
10 yıllık avukatım. Meslek yaşamımda ilk kez karşılaştığım ve bugün gerçekleşen bir olayı aynen aktarmak ve sizlerin de bu konuda görüşlerinizi almak istiyorum..

Bugün bir hukuk davamızın karar duruşması vardı. Mahkeme bilirkişi raporunda belirtili miktarı depo etmemize karar vermişti. Biz, depo kararına esas teşkil eden bilirkişi raporuna ve rapordaki bedele itirazlar sunduk kabul görmedi. Biz de bedelin fahiş olduğundan ve müvekkilimizin de maddi imkanı elvermediğinden bedeli depo edemedik ve dosyayı müracaata bırakmak istedik. Mahkemeye gitme nedenimiz ise aynı mahkemede başka bir dosyamızın daha olmasıydı. Neyse.. Sıra bize geldiğinde sadece x nolu dosyamıza gireceğimizi y nolu diğer dosyamızı takipsiz bırakacağımızı söyledik. Ne olduysa bundan sonra oldu.. Hakim "Dosyayı takipsiz bırakmayın, feragat edin" dedi. Ben de gayet düzgün bir şekilde bu ikisinin sonuçlarının farklı olduğunu feragat etmeyeceğimizi, dosyayı takipsiz bırakacağımızı söyledim. Bunun üzerine hakim yine "feragat edin" diye ısrar etti. Ben de "hakime hanım, biz böyle uygun görüyoruz feragat etmeyeceğiz, takipsiz bırakacağız" dedim. Hakim ise "Benim tayinim çıkacak, bu dosyada da karar vermek istiyorum, dosyadan feragat edin" diyerek ısrarını sürdürdü. Bunun üzerine ben "Hakime hanım, buna isterseniz biz karar verelim, ısrar etmeyin" dedim. Kendisi de bana "Dosyayı takipsiz bırakacak idiysen karar aşamasına mı gelmesini bekledin" diyerek bağırmaya başladı. Ben de "hakime hanım ne zaman istersek o zaman bırakırız, bunun takdiri müvekkilimle bana aittir" dedim. Bu cümleyi artık dayanamayıp biraz yüksek sesle söyledim ama kesinlikle bağırma aşamasına varmayan bir tondaydı. (Sonuçta ben de insan evladıyım ve Eyüp peygamber de değilim.) Bunun üzerine hakim bana hitaben aynen " Burada terbiyesizlik yapma, bağırmadan konuş diyerek " resmen çığlık attı. Ben de "Sizi şikayet edeceğim" diyerek duruşma salonundan ayrıldım. Arkamdan da " git nereye şikayet edersen et" diye söylendiğini de duydum çıkarken. Bu kişi mezuniyet sonrası ilk görev yerine gelmiş bir hakim. İşte bu da yaptıkları...

Şimdi ben bu şahsı;
1-) Bulunduğum Adliyenin Adalet komisyonu başkanlığına,
2-) Adalet Bakanlığına,
3-) Hakim ve Savcılar yüksek kuruluna şikayet etmeyi düşünüyorum.

4-) Ayrıca "Burada terbiyesizlik yapma" diyerek tarafıma hakaret etmesi nedeniyle savcılığa da "Görevinden dolayı görevi esnasında Avukata hakaret" iddiasıyla şikayet etmeyi düşünüyorum. Bu cümlenin hakaret sözcüğü olduğuna ilişkin Yargıtay Kararı buldum. Ayrıca usul yasamız gereği hakim taleple bağlıdır. Buna rağmen bir hukuk davasında avukat davayı takipsiz bırakmak istemesine rağmen onu bambaşka sonuçları olan farklı bir işlem yapmaya cebren zorlamak suç değil midir? Düşünebiliyor musunuz tarafımı cebren ve zorla farklı bir işlem yapmaya zorluyor ve bunda sebat ve ısrar ediyor, kabul görmeyince bi de üstüne güya sanki bağırıp çağıran benmişim gibi "burada terbiyesizlik yapma, bağırmadan konuş" diye görevim esnasında bana hakaret ediyor.

Bu konuda siz değerli meslektaşlarımın da görüşlerini almak istiyorum..
Herkese iyi çalışmalar ve böyle hakimlerle muhatap olmayacakları günler dilerim..

tutanak tuttunuz mu o esnada...? belki bunlar sözden öteye yazıya dökülse daha sağlıklı netice almanız mümkün olurdu.

Duruşma salonunda ben, hakim, katip ve mübaşir vardı. Sonradan başka bir meslektaşımız geldi. Fakat o bu konuşmaların ne kadarına şahit oldu bilmiyorum. Bir de müvekkilim şahit oldu konuşmalara. Duruşma salonuna benimle girmemişti henüz duruşma başlamadığı için ama duruşma salonundan yüksek sesler gelince oda açık olan duruşma salonunun kapısına geldi ve bu konuşmalara şahit oldu. Sesleri duyan diğer adliye çalışanları da geldi ama tahmin edeceğiniz üzere hakim aleyhine tanıklık yapmazlar. Zaten söz konusu ilçe tek avukatın görev yaptığı küçük bir ilçe..

İlk iletimde bahsettiğim Yargıtay kararı;

Alıntı: “Hesabından para çekmek üzere gittiği bankada görevli olan sanığın telefonla konuşması ve telefon görüşmesinin uzaması nedeniyle “lütfen kısa keser misiniz” diyen davacıya “terbiyesizlik etmeyin” diyen sanığın bu sözlerinin sövme suçunu oluşturacağı ve suçun gerçekleşmesi için genel kast yeterli olduğu cihetle sanığın sövme suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken, sanığın bu sözleri sövme kastı olmadan söylediği ve sövme suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.”

Yarg. 2. CD. 06.12.1999

Ne yazık ki bazı yargıçlarımız son zamanlarda kadı oldukları zehabına kapılmış ve karar merci olmaları herşeye muktedir oldukları yanılgısına düşmelerine sebebiyet vererek, en önemlisi "Taleple bağlı oldukları" gerçeğini unutmuş görünmekteler...

Kolay gelsin meslektaşım

Alıntı: Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL Ne yazık ki bazı yargıçlarımız son zamanlarda kadı oldukları zehabına kapılmış ve karar merci olmaları herşeye muktedir oldukları yanılgısına düşmelerine sebebiyet vererek, en önemlisi "Taleple bağlı oldukları" gerçeğini unutmuş görünmekteler... Kolay gelsin meslektaşım

Sağolun sayın meslektaşım. Evet, dediklerinize katılıyorum. Yani illa bu dosyada da karar verip gitmesinin nasıl bir önemi varsa artık bende anlayamadım ?! Yani bir hukuk davasında avukata şu işlemi yap diye ısrar edeni de ilk defa gördüm. Eskiler demiş ya "Yaşa, yaşa gör temaşa" diye.. Bu olay da aynen o hesap..

Geçenlerde savcılık ifadesine gittim. Müvekkilim ifadesini verdi, bende beyanda bulunmak üzere hazırlanırken savcı bey ' Tamam bitirdim ifadeyi ' dedi. Bende nazik bir şekilde efendim beyanlarımız olacaktı deyince savcı iyice köpürdü ne diyeceksin bitirdim ben, burada şov yapmaya kalkışma dedi. Daha sonra zaptın altına şerh düşeceğimi söyleyince beyanlarımı almak zorunda kaldı. Savcı beyin savunma yapmayı 'şov yapmak ' olarak nitelendirdiğini görünce bir an düşündüm bu hakim ve savcıları etkin bir şekilde denetleyen bağımsız bir kuruluş olmadıkça Türkiyede hukuk var dememek lazım. Bu ülkede hakim ve savcılar devletin gücünü kullandığının farkında değil, kendisini bizzat devlet zannediyor. Sayın meslektaşımın dediği gibi ' Git nereye şikayet edersen et' diyor. Çünkü kendisi de biliyor şikayetten bir sonuç elde edilemeyeceğini. Saat 10 da adliyeye gelen hakime, odasında durmayan savcıya hesap sorulduğu zaman hukuk devleti olma yolunda ilerliyoruz diyebiliriz. Saygılarımla...

Yıllardır bu meslekteyiz. Yazılı usule tabi duruşmalarda yazılı dilekçelerim dışında, yalnızca iki konuda ve iki nedenle soru sorma ya da beyanda bulunma talebim olur:

1-"Özellikle" karşı yanın tanıkları dinleniyorsa,
2-Karşı yan iddiayı/savunmayı genişletecek bir beyanda bulunur ya da dilekçe verirse, karşı çıkıp muvafakat etmeme beyanının zapta geçmesi halinde.

Her ikisinde de bunca yıllık mesleki kıdemime rağmen bir süredir ben de ciddi zorluk yaşıyorum. "Biriniz bir şey söyleyince hemen diğeriniz de bir şey söylemek istiyorsunuz!", "Bu sorunun dosyayla ne alakası var?!" cümlelerini -Birebir sarfedilmişlerdir- ömrümde ilk kez işitiyorum.

Bu bir yargı mobbingidir kanaatimce ve avukatın görevini yapmasını engelleme neticesini doğurma niteliğini haizdir.

Yıllardır dilerim; şu Mahkeme salonlarına kamera sistemleri kurulsun ve kimin ağzından hangi cümle çıkıyor, birebir zapta geçsin. Bunun başka yolu yok.

Saygılarımla...

Alıntı: Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL ... Yıllardır dilerim; şu Mahkeme salonlarına kamera sistemleri kurulsun ve kimin ağzından hangi cümle çıkıyor, birebir zapta geçsin. Bunun başka yolu yok. Saygılarımla...

Kurulmaya başladı Sayın Demirel...

İstanbul Adliyesi'nde kurulmaya başlandı. Ne zaman "faal" olur tam bilemiyoruz ama...

Sayın nephilis,

Önce geçmiş olsun.

Gerçi siz de biraz ayıp etmişsiniz ama ... Tayini varmış işte bir dosyayı daha karar çıkartmak istiyor ne yapsın yani...

İşin şakası bir yana, komisyon başkanlığını ve bakanlığı es geçip, yargıcı disiplin yönünden denetleyebilecek tek ve yetkili makama yani HSYK'ya şikayet etmenizini öneririm. İlk iki makamın yapabileceği bir şey yok...

Bu arada, bağlı olduğunuz baroya da durumu bildirin derim... Saygı ile...

Geçmiş olsun üstad.Dosya incelemek için bile avukata vekalet soran bir yargılama sisteminden ne bekleyebilirsiniz ki?

Sayın meslektaşım geçmiş olsun. Umarım diğer meslektaşımız sizin için tanıklık yapar...

Sayın meslektaşım öncelikle geçmiş olsun diyorum.Adliyede Hakim ve savcıların ve özellikle de savcıların bu şekilde hak hukuk tanımaz ve tamamen keyfi tutum ve davranışlarının mağdurlarından biriyim.

Benim başımdan geçen olaylardan birinde ,şikayetçi sıfatı ile ifademi alacak Cumhuriyet savcısı beni odasına almış ve odasında ,o sırada odada katibi de vardı, BENİ KATİNİN YANINDA ,AVUKAT OLAN KİŞİLER HAKKINDA ŞİKAYETÇİ OLDUĞUM İÇİN,BU SENİN YANINA KALMAYACAK,YAPTIKLARININ KARŞILIĞINI GÖRECEKSİN VB ŞEKİLDE TEHDİT ETMİŞTİR.

Bu tehdit üzerine bu savcıyı hemen Adalet Bakanlığı ve HSYK ya şikayet ettim.Soruşturma yaklaşık 1 yıl sürdü ve BAŞVURUM REDDEDİLDİ.



Bu olaylardan sonra YARGI'ya HAKİM VE SAVCILARA VE ÖZELLİKLEDE SAVCILARA GÜVENİM KALMADI.

ÖZELLİKLE SAVCILAR HAZIRLIK SORUŞTURMALARINDA SON DERECE KEYFİ DAVRANMAKTALAR.BENİM ŞİKAYETLERİMDE ŞİKAYET EDİLENİN İFADESİ BİLE ALINMADAN KYO KARARI VERDİLER.

NEREYE BAŞVURSAN SONUÇ ALAMIYOSUN.

SİZE BİRDE BAŞBAKANLIK BİMER E BAŞVURMANIZI ÖNERİRİM.GERÇİONLARDA ŞİKAYETİ HEMEN İLGİLİ BAKANLIĞA VEYE KURUMA GÖNDERMEKTELER.

TEKRAR GEÇMİŞ OLSUN.