Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

imar kirliliği-tecil kurumu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-04-2008, 17:30   #1
ahmetyılmaz

 
Varsayılan imar kirliliği-tecil kurumu

Sayın meslektaşlarım, müvekkilim aleyhinde imar kirliliğinden dolayı(kaçak inşaat) dava açılmış ve 10 ay hapsine karar verilmiş ve bu hapis cezası 3 yıl denetime bağlı olarak ertelenmiştir. Kararın kesinleşme tarihi : 11/09/2007 dir.
Müvekkilim hakkında bu denetim süresi dolmadan aynı suçtan dolayı belediye şikayette bulunmuştur ve müvekkilim hakkında kaçak inşaattan dolayı soruşturma başlatılmış ve halihazırda da soruşturma devam etmektedir. Ancak olayımızda sole bır durum vardır.
Muvekkıl dort katlı bır bına yapmıştır. ılk uc kat bıttıgınde ılksorusturma baslatılmış. son katıda akabınde bıtırmış olmasına ragmen, belediyece tespit işlemi geç bir tarihte yapılmış.Belediye tarafından gönderilen ihbarname muvekkıle teblig edilememiş muhtara tebligat yapılmıştır. ıhbarname tarıhı 27/03/2007 dır.
Ilk verılen mahkeme kararının kesınleşme tarıhınden once yapılan bır tespit
Şimdi sormak istediğim hususa gelınce ılk mahkeme kararında denetıme baglı olarak cezası ertelenen muvekkılım hakkında mahkeme kararı kesınleşmeden ıkıncı bır kacak ınsaat tespiti yapılması ve soruşturma baslatılması durumunda , tecil edilen cezanın ınfaz kurumunda çektirilmesine karar verılebılırmı
Son sorusturma dosyası ıle ılgılı kovusturma asamasında verılecek karar ıle ılgılı olarak daha once baska bır mahkeme tarafından verılen ve ertelenen ceza ınfaz edılmesıne daır bır karar verılebılırmı

Muvekkılım karar kesınlesme tarıhınden sonra yenı bır kaçak ınsaat yapmamıştır. Ilk davası devam ederken yapılan bır tespit sozkonusudur. Muvekkılın daha oncekı verılen cezası ıle ılgılı tecıl durumunun ortadan kalkmaması ıcın nasıl bır savunma yapılabılır..Değerli goruslerınızı beklıyorum
Soruşturma asamasında muvekkılım tarafından henuz ıfade verılmemıştır
Saygılar
Old 03-04-2008, 08:56   #2
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

Bu konuda fikirlerini paylaşacak olan meslektaşlarımın cevabını beklemekteyim. Saygılar
Old 03-04-2008, 09:56   #3
sevimsiz

 
Varsayılan

Aynı ada üzerine ruhsatsız olarak yaptırılan ve birbirinin tamamlayıcısı sayılan binaların yapımının, tek eylem sayıldığından, tek idari para cezası verilmesi gerekeceğine ilişkin yargı kararları mevcut fakat TCK.184 bakımından örnek bir karara rastlamadım.

Anladığım kadarıyla sizin olayınızda müvekkilinizce yapılan ruhsata aykırı yapı İmar Kanunu m.32 uyarınca tespit edilerek inşaat mühürlenerek durdurulmuştur. Bu nedenle yapıya devam edilmesi hem mühür fekki suçunu oluşturur, hem de inşaatın durdurularak mühürlenmesinden sonra yeniden inşaata devam edildiğinin tespiti imar kirliliğine ilişkin yeni bir kovuşturmayı gerektirir diye düşünüyorum.

Fakat TCK. Madde 184/5'te kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, açılmış olan kamu davasının düşeceği, mahkum olunan cezanın bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacağı belirtilmiştir.Müvekkiliniz bu maddeden yararlanabilir.
Old 03-04-2008, 10:17   #4
avmurat

 
Varsayılan

İkinci eylem denetim süresi içinde gerçekleşmediğinden tecil ortadan kalkmaz.(TCK m.51/7) Ancak müvekkiliniz bu ikinci davada ceza alırsa muhtemelen mahkeme bu kez cezayı tecil etmeyecektir.
Old 03-04-2008, 10:19   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
Tck 184/1 "Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." demektedir.
Davanızda eylem tektir.Aynı bina hakkında yapı ruhsatiyesi olmaması sebebiyle müvekkiliniz bu eylemden yargılanmış vehüküm giymiştir.
Bana göre,cezandırılması yapılan eylemin iddanamedeki tarifi ve olayın özelliği önemlidir.
örneğin;Siz yapı ruhsatı almaksızın binanıza bir kaçak kat ilavesi yapmış iseniz ve bundan dolayı cezalandırılmışsanız daha sonra aynı binaya yapacağınız yeni kat ilavesi ayrı bir suç teşkil edeccek ve bu eyleminizden dolayı yeniden cezalandırılabileceksiniz.
Ancak siz yapı ruhsatı olmadan bir bina yapmış ve bitirmişseniz yada daha bitirmeden bu yapı sebebiyle ceza almışsanız,aynı yapı sebebiyle yeniden cezalandırılmanız mümkün olmayacaktır.
Yani bence burada imalat(eylem) önemli olup, ceza davasında hangi imalat (eylem)sebebiyle ceza aldığınız kanımca önemlidir.
Yani yeni bir eylem yeni bir suç doğuracak ancak tek eylem tek ceza ile karşılaşacaktır.
Kanun yeni yürürlülüğe girdiğinden yargıtay uygulaması henüz oluşmamış olduğundan bu konuda ayrıntılı kararlara rastlanmamaktadır.
Saygılarımla
Old 03-04-2008, 11:06   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın ahmetyılmaz

Benden önce yazan Sayın avmurat’ın görüşüne katılıyorum:

11.9.2007 tarihinde kesinleşen ve 3 yıllık denetim süresi başlayan kararınızdaki erteleme hükmü ancak denetim süresi içinde bir suç işlendiğinde ortadan kalkar ve ertelenen ceza çekilir; kesinleşmeden önce işlenen ikinci suç nedeniyle erteleme hükmü kalkmaz. Sizin olayınızda erteleme geçerli olmaya devam eder.

Ama ikinci suç için erteleme verilmemesi gerekir: TCK 51/ b. Bendine göre “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması” şartı artık yerine gelmemiş olacaktır.

Bu durumda hakim, ikinci suç için hapis cezasını erteleyemeyeceğinden vereceği hapis cezasını önce paraya çevirecek ve sonra taksitlendirecektir sanıyorum.
…………

Sayın Gamze Dülger’in de yanıtında belirttiği gibi TCK 184.maddenin neyi cezalandırdığı henüz belli değildir. Kanunun yürürlüğe girişinden bu yana üç yıl gibi uzun bir zaman geçmiş olmasına karşın TCK 184.madde ile ilgili davalar Yargıtay’dan dönmemektedir. Üzerinde anlaşılamayan konu, maddede geçen BİNA sözcüğünün ne anlama geldiği hakkındadır.

Saygılarımla
Old 01-05-2008, 15:26   #7
barisokcuoglu

 
Varsayılan

sayın meslektaşlarımız merhaba,
müvekkil aleyhine 184/1 gereğince dava açılmıştır. olayda ruhsatlarına uygun olarak yapılıp tamamlanmış bir bina mevcuttur. ancak daha sonradan kullanılan dükkanlarda teraslara yönelik üstünün kapatılarak dükkan alanına dahjil edilmesi, ayrıca ortak kullanım alanı olan tesisat katının dükkana dahil edilmesi tespit edilmiştir.
buna göre sayılan imalatlar madde kapsamında BİNA veya YAPI olarak nitelendirilip TCK 184/1 uyarınca suç oluşturur mu?
bu konuda emsal kararları olan arkadaşlar paylaşırlarsa sevinirim.
teşekkürler
Old 05-05-2008, 11:39   #8
Mim.İlknur BAYGÜN

 
Varsayılan

Sayın Barışokçuoğlu,
Mevzuatta yapı ve bina tanımları İmar Kanunu 5.Maddesinde yer almaktadır.Her iki tanımı okuduğunuzda binanın bir yapı türü olduğunu görürsünüz.Yapı tanımındaki İnşaat ifadesi çok geniş kapsamlıdır.Köprüler,Barajlar,Binalar vs.
TCK madde 184 de bina kelimesi kullanılmış olmakla birlikte' 'Ruhsata aykırı bina yapan ''ifadesine de yer verilmiştir.Ruhsatlı bir binada ruhsat almayı gerektirecek imalatları izinsiz yapan,yaptıran kişiler de ruhsata aykırı bina mevcuda getirmiş olmaktadır.TCK 184/1 uyarınca suç oluşturur.Ruhsatına uygun binada kolonların kaldırılması,baca iptali gibi can emniyetini tehlikeye düşürecek sonradan yapılacak izinsiz imalatların doğuracağı sonuçlar düşünülecek olursa kanunun içeriği daha iyi anlaşılabilecektir.Bu arada uzun yıllar kaçak yapılaşma ve imar kirliliği ile mücadele vermiş biri olarak kanun hükmündeki bina ifadesinin yapı ifadesi olması gerektiği husundaki görüşümü belirtmeden geçemiyeceğim.
Saygılarımla...
Old 05-05-2008, 11:57   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Mim.İlknur Baygün'ün değerli görüşlerine katılıyorum.

TCK uygulamasında sözcüklerin sözcük anlamları geçerli olmalıdır. İmar Kanunu'ndaki tanımlar İmar Kanunu uygulamasında geçerlidir; TCK uygulamasında kullanılırsa yanlış olur:

TCK 184.maddesindeki "bina" sözcüğünü İmar Kanunundaki gibi "içinde insan hayvan ve eşya barınan yapı" olarak tanımlarsak, ruhsat almadan inşa edilen elli metre yüksekliğinde televizyon vericisi cezalandırılmaz ama küçücük bir kümes cezalandırılır.

Saygılarımla
Old 29-01-2010, 14:08   #10
MİNA

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,bu maddeyle ilgili bir dava var; müvekkile havuzun kaçak old.dan dolayı encümen kararı ile yıkım kararı verilmekle birlikte kararda bir çok unsur eksiktir. (Tebligat usulüne uygun değildir. Kararda itiraz yolu belirtilmemiştir.)

1-Karara itiraz edildiğinde encümen tekrar karar mı alacaktır? İtiraz durumunda ceza davasına etkisi ne olur?

2-Havuz; imar kanunu ve tck 184 de belirtilen 'bina' kavramına dahil midir?

3-Müvekkil aynı sitede havuz dışında taşkın inşaat ve kaçak inşaatlar olduğunu belediyenin onlara ilişkin yıkım kararı almadığını belirtmektedir.Emsal gösterilebilir mi?
Old 01-02-2010, 17:03   #11
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan MİNA
Sayın Konyalı,bu maddeyle ilgili bir dava var; müvekkile havuzun kaçak old.dan dolayı encümen kararı ile yıkım kararı verilmekle birlikte kararda bir çok unsur eksiktir. (Tebligat usulüne uygun değildir. Kararda itiraz yolu belirtilmemiştir.)

1-Karara itiraz edildiğinde encümen tekrar karar mı alacaktır? İtiraz durumunda ceza davasına etkisi ne olur?

2-Havuz; imar kanunu ve tck 184 de belirtilen 'bina' kavramına dahil midir?

3-Müvekkil aynı sitede havuz dışında taşkın inşaat ve kaçak inşaatlar olduğunu belediyenin onlara ilişkin yıkım kararı almadığını belirtmektedir.Emsal gösterilebilir mi?
1- Encümen kararlarında başvuru süresi ve mercii bulunmuyorsa Encümen kararı tebliğ edilirken ekinde bir yazı ile ayrıca bildirilir. Ekinde ayrıca bildirilmişse Encümen kararında başvuru yolunun bulunmaması iptal nedeni değildir. Ekinde ayrıca bildirilmemişse encümen kararı geçersiz olmaz; sadece tebliğ işlemi geçersiz olur. Aynı karar yeniden tebliğ edilmekle işlemlere devam edilir. Tebliğ zarfında ne yazdığına dikkat ediniz: ''Encümen kararı ve itiraz hakları yazısı'' ifadesi varsa tebliğ edilmiş demektir.

2- Havuz İmar Kanunu tanımına göre bina değil, yapı'dır. İmar Kanunu'ndaki tanımlar aşağıda sunulmuştur:
Yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir.
Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarıyan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır.

Ancak kişisel görüşüm İmar Kanunu'ndaki tanımların sadece o Kanun için geçerli olduğu yolundadır. Türk Dil Kurumunun sözlüğünde yapı=bina= inşaat anlamına gelmektedir. TCK'daki BİNA YAPMAK ifadesini Türkçe olarak İNŞAAT YAPMAK olarak anlaşılması doğru olacaktır. Aksi halde bina tanımına girmediği için çok büyük yapıların cezalandırılması mümkün olmayacak fakat bir kümes yapan cezalandırılacaktır.

Yargıtay'ın görüşü Kanun'un yürürlüğe girmesinden bu yana beş yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına karşın henüz belli değildir.

3- Diğer ruhsatsız inşaatlar emsal gösterilirse ceza kaldırılmaz; diğerlerine de ceza verilir.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Zihin Kirliliği A.Turan Site Lokali 32 10-04-2009 14:40
çevre kirliliği mdelen82 Meslektaşların Soruları 3 22-07-2008 10:27
müdahillik kurumu ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 1 08-03-2008 17:39
telekomünikasyon kurumu gokceyilmaz92 Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 1 19-12-2007 12:20
imar kirliliği Av.Zeynep Sevgi Meslektaşların Soruları 3 13-03-2007 13:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06708598 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.