Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Damacanadaki sakız davasında karar: Kapak açılmadı, zarar yok...?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-03-2007, 10:35   #1
Av.Yüksel Eren

 
Varsayılan Damacanadaki sakız davasında karar: Kapak açılmadı, zarar yok...?

Satın aldığı damacana suyundaki çiğnenmiş sakız nedeniyle mahkemeye başvuran Adanalı tüketici, üretici firma hakkında açtığı maddi ve manevi tazminat davasını, "Orijinal kapağı açılmamış, bu yüzden herhangi bir zarar söz konusu olamaz" gerekçesiyle kaybetti.
Adana’nın Mahfesığmaz Mahallesi’nde büfe işleten Metin Gülmez, uluslararası faaliyet gösteren bir firmaya ait damacanadaki çiğnenmiş sakız nedeniyle, avukatı aracılığıyla Adana 1. Tüketici Mahkemesi’nde açtığı davayı kaybedince, yine avukatı aracılığıyla bu kez "temyiz" başvurusunda bulundu.
Gülmez’in avukatı Mehmet Ali Akgül, Yargıtay Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmek üzere 1. Tüketici Mahkemesi Hakimliği’ne verdiği temyiz davası dilekçesinde, 19 kilogramlık damacananın kapağının orijinal olduğunu Adana 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nce tespit ettirdiklerini hatırlattı.
Akgül, dilekçesinde, şunları kaydetti:
"Davanın reddinde orijinal kapağın açılmamış olduğu, bu nedenle sakızlı su yüzünden her hangi bir zararın söz konusu olamayacağı belirtiliyor. Oysa, eğer, müvekkilim orijinal kapağı açmış olsaydı, bu kez (çiğnenmiş sakızı siz kasten atmış olabilirsiniz) suçlamasıyla karşılaşacaktık." Avukat Akgül, burada önemli olan hususun uluslararası faaliyet gösteren davalı şirketin insan sağlığına ne kadar önem verdiği olduğuna dikkati çekerek, "davalı şirket, müvekkilimden bir kez bile özür dilememiş, hatta (sen suyu da içmemişsin) diyerek müvekkilimi çiğnenmiş sakız çıkan suyun parasını iade etmeyerek cezalandırmıştır" dedi.
Akgül, açtıkları 10 bin YTL’lik maddi ve manevi tazminat davasının yerel mahkeme tarafından reddi nedeniyle bu kez temyiz başvurusunda bulunduklarına dikkati çekerek, temyiz başvurusunda şu ifadelere yer verdi:
"Yerel mahkeme BK 47 ve 49’uncu maddesindeki koşulların oluşmadığını ifade ederek, maddi ve manevi tazminat talebimizi reddetmiştir. Oysa TMK’nun 24’ncü maddesi (hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldıran kimse) olarak tanımlamıştır. bu durumda vücut bütünlüğü sağlıklı yaşam hakkı hakkı da kişilik hakkı olup davalı şirket hukuka aykırı eylemi ile müvekkilin kişilik hakkı olan sağlıklı hakkına tecavüz etmiştir.
Davalının damacana içerisinde unuttuğu çiğnenmiş sakızın mevzuatımızda cezası yokmuş gibi davranılarak adeta kusurlu olan davalı şirket ödüllendirilmiştir. Oysa manevi tazminatın ödenmesi reddedilecek ise BK 49/3 maddesinin açıkça davamızda tatbiki gerekir." Akgül, 105 YTL tutan tespit masrafının da ödenmesinin reddedildiğini bildirerek, "Böyle bir dava Avrupa mahkemelerinde olsaydı milyonlarca dolar tazminat söz konusu olurdu" dedi.
Old 28-03-2007, 08:28   #2
adlt-2007

 
Varsayılan

Sanırım karar henüz temyiz edilmemiş.Yerel mahkemenin kararı pek de hukuki görünmüyor. Bence mutlaka temyiz edilmesi gereken bir karar .Saygılar.........
Old 28-03-2007, 10:56   #3
Tractatus

 
Varsayılan

Aslına bakılırsa, gerçekten teorik olarak o sakız nedeniyle uğranmış bir zarar yok bu nedenle hakimi değil mevcut kanunları eleştirmek gerekir. Borçlar Kanunu'na göre tazminat isteyebilmek için zararın oluşması gerekiyor. Bu bakımdan şişede "masumca" duran bir sakız nedeniyle tazminata hükmetmek hakim açısından mümkün değil.

Mevcut düzenlemeye göre o sakız nedeniyle tazminat alabilmek için ya o sakız nedeniyle hastalanmak ya da ölmek gerekiyor. Sadece o sakızın şişedeki görüntüsünün insanda uyandırdığı "tiksinti" duygusu tazminat almak için yeterli görülmüyor...Demek ki davacı, açtığı davada uğradığı maddi ve/veya manevi zararın varlığını doğal olarak ispat edememiş.

ABD'de yediği hamburgerden kesik parmak çıktı diye milyonlarca dolar tazminat alanları gören halkım benzer şeylerin Türkiye'de de geçerli olduğunu sanıyor.
Old 28-03-2007, 11:09   #4
son yolcu

 
Varsayılan

tüketici haklarının korunmasına yönelik ulusal kanallarda;bu sizi korumaz ,yasalar sizi korur sloganı geldi birden aklıma...şimdi soruyorum hangi yasa!!!ulusal standarlardaki bir şirketin fabrikadan ürününü çıkartmadan KONTROL EDİLMİŞTİR damgası vurması gerekmiyormu??hal böyle iken fabrika uluslararası standart ihlalinde bulunmuyormu??
Old 28-03-2007, 11:20   #5
Admin

 
Varsayılan

Bence iki olayı birbirine karıştırmamak lazım:

Bir gıda ürünün içine üretim sırasında sakız girebiliyorsa, herşey girebilir. Dolayısıyla böyle bir ürünü üreten şirketin hijyenik üretim yapmadığı için cezalandırılması gerekir. Ancak bu cezalandırma kamu otoritesi tarafından yapılır, bireylerin manevi tazminat davaları ile değil. Dolayısıyla bu davada tüketiciye sormak gerekir, siz bu olay için şirketi ilgili mercilere (Çevre Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Belediye vs.) şikayet ettiniz mi? Ettinizde şirket cezalandırılmadı mı? Eğer şirket böyle bir şikayetten yeterli cezayı almadıysa, evet bu tüketici hakları açısından tartışılması ve eleştirilmesi gereken bir olgudur.

Bunun yanında, kişisel maddi/manevi tazminat talepleri ise tamamen ayrı bir konudur. Maddi/manevi tazminat davalarında amaç davalıyı cezalandırmak değil, davacının zararını tazmin etmektir. Dolayısıyla da davacının bir zararı olması gerekir. Bu olayda Sayın Mahkemenin görüşüne katılıyor ve davacının maddi (suyun bedelini geri almak dışında)/manevi bir zararı olmadığını düşünüyorum. En azından 10.000-YTL'lik bir zarar yok!
Old 28-03-2007, 12:24   #6
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Ben mahkemenin davanın reddi kararına katılmıyorum.

Her nekadar meseleyi etraflıca bilmesem dahi hiç olmazsa " dava; kısmi kabul edilmeliydi."

Olay da manevi zarar vardır. Bu zarara karşılık bir tazminat hükmedilmelidir. 10.000 YTL olmasa bile hiç olmazsa 10 YTL hükmedilmeliydi...

Olay da maddi zarar vardır. Suyun ücreti kadar (izmirde 4.5 YTL)

Bu duruma baktığımızda ortaya çıkan sonuç 14.5 YTL civarında bir tazminat olabilir ancak olayın asıl boyutu "şahsın hak arama mücedelesine" yargı tarafından destek, genel sağlığı tehdit eden bu tür firmalar için bir uyarı mahiyeti de taşıyacaktı.

Şimdi dava reddedildiği için karşı vekalet ücreti (bundan emin değilim çünkü tüketici mahkemelerinde vekalet ücretleri farklıydı) yargılama gideri (tespit dahil), tüketicinin yaptığı masraflar ve dahasını hak arama mücedelesini gösteren sorumlu vatandaş karşılayacak.

Peki şimdi şunu sormak gerekiyor, adalet tecelli etti mi?
Old 28-03-2007, 13:10   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Nasrettin Hoca su damacanasında çiğnenmiş bir sakız bulunduğunu görür. Hemen telefona sarılır ve sucuyu arar:

- “ Tez bunu geri alın. Yoksa ben yapacağımı bilirim" der ve telefonu çarparak kapatır.

Konuşmayı duyan karısı sorar:
- “Ne yapacaksın Hoca? Tüketici Mahkemesine mi gideceksin? Belediyeye mi şikayet edeceksin? Mahkemeye gitsen şekerin yükselir; Belediyeye gitsen tansiyonun yükselir. Sonunda olan sana olur. Gel, böyle havadan sudan şeylerle uğraşma. Ne yapacaksan vazgeç.”

- “Keyif yapacağım, keyif “ der Hoca. “Suyu dökeceğim. Damacananın üstünü kesip altını deleceğim; saksı yapıp, içine çiçek ekeceğim. Sonra gel keyfim gel.. “
Old 28-03-2007, 21:06   #8
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Av.Selim Balku'ya katılıyorum.

Cüz'i de olsa (su bedeli ve tespit davası yargılama giderleri kadar) maddi zarar ve miktarı hakimin takdirine bağlı olsa da manevi zarar kesinlikle vardır. Davanın kısmi kabulü gereklidir, kanaatindeyim.

Arena'nın malum gıda serisi programlarından sonra, artık fırın gördüğümde, benim aklıma o görüntüler geliyor. Ekmeğin içinden bir kemirgen çıkmıştı. Şimdi o kadının bir daha ekmek yiyememesini ve dahası manevi zararını inkar mı edeceğiz? Ben daha ileri gidip, o görüntüleri izlediğim ve etkilendiğim için kendi manevi zararımı iddia etme noktasındayım halbuki.

Saygılar.
Old 28-03-2007, 22:30   #9
Avukat Canip Kazan

 
Varsayılan

Sayın Jeanne D'arc maddi zarara ilişkin hukuki değerlendirmenize katılıyorum. Manevi zarara ilişkin yorum ve tespitleriniz de hiç akla aykırı değil. Fakat manevi zarar kavramını ne kadar genişletebiliriz? Gördüğümüz her kazadan sonra etkilendiğimiz için kazada kusurlu olana biz de mi dava açalım?, Başkasına sarfedilen ağır hakaretleri duymak zorunda kaldığımız için ve böyle insanlarla aynı toplumda yaşamak zorunda kaldığımız için vs.. vs...??
Old 29-03-2007, 09:25   #10
GÜLİZ

 
Varsayılan

sayın admin,
Size kesinlikle katılıyorum.Gerçekten üretici firmaya ceza verilmesi ayrı bir gerçeklik ama borçlar kanuna göre tüketicinin tazminat talebinde bulunması için bir zararının mevcut olması gerekir.Olayda herhangi bir zarar söz konusu değilken 10 bin ytl lik tazminat talebinin pek de hakkaniyete uygun olmadığı çok açık.
Onun yerine gerekli mercilere başvurarak üretici firma idari para cezası yahut daha ağır bir yaptırıma konu edilebilirdi.Hem böylece tüketici dikkati kendine değil de üretici firmaya çekmiş olur bu olayda kendisi zarar görmemiş olsa dahi ilerde başkalarının zarar görme ihtimalinin önüne geçebilirdi.Bunu dışında üretici firmanın pek tabii bir özür ve suyun parasını geri iade borcu devam etmekte..
Old 29-03-2007, 09:49   #11
adlt-2007

 
Varsayılan Firmayı Bilen Var mı Varsa Mail atsın

Arkadaşlar benim merak ettiğim konu bu firmanın hangi firma olduğu ? İnternetten araştırdım bulamadım bilen varsa burdan alenen yazmak istemiyorsa da (ki yazmamak ta gerekir ,Daha daha doğrusu yazilmaması gerektiğine kanaat getirdim)bana mail atabilir mi? İşte kamusal cezalandırma bu firma isminin bilinmesiyle başlar diye düşünüyorum. Neyse de çok gizli tutmayı başarmışlar adamlar bravo doğrusu.
Davayla ilgili olarak da halen diretiyorum dava açan tarafın haklı olduğunu,çünkü olayda manevi zarar söz konusudur. Davacı kandırılmıştır inandırılmıştır satın aldığı suyun temiz ve sağlıklı olduğu konusunda . Damacanasının içinde çiğnenmiş sakız bulunuyorsa bu firmanın demek ki suyu hiç te sağlıklı koşulllarda piyasaya sürmüyorlardır. Sakız çıkma olayı pislik kandırılma ve yanıltmaya karine değil mi sizce karşı görüşteki arkadaşlarım. Davacı taraf inanıp güvenerek bu suyu almış ve kullanmıştır. Kimse damacanın içinden sakız çıkacak ihmalkarlıktaki bir firmanın suyunu bile bile içemez diye düşünüyorum. Saygı ve selamlar.............
Old 29-03-2007, 10:10   #12
Admin

 
Varsayılan

Lütfen firmanın ismini THS platformlarında teşhir etmeyiniz. İlgili forum kuralımız:

Alıntı:

Md. 9: Mesajlarda bir olay anlatıyorsa, olay içinde olumsuz şekilde nitelenen kişi, kuruluş ve marka isimlerini gizlenmeli ve forum teşhir amaçlı kullanılmamalıdır.

X firmasının suyunun içinde sakız çıktığı iddiası doğru olabilir, yanlış olabilir, iftira olabilir, rakip Y firmasının iddiası olabilir, X firmasının bu olayın doğru olmadığını ispatlayan tesbit kararı, mahkeme ilamları olabilir vs. Takdir edersiniz ki biz mahkeme ya da soruşturma mercii değiliz. İsmi olumsuz zikredilen bir kişi/kuruluşa atfedilen olgunun doğru olup olmadığını bilemeyiz ve bunu araştırma imkanımız da yoktur.

Anlayışınız için teşekkürler.
Old 29-03-2007, 10:55   #13
GÜLİZ

 
Varsayılan

sayın adlt,
olayda pislik, yanıltma, kandırılma tabii ki söz konusu ama benim bahsettiğim şey ortada bir zarar da söz konusu değilken bu olayın tazminat talebine konu edilmeyip de şikayet mecilerine taşınması daha doğru ve üretici firma için daha ağır olurdu.sizin de söylediğiniz gibi kimse damacanasının içinde sakız çıkan bir firmanın suyunu içmek istemez ve bunun için de firma tazminattan önce daha ağır yaptırımlara çarptırılmalı.çünkü bir firma için bir tüketiciye tazminat ödemek hiç de zor olmasa gerek.açıkcası ben ortada zarar yok iken bu tazminat talebini hukuki bulmuyorum onun yerine idari mercilere başvurarak bir ceza verilmesi çok daha uygun ve ağır olur.bu benim nacizane fikrim tabi ki..iyi çalışmalar..
Old 29-03-2007, 11:53   #14
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
açıkcası ben ortada zarar yok iken bu tazminat talebini hukuki bulmuyorum

Sayın Öğrünç, ortada zarar yoksa neden mercilere şikayette bulunmasını tavsiye ediyorsunuz.(kimbilir belkide zaten şikayette bulunmuştur.)

Damacanada sakız bulunması zararlı bir oluş değilse ilgili merciler neden şikayeti kabul etsin.

Hem tazminat talebini neden hukuki bulmadınız, hukuki olmayan ne var ortada, şahsın tazminat talebi kişisel bir zarardır, kimisi bu görüntüyü görünce etkilenmez kimisi de görünce milyonlarca dolar zarar eder.
Old 29-03-2007, 12:30   #15
GÜLİZ

 
Varsayılan

sayın Selim Balku,
Ben ortada zarar yok derken tüketicinin şahsi zararından bahsediyorum.bu olayda tüketicinin 10 bin ytl lik zararının ne olduğunu bana açıklayabilirsseniz çok sevinirim çünkü tüm samimiyetimle söylüyorum ki ben göremiyorum ve belki de bu meslekte yeni olmamdan dolayı çok da geniş bir perspektifim yoktur.Kaldı ki ortada bir zararın olmaması ilerde bir zararın olmaması anlamına gelmez.Bu yüzden de mercilere şikayet etmesini tavsiye ettim.Tüketicinin şikayeti ilerde doğabilecek muhtemel zararı engelleyebilir.Bir hukuk sisteminde şikayet için şahsi bir zararın doğmasını beklemek çok mantıklı gelmemekle bereber ilgili mercinin şikayeti kabul etmesi için şahsi bir zararı değil somut gerçekliği görmesi yeterlidir.Ayrıca tüketicinin şikayette bulunmuş olmasını konudan tamamen ayrı tutuyorum.Bunların tamamen benim kişisel görüşüm olduğunu tekrar söyleyip iyi çalışmalar dilerim...
Old 29-03-2007, 13:48   #16
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Bana göre de 10.000 YTL zarar yok ama ben açsaydım bu davayı 100 YTL manevi açardım. Birbaşkası 10.000 YTL zararım olduğunu iddia edebilir bu onun tercihidir, işin bu boyutu ayrı bir mevzudur.

Ancak mahkeme davayı kısmen kabul etseydi durum farklı olurdu düşüncesindeyim. Malumunuz kısmen kabul ile davayı red arasında farklar vardır. Saygılar...
Old 29-03-2007, 13:59   #17
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Kişinin manevi zararının oluşmadığı belirtilmiş, idari kurumlara şikayet edilmesi ve bu şekilde üretimin denetlenmesi ve hatta durdurulması tavsiye edilmiş genel olarak.

Ben kesinlikle manevi zararın oluştuğu ve ancak takdirinde veya tazmin şeklinde esneklik olması lazım geldiği kanaatindeyim. Esasen sembolik nakdi bir tazminattan ziyade üretimin ciddi şekilde denetlenmesi ve hatta durdurulması, yasaklanması, mahalli veya ulusal basında teşhir vs. yöntemlerin daha fazla manevi tatmin sağlayacağı kanaatindeyim.

Saygılarımla.
Old 29-03-2007, 15:10   #18
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Bu konuda Sayın Öğrünç ile aynı fikirdeyim. Olayda zarar söz konusu olmadığından tazminata hükmedilmemiş olması isabetli bir karardır. Ancak maddi/ idari yaptırımlar söz konusu olmalıdır.
Ayrıca durum Avrupa Mahkemelerinde olsaydı da, zarar aranacak idi. Örneğin hani şu ünlü (her ne kadar Avrupa değil, Amerikada olsa da) X sigara tiryakilerinin davaları:
"X sigara markası; light sigaralarla ilgili davayı kazanma aşamasına geldi.Ürünün üreticisi 10.1 milyar dolarlık tazminatı vermekten kurtulacak

Dünyanın en büyük sigara üreticilerinden X firması, light sigaralarla ilgili davayı kazanma aşamasına geldi. Üretici, 10.1 milyar dolarlık tazminatı vermekten kurtulacak

Dünyanın en büyük sigara üreticilerinden X firması;2003 yılını, Amerikan yargısında bir zafer kazanarak bitirdi. Amerika'da X Light tiryakilerinin, firmayı ürünle ilgili topluma yanlış imaj vermekle suçladığı davada, tarafların Florida yargı sistemince istinaf mahkemesine gitmelerine karar verildi. Böylece X, 10.1 milyar dolarlık tazminatı vermekten şimdilik kurtulmuş oldu. Söz konusu dava X aleyhinde, light sigaraların, diğer sigaralardan daha az zararlı olduğu izlenimi yarattığı için tazminat davası açılmasıyla başlamıştı. Şirketin 'light' sigaraları pazarlarken 'nasıl tüketiciyi yanıltıcı yöntemlere başvurduğu' konusunda geçtiğimiz nisan ayında açılan davaya taraf olan ABD'deki 46 eyalet, toplam 10.1 milyar dolar tazminat talep etmişti. Davacılar, X firmasının, 'light' sigaraların normal sigaralardan daha az zararlı olduğu izlenimi yarattığını, oysa bunun aldatmaca olduğunu savunmuşlardı. Ancak Florida Mahkemesi, 31 Aralık'ta verdiği kararda, light sigaranın da diğer sigaralardan bir farkı olmadığını, dolayısıyla sigara tiryakilerinin açtığı davalarda farklılık gözetilemeyeceğini belirtti.

AFP, 2003'ün sigara üreticileri açısından oldukça verimli geçtiğini belirtti. ABD'de 4 büyük sigara üreticisi aleyhine açılan 145 milyar dolarlık rekor ceza iptal edilince, üreticiler finansal açıdan oldukça rahatlamışlardı."-Aksam Gazetesi
Old 29-03-2007, 15:46   #19
GÜLİZ

 
Varsayılan

Sayın Gülsüm Hanım,
yazınızdan ve verdiğiniz örnekten sonra gerçekten kendimi ifade edebildiğim duygusunu yeniden kazandım teşekkür ederim.Bir ara acaba ben savunduğum doğruyu tam olarak anlatamıyormuyum diye şüpheye düşmüştüm açıkçası...saygılarımla size iyi çalışmalar diliyorum.
Old 29-03-2007, 15:58   #20
adlt-2007

 
Varsayılan Manevi Zarar Nasıl Yok Sayılabilir

Olayı çok değişik ve geniş perspektiften bile düşünmeye gerek kalmadan manevi zarar oluştuğu kanaatideyim. Davacı şahsın bu sağlık skandalı olayla ilgili olarak uğraşısı bile bir manevi zarardır.Sayın Balku'ya katılıyorum. Manevi zararlarda maddiyat 2. plandadır miktardan ziyade sonuç mühimdir. Sembolik te olabilir. Maneviyatına sahip çıkamayan gün gelir maddiyatını da kaybeder. Ne söz oldu ama. Tamamen bu forum konusundan ilham alınarak şu an itibarı ile ilk kez tarafımdan dile getirilmiştir,Atasözü değildir Sevgiler saygılar........
Old 29-03-2007, 18:43   #21
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Sayın Güliz Hanım;
Ne demek...Asıl ben, bana fikir arkadaşlığı yaptığınız için size teşekkürlerimi sunarım
Old 30-03-2007, 15:52   #23
Av.Bektaş Salim Topbaş

 
Varsayılan manevi zarar vardır

olayda tabi ki manevi bir zarar vardır.talep edilen miktar azdır bile.nedenine gelince bir tarafta su gibi eski tarihlerde satılacak bir madde olduğu bile tahayyül edilmeyen (orhan velinin şiirinde hava bedava su bedava deniyor) bir madde ticari kazanç vasıtası yapılıyor.üstelik türlü aldatıcı reklamlarla tüketicinin iradesi fesada uğratılıp bazı firmaların ürünleri son derece sağlıklıymış gibi fikir kitlelere enjekte ediliyor sonuçta suyun içinden çiğnenmiş sakız çıkıyor.Çiğnenmiş sakızın tükürük de ihtiva edeceği açıktır.ve bu durum bulaşıcı hastalığa bile neden olabilir.Kişi dikkatli davranıp suyu içmemişse hata mı etmiştir.herkesin kapalı kaplarla satılan tüm ürünleri test etme açıp inceleme yükümlülüğü olmadığına göre ortada manevi zarar var demektir.tüketicinin ilgili firmaya duyduğu güven hüsranla sonuçlanmış ve manevi zarar oluşmuştur.Özellikle manevi zarar konusu toplumların gelişmişlik düzeyiyle ilgilidir.Bu konuda bizlerin de tüketici olduğunu unutmayıp özellikle kamu sağlığı gibi konularda tüketiciden yana tavır almak gerektiği kanısındayım.Tüketici hukuku, iş hukuku gibi alanların ortaya çıkma nedeni de budur.
Old 30-03-2007, 16:31   #24
Av.Ersin VARGÜN

 
Varsayılan

Hukuk her zaman mevzuatın sultasında boğulmamalıdır.Evet manevi tazminat için zararın doğması gerekir ama bu zarar neye göre saptanacak?Yargıtayın bu konuda bir takım kriterleri var ancak her hadisenin de kendine göre hususiyetleri var.Kanaatimce damacanadan sakız çıkması durumunda firmaya atfedilecek bir kusur nisbetinde tazminata hükmedilmemesi bu tarz hadiselerde firmaların,kurumların veya kişilerin dikkat ve özen yükümlülüğündeki sorumluluğunda zaaflarını artırır.Zaten yeni okuduğumuz haberde de damacanadan akrep çıkması bunu doğrular niteliktedir.Dolayısıyla yerel mahkemece verilen karar özelikle kamu sağlığını ihlal eden nitelikteki sorumsuzluk örneklerini artırır.Ayrıca manevi zararın da oluştuğu kanaatindeyim, zira tüketicilerin özellikle gıda ürünlerinde bu tarzda tehlike arz eden somut olaylar karşısında yaşadıkları güvensiziğin bir travma niteliğinde olduğunu düşünüyorum.
Old 30-03-2007, 16:32   #25
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Türk Hukuk Sitesi Forum Alanları > Hukuk Forumları > Hukuk Haberleri > Damacanadaki s

Peki o suyu sağlıklı olduğunu düşünerek ben de bu suyu içti isem.

veya sağlıksız su sattığım için üzülürsem zarar oluşmaz mı?

İdari ceza gerektiği konusundaki düşüncelere katılıyorum.

Manevi zarar dışında en azından suyun bedeli de maddi zarardır. Her halde o suyun içilebileceği düşünülemez.

Saygılar
Old 02-04-2007, 20:57   #26
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Hep muhtemel müstakbel zararlardan bahsedilmiş. Bu durum tazminat için yetersizdir. Yalnız Sayın Erdoğan'ın belirttiği gibi, su için harcanmış miktar maddi zarardır. Ancak caydırıcılık bakımından en iyisi idari yaptırımlardır naçizane kanaatimce...Saygılarımla...
Old 04-04-2007, 10:28   #27
ercan düzgider

 
Varsayılan

Bende ortadaki mağduriyetle ilgili olarak küçük bir anımı sizlerle paylaşmak istedim, yaklaşık olarak 7 yada 8 ay önce büroda kullanmak için damacana su söyledik ve getirdiler ben su getirene neden bu markadan getiriyorsun başka marka damacana suyunuz yokmu....(bunun için çok özür diliyorum kimseyi iğrendirmek istemiyorum aslında ama sadece meselenin vehameti açısından küçük bir anı) bu marka suyun damacanasından tuvalet kağıdı çıkmış dedim. Su getiren çocuk abi daha neler çıkıyor ben sana bi anlatsam dedi, sordum neler çıkıyor diye söylemedi.
Burada mahkemenin vermiş olduğu karara katılıyorum çevre sağlığı, halk sağlığı gibi kuruluşların vereceği tespit ve rapordan sonra idari yaptırımlarla ceza kesilmeli.
Old 04-04-2007, 15:31   #28
Av.Burak ŞAHİN

 
Varsayılan

geçtiğimiz günlerde medyada benzer bir olay yer aldı. fakat bu sefer damacananın içindeki akrep'ti.......
Old 04-04-2007, 20:40   #29
ercan düzgider

 
Varsayılan

Bu şekilde örnekler alınmaya başlandığından gözle görülmesi zor olan örneğin bir toplu iğne yada dikiş iğnesini düşünmek dahi istemem ortaya çıkaracağı sonuçları zannediyorum irdelemek lazım.
Old 05-04-2007, 10:28   #30
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Hukukçular

Diyelim ki müvekkil geldi ve "damacanada sakız çıktı;şikayet edelim" dedi.

Hangi merciiye, hangi kanuna dayanarak şikayet edilecek, bu tedbirsizliğin yaptırımı nedir? Bilen var mı?

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sekreter M.S.'ye Eziyet Davasında Karar Çıktı av.sgenc Hukuk Haberleri 0 05-03-2007 19:31
Kira Tespit Davasında Karar Düzeltme kciftci Meslektaşların Soruları 3 25-11-2006 13:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07789993 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.