Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Katki Payi Davasi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-11-2007, 21:44   #1
Hasan Coşkun

 
Varsayılan Katki Payi Davasi

YARGITAY 2. HD 'si katkı payı davalarında Aile Mahkemelerini görevli sayarak fahiş hataya düşmüştür.Görüşlerinizi beklyorum.
Old 10-11-2007, 21:59   #2
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2007/13-191
Karar: 2007/167
Karar Tarihi: 28.03.2007
ÖZET: Merci tayini kararları kesin olup, aleyhine karar düzeltme yoluna gidilemez. Bu karar davaya daha sonra bakacak yerel mahkemeleri olduğu gibi Yargıtay Dairelerini de bağlar. Hal böyle olunca, yerel mahkemenin merci tayini kararından sonra artık Yargıtay'ın göreve ilişkin bozma yapamayacağı yönündeki direnme kararı doğrudur.

(1086 S. K. m. 25) (4787 S. K. m. 4, Geç. m. 1) (YİBK. 10.06.1942 T. 1942/26 E. 1942/16 K.)
Taraflar arasındaki <katkı payı nedeniyle tazminat> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 20.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.3.2006 gün ve 2005/683 E. 2006/1 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 6.11.2006 gün ve 9538-14407 sayılı ilamı ile, (..Davacı, davalı ile boşanma davasının derdest olduğunu, evlilik birliği içinde edinilen ev ve dairenin bedelinden 20.000 YTL.katkı bedelinin faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, toplam 12.090 YTL. katkı bedelinin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı, evlilik birliği sırasında edinilen ev ve araç bedelinden kendisinin katkı tutarını bu dava ile talep etmiş ve dosyadaki bilgi ve belgelerden 4.4.2002 tarihinde tarafların boşanmalarına karar verildiği ve bu kararın 17.7.2003 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki evlilik birliğinin dava tarihi itibariyle sürdüğü ve açılan davanın bu niteliği itibariyle evlilik birliği içinde edinilmiş malların tasfiyesine yönelik olduğu anlaşıldığından davaya bakmakla görevli olan mahkeme Aile Mahkemesidir.
Görevle ilgili hususlar resen gözetileceğinden; mahkemece Aile Mahkemesinin görevli olduğuna bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası incelenip, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, davalı ile evli olduklarını, davalının açtığı dava sonunda 4.4.2002 tarihinde boşanmalarına karar verildiğini, evlilik birliği içinde edindikleri evin 44.000.000.000 TL. değerinde; arabanın ise 4.000.000.000 TL. değerinde olduğunu; davacıya düşen yarı payın yani toplam 24.000.000.000 TL. nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının yarı payını istediği ev ve arabanın alınmasında davacının katkısı olmadığını; bu malların ortak tasarrufla değil, davalının kendi kazancıyla alındığını; davacının ev kadını olup, hayatı boyunca hiçbir işte çalışmadığını, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Yerel mahkemece, davanın evlilik birliğinin devamı sırasında edinilen mallardan, boşandıktan sonra davacının katkı payı istemesi nedeniyle açılan tazminat davası olduğu, bu tür dava ve işlerin, Aile Mahkemesinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 sayılı Yasanın 4.maddesi ile geçici 1.maddesi gereğince Aile Mahkemesi görevi kapsamına girdiği anlaşıldığından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; dosya Aile Mahkemesine intikal etmiştir.
Aile Mahkemesince, dava konusu ev ve arabanın 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun yürürlük tarihinden önce edinilmiş olmaları nedeniyle davaya konu uyuşmazlığın genel mahkemede (Asliye Hukuk Mahkemesinde) çözümlenmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye Hukuk ve Aile Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi üzerine, dosya yargı yerinin belirlenmesi için Yargıtay 20.Hukuk Dairesine gönderilmiş, anılan Dairece davanın Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerektiğine karar verilmiştir.
Merci tayini kararı ile dosya kendisine intikal eden Asliye Hukuk Mahkemesince davanın esasına girilerek, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin olarak kurulan hüküm; Özel Dairece görev yönünden bozulmuş, mahkemece merci tayini kararından sonra görev bakımından bozma kararı verilemeyeceği gerekçesi ile ilk hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25.maddesinde aynen <… Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargısal sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtay'a başvurulur.
İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtay'ca belirlenir.
Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtay'ca verilen merci tayini kararları ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar> denilmektedir.
Buna göre; iki mahkemenin aynı dava hakkında ayrı ayrı görevsizlik kararı vermiş olmaları ve bu görevsizlik kararlarının temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olması halinde, iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmalığı çıkmış olur. Bu durumda uyuşmazlığın giderilmesi için merci tayini yoluna başvurulur.
Buradaki görev uyuşmazlığı adli yargıya dahil adliye mahkemeleri arasındadır. Adliye mahkemeleri ile diğer yargı kollarındaki mahkemeler, örneğin idare mahkemeleri arasındaki uyuşmazlık, teknik anlamda bir görev uyuşmazlığı olmayıp, yargı yolu uyuşmazlığıdır. Bu yargı yolu uyuşmazlığı bölge adliye mahkemesi ya da Yargıtay tarafından değil, Uyuşmazlık Mahkemesince çözümlenir.
Bir mahkemenin verdiği görevsizlik kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ise, bu görevsizlik kararı, dosyanın gönderildiği mahkemeyi bağlamaz.
Bu mahkeme de kendisinin görevli olmadığına ve ilk mahkemenin görevli olduğuna karar verebilir. İkinci görevsizlik kararı da temyiz edilmeksizin kesinleşirse, hukuk mahkemeleri yönünden görevli mahkeme merci tayini yolu ile (bölge adliye mahkemeleri henüz kurulmadığından) Yargıtay 20.Hukuk Dairesi tarafından kesin olarak belirlenir. Bu yargı yeri belirlenmesi kararı davaya daha sonra bakacak olan tüm mahkemeleri bağlar.
Buna karşılık, ikinci görevsizlik kararına karşı temyiz yoluna başvurulmuş ve Yargıtay ikinci görevsizlik kararını onamış ise, ikinci görevsizlik kararında görevli olarak gösterilen mahkeme bu kararla bağlıdır.
İkinci halde yani sonraki mahkemenin verdiği görevsizlik kararının Yargıtay'ca bozulması ve ikinci mahkemenin bu bozmaya uyması halinde bu mahkeme davayı görmeye devam eder. Yani artık görevsizlik kararı veremez. (Prof.Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Baskı 2001. C.1 s.659 vd.)
Somut olayda, dava Asliye Hukuk Mahkemesine açılmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesince 4787 sayılı Kanun uyarınca Aile Mahkemesi kurulduğundan ve davaya bakma görevi Aile Mahkemesine ait olduğundan görevsizlik kararı verilerek dosyanın Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Aile Mahkemesince, <davaya konu eşyaların edinme tarihinin 1.1.2002 tarihinden önce olduğu ve bu durumda davaya genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiği> gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Bu ikinci görevsizlik kararı da temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ve dosya yargı yerinin belirlenmesi amacı ile, Yargıtay 20.Hukuk Dairesine gönderilmiştir. 20.Hukuk Dairesi Aile Mahkemesinin verdiği görevsizlik kararını doğru bularak davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğine karar vermiştir.
Merci tayini kararı ile dosya kendisine intikal eden Asliye Hukuk Mahkemesi davanın esasına girerek davayı sonuçlandırmıştır. Kararın temyizi üzere dosya Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin önüne gelmiştir. 13.Hukuk Dairesince daha önce merci tayini kararı olmasına rağmen, davaya bakma görevinin Aile Mahkemesinin olduğu belirtilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı görev yönünden bozulmuş, Asliye Hukuk mahkemesi ise, merci tayini kararından sonra görev yönünden bozma yapılamayacağı, merci tayini kararının bağlayıcı olduğu gerekçesi ile ilk hükmünde direnmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere merci tayini kararları kesin olup, aleyhine karar düzeltme yoluna gidilemez. Bu karar davaya daha sonra bakacak yerel mahkemeleri olduğu gibi Yargıtay Dairelerini de bağlar. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 10.6.1942 gün ve 1942/26-16 sayılı ilamı) Hal böyle olunca, yerel mahkemenin merci tayini kararından sonra artık Yargıtay'ın göreve ilişkin bozma yapamayacağı yönündeki direnme kararı doğrudur. Hukuk Genel Kurulu'nun 22.11.2006 gün ve 2006/13-742 E. 743 sayılı kararı da bu görüşü doğrulamaktadır.
Bununla birlikte işin esasına yönelik davalı vekilinin temyiz itirazları Özel dairece incelenmediğinden, dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemenin göreve ilişkin direnme kararı doğru olmakla birlikte, işin esasına yönelik davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 28.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 10-11-2007, 22:13   #3
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2005/13-712
Karar: 2005/716
Karar Tarihi: 14.12.2005
ÖZET: Aile mahkemeleri MK. nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra karı-koca arasında edinilmiş mallar yönünden çıkacak uyuşmazlıklara ilişkin olan davalara bakmakla görevlidir. Bu tarihten önce edinilmiş mallar yönünden çıkacak uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür. Davacı bu davasında 22.12.1998 tarihinde alınan araç yönünden talepte bulunduğuna göre, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili ve görevlidir.

(4722 S. K. m. 1, 2) (4787 S. K. m. 4)
Dava: Taraflar arasındaki <tazminat> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka 3. Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 3.6.2004 gün ve 2003/161-2004/718 sayılı kararın incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 1.2.2005 gün ve 2004/12997-2005/1167 sayılı ilamı ile,
(... Davacı, davalı ile 1996 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde kendi kazancı ile 22.12.1998 tarihinde O. marka bir araç satın aldığını, aracı davalı adına tescil ettirdiğini, davalının müşterek haneyi terk ettiğini ileri sürerek şimdilik araç bedeli olan 6.000.000.000 TL. nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak 4.500.000.000 TL. nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiştir.
Aile mahkemeleri MK. nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra karı-koca arasında edinilmiş mallar yönünden çıkacak uyuşmazlıklara ilişkin olan davalara bakmakla görevlidir. Bu tarihten önce edinilmiş mallar yönünden çıkacak uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür. Davacı bu davasında 22.12.1998 tarihinde alınan araç yönünden talepte bulunduğuna göre, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili ve görevlidir. Türk Medeni Kanunu’nun 1.maddesi Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına bu olayların hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise o kanunun uygulanacağı hükmünü getirmiştir. Davaya konu araç 1.1.2002 tarihinden önce edinildiğinden 743.sayılı Türk Medeni Kanun hükümlerinin uygulanması gerekir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası incelenip, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Dava, evlilik birliği içerisinde edinilen ve davalı adına tescil olunan otomobille ilgili, katkı payı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı Metin Özer vekili, tarafların 1996 yılında evlendiklerini, davalının müşterek haneyi terk ederek boşanma davası açtığını; evlilik birliği içinde 1998 yılında satın alınan ve bedelinin tamamına yakını davacının kazancı ile ödenen 35 … 89 plakalı O. Astra marka otomobilin, isteği üzerine davalı adına tescil edildiğini, davalının boşanma davası açmasından sonra müşterek kullanılan bu aracı da aldığını ve satmaya çalıştığını, aracın dava tarihindeki değerinin yaklaşık 15 milyar TL. olduğunu ileri sürerek, bu araç sebebiyle 6.000.000.000 TL. katkı payına ilişkin tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı T. Özer vekili, dava konusu aracın satın alınmasında davacının hiçbir katkısı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Yerel Mahkeme, bilirkişi raporlarından ve diğer delillerden, dava konusu aracın edinilmesinde davacının %30 oranında katkısı bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 4.500.000.000 TL. katkı payının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.
Taraflar vekillerince temyiz edilen karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkeme gerekçesini tekrarlayarak önceki kararında direnmiş; direnme kararı da yine taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar 25.5.1996 tarihinde evlenmişler; eldeki davanın davalısı Tülay Özer tarafından 6.6.2003 tarihinde açılan dava sonucunda, Karşıyaka 1. Aile Mahkemesi, 7.4.2004 günlü kararla, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı gerekçesiyle tarafların boşanmalarına hükmetmiştir. Hüküm, her iki tarafça, boşanma dışındaki yönlerden temyiz edilmiş; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 24.6.2004 gün ve 2004/7092-8349 sayılı ilamla, davalı kocanın tüm, davacının sair temyiz itirazlarını reddetmiş, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri ve ayrıca, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren maddi ve manevi tazminatlara faiz yürütülmesi gereğine işaretle hükmü bozmuş, davalının karar düzeltme istemini de 25.10.2004 günü reddetmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmuş, 22.12.2004 günlü kararla, sadece yoksulluk nafakası ve faiz yönünden hüküm kurulmuştur. Bu karar temyiz edilmemiş ve 22.1.2005 günü kesinleşmiştir.
Katkı payına dayalı tazminat isteminin konusunu oluşturan 35 KVC 89 plaka sayılı O. Astra marka otomobil, 22.12.1998 tarihinde satın alınmış olup, davalı adına trafiğe kayıtlıdır.
Yukarıda <Maddi Olay> bölümünde açıklanan olgular karşısında; 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. ve 2. maddeleri ile; 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi hükümleri uyarınca, eldeki davaya bakma görevi Aile Mahkemesine aittir.
Bu durumda Yerel Mahkemenin (Aile Mahkemesinin) aynı yöne ilişkin direnme gerekçesi yerindedir.
Ne var ki, işin esası konusunda Özel Dairece bir inceleme yapılmadığından, dosyanın bu yönden inceleme yapılmak üzere görevli Yargıtay Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
Hüküm Aile Mahkemesinden verilmiş ve bu Mahkemenin görevli bulunduğu da Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilmiş olduğuna göre, temyiz incelemesi görevi, Yargıtay 2. Hukuk Dairesine aittir.
Bu nedenle dosya, bozma kararını veren 13. Hukuk Dairesine değil, görevli 2. Hukuk Dairesine gönderilmelidir.
Sonuç: Yerel Mahkemenin göreve ilişkin direnmesi yerinde görüldüğünden, işin esası incelenmek üzere dosyanın görevli 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Old 11-11-2007, 09:53   #4
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

EVET;benim davamda ne yaptı peki 2, hd 2002 den önce kazanılmış bir gayrimenkulle ilgili davada AİLE MAHKEMESİ görevlidir dedi.Ve ben müvekkille papaz oldum,KÜÇÜK ŞEYLER bunlar...
Old 11-11-2007, 12:24   #5
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan HASAN DAĞI drama köprüsü
EVET;benim davamda ne yaptı peki 2, hd 2002 den önce kazanılmış bir gayrimenkulle ilgili davada AİLE MAHKEMESİ görevlidir dedi.Ve ben müvekkille papaz oldum,KÜÇÜK ŞEYLER bunlar...

Bu paylaşım,sizin müveklinizle "papaz"olmanızı önlemek için değil,meslaktaşlarımıza katkıda bulunmak için yapılmıştır.Bunu dipnot olarak aslında baştan belirtmek gerekiyormuş.
Old 13-11-2007, 02:38   #6
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

somut yaşadığımızdan daha öte paylaşım soyuttur esasa etki etmez
Old 13-11-2007, 12:28   #7
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Herkes kendi somutunu yaşar.Esasa etkili olmasa bile en azından usulü bilmiş oluruz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Katki Payi Av. Hülya Yılmaz Meslektaşların Soruları 2 26-05-2007 09:28
katki payi tazminat alacagi Avukat Kamer Akgül Meslektaşların Soruları 2 01-05-2007 08:40
Sağ kalan eş, miras payı haricinde, muris kocanın mirasından KATKI PAYI ALIR MI Av.Neşet Açıkgöz Miras Hukuku Çalışma Grubu 8 02-03-2007 22:43
KarŞi Dava-katki Payi Tasarrufun İptalİ su. Meslektaşların Soruları 3 01-02-2007 14:08
Katki Payi Davasi empas Meslektaşların Soruları 5 27-11-2006 02:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03005195 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.