Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bayilik sözleşmesinde zarar tazminatı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-07-2009, 16:50   #1
Rommy

 
Varsayılan bayilik sözleşmesinde zarar tazminatı

müvekkil şirket bir bayilik sözleşmesi imzalıyor; ancak bir yıldır kendisine sözleşme kapsamında herhangi bir iş gönderilmiyor. Yetkili olduğu bölgede bulunan bir başka bayiye sürekli olarak iş gönderiliyor.bu duruma ilişkin olarak sözleşmede herhangi bir şart yok.

Müvekkil şirketle sözleşme imzalanmasına rağmen 1 yıldır hiç iş gönderilmediği için dava açabilir miyiz? Yardımlarınızı bekliyorum
Old 06-07-2009, 17:15   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın Rommy;
Anlattığınız duruma benzer, sözleşmenin feshine ilişkin bir yargıtay kararı sunuyorum. Faydalı olması dileğiyle..

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 1990/1959 K. 1992/96

• SÖZLEŞMENİN FESHİ ŞARTLARI ( Süresiz Bayilik Sözleşme )

• SÜRESİZ SÖZLEŞMEYİ İHBAR SÜRESİ TANIYARAK SEBEPSİZ FESİH İMKANI

• BAYİLİK SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ( Süresiz Yapılan )

• İHBAR SÜRESİ TANINARAK FESİH ( Süresiz Bayilik Sözleşmesi )

6762/m.133


ÖZET : Süresiz akitlerde uygun bir ihbar süresi tanınarak ve bir fesih sebebi göstermeye gerek olmaksızın olağan fesih imkanı da mevcuttur. Ancak, davalının bu yolu izlemesi için makul bir süre önce fesih ihbarı yapması gerekir. DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, ( İstanbul Yedinci Asliye Ticaret Mahkemesi )nce verilen 12.12.1989 tarih ve 964-1144 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 21.4.1986 tarihli bayilik sözleşmesi aktedildiğini ve müvekkilinin Çanakkale İli hudutları dahilinde tek yetkili satıcı olduğunu, davalı üreticinin sözleşmenin 6. maddesine göre günde 30 ton çimentoyu düzenli biçimde göndermeyi üstlenip bu duruma 24.4.1986-31.8.1986 tarihleri arasında riayet ettiğini, 31.8.1986 tarihinden itibaren ise sevkiyatı durdurduğunu, sözleşmeye göre çimento alımının CİF satış şeklinde olmasına rağmen davalının fabrika bant teslimi fiyatıyle verilebileceğini bildirerek sözleşmeyi ihlal ettiğini ve 17.9.1986 tarihli ihtarnameye rağmen akti ifaya yanaşmadığını, müvekkilinin 31.8.1986'dan dava tarihine kadar 3.361.500 TL. kar kaybına uğradığını belirterek, aktin ifasına ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.361.500 TL. zararın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin Çanakkale pazarına girebilmek için davacıya diğer bayilere göre indirimli fiyatla çimento verildiğini ve uygulama döneminde 71.397.750 TL. zararın sineye çekildiğini, ancak davacının sözleşmeye aykırı davranıp Çanakkale İli dışında İstanbul ve Edirne'de de satış yaptığını ve torba başına kendisine tanınan 350-400 TL.na varan avantajını kullandığını, hemen uyarılmasına rağmen akti ihlale devam ettiğinden sevkiyatın durdurulduğuna savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 21.4.1986 tarihli protokola, davacının 16.9.1986 tarihli ihtarnamesine davacının defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine ve istenen tazminat yönünden yaptırılan ayrı bir bilirkişi incelemesine, davalı tanıklarının beyanlarına ve tüm dosya içeriğine dayanılıp, protokolün uygulandığı 24.4.1986-31.8.1986 tarihleri arasında davacının aldığı 8081 ton çimentonun cüzi bir miktarını Çanakkale İli dışında sattığı ancak bu davranışının protokolün hiç bir maddesine aykırılık teşkil etmediği, esasen davalının bu dava açılana kadar TTK.nun 20/3. maddesine uygun biçimde akti öne sürdüğü nedenlerden dolayı feshi yolunda bir girişimde bulunmadığı, bu itibarla protokolün halen yürürlükte olduğu ve istenen tazminat miktarının da Kadri marufunda bulunduğu sonucuna varılarak, aktin ifasına ve 3.361.900 TL.nın dava tarihinden itibaren % 30 faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında 21.4.1986 tarihinde tek satıcılık sözleşmesi yapılmıştır. Davalı satıcı, davacının Çanakkale hudutları dışında satış yaparak akti ihlal ettiği iddiasıyla 31.8.1986 tarihinde çimento teslimine son vermek suretiyle akti fesih iradesini eylemli olarak belirtmiştir. Ancak davalının yazılı olmayan ikaz ve ihtarı üzerine davacının buna uyarak Çanakkale dışına yaptığı satışları durdurduğu halde, davalının bir süre daha teslimata devam etmesi onun fesih iradesinin geçersiz sayılmasını gerektirir. Böylece haklı sebebe dayanarak yapılan olağanüstü fesih işlemi geçerli olmaz.
Süresiz akitlerde diğer bir fesih yolu olarak, uygun bir ihbar süresi tanınarak ve bir fesih sebebi göstermeye gerek olmaksızın olağan fesih imkanı da mevcuttur. Ancak, davalının bu yolu izlemesi için makul bir süre önce fesih ihbarı yapması gerekir. Davalı eylemli olarak 31.8.1986 tarihinde fesih iradesini kullandığına göre, davalının davacıya yöneltmesi gereken fesih ihbarı süresi kadar bir zaman dilimi içinde aktin ayakta kalacağının kabulü icap eder.
Bu sebeple, mahkemece uzman kişilerden oluşacak bir bilirkişi heyetine, tarafların durumu, yapılan anlaşmanın niteliği ve hacmi gözönünde tutulmak suretiyle bu süresiz aktin feshi için davalının ne kadar bir süre önce fesih ihbarında bulunması gerekeceği tesbit ettirilerek, eylemli fesih tarihinden itibaren tesbit edilecek ihbar süresi sonuna kadar olan dönem için sözleşmenin 3 ve 4. maddeleri de gözönünde tutularak davacının talepleri değerlendirilmek gerekir.
Mahkemece, yukarda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün mümeyyiz davalı yararına ( BOZULMASINA ), taraf vekilleri geldiğinden 250.000 TL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınıp, davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.1.1992 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bayilik sözleşmesinde müspet zarar nasıl hesaplanır ve müspet zarara neler girer? serdarserdar Meslektaşların Soruları 2 26-03-2010 17:19
İddaa bayilik ruhsatının iptali çözümhukuk Meslektaşların Soruları 0 08-02-2009 14:13
bayilik sözleşmesini haklı feshi Av.Sadiye GÜRPINAR Meslektaşların Soruları 2 11-04-2008 15:48
kiracının iş yerine zarar vermesi halinde mala zarar verme suçu oluşur mu? avukat 77 Meslektaşların Soruları 2 23-05-2007 16:31
menfi zarar-müsbet zarar Av.Nazmiye Çimen Meslektaşların Soruları 4 19-04-2007 18:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04529691 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.