avukatlık kalitesinin artırılması için alınması gerekli acil tedbirler

Alıntı: Yazan fundaa Ben avukatlık mesleğine yeni adım atmış biri olmamdan bağımsız olarak diyebilirim ki sınavlar örgüsünden oluşan bu düzeni bozmak ve bu tabuları yıkmak lazım... Sorun bence vakıf veya devlet üniversitelerinin tasnifinde değil alınan eğitimin düzeyi ve sizin nekadar iyi hukukçu olabildiğinizdir..kaldı ki avukatlık mesleği özel sektörün bir parçasıdır..Bunun kazancıda başarısı da tamamen kendi becerinizin bir sonucudur.. Hem kendi çabalarımla kazanacağım bir sonuç olucak hem de bu hakedişimi 2 saatlik bir sınava emanet ediceğim?Bunun neresi mantıklı? İYİ GÜNLER...

Sınava karşı çıkıyorsunuz, peki o halde "avukatlık kalitesinin artırılması" konusunda öneriniz nedir?

Daha önce benzer başlıklar altında çeşitli defalar dile getirmiştim görüşümü ancak özetlenmiş halini bir kez daha sunmak istiyorum bu başlık altında.

Ülkedeki avukat enflasyonu bu mesleğin erbabları tarafından sadece maddi kaygılarla yadırganmakta ve sayının artması karşısında küçülen pasta(bu benzetmeyi ilk kim bulduysa tebrik etmek istiyorum kendisini, yıllardır herkesin ağzında bir 'pasta' lafı dönüp duruyor sayesinde)nın verdiği rahatsızlık ve serzenişten fazlası değil meslektaşlarca dile getirilen. Bu nedenle muhtemel yeni rakiplerinden çekinerek para kazanamama endişesine kapılan avukatların kaygılarına itibar etmedim hiç bir zaman. Kişi çalışmalı, kendini yenilemeli, geliştirmeli, serbest piyasanın kurallarına göre oyununu oynamalı ve gerekiyorsa ekmeğini taştan çıkarmayı bilmeli görüşümü de dile getirerek.

Lakin bu başlık altında tartışılan konu -benim de iştirak ettiğim- avukatlık mesleğinin genel olarak dejenerasyona uğradığı ve toplum önünde mesleğin onur ve saygınlığına uygun hareket etmeyen kişilerce temsil edildiği fikri. Bu durumun nedenlerini çeşitli başlıklar altında açıklamak mümkün olabilir; fakülte sayısının plansız ve ihtiyaçla orantısız şekilde artması, özel üniversitelerde kabul gören nitelikten ziyade ücret üzerine kurulan öğrenci kabul politikaları, mesleğe uygun olmayan karakter yapısındaki kişilerin bu alanı tercih etmeleri(ya da etmeye teşvik edilmeleri), yanlış yönlendirmeler vb..

Konu bu yönüyle dile getirildiğinde hassasiyet sahibi bir meslek mensubu olarak rahatsızlık duymamak ve çözüm arayışı içine girmemek imkansız. Sorun tespiti görüldüğü kadarıyla hemen herkes tarfından yapılabiliyor, çözüm önerisi sunma konusunda ise aynı beceri gösterilemiyor malesef.

Avukatlık sınavı yapılması en ciddi çözüm önerisidir, karşı çıkılabilir, ancak bu önerinin karşısına alternatif bir öneri sürülmediği sürece itibar edilir bir karşı duruş sergilendiğinden bahsedilemez. Henüz stajyer avukat olduğum dönemde de sıklıkla dile getirdiğim gibi halihazırda avukatlık yapan kişileri de içine alacak kapsamlı bir sınavın aciliyetle düzenlenmesini hala savunuyorum. Ancak bu sınav; sadece ösym tarafından düzenlenen, soru kitapçığı ve cevap kağıdından oluşan alelade çoktan seçmeli bir sınav şeklinde değil, aylar süren bir süreci kapsayan ve makale yazmaktan topluluk önünde konuşma yeterliliğine varıncaya kadar pek çok kolda olmalı. Henüz genç bir avukat olarak gözlemlerim üzerine inşa ettiğim nacizane tespit, sayının artmasına neden olan yeni kuşak hukuk mezunları kadar olmasa da yıllarını bu mesleğe vermiş kimi kıdemli avukatlar tarafından da mesleğin saygınlığına uygun şekilde temsil edilmediğidir. Bu nedenle sınav sadece yeni mezunları değil, tüm avukatları kapsayan bir organizasyon içinde yapılmalıdır.

Avukatlık mesleğindeki kalitesizleşmeyi, bayağılaşmayı ve dejenerasyonu önlemek için yapılması gerekenler uygulama sahası bulabildiği kadarıyla icra edilmelidir. Sadece lisans eğitiminden ibaret değil, orta öğretim düzeyindeki çocukların yönelim ve kişisel gelişimlerinin izlenmesi, gerekirse hukuk fakültelerine girişte kota uygulanması ve hepsinden önemlisi hukuk eğitimi için yeterli sosyal, çevresel ve fiziksel şartları haiz olmayan fakültelerin yeniden düzenlenmesi, ya da tamamen kapatılması gibi. Tabi bu konuların, mensuplarının ve avukatlık mesleğinin sorunlarını ele almakla ve çözüm üretmeye çalışmakla mükellef olan meslek örgütü, aynı zamanda bir baskı grubu olan Barolar Birliği'nin rehberliğindeki bir meclis komisyonu tarafından irdelenmesi forumlarda dile getirilen münferit görüşlerden çok daha yapıcı çözümler üretmeye müktedir olacaktır. Ancak TBB'nin daha ziyade genel ve yerel seçimler ile cumhurbaşkanlığı seçimi gibi siyasi konularda boy göstermeyi yeğlediği mevcut şartlarda kendi mensuplarının sorunlarına eğilmeye vakit bulabilmesini umut etmek fazlasıyla iyimserlik olur korkarım.

Son olarak tekrarlamak istiyorum ki avukat sayısındaki artışı ekonomik sebeplerle eleştiren ve sadece meşhur 'pasta' kaygısıyla hareket edenleri haklı bulmuyorum. Avukatlık mesleğinde ve meslek mensuplarında yapılması gereken yenilik ve reformlar rakipleri ekarte ederek daha fazla para kazanma amaçlı değil, mesleğin şeref ve saygınlığını korumak için olmalıdır.

Saygılarımla

Sınavın kaldrırılmasının mesleğin ilerlemesini durduğu yolunda çeşitli yorumlar yapılamakta.Avukatlık mesleğinin temelinde yatan esas sorunları incelemk yerine,taklitçi bakış açıları neticesinde,dayanaksız çözümönerileri önplana çıkarıyoruz.Sınavın getirilme amacı;meslek kalitesini arttırmak değil,hızla büyüyen avukat sayısına dur demektir.Mesleki kalite sorunu her meslekte sözkonusu olmaktadır.Adalet sistemimizin bütününün aynı sorunla içiçe olduğu aşikardır.Lakin limonu hep aynı çorbaya sıkmakta ve bu gerçeği gözardı etmekteyiz.Sadece bir sınavla üstelik test usulüyle yapılacak bir sınavla meslek kalitesinin aracağına inanmak,mesleğin geleceğini doğru kutu karalamaya emanet etmek,en iyimser yaklaşımnla saflıktır.
Avukatlık sınavı bir amaç değil,mesleğe kabulde sadece bir perde oluşturmaktır.TBB stajyerlere daha verimli daha akılcı bir eğitim vermeyi düşünmektense ,kestirme tüketilmiş bir yolun son durağı gibi olan sınavı odak haline getiriyor.Bizler kutu karalama sınavlarına destek çıkarak ÖSYM'nin düşünme güdüsünü yitiren kuşakları olmaya devam edeceğiz.
Herşeye kolaycı çözüm bulmayı bir yere bırakmalıyız. Hakim-savcı açığının farkında değil miyiz?Her yıl artan avukat sayısının yanında hakim-savcı açığının inatla sürmesi arasında bir ilişki yok mudur?Yerei kadar hakim-savcı istihdam edilmesi bu sorunun bir nebzede olsa önüğne geçmez mi?
Sonuç olarak mesleğin kalitesini yeni başlayan stajyerler ve öğrenciler düşürmemektedir.Sorunu bireylerde değil,sistemin kendisinde aramalıyız...