Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapu İptal ve tescil

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-03-2009, 17:09   #1
Av. Hamza

 
Varsayılan Tapu İptal ve tescil

A,B,C,D,E kardeştir. C nin F ve G isminde iki tane çocuğu vardır. C ölmüştür. B de eşsiz ve çocuksuz olarak ölür. B nin iki tane gayrımenkulü vardır. bu gayrımenkullerden bir tanesine A ile B yarı yarıya müşterektir. diğer gayrımenkülü Bnin kendi adına tapuda kayıtlıdır. A ile B nin müşterek olarak malik oldukları taşınmaz 3. şahıslar ile davalıdır. B nin mirasçıları D,E ve Cnin çocukları FveG Bnin kendi adına olan taşınmazını 3. şahsa satarlar ve A ya sen bu paradan pay alma bizde sana müşterek olduğunuz (AveBnin) taşınmazda bulunan hakkımızı sana bağışlayalım (Bnin mirasçıları olması dolayısı ile) derler. A da kabul eder. Bu şahıslar taşınmaz davalı olduğundan A ya adi yazılı şekilde bir bağış protokolü verirler. taşınmazın davası bittikten sonra tapu Ave B adına müşterek olarak tescil edilir. A diğer şahıslara tapuda intikal için başvurduğunda F ve G kendilerininde bu tapuda hakları olduğu için ferağ vermeyecklerini söylerler. Diğer mirasçılar ise D ve E ferağ vermeye yanaşırlar. burada açılacak tapu iptal tescil davasında izlenecek yol nedir? A nın davayı kazanma şansı varmıdır?
Old 08-03-2009, 14:40   #2
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

3. şahsa saılan taşınmaz için A muvafakat edip payını almamışsa (aldığına dair makbuz yoksa) A'nın davasının kabul edilmesi olasılığı yüksektir.

Aksi durumda A diğerlerine alacak davası da açabilir; B'nin satılan taşınmazdaki hissesi için...

Kolay gelsin...
Old 08-03-2009, 19:03   #3
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hamza
A,B,C,D,E kardeştir. C nin F ve G isminde iki tane çocuğu vardır. C ölmüştür. B de eşsiz ve çocuksuz olarak ölür. B nin iki tane gayrımenkulü vardır. bu gayrımenkullerden bir tanesine A ile B yarı yarıya müşterektir. diğer gayrımenkülü Bnin kendi adına tapuda kayıtlıdır. A ile B nin müşterek olarak malik oldukları taşınmaz 3. şahıslar ile davalıdır. B nin mirasçıları D,E ve Cnin çocukları FveG Bnin kendi adına olan taşınmazını 3. şahsa satarlar ve A ya sen bu paradan pay alma bizde sana müşterek olduğunuz (AveBnin) taşınmazda bulunan hakkımızı sana bağışlayalım (Bnin mirasçıları olması dolayısı ile) derler. A da kabul eder. Bu şahıslar taşınmaz davalı olduğundan A ya adi yazılı şekilde bir bağış protokolü verirler. taşınmazın davası bittikten sonra tapu Ave B adına müşterek olarak tescil edilir. A diğer şahıslara tapuda intikal için başvurduğunda F ve G kendilerininde bu tapuda hakları olduğu için ferağ vermeyecklerini söylerler. Diğer mirasçılar ise D ve E ferağ vermeye yanaşırlar. burada açılacak tapu iptal tescil davasında izlenecek yol nedir? A nın davayı kazanma şansı varmıdır?

Tüm mirasçıların katıldığı ve diğer taşınmazın da evvelce müvekiliniz dışında kalan mirasçılar adına tescil edildiği gözetilecek olduğunda, "Adi yazılı bağış protokolü" olarak adlandırdığınız metin, açıkça ve tüm unsurlarıyla, mirasçılar arasında düzenlenmiş,geçerli bir "Taksim sözleşmesi"dir. (TMK.m.646)

Dolayısıyla taksim sözleşmesine dayanarak tapu iptal ve tescil davası açabilirsiniz.

Saygılarımla...
Old 09-03-2009, 12:19   #4
Av. Hamza

 
Varsayılan

Sn: Demirel,
Adi yazılı bağış senedinde diğer taşınmazdan hiç bahsetmemişler. sadece A nın kullandığı (müşterek olduğu)taşınmazdan bahsetmişler ve bu taşınmazın sınırlarını ve miktarını belirterek kullanım hakkı bağış yapılan A ya aittir demişler ve imzalamışlardır. Kendilerinin satıp parasını paylaştıkları taşınmazdan hiç bahsetmemişlerdir. yine taksime dayalı tapu iptali mi açmak gerekiyor. bu hususta yargıtay kararı var mı?
Old 09-03-2009, 13:10   #5
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Diğer taşnmazdan bahsetmemeleri, bağış gibi görünen belgenin taksim sözleşmesinin bir parçası olduğunu kanıtlamanıza engel teşkil etmez diye düşünüyorum. Yargıtay, hiç yazılı belge olmaması halinde dahi, uygulama ile taksimin anlaşılabildiği hallerde dahi taksimin varlığını kabul ediyor. Sizin olayınızda, davalı x taşınmazla ilgili bir yazılı belge olduğu kadar, bu belgenin neden düzenlendiğini anlaşılır kılacak, eylemli bir başka hukuki işlem, yani y taşınmazının müvekkiliniz dışında kalan varisler arasındaki uygulanmış paylaşma olayı var.

Bu iki olgu, taksime yeterince kanıt oluşturur inancındayım, tabii usule uygun biçimde dilekçenizde bağıntılandırmanız kaydıyla. Kazanma olasılığınız yüksek.

Kararlar da var, bir ara eklerim.

Saygılarımla...
Old 09-03-2009, 13:16   #6
Av. Hamza

 
Varsayılan

Sayın Demirel,
çok teşekkür ederim. zaman ayırıp bahsettiğiniz kararı da eklerseniz çok memnun olurum.
kolay gelsin.
Old 09-03-2009, 13:20   #7
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Birebir uygun değil, ancak taksimin kanıtlanması için salt bir yazılı belgenin kural olarak aranmadığına dair:


T.C. YARGITAY
7.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/3725
Karar: 2004/236
Karar Tarihi: 30.01.2004

ÖZET: Yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmeleri koşuluna bağlıdır. Davalı taraf somut olayda paylaşmayı kanıtlayamamıştır. Davalıların taşınmazlar üzerinde on yıl gibi bir süre zilyet olmaları başlı başına paylaşmanın kanıtı sayılamaz. Paylaşmanın varlığının diğer delillerle de desteklenmesi gerekir. Yargıtay uygulamasında bir insan ömrüne varan sürede, taşınmazda, paylaşmaya dayanan tarafın zilyet olması ve tespit gününe kadar taraflar arasında uyuşmazlık çıkmamış olması, bu olgu diğer başka delillerle de takviye edildiği takdirde paylaşmanın varlığı kabul edilmektedir. Öte yandan ortak miras bırakanın ölüm gününe göre terekesi iştirak halindedir. Mürteza'nin davalı tarafa yaptığı satışta bu nedenle geçersizdir. Mahkemece bu olgular dikkate alınarak davanın kabulüne, taşınmazların Gazi mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

(4721 S. K. m. 637, 646, 649, 1025)

Dava: Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:

Karar: Kadastro sırasında 106 ada 36 parsel sayılı 2006,78 m2 106 ada 37 parsel sayılı 1337,77 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikale, taksime ve zilyetliğe dayanılarak Hasan adına tespit edilmiştir. Birgül taşınmazların davalıya satan ile birlikte ortak miras bırakanlarından geldiğini ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu parsellerin tespit gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu taşınmazların davacı tarafın ortak miras bırakanı Gazi'ye ait olduğu, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Davacı taraf taşınmazın ortak miras bırakan Gazi'ye ait olduğu, paylaşılmadığını, tüm mirasçılar adına tescili gerektiğini öne sürerek dava açmıştır. Davalı taraf taşınmazları Gazi mirasçısı 5.4.996 tarihinde vefat ettiği belirlenen Mürteza'dan 16.11.1992, 9.3.994 günlü senetlerle satın aldıklarını savunmuşlardır. Asıl olan terekenin paylaşılmamış olmasıdır. Somut olayda paylaşmayı davalı tarafın kanıtlaması gerekir. Gerçekten davalı tarafın dava konusu taşınmazları ortak miras bırakan Gazi'nin ölümünden sonra yöntemine uygun şekilde paylaşıldığını, satıcıları Mürteza'nin miras payına isabet ettiğini o nedenle satın aldıklarını kanıtlamaları gerekir. Yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmeleri koşuluna bağlıdır. Davalı taraf somut olayda paylaşmayı kanıtlayamamıştır. Davalıların taşınmazlar üzerinde on yıl gibi bir süre zilyet olmaları başlı başına paylaşmanın kanıtı sayılamaz. Paylaşmanın varlığının diğer delillerle de desteklenmesi gerekir. Yargıtay uygulamasında bir insan ömrüne varan sürede, taşınmazda, paylaşmaya dayanan tarafın zilyet olması ve tespit gününe kadar taraflar arasında uyuşmazlık çıkmamış olması, bu olgu diğer başka delillerle de takviye edildiği takdirde paylaşmanın varlığı kabul edilmektedir. Öte yandan ortak miras bırakanın ölüm gününe göre terekesi iştirak halindedir. Mürteza'nin davalı tarafa yaptığı satışta bu nedenle geçersizdir. Mahkemece bu olgular dikkate alınarak davanın kabulüne, taşınmazların Gazi mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

Sonuç: Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.1.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İnanç Sözleşmesi +Tapu İptal Ve Tescil+ÖNEMLİ hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 2 29-12-2008 10:28
Kesinleşmiş Tapu İptal- Tescil ve İzale-i Şüyuu Davalarının Tenkise Etkisi av.afsar Meslektaşların Soruları 1 04-12-2008 12:13
Tapu İptal ve Tescil Davası Kemosabe Meslektaşların Soruları 5 02-04-2008 16:03
Müdahalenin Men-i, Katkı Payı, Tapu İptal ve Tescil iussy Meslektaşların Soruları 6 18-02-2008 13:26
Tapu İptal ve Tescil , Islah, Davaların Birleştirlmesi Av.G.Öz. Meslektaşların Soruları 0 17-01-2007 16:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04285407 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.