Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

TRT Payı ile alakalı kararlar arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-11-2009, 17:34   #1
mehmetardic

 
Varsayılan TRT Payı ile alakalı kararlar arıyorum

Trt gelirler kanununda da belirtildiği gibi bir çok kalemden alınan trt payı'nın iptali için açılan davalar olduğunu ve reddedildiğini biliyorum ancak hiç bir yerde karar metinlerini bulamadım..

Trt payının iptali için açmayı düşündüğün iptal davasında kullanmak üzere bu karar metinlerine ihtiyacım var..

Yardımcı olan herkese şimdiden teşekkürler...

Saygılarımla...
Old 18-11-2009, 00:34   #2
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

sayın mehmetardic,
Aslında sorunuzu daha ayrıntılı yazmış olsaydınız belki daha faydalı kararlar bulunabilir. Ama aşağıda eklediğim kararı incelemeniz yol göstermesi bakımından belki faydalı olabilir. Saygılar.

T.C. DANIŞTAY Onuncu Daire
Esas No : 2005/3622 Karar No : 2007/444
Özeti : Bandrolsüz cihaz satışı nedeniyle tahakkuk ettirilen para cezasının tahsili amacıyla TRT Baş Hukuk Müşavirliğince düzenlenen ödeme emrinde; kamu alacağının tahsili konusunda yetkili mahalli tahsil dairesince düzenlenmemesi nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.
Temyiz Eden (Davalı) :_TRT Kurumu Genel Müdürlüğü
Vekili: Av. ...
Karşı Taraf (Davacı) : ...
İstemin Özeti : Bandrolsüz cihaz satması nedeniyle davacı adına tahakkuk ettirilen 6.815.000.000-TL idari para cezasının tahsil edilmesi amacıyla düzenlenen 27.1.2004 tarih ve 249 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan dava sonucunda Ankara 6. İdare Mahkemesince; dava konusu işlemin iptali yolunda verilen 23.12.2004 tarih ve E:2004/369, K:2004/2493 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
D.Tetkik Hakimi: Yahya Şahin
Düşüncesi : Uyuşmazlıkta, davacıya ait işyerinde davalı kurum görevlilerince 3.11.2003 tarihinde yapılan denetimde, toplam 13.630.000.000 TL değerinde iki adet televizyon cihazının bandrolsüz olduğunun belirlenerek tutanak düzenlendiği, anılan tutanağa dayanarak Kurum Hasılat Dairesi Başkanlığının 8.12.2003 tarih ve 3856 sayılı işlemi ile 3093 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca davacıya 6.815.000.000 TL para cezası verildiği, anılan işlemin 13.12.2003 tarihinde davacının işçisine tebliğ edildiği, bu işleme karşı dava açılmadığı, 6.815.000.000 TL para cezasının tahsili amacıyla TRT Kurumu Baş Hukuk Müşavirliğince 27.1.2004 tarih ve 249 sayılı dava konusu ödeme emri düzenlenerek
30.1.2003 tarihinde davacının işçisine tebliğ edildiği, tahakkuk işleminin tebliğ tarihi ile ödeme emrinin tebliğ tarihi arasında 6183 sayılı Yasanın 37.maddesinde öngörülen bir aylık ödeme süresinin geçtiği,bu nedenlerle mahkeme kararının işlemi iptal gerekçelerinin yerinde olmadığı açıktır.
Ancak dava konusu ödeme emri,3093 ve 6183 sayılı yasalara göre, bu konuda yetkisi bulunmayan TRT Kurumu Baş Hukuk Müşavirliğince tesis edildiğinden, işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenle mahkeme kararının bu gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı: Ekrem Atıcı
Düşüncesi : Davacının bandrolsüz cihaz sattığı nedeniyle tahakkuk ettirilen 6.815.000.000 TL para cezasının tahsili için düzenlenen ödeme emrini iptal eden idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 6. maddesinde, bu Kanunun 1. maddesinde belirtilen cihazların bandrolsüz veya etiketsiz satışını yapan imalatçı veya ithalatçıdan, bandrolsüz veya etiketsiz sattığı her cihaz için cihazın satış bedeli kadar para cezasının kurum tarafından tahakkuk ve tahsil edileceği, bu cihazları bandrolsüz veya etiketsiz satın alan, devralan veya kullananlardan, bandrolsüz veya etiketsiz her bir cihaz için cihazın rayiç bedelinin yarısı kadar para cezasının kurum tarafından tahakkuk ve tahsil edileceği, tahakkuk edip tebliğ edilen para cezasını ödemeyenler hakkında Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre işlem yapılacağı öngörülmüştür.
Davacıya ait işyerinde davalı kurum görevlilerince 3.11.2003 tarihinde yapılan denetimde, toplam 13.630.000.000 TL rayiç değerinde iki adet televizyon cihazının bandrolsüz olduğunun belirlenerek tutanak düzenlendiği, anılan tutanağa dayanarak Kurum Hasılat Dairesi Başkanlığının 8.12.2003 tarih ve 3856 sayılı işlemi ile 3093 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca davacıya 6.815.000.000 TL para cezası verildiği, sözü edilen işlemin 13.12.2003 tarihinde davacının işçisine tebliğ edildiği, bu işleme karşı dava açılmadığı, 6.815.000.000 TL para cezasının tahsili amacıyla 30.1.2004 tarihinde davacının işçisine tebliğ edilen dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta davalı idarenin davacıya 6.815.000.000 TL para cezası verilmesine ilişkin 8.12.2003 tarih ve 3856 sayılı işlemi tahakkuk işlemi niteliğinde olup anılan tutarın 6183 sayılı Kanunun 37. maddesi uyarınca bir ay ödeme süresi verilerek yeniden istenilmesine gerek bulunmamaktadır. Her ne kadar 13.12.2003 tarihinde tebliğ edilen 8.12.2003 tarih ve 3856 sayılı işlemde para cezasının 12.12.2003 tarihine kadar ödenmesi istenilmiş, bu durum 6183 sayılı Kanunun 37. maddesine aykırılık yaratmış ise de, tahakkuk işleminin tebliğ tarihi ile ödeme emrinin tebliğ tarihi arasında anılan maddede öngörülen bir aylık ödeme süresinin geçtiği gözetildiğinde bu durumun ödeme emrini kusurlandırıcı niteliği bulunmamaktadır.
Bu durumda davacının ödeme emrine ilişkin iddiaları değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken ihbarnamenin tebliğ edilmediği gerekçesiyle verilen iptal kararında hukuki isabet görülmemiştir..
Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz isteminin kabul edilerek kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, bandrolsüz cihaz satması nedeniyle davacı adına tahakkuk ettirilen 6.815.000.000-TL idari para cezasının tahsil edilmesi amacıyla düzenlenen 27.1.2004 tarih ve 249 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 6. İdare Mahkemesince, 3093 sayılı yasada, tahakkuk ettirilen amme alacağının ödenme süresine ilişkin ayrı bir düzenleme yer almaması nedeniyle 6183 sayılı yasanın 37.maddesinde öngörülen sürede ödenmesinin istenmesi gerekmekte iken, 8.12.2003 tarihli yazıyla davacı şirket adına tahakkuk ettirilerek ödenmesi istenen amme alacağının, işlem tarihinden 4 gün sonrasına, yani 12.12.2003 tarihine kadar ödenmesi gerektiğinin bildirildiği, ayrıca anılan ihbarnamenin davacıya tebliğ edildiğine dair herhangi bir belgenin de davalı idare tarafından ibraz edilemediği, bu durumda, borcun vadesinde ödenmediğinden bahisle davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
3093 sayılı- Türkiye Radyo ve Televizyon Gelirleri Kanunu'nun ; 1.maddesinde, "Türkiye Radyo Televizyon Kurumuna devamlı ve yeterli gelir kaynağı sağlamak amacıyla hazırlanan bu Kanun; radyo, televizyon, video ve birleşik cihazlardan alınacak ücretler, elektrik enerjisi hasılatından ayrılacak paylar ile çeşitli gelirlerin tahakkuk, tahsilat işlemlerini kapsar.", 3. maddesinde ise , bu Kanunun 1. maddesinde belirtilen cihazları imal veya ithal edenler satıştan önce;ticari ithalat maksadı dışında yurda getirenler de ithal işlemlerinden önce bandrol veya etiket almaya mecburdur." hükümlerine yer verilmiştir.Anılan yasanın 4. maddesinin "a" fıkrasında, "Aşağıdaki cihazları imal veya ithal edenler satış sırasında, fabrika çıkış fiyatı veya ithal maliyeti üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere; 1-Renkli televizyon için %8(%10), 2-...tutarında ücret tahsil ederler ve 5.maddeye göre Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'na öderler." hükmüne yer verilerek, 5. maddesinin "a" fıkrasında , bu Kanunun linçi maddesinde belirtilen cihazları imal veya ithal edenlerin bir ay içinde sattıkları cihazlardan 4. maddenin "a" bendine göre tahsil ettikleri ücretleri en geç müteakip üçüncü ayın onuna kadar Türkiye Radyo Televizyon Kurumu' na bir beyanname ile bildirerek ve aynı süre içerisinde ödemekle yükümlü oldukları, aksi takdirde her geçen gün için yürürlükteki en yüksek ticari kredi faiz oranı üzerinden tahakkuk ettirilecek faiz miktarı ile birlikte 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ( gecikme cezası hariç ) hükümlerince tahsil olunacağı öngörülmüştür. Anılan yasanın " ceza hükmü " başlıklı 6. maddesinde " Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen cihazların bandrolsüz veya etiketsiz satışını yapan imalatçı veya ithalatçıdan bandrolsüz veya etiketsiz sattığı her cihaz için cihazın satış bedeli kadar para cezası Kurum tarafından tahakkuk ve tahsil edilir, bu cihazları bandrolsüz veya etiketsiz satın alan, devralan veya kullananlardan bandrolsüz veya etiketsiz her bir cihaz için cihazın rayiç değerinin yarısı kadar para cezası Kurum tarafından tahakkuk ve tahsil edilir. Tahakkuk edip, tebliğ edilen para cezasını ödemeyenler hakkında Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre işlem yapılır." ,10.maddesinde de,"Bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak, bandrole tabi cihazları, satın alan, devralan, toptan veya perakende satışını yapan firmalar ile bu cihazları kullananların kontrol ve denetimleri Kurumun görevlendireceği denetim elemanlarınca yapılır ve tespit edilen bandrolsüz her bir cihaz için Kurumca bu Kanunun 6 ncı maddesindeki hükümler uygulanır." hükümlerine yer verilmiştir.
Görüldüğü gibi imal veya ithal edilen televizyonları satanlar tarafından TRT Kurumuna ödenecek bandrol ücreti kamu alacağı olup; süresinde ödenmeyen bandrol ücretinin 6183 sayılı Yasaya göre tahsili gerekmektedir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 1.maddesinde, "Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur." hükmü yer almıştır. Anılan yasanın 4. maddesinde, Amme idarelerinin bu kanunu tatbike salahiyetli memurlarının vazifelerini teşkilat ve vazife kanunları veya bu konu ile ilgili diğer kanun veya nizamname ve talimatnamelerin, mesuliyetlerini de; mesuliyeti tesis eden kanunların tayin edeceği belirtilmiş, 'Takibata salahiyetli tahsil dairesi" başlıklı 5 inci maddesinde ise, Takibatın, alacaklı amme idaresinin mahalli tahsil dairesince yapılacağı, borçlu veya malları başka mahallerde bulunduğu takdirde, tahsil dairesi borçlunun veya mallarının bulunduğu mahalde yapılacak takipleri o mahaldeki aynı neviden amme idaresinin tahsil dairelerine niyabeten yaptıracağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya ait işyerinde davalı kurum görevlilerince 3.11.2003 tarihinde yapılan denetimde, toplam 13.630.000.000 TL değerinde iki adet televizyon cihazının bandrolsüz olduğunun belirlenerek tutanak düzenlendiği, anılan tutanağa dayanarak Kurum Hasılat Dairesi Başkanlığının 8.12.2003 tarih ve 3856 sayılı işlemi ile 3093 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca davacıya 6.815.000.000 TL para cezası verildiği, anılan işlemin 13.12.2003 tarihinde davacının işçisine tebliğ edildiği, bu işleme karşı dava açılmadığı, 6.815.000.000 TL para cezasının tahsili amacıyla TRT Kurumu Baş Hukuk Müşavirligince 27.1.2004 tarih ve 249 sayılı dava konusu ödeme emri düzenlenerek 30.1.2004 tarihinde davacının işçisine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda belirtilen yasa hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, yükümlülerin kamu idarelerine olan borçlarını ödememeleri halinde takibatın alacaklı kamu idaresinin mahalli tahsil dairesince yapılacağı sonucuna ulaşıldığı, uyuşmazlıkta, davalı idarece usulüne uygun bir ihbarname ile tahakkuk ve tebliğ edilen alacağın ödenmemesi üzerine, takibatın alacaklı kamu idaresinin mahalli tahsil dairesince yapılması gerekmekte olup, bu konuda yetkili olmayan davalı idare Baş Hukuk Müşavirligince düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idare temyiz isteminin reddine; Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin 23.12.2004 tarih ve E:2004/369, K:2004/2493 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA 16.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 18-11-2009, 15:04   #3
mehmetardic

 
Varsayılan

Feridun Bey, çok teşekkürler...
İstediğim, açmayı düşündüğüm iptal davasında sağlam gerekçelere dayanmak...
Buna ilişkin karar arıyorum..

tekrar teşekkür eder, saygılar sunarım..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Maaş Hacziyle Alakalı elfbs Meslektaşların Soruları 14 13-12-2013 15:15
İlamlı İcrayla Alakalı tiyerianri Meslektaşların Soruları 1 19-03-2008 09:14
Gerekçeli kararlar Av. Çetin Meslektaşların Soruları 10 10-09-2006 01:33
Ara Kararlar erdembn Meslektaşların Soruları 2 06-09-2005 10:34
Şok Edici Kararlar! Emin GÜNEŞ Meslektaşların Soruları 1 01-06-2005 16:59


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04859900 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.