Ah şu kooperatifler

Müvekkilimin kat maliki olduğu kooperatif bundan 3 ay önce tapuları kendi adlarına çıkrılmak suretiyle ve denielene göre tasfiye ile son bulmuştur.Ancak ne sö verildiği gibi kapıcı daireleri,bahçe duvar korkulukları yahutta tapu masrafları karşılanmamış ve de vaadedilen tüm giderlerin parası da alınarak son verilmiştir.Şimdi sormak istediğim bu durumda hukuken ne yapmak lazım gelir.Benim düşüncem bir ihtarla hesap dökümanlarını istemek.Usulsüz işlemlerle yönetim kurulu üyelerinin adlarına haksız kazanç elde ettikleri maalesefki kesin gibi gözüküyor.Acaba bu aşamada suç duyurusu mümkün mü?Mümkünse hngi maddeye dayanılmalı.Bu konuda uzman olan meslektaşlarımın acil önerileriyle bu duruma uygun düşen yargıtay kararlarını rica ediyorum.Şimdiden teşekkürler.
SAYGILARIMLA

Bir uzman olarak değil de sadece bi meslektaş olarak şunları söyleyebilirim: "Yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar.Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları, bilanço, tutanak rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı devlet memurları gibi ceza görürürler" (K.K.m.62/son). Bu madde çerçevesinde koop.yöneticileri, eylemin türüne göre zimmet, resmi evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçlarıyla yargılanabilirler.Elinizde bunlardan birinin olduğuna dair bir delil ya da somut bir olay varsa şikayetçi olabilirsiniz. Kooperatifin tasfiye olduğunu söylediklerini yazmışsınız ancak üyelere tapuların verilmesinden sonra 3 ay içinde tasfiye olduğu hususu pek gerçekçi gelmedi. Ticaret sicilden kooperatifin hukuki durumunu öğrenmenizde izleyeceğiniz yolun tayini açısından önem var.Ayrıca Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın da kooperatifleri denetleme yetkisi vardır.Bulunduğunuz yerdeki bakanlık temsilciliğine de başvurabilirsiniz.İnceleme yapıp suç tespit ettiklerinde savcılığa bildiriyorlar ayrıca tespit edilen sonuçlar hakkında başvurucuya da bilgi veriyorlar.Saygılarımla

Bir CGK kararı. Umarız katkısı olur... İyi çalışmalar...

T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

Esas: 1995/102
Karar: 1995/128
Karar Tarihi: 17.04.1995

ÖZET : Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri personelinin bazı suçlardan dolayı maddi ceza hukuku yönünden memur sayılmaları yargılama yöntemi yönünden de memur sayılmalarını gerektirmez. Bu itibarla sanık hakkında genel hükümlere göre işlem yapılması gerektiğinden Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesi görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.

(1581 S.K. m. 20) (1163 S.K. m. 62/3)

Dava: Zimmet suçundan sanık Fikri Y. hakkında 12.5.1994 gün ve 37/5 sayılı iddianameyle açılan davada Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesi 17/46 sayı ile "Tarım Kredi Kooperatifi müdürü olan sanığa yüklenen eylemler zimmet suçunu değil, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağından davanın MMHK. hükümlerine göre açılması gerekir" gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

Dosyanın gönderildiği Koyulhisar İlçe İdare Kurulu 18.1.1995 gün ve 1 sayı ile "Tarım Kredi Kooperatiflerinde çalışanlar MMHK. hükümlerine tabi olmadıklarından davanın genel hükümlere göre açılması gerekir" görüşüyle keza görevsizlik kararı vermiştir.

Böylece Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesi ile Koyulhisar İlçe İdare Kurulu arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan dosya Yargıtay C.Başsavcılığının Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesi görevsizlik kararının kaldırılmasını isteyen 23.3.1995 gün ve 25546 sayılı tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: İncelenen dosyaya göre;

Koyulhisar Tarim Kredi Kooperatifi müdürü olan sanığın yollukları fazla tahakkuk ettirmek, kooperatifin temsil ve tanıtma faslından limit üstü harcama yapmak ve fazla mesai yasağına uymamak suretiyle zimmetine para geçirdiği iddiasıyla açılan davanın yapılan yargılaması sırasında Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesi ile Koyulhisar İlçe İdare Kurulu arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.

1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikler Kanununa göre düzenlenen anasözleşmenin ( anastatü ) 46 ve bu Kanunun 20. maddesiyle yollamada bulunduğu 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunun 62/3. maddelerinde "Yönetim Kurulu üyeleri ile kooperatif memurlarının, suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları, bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı Devlet memurları gibi cezalandırılacakları" kabul edilmiş ancak, ne anasözleşmede ne de 1163 Sayılı Yasada bunların görevlerinden doğan veya görevlerini yaptıkları sırada işledikleri suçlardan dolayı MMHK. hükümlerine tabi olduklarına ilişkin bir hüküm getirilmemiştir.

Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri personelinin bazı suçlardan dolayı maddi ceza hukuku yönünden memur sayılmaları yargılama yöntemi yönünden de memur sayılmalarını gerektirmez.

Bu itibarla sanık hakkında genel hükümlere göre işlem yapılması gerektiğinden Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesi görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.1994 gün ve 17/46 sayılı görevsizlik kararının istem kaldırılmasına, 17.4.1995 günü oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=14630

Tasfiyenin gerçekleşebilmesi için tüm kayıtlı borçların ödenmiş ya da vadeli ise karşılığının temin edilmiş olması gerekir.

Anlaşıldığı kadarı ile bu yapılmamış.

Arkadaşımızın da belirttiği gibi Ticaret Bakanlığı'na başvurudan sonuç alabileceğiniz kanısındayım.

Burada karşınıza çıkacak sorun kooperatifin tasfiyesi.

Tasfiyeden sonra kooperatife karşı bir dava açarsanız kooperatifi ihya etmeniz gerekir. Ancak cezai başvurularda muhatap kooperatifin tüzel kişiliği değil ilgili gerçek kişiler olacağı için başvurunuzun inceleneceği kanısındayım. Saygılar.