Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

içtihat arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-03-2010, 18:19   #1
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan içtihat arıyorum

YHGK E. 2006/2-558
Y.4.HD E.2004/14503
Y21.HDE. 1996/1604

Y21.HDE. 2007/289
bu kararları paylaşabilecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkürler.
Old 02-03-2010, 18:39   #2
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2006/2-558T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2006/2-558

K.2006/568 T. 20.9.2006

• MANEVİ TAZMİNAT ( İmam Nikahı İle Evlenen Kadının Talebi Haksız Fiilden Kaynaklanmakta Olup BK. Md. 49'a Göre İstenildiği - Çocuk İçin Açılan İştirak Nafakası Davasıyla Birlikte Aile Mahkemesinde Değil Genel Hukuk Mahkemesinde Görüleceği )

• İMAM NİKAHI İLE EVLENEN KADININ MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ ( Çocuk İçin Açılan İştirak Nafakası Davasıyla Birlikte Aile Mahkemesinde Değil Genel Hukuk Mahkemesinde Görüleceği - Talep Haksız Fiilden Kaynaklanmakta Olup BK. Md. 49'a Göre İstenildiği )

• GÖREV ( İmam Nikahı İle Evlenen Kadının Manevi Tazminat Talebi Haksız Fiilden Kaynaklanmakta Olup BK. Md. 49'a Göre İstenildiği - Çocuk İçin Açılan İştirak Nafakası Davasıyla Birlikte Aile Mahkemesinde Değil Genel Hukuk Mahkemesinde Görüleceği )

• EVLİLİK DIŞI ÇOCUK İÇİN AÇILAN İŞTİRAK NAFAKASI DAVASINDA MANEVİ TAZMİNAT DA İSTENİLMESİ ( İmam Nikahı İle Evlenen Kadının Talebi Haksız Fiilden Kaynaklanmakta Olup BK. Md. 49'a Göre İstenildiği - Aile Mahkemesinde Değil Genel Hukuk Mahkemesinde Görüleceği )

818/m. 49

1086/m. 7

ÖZET : Davacı vekili, davalının bundan 5 yıl önce evli ve dört çocuklu olduğunu söylemeden davacı ile imam nikahıyla evlendiğini, 2001 yılında bir çocukları olduğunu, davalının davacıyı yıllarca kandırdığını, davacının ailesi ve arkadaşlarının yanında küçük düştüğünü ve sosyal çöküntüye uğradığını, çocuk sahibi olması nedeniyle de evlenme şansının azaldığını bu nedenle manevi maddi tazminat ve müşterek çocuk için nafaka talep ve dava etmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden ( resen ) dikkate alınması gerekir. Mahkemenin kendi kararında da belirtildiği gibi manevi tazminat talebi haksız fiilden kaynaklanmakta olup Borçlar Kanunu 49. maddeye göre istenilmiştir.
O halde manevi tazminat talebi hakkında karar verecek mahkeme, Aile Mahkemesi değil genel hukuk mahkemeleridir.
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma ve iştirak nafakası" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Küçükçekmece 1.Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 03.05.2005 gün ve 2003/398 E- 654 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 28.11.2005 gün ve 2005/14182-16353 sayılı ilamı ile;
( ... Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delilerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delilerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
Dava, 22.7.2003 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan babalık davaları, bu kanun hükümlerine göre karara bağlanacaktır. ( 4722 s. K.nun md.10 ) Türk Medeni Kanunu düzenlemelerinde manevi tazminat düzenlenmemiştir. Bu yön gözetilmeden manevi tazminat talebinin reddi yerine yazılı şekilde kabulü bozmayı erektirmiştir... ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, maddi-manevi tazminat ve iştirak nafakası istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının bundan 5 yıl önce evli ve dört çocuklu olduğunu söylemeden davacı ile imam nikahıyla evlendiğini, 2001 yılında bir çocukları olduğunu, davalının davacıyı yıllarca kandırdığını, davacının ailesi ve arkadaşlarının yanında küçük düştüğünü ve sosyal çöküntüye uğradığını, çocuk sahibi olması nedeniyle de evlenme şansının azaldığını bu nedenle 5.000.000.000 TL.manevi, TMK.nun 304. maddesi uyarınca 300.000.000 TL.maddi tazminat ve müşterek çocuk için 300.000.000 TL. nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yerel mahkemenin, davacı kadının istediği manevi tazminat, taraflar arasında evlilik birliği bulunmadığından, haksız fiil nedeni ile manevi tazminat istemi olup, genel Hukuk Mahkemelerinin görevi içerisinde ise de, mahkememiz Asliye Mahkemesi seviyesinde olduğu gibi, iştirak nafakası yönünden mahkememiz yetkili olduğundan, manevi tazminat istemi hususunda dosyanın tefriki ve görevsizlik kararı ile dosyanın genel hukuk mahkemesine gönderilmesi usul ekonomisine uygun görülmediği gerekçesi ile manevi tazminat ve iştirak nafakası yönünden davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat talebi davacı vekili tarafından atiye terk edildiğinden, bu tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına yönelik hüküm Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle manevi tazminat talebi yönünden bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden ( resen ) dikkate alınması gerekir. Mahkemenin kendi kararında da belirtildiği gibi manevi tazminat talebi haksız fiilden kaynaklanmakta olup Borçlar Kanunu 49. maddeye göre istenilmiştir. Davacının iştirak nafakası talebi kesinleşmiştir.
O halde manevi tazminat talebi hakkında karar verecek mahkeme, Aile Mahkemesi değil genel hukuk mahkemeleridir. Bu nedenle işin esasına yönelik inceleme yapılmamıştır.
Yerel mahkemenin direnme kararının açıklanan bu gerekçe ile Bozulması gerekir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden direnme kararının bu gerekçelerle HUMK.nun 429. maddesi gereğince GÖREV YÖNÜNDEN BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, 20.09.2006 gününde, oyçokluğuyla karar verildi.








YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2004/14503T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E.2004/14503

K. 2005/11211

T. 20.10.2005

• İMAM NİKAHI İLE EVLENME ( Davalının Boşanarak Kendisiyle Evleneceği Vaadi Hukuki Sonuç Doğurmayacağı - Bu İtibarla Bu Birleşmede Davacı da Davalı Kadar Kusurlu Olduğundan Maddi ve Manevi Tazminat İsteyemeyeceği )

• EVLENME VAADİYLE BİRLİKTE OLMA ( Davalının Boşanarak Kendisiyle Evleneceği Vaadi Hukuki Sonuç Doğurmayacağından Davacı da Davalı Kadar Kusurlu Olduğu - Maddi ve Manevi Tazminat İsteyemeyeceği )

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Davacı Olayın Başından İtibaren Davalının Dava Dışı Şahısla Resmen Evli Olduğunu Bilmesi Nedeniyle Davalının Boşanarak Kendisiyle Evleneceği Vaadi Hukuki Sonuç Doğurmayacağı - Reddi Gereği )

• KENDİ KUSURUNA DAYANAMAMAK ( Davalının Boşanarak Kendisiyle Evleneceği Vaadi Hukuki Sonuç Doğurmayacağından Davacı da Davalı Kadar Kusurlu Olduğu - Maddi ve Manevi Tazminat İsteyemeyeceği )

4721/m.2,3

818/m.49

ÖZET : Dava, davalının eşinden boşanacağı vaadiyle davacıyla imam nikahı ile evlenmesi ve sonrasında resmi nikahlı eşi ile birlikte davacıya eziyet etmeleri ve çocuğunu elinden alarak kovmalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı olayın başından itibaren davalının dava dışı şahısla resmen evli olduğunu bilmektedir. Davalının boşanarak kendisiyle evleneceği vaadi hukuki sonuç doğurmaz. Bu itibarla bu birleşmede davacı da davalı kadar kusurludur. Hiç kimse kendi kusuruna dayanarak maddi ve manevi tazminat isteyemez. Ancak davalının davacıya hakaret ettiği ve dövdüğü dosya kapsamı ile sabit olmuştur. Bu eylem nedeniyle bir miktar manevi tazminat verilebilir. Diğer eylemler nedeniyle davacı maddi ve manevi tazminat isteyemez.
DAVA : Davacı Hatice Kaftancı vekili Avukat Uğur Hakan tarafından, davalı İbrahim Halil Ergün aleyhine 28.5.2003 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 9.3.2004 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
Dava, davalının eşinden boşanacağı vaadiyle davacıyla imam nikahı ile evlenmesi ve sonrasında resmi nikahlı eşi ile birlikte davacıya eziyet etmeleri ve çocuğunu elinden alarak kovmalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının evli olmasına rağmen kendisiyle resmen evlenmek vaadiyle birlikte yaşadığını, hatta bu yüzden çocuk yaptığını, daha sonra da resmi nikahlı eşiyle birlikte kendisine eziyet ettiklerini ve çocuğunu elinden alarak kapı dışarı ettiklerini belirterek bu olaylar nedeniyle kişilik hakları zarar gördüğünden manevi ve evlilikle yakaladığı hayat standardını kaybettiğinden maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davacı olay tarihinde reşit ve bilinçlidir. Davalı kendisini ailesinden istemiş ve davalı ile imam nikahı ile yaşamayı kabul etmiştir.
Davacı olayın başından itibaren davalının dava dışı şahısla resmen evli olduğunu bilmektedir. Davalının boşanarak kendisiyle evleneceği vaadi hukuki sonuç doğurmaz. Bu itibarla bu birleşmede davacı da davalı kadar kusurludur. Hiç kimse kendi kusuruna dayanarak maddi ve manevi tazminat isteyemez. Ancak davalının davacıya hakaret ettiği ve dövdüğü dosya kapsamı ile sabit olmuştur. Bu eylem nedeniyle bir miktar manevi tazminat verilebilir. Diğer eylemler nedeniyle davacı maddi ve manevi tazminat isteyemez.
Anılan yön gözetilmeden istemin tamamen kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 20.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.







YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ E. 1996/1604T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 1996/1604

K. 1996/1661 T. 21.3.1996

• İŞ KAZASINDA ÖLÜM ( Nikahsız Eşin Tazminata Hak Kazanma Koşulları )

• TAZMİNAT DAVASI ( İş Kazasında Ölenin Nikahsız Eşinin Açtığı )

• İMAM NİKAHLI EŞ ( Eşinin İş Kazasında Ölmesinden Dolayı Tazminat Talebi )

• EVLENME ŞANSININ TAZMİNATA ETKİSİ ( İş Kazasında Ölen Şahsın Nikahsız Eşinin )

818/m.45/2,47

506/m.26

ÖZET : İş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinden, nikahsız eşin açtığı tazminat davasında, nikahsız olması, yaşı, çocuğunun bulunmaması ve sosyal durumu özelliğiyle evlenme şansının % 17'den fazla olduğu kabul edilmelidir.
DAVA : Davacı, imam nikahlı eşinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen ra porla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının haksahiplerinden Fadime, sigortalının nikahsız eşi olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkca anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, tazminat isteminde bulunanın nikahsız eş olması, yaşı, çocuksuz bulunması ve sosyal durumu nazara alındığında, nikahlı eşe nazaran evlenme olasılığının daha fazla olduğu söz götürmez. Bu bakımdan, nikahsız eş için % 17 oranındaki evlenme şansının çok az olduğu ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup,bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.3.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx

yarx

YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ E. 2007/289T.C.

YARGITAY

21. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/289

K. 2007/8718

T. 28.5.2007

• İŞ KAZASI SONUCU ÖLÜM NEDENİYLE TAZMİNAT ( Ölenin Nikahsız Yaşadığı Kişi Yönünden Maddi Tazminat Hesabında BK'nun 43-44. Maddeleri Uyarınca Uygun İndirim Yapılması Gereği )

• MADDİ TAZMİNAT HESABI ( İş Kazası Sonucu Ölüm Nedeniyle - BK'nun 43-44. Maddeleri Uyarınca Uygun İndirim Yapılması Gereği )

• İŞ KAZASI SİGORTA KOLUNDAN BAĞLANACAK GELİR ( Peşin Sermaye Değeri İle Zararlarının Bir Kısmını SSK'dan Karşıladığı - İmam Nikahlı Kişilere Gelir Bağlanmadığından Bu Kişilerin Maddi Zararlarının Hesabında Hakkaniyet İndirimine Gidileceği )

• İMAM NİKAHLI EŞ ( İş Kazası Sonucu Ölüm Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat - Ölenin Nikahsız Yaşadığı Kişi Yönünden Maddi Tazminat Hesabında BK'nun 43-44. Maddeleri Uyarınca Uygun İndirim Yapılması Gereği )

818/m. 43, 44

ÖZET : Dava, iş kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılardan biri, iş kazasında hayatını yitiren işçinin nikahsız yaşadığı hanımdır. Nikahlı eşler, iş kazası sigorta kolundan bağlanacak gelirin peşin sermaye değeri ile zararlarının bir kısmını SSK'dan karşılarlar. İmam nikahlı kişilere gelir bağlanmadığından, bu kişilerin maddi zararlarının hesabında BK'nın 43 ve 44. maddeleri uyarınca uygun indirim yapılmalıdır. Açıklanan nedenlerle hakkaniyet indirimi yapılmamış olması usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ile davalılardan ... Tur. İnş. Danışmanlık San. Tic. A.Ş. ve Ahmen vekilleri tarafından temyiz edilmesi ve davacılar vekilince de duruşma talep etmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi O.B. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : 1- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427'nci maddesindeki 1.000.000.-TL'lık kesinlik sının, 5219 ve 5236 Sayılı Yasa gereği 01.01.2006 tarihinden sonra 1.090,00.- YTL'ye çıkarılmış olup, inceleme konusu karar bu tarihten sonra, 27.06.2006 tarihinde verilmiş ve kesinlik sınırının altında bulunmuş olmakla, söz konusu maddelere göre kabul edilen ve reddedilen miktar yönünden hüküm kesin nitelik taşıdığından O 1.06.1990 tarih ve 1989/3 E., 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde tutularak, davacılar Saadet, Cindi, Ümit, Resmigül, Rabia ve Hasret ile davalıların bu davacılara ilişkin olarak mahkemece verilen hükme yönelik, temyiz dilekçesinin, kararın kesinlik sınırları içinde kalması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere ve temyiz nedenlerine göre davacı Hanım ile davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
3- Dava, davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı Hanım imam nikahlı eş olup, resmi nikahlı eş olması halinde S.S.K.' ca iş kazası sigorta kolundan bu davacıya bağlanacak gelirin peşin sermaye değeri ile zararın bir bölümü S.S.K.'ca karşılanacağından, imam nikahlı eşe gelir bağlanmaması nedeniyle mahkemece, bu davacının maddi zararından Borçlar Kanunu'nun 43-44. maddeleri gereğince münasip bir indirim yapılmak suretiyle hak ettiği maddi tazminat alacağının miktarının tesbit edilmesi gerekirken hakkaniyet indirimi yapılmamış olması isabetsiz olmuştur.
Ayrıca olayın oluş şekline, müterafık kusur oranlarına, davacının duyduğu elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, 26.06.1966 gün, 196617-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nın içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine hak ve nesafet kurallarına göre davacı Hanım'ın manevi tazminat isteminin aynen kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması, maddi ve manevi tazminat davaları ayrı davalar olup davacı dilerse aynı davada maddi ve manevi zararlarını talep edebileceği gibi ayrı dava konusu da yapabileceğinden kabul edilen maddi ve manevi tazminat alacağı üzerinden davacı Hanım yararına ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken maddi ve manevi tazminat alacağının toplamı üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmiş olması, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı Hanım'ın kabul edilen maddi ve manevi tazminat alacağı için ayrı avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken tüm davacılar yönünden kabul edilen toplam tazminat miktarı üzerinden tek bir avukatlık ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar ile davacı Hanım'ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA. temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan o ... Tur. İnş. Danışmanlık San. Tic. A.Ş. ve Ahmen'e iadesine, 28.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx









yarx
Old 02-03-2010, 18:53   #3
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan

çok teşekkür ederim sayın meslektaşım. Oldukç işime yarayacak kararlar. Saygılar sunar, tekrar teşekkür ederim
Old 04-03-2010, 16:57   #4
didem8521

 
Varsayılan

Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 16.03.1995 tarih, 1994\7441 E.,1995\2279 K. numaralı kararını arıyorum.Paylaşabilecek meslektaşlar var ise çok sevinirim.Şimdiden teşekkürler!
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adli kontrol kararına itiraza ilişkin içtihat arıyorum Av.Harun Yönel Meslektaşların Soruları 5 20-05-2014 16:18
TMK m 252 ile ilgili içtihat arıyorum. nejan Meslektaşların Soruları 6 03-05-2012 10:03
Aile Hukukuna ilişkin içtihat arıyorum Av. Cem Arıcıgil Meslektaşların Soruları 5 03-10-2009 11:22
bir içtihat arıyorum? Brusk Meslektaşların Soruları 1 06-04-2009 10:00
içtihat arıyorum!!! Av. Merve Aile Hukuku Çalışma Grubu 3 19-12-2008 12:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09142590 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.