Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

trafik sigortası-sürücüye rücu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-02-2009, 15:44   #1
alphukuk

 
Varsayılan trafik sigortası-sürücüye rücu

Merhaba arkadaşlar:
araç maliki M nin aracı (oğlu) S tarafından kullanılırken Ü ye çarpıp yaralanmasına sebebiyet veriyor.S 8/8 kusur oranı ile ceza mahkeemsinde ceza alıyor.M-S ve Sigortacı (müşterek ve müteselsilen açılan) tazminat davasını kaybediyorlar.M bu ilamdan kaynaklanan tazminatı Ü ye (icraya konulmadan )ödese ödediği parayı Sigortacıdan almak için müracat ettiğinde Sigortacı cebri icra baskısı olmadan ödemişsin (veya S 8/8 kusurludur) sana ödeme yapamam diyebilirmi? Sigortacının Sye ödeme yaptığını düşünelim, bu durumda sigortacı ,M ye ödediği parayı S ye rücu edip ''sen 8/8 kusurlusun bana ödeme yap diyebilirmi?Teşekkürler
Old 10-02-2009, 16:01   #2
zeynep1969

 
Varsayılan

İlamın icraya konulmasını bekleyip icra aşamasında sigorta şirketince ödenmesini sağlamak daha uygundur,kanaatindeyim.Trafik poliçesinden dolayı sigortacının ödediği tazminatı rücu edebilmesi için alkol,ehliyetsizlik,kasta varan ağır kusur vb . olarak sıralayabileceğim teminat dışı hallerden birinin kazada mevcut olması gerekir.Bu haller mevcut değilse sigortacının sigortalıya ödedii tazminatı rücu etmesi mümkün değildir.
Old 10-02-2009, 17:30   #3
FYLOZOF

 
Varsayılan

sigorta şirketi ve malik bütün tazminattan müteselsilen sorumlu iseler. biri ratafından bütün borç ödenir ise, diğerine ait ödediği kısmı rücu edebilir.
Ayrıca, zeynep hanıma katılmıyorum.burda gerek malik gerek sigorta şiirketi, ödemiş olduğu tazminatı, 8/8 oranında kusurlu olan sürücüye rucü edebilir.
Old 11-02-2009, 13:01   #4
stj.av.m.salih akaltun

 
Varsayılan trafik sigortasında rücu

merabalar.Sigorta şirketi ve işleten sıfatıyla sigortalı olan sahıs üçüncü kişilere bedeni zarar sonucu doğuran hallerde KTKya göre müşterek ve müteselsilen sorumludurlar.Üçüncü kişi dava açıp tazminata hak kazandığında ödemeyi yapan sigorta şirketi şu halde sigortalısına rücu edebilir: tazminatı grektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru nedeniyle meydana gelmişse.Sürücünün 8/8 kusurlu olması ağır kusur sayılmaz. Ağır kusur kasta yakın bir kusuru tarif ettiğinden sigorta şirketi sürücüye rücu edemeyecektir.kolay gelsin saygılar..
Old 12-02-2009, 12:00   #5
alphukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan stj.av.m.salih akaltun
merabalar.Sigorta şirketi ve işleten sıfatıyla sigortalı olan sahıs üçüncü kişilere bedeni zarar sonucu doğuran hallerde KTKya göre müşterek ve müteselsilen sorumludurlar.Üçüncü kişi dava açıp tazminata hak kazandığında ödemeyi yapan sigorta şirketi şu halde sigortalısına rücu edebilir: tazminatı grektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru nedeniyle meydana gelmişse.Sürücünün 8/8 kusurlu olması ağır kusur sayılmaz. Ağır kusur kasta yakın bir kusuru tarif ettiğinden sigorta şirketi sürücüye rücu edemeyecektir.kolay gelsin saygılar..

Sayın akaltun:
Öncelikle ilginiz ve bilginiz için teşekkür ederim.Ancak ,Trafik sigortasının 3 kişilere verilecek zararların temini maksadıyla yapıldığından ve sigortalının bunun için prim ödediğini düşünürsek o zaman sigortalının hem prim ödeyip hemde 3 kişinin gördüğü zarardan sorumlu (alkol-kasıt-ehliyetsiz sürücü gibi rücu sebepleri yokken) ve zararı ödeyen sigortanın sigortalıya rücu etmesi mantıksız değilmi.Sigortalı olarak zarara ben katlanacaksam o halde neden prim ödüyorum.Sevgiyle kalın
Old 12-02-2009, 12:38   #6
alphukuk

 
Varsayılan

Sayın akaltun.
Mesajınızdaki bir noktayı gözden kaçırmışım,sizinde söylediğiniz gibi eger rücu sebepleri varsa(alkol-ehliyetsiz sürücü-kasıt) sigrtacının siortalıya rücu mümkün.(trafik sigortasının mantığıdikkate alındığı zaman)Rucü sebepleri yoksa sigortacının kendi ödediği tazminatı sigortalıya ve 8/8 kusurlu sürücüye rücu imkanı yok.Yanlış varsa düzeltin lütfen.teşekkürler
Old 12-02-2009, 12:59   #7
stj.av.m.salih akaltun

 
Varsayılan

sayın alphukuk evet ikinci mesajınızda sanırım anlatmak istediğim sonucu çıkarmışsınız.Yani anlattığınız olayda sürücü veya işleten sıfatı olan araç malikine ödeme yapan sigorta şirketinin rücu hakkı yoktur. kolaylıklar dilerim
Old 13-02-2009, 15:25   #8
Av.Mustafa yağan

 
Varsayılan Trafik

sigorta şirketi ZMMS da rücu edemez,zararı ödeyen sigortadan zararı rücu yoluyla isteyebilir.
Old 13-02-2009, 19:19   #9
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Sn. Meslektaşım;

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu' nun 85. maddesinde araç işleteninin sorumluluğu belirtilmiştir. Bu sorumluluk bir "tehlike sorumluluğudur". Hukukta tehlike sorumluluğunun ayırd edici iki özelliği vardır:
1-Sigorta yaptırma zorunluluğu ve zarar görenin doğrudan sigortacıya başvurabilmesi,
2-Sorumluluğu önceden sınırlayan veya kaldıran anlaşmaların hükümsüz olması.

Böylesine ağır sorumluluk hükümleri kabul edilirken, zararın mümkün olduğu kadar sigorta teminatı içine alınması, sigortacının zararı tazmin etmeme veya sigortalısı olan işletene rücu hallerinin "sınırlı sayıda" olması gerektiği fikri, yalnız bizde değil, tüm gelişmiş hukuk sistemlerinde benimsenmiştir.

Bu nedenlerle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları' nın "B-4." maddesinde belirtilenlerin dışındaki hallerde
sigortacı, sigortalısına rücu edemez.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 13-02-2009, 19:38   #10
Av.Kaan

 
Varsayılan

Sigorta şirketinin, sigortalısına, sadece araç sürücünün 8/8 kusurlu olmasına dayanarak rücu edemeyeceğine katılıyorum, ancak sigorta şirketi her durumda araç sürücüsüne kusuru oranında rücu edebilir.

Trafik kazalarından doğan davalarda sorumlu/davalı üç farklı kişi mevcuttur:
1- Araç işleten (kusursuz sorumlu)
2- Sigorta şirketi (sözleşme nedeniyle sorumlu)
3- Sürücü (haksız fiilin faili olup kusuru oranında sorumlu)

Bu üç kişi de davacıya karşı müşterek müteselsil sorumludur. Ödemeyi yapan her kimse, alt sırada bulunan sorumlulara rücu edebilir. Örneğin araç işleten ödeme yaparsa sigorta şirketine veya sürücüye, sigorta şirketi ödeme yaparsa sürücüye rücu edebilir. Bu müteselsil sorumluluktan doğan bir rücu silsilesidir.

Sigorta şirketinin sigortalısına rücu edip etmemesi, teselsül hükümlerinden bağımsız, kendi aralarındaki sözleşmeyle alakalıdır. Bu nedenle ödeme yapan sigorta şirketi yukarıda belirten durumlar (alkollü kullanım vs) dışında sigortalısına rücu edemezse de; her halukarda teselsül hükümleri uyarınca, araç sürücüsüne/faile, kusuru oranında rücu edebilir.

İyi günler dileklerimle...
Old 14-02-2009, 12:47   #11
alphukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kaan
Sigorta şirketinin, sigortalısına, sadece araç sürücünün 8/8 kusurlu olmasına dayanarak rücu edemeyeceğine katılıyorum, ancak sigorta şirketi her durumda araç sürücüsüne kusuru oranında rücu edebilir.

Trafik kazalarından doğan davalarda sorumlu/davalı üç farklı kişi mevcuttur:
1- Araç işleten (kusursuz sorumlu)
2- Sigorta şirketi (sözleşme nedeniyle sorumlu)
3- Sürücü (haksız fiilin faili olup kusuru oranında sorumlu)

Bu üç kişi de davacıya karşı müşterek müteselsil sorumludur. Ödemeyi yapan her kimse, alt sırada bulunan sorumlulara rücu edebilir. Örneğin araç işleten ödeme yaparsa sigorta şirketine veya sürücüye, sigorta şirketi ödeme yaparsa sürücüye rücu edebilir. Bu müteselsil sorumluluktan doğan bir rücu silsilesidir.

Sigorta şirketinin sigortalısına rücu edip etmemesi, teselsül hükümlerinden bağımsız, kendi aralarındaki sözleşmeyle alakalıdır. Bu nedenle ödeme yapan sigorta şirketi yukarıda belirten durumlar (alkollü kullanım vs) dışında sigortalısına rücu edemezse de; her halukarda teselsül hükümleri uyarınca, araç sürücüsüne/faile, kusuru oranında rücu edebilir.

İyi günler dileklerimle...

Sayın Av Kaan:
Öncelikle tüm arkadaşlarıma ve size ilginiiz için teşekkür ediyorum.Hem sizin hemde diğer arkadaşlarıma yardımcı olmak anlamında kendi sorumun cevabını bir yargıtay kararı ile veriyorum (sürücüye rücu için 8/8 kusurlu olmak değil kusurun kasıt derecesinde ağır olması gerekiyor.
T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/5330

K. 2001/8413

T. 30.10.2001

• İSTİRDAT DAVASI ( Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesine Dayalı ve Sebepsiz Yere Ödenen Tazminatın İstirdatı İstemi )

• ZORUNLU TRAFİK SİGORTA POLİÇESİ ( Sürücü İle Sigortacı Arasında Sigorta Sözleşmesi Bulunmaması Nedeniyle Poliçe Genel Şartlarına Dayalı Olarak Rücu Hakkı Kullanılmasının Yanlışlığı )

• RÜCU HAKKI ( Sürücü İle Sigortacı Arasında Sigorta Sözleşmesi Bulunmaması Nedeniyle Poliçe Genel Şartlarına Dayalı Olarak Rücu Hakkı Kullanılmasının Yanlışlığı )

• TAM KUSUR-AĞIR KUSUR ( Sürücünün Kasta Dayanmayan Tam Kusuru Nedeniyle Verdiği Zarardan Dolayı Sigortacının Üçüncü Kişiye Ödediği Tazminat Bakımından Sürücüye Rücu Hakkının Olmaması )

2918/m.95

ÖZET : Dava, Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi'ne dayalı ve sebepsiz yere ödenen tazminatın istirdadı istemine ilişkindir. Davacı sürücü ile davalı sigortacı arasında sigorta sözleşmesi bulunmadığı cihetle, sigortalı araç sürücüsü konumundaki davacıya karşı, poliçe genel şartlarına dayalı olarak rücu hakkı kullanılması doğru bulunmamaktadır.
Kaldı ki, sürücünün kasta dayanmayan tam kusuru nedeniyle verdiği zarardan dolayı, sigortacının üçüncü kişiye ödediği tazminat bakımından da, sürücüye rücu hakkı yoktur.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada ( İstanbul İkinci Sulh Hukuk Mahkemesi )nce verilen 21.3.2001 tarih ve 2000/657-2001/290 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış otmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin İETT şoförü, davalının ise, İETT aracının zorunlu trafik sigorta poliçesini düzenlemiş olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde karşı araçta oluşan zararın davalı sigorta şirketi tarafından ödendikten sonra, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, takipten geç haberdar olunması nedeniyle takibin kesinleşerek, maaşından kesinti yapılmak suretiyle tahsil edildiğini, müvekkilinin kazada ağır kusurunun bulunmadığını, davalının rücu hakkını kullanmasını gerektirecek bir durum olmadığını ileri sürerek, haksız şekilde ödenen 198.685.000.-TL.nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı sürücünün kırmızı ışıkta geçmek suretiyle kazaya neden olduğunu, bu hususun ağır kusur teşkil ettiğini, rücu hakları bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davacının kırmızı ışıkta geçmek suretiyle %100 tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi'ne dayalı ve sebepsiz yere ödenen tazminatın istirdadı istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketi; davacının sürücüsü olduğu aracın trafik sigorta poliçesini düzenlemiştir. Sigortalı aracın davacının sevk ve idaresinde iken dava dışı araca verdiği zarar davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmış olup, sigortalı araç sürücüsünün ağır kusurunun olması nedeniyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 95 ve Trafik Sigortası Genel Şartları 4/a maddesi uyarınca ödenen tazminat icra takibi neticesinde davacıdan tahsil edilmiştir.
Davalı, her ne kadar cevap dilekçesinde Trafik Sigortası Genel Şartları 4/a maddesine dayanmış ise de, bu davada davacı safında yer alan şahıs sigorta ettiren olmayıp, sigortalı aracın sürücüsüdür. Davacı ile davalı arasında sigorta sözleşmesi bulunmadığı cihetle yukarıda anılan madde hükümlerinin bu davacıya karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. O halde sigortalı araç sürücüsüne karşı poliçe genel şartlarına dayalı olarak rücu hakkı kullanılması doğru bulunmadığından, davacıdan icra takibi ile tahsil edilen miktarın iadesi gerekmekte olup, yazılı olduğu şekilde aksi düşünceler ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
Kaldı ki, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın 4/a maddesinde tam kusurdan değil, kasıt veya ağır kusurdan söz edilmektedir. Bilindiği üzere ağır kusur kavramı bir özel hukuk kavramı olup, kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade eder. Bu sebeple sigortacı, sürücünün kasta dayanmayan tam kusru sebebiyle verdiği zarardan dolayı 3. kişiye ödediği tazminat bakımından sürücüye de rücu hakkı yoktur.
Somut olay incelendiğinde, bilirkişi raporunda, sigortalı aracın davacı idaresinde kırmızı ışıkta kavşağa girmiş olması nedeniyle %100 kusurlu olduğu mütalaa edilmiş olup, yukarıda anılan ilkeler doğrultusunda davacının eyleminin kasıtlı bir hareket veya ağır kusur olmadığı, bilirkişi raporunda da isabetli olarak belirlendiği üzere, davacı sürücünün kavşakta gerekli dikkati göstermeyerek kusurlu olduğunun ancak ağır kusurunun bulunmadığının da kabulü zorunludur.
Bu açıklamalar karşısında davacı vekilinin, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü il hükmün ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kazancı içtihat pr
Old 14-02-2009, 17:55   #12
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan alphukuk
Sayın Av Kaan:
Öncelikle tüm arkadaşlarıma ve size ilginiiz için teşekkür ediyorum.Hem sizin hemde diğer arkadaşlarıma yardımcı olmak anlamında kendi sorumun cevabını bir yargıtay kararı ile veriyorum (sürücüye rücu için 8/8 kusurlu olmak değil kusurun kasıt derecesinde ağır olması gerekiyor.
Sayın alphukuk
Evet bu konuda hemfikiriz. Ancak şu hususu tekrar vurgulamakta fayda görüyorum. Sigorta şirketi teselsül hükümleri uyarınca sürücüye (S) rücu etme hakkına sahiptir. Dolayısıyla sigortalı kişi (S) değil de (S)'nin babası ise yani (M) ise sigorta şirketi (S)'ye teselsül hükümleri uyarınca rücu etme hakkına sahiptir.

İyi günler dilerim.
Old 15-02-2009, 10:35   #13
alphukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kaan
Sayın alphukuk
Evet bu konuda hemfikiriz. Ancak şu hususu tekrar vurgulamakta fayda görüyorum. Sigorta şirketi teselsül hükümleri uyarınca sürücüye (S) rücu etme hakkına sahiptir. Dolayısıyla sigortalı kişi (S) değil de (S)'nin babası ise yani (M) ise sigorta şirketi (S)'ye teselsül hükümleri uyarınca rücu etme hakkına sahiptir.

İyi günler dilerim.
Sayın Av kaan:
Öncelikle güzel bir hukuki tartışma olduğunu söylemeliyim.Sigortacının Sürücüye rücu edebileceği yönündeki kanaaatinizin gerekçesi sadece teselsül hükümlerimi yoksa rücu sebepleri+teselsül hükümlerimi? Rücu sebepleri (somut olayda sürücünün 8/8 kusurunun kasıt derecesinde ağır kusur telakki edilebilmesi) gerçekleşmeden teselsül hükümlerinin işletilemeyeceği ve dolayısıyla sigortacı (kast-ağır kusur unsuru taşımayan) 8/8 kusurlu sürücüye rüc edemeyecektir.Trafik sigortası işleten ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin 3. kişilere vereceğimaddi zararların garantörlüğünü üstlenir.İyi günler
Old 15-02-2009, 10:40   #14
alphukuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kaan
Sayın alphukuk
Evet bu konuda hemfikiriz. Ancak şu hususu tekrar vurgulamakta fayda görüyorum. Sigorta şirketi teselsül hükümleri uyarınca sürücüye (S) rücu etme hakkına sahiptir. Dolayısıyla sigortalı kişi (S) değil de (S)'nin babası ise yani (M) ise sigorta şirketi (S)'ye teselsül hükümleri uyarınca rücu etme hakkına sahiptir.

İyi günler dilerim.

Yukarıdaki yargıtay kararında belirtildiği üzere ,temyize konu dava sigortacının (rücu sebepleri bulunmadan)sürücüden tahsil ettiği -rücu ettiği-paranın istirdadına ilişkindir.Sürücünün istirdad gerekçesi rücu sebeplerinin gerçkleşmemiş olmasıdır.Esas mahkemesince reddedilen dava yargıtayca bu gerekçeyle bozulmuş ve sürücünün istirdad talebinde haklı olduğuna karar verilmiştir.Yanlış var veya kaçırdığım bir nokta varsa düzeltin lütfen.Teşekkürler
Old 16-02-2009, 17:30   #15
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
Dava, Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi'ne dayalı ve sebepsiz yere ödenen tazminatın istirdadı istemine ilişkindir.

Yukarıdaki kısım ilgili Yargıtay kararından alınmıştır. Tabi ki sigorta şirketi ile olaydaki sürücünün arasında sigorta sözleşmesi yoksa buna dayanarak rücu etmesi mümkün değildir. Zira dayanılan şey yoktur. Ancak dava teselsül hükümlerine dayalı olarak açılsaydı neticenin farklı olacağı kanatindeyim. Nasıl ki, kusursuz sorumlu araç işleten kişi ödeme yaparsa bu durumda kusurlu sorumlu sürücüye rücu edebilirse, sigorta şirketi de sürücüye "teselsül hükümleri" uyarınca rücu edebilecektir.

Alıntı:
Yazan Borçlar Kanunu m.51/2
Kaideten haksız bir fiili ile zarara sebebiyet vermiş olan kimse en evvel, tarafından hata vaki olmamış ve üzerine borç alınmamış olduğu halde kanunen mesul olan kimse en sonra, zaman ile mükellef olur.

Saygılarımla...
Old 16-02-2009, 22:14   #16
Av. Fatih KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kaan
Sayın alphukuk
Evet bu konuda hemfikiriz. Ancak şu hususu tekrar vurgulamakta fayda görüyorum. Sigorta şirketi teselsül hükümleri uyarınca sürücüye (S) rücu etme hakkına sahiptir. Dolayısıyla sigortalı kişi (S) değil de (S)'nin babası ise yani (M) ise sigorta şirketi (S)'ye teselsül hükümleri uyarınca rücu etme hakkına sahiptir.

İyi günler dilerim.

Sn. Meslektaşım;

2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (Trafik Sigortası), araç işleteninin tehlike sorumluluğuna sigortacıyı ortak etmektedir. Dolayısıyla kamu düzeninden sayılmalıdır. Bu sigorta, 3. kişinin olduğu kadar, araç işletmekle büyük bir sorumluluk altına giren "işletenin" de yararınadır. Bu nedenle kanun, sigorta genel şartları ve de içtihatlar bu konuda pek açık kapı bırakmamaktadır. Trafik sigortacısının (sürücüye, işletene, sigortalıya,vs...) rücu hakkı oldukça kısıtlıdır. Burada bildiğimiz manada bir müteselsil borçluluk yoktur. Müteselsil borçluluktaki iç ilişkiyi farklı yorumlamak gerekmektedir. Şayet sürücü veya işleten, 3. kişiye tazminat ödemek zorunda kalırlarsa, o halde sigortacıya (teminat dahilinde olmak kaydıyla) rücu edebilirler. Yani iç ilişkide rücu edebilecek birileri varsa bu, sürücü veya sigortalı işletendir.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA
Old 28-02-2009, 16:49   #17
emredoğan

 
Varsayılan

Bir kazanın meydana gelmesinin ardından, A aracının zorunlu trafik sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketi, sigortalısının kazadaki kusur oranına göre karşı tarafta oluşan hasarı, düzenlediği poliçede belirtilen teminat sınırı dahilinde öder. Bundan sonra;
Şayet ilgili yönetmeliğin B-4 maddesinde belirtilen durumlar varsa ( ehliyetsizlik, alkol , vs ) sigorta şirketi sadece sigorta poliçesini düzenlediği sigortalısına rücu edebilmektedir. Yargıtayın, sürücü ile sigorta şirketinin arasında akdi bir ilişkinin bulunmadığı bu sebeple sigorta şirketinin sürücüye rücu edemeyeceğine ilişkin kararlar mevcuttur. Bu durumun istisnası ise sigortalı malik ile sürücü arasında bir iş akdinin olmasıdır.

Kişisel kanaatim, bence de sürücüye rücu edilebilmelidir. Zira trafik kazalarında malik ( yani sigortalı ) değil, maliğin mülkiyetinde olan aracın üçüncü şahıslara verdiği zararlar korunmaktadır. Bu mantıkla yürünecek olursa, malikin, sigortalı aracını bir başkasına ( sürücüye ) emanet olarak , borç karşılığı veya bir arkadaşlık ilişkisi neticesinde vermesi de aslına bakarsanız zilyetliğin devri hükmündedir. Dolayısıyla sürücü, aracı kullanmakla edindiği faydaya karşılık aracın sebep olduğu zararlardan da sorumlu olmalıdır.

Keza, bilindiği üzere ülkemizde araç satışları noter kanalıyla olup, noterde düzenlenen araç satış sözleşmeleri trafik kaydına işletilmemekte, bu sebeple kaza anında esasen eski malikin ismi araç maliki olarak kaza tespit tutanağına geçmektedir. Her ne kadar araç noterden satılmış olsa da trafik sigortası devam etmekte ve sigorta şirketleri de bu poliçeye istinaden hasar ödemektedirler. Akabinde rücuya konu bir durum olduğunda da, hem aracı satması sebebiyle araç malikine , hem de Yargıtay kararı gereği sürücüye rücu edilememektedir. Bu durumda tek yapılması gereken aracın tescil edildiği Trafik Tescil Şube Müdürlüğü'ne bir dilekçe ile başvurarak aracın, kaza tarihindeki maliki ve varsa kaza tarihinden önce düzenlenen noter satış sözleşmesindeki alıcının nüfus ve adres bilgilerinin istenilmesidir. Gerçi burada da şöyle bir sorun ortaya çıkmaktadır. Noterden aracı üzerine alıp trafikte adına tescilini yaptırmayan alıcıya rücu yapılabilecek midir ? Yargıtayın yukarıda belirttiğim kararına göre yeni alıcı ile sigorta şirketi arasında da yine bir akdi ilişki bulunmamaktadır. Bulmaca gibi olduğunu biliyorum ancak bu konuda deneyimi olup paylaşacak olan varsa memnun kalırım. Saygılar. Av. Emre DOĞAN.
Old 04-03-2009, 12:48   #18
zeynep1969

 
Varsayılan

Uzun süre sigorta şirketi vekilliği yaptım.Trafik poliçesinden ödenen tazminatın, poliçede belirtilen rücu sebeblerinden birinin varlığı halinde sigortalımıza dava açıyorduk.(sigortacı-sigortalı arasında akdedilmiş poliçeye dayanarak) Ancak sürücüye açılan davaların Mahkemelerce reddedildiğini ve Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu biliyorum.Bununla birlikte ; hasım sıfatı yokluğu Mahkemeye itiraz olarak sunulmadığı takdirde Mahkemeler bu hususu resen nazara almadığı için sürücü için kabul edilen davalar da mevcuttur.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
trafik sigortasında rücu Av.Ergün Vardar Meslektaşların Soruları 5 25-12-2008 19:26
Trafik Sigortası Av.Ali KAYA Meslektaşların Soruları 11 19-12-2008 04:27
trafik sigortası ve kasko cmuk Meslektaşların Soruları 5 10-01-2008 21:01
Trafik Kazası-Zamanaşımı-Mali Mesuliyet Sigortası- İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası avmhy Meslektaşların Soruları 2 12-09-2007 15:54
Kasko Sigortası Olan İki Aracın Trafik Kazası/ Karşılıklı Rücu orhan üçyıldız Meslektaşların Soruları 1 06-03-2007 21:26


THS Sunucusu bu sayfayı 0,16303706 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.