Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bozmadan sonra ikinci kez ıslah yapılabilir mi ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-11-2015, 15:44   #1
AV.TUĞBA38

 
Varsayılan bozmadan sonra ikinci kez ıslah yapılabilir mi ?

Merhabalar Sayın site sakinleri(can kurtarıcılar), sorum şu şekilde ;
dosya karara çıkmadan evvel dosyamızı miktar yönünden temyiz etmiş idik, dosya davalıca temyiz edildi ve bozuldu , bozma sonrasında bilirkişi raporu ıslah ettiğimiz miktardan daha yüksek ...şimdi biz bir kez ıslahta bulunduk yeniden ıslah HMK 176'ya göre yapılamıyor , peki biz ıslah edemediğimiz kısmı ayrı bir dava konusu olarak ileri sürebilecek miyiz , ileri sürebilirsek zamanaşımı kesilmiş olur mu ? şimdiden teşekkür ediyorum..
Old 03-11-2015, 22:04   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV.TUĞBA38
Merhabalar Sayın site sakinleri(can kurtarıcılar), sorum şu şekilde ;
dosya karara çıkmadan evvel dosyamızı miktar yönünden temyiz etmiş idik, dosya davalıca temyiz edildi ve bozuldu , bozma sonrasında bilirkişi raporu ıslah ettiğimiz miktardan daha yüksek ...şimdi biz bir kez ıslahta bulunduk yeniden ıslah HMK 176'ya göre yapılamıyor , peki biz ıslah edemediğimiz kısmı ayrı bir dava konusu olarak ileri sürebilecek miyiz , ileri sürebilirsek zamanaşımı kesilmiş olur mu ? şimdiden teşekkür ediyorum..

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E: 2011/33835
K: 2011/42324
T: 01.11.2011
* 6100 SAYILI HMK'DA BOZMA KARARINDAN SONRA ISLAH YAPILMASI ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği - Bozmadan Sonra Islah Yapılabileceği/Tazminat Davası )

* BOZMA KARARINDAN SONRA ISLAH YAPILMASI ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği - Tek Bir Dava İle Halledilebilecek Bir Uyuşmazlığın Bir Başka Dava Konusu Olmasının Usul Ekonomisine Aykırı Olduğu/Bozmaya Uyma Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Gözetileceği )

* USUL EKONOMİSİ ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği/Bozma Kararından Sonra Yapılan Islah - Bozmaya Karşı Uyma Kararı Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Dikkate Alınacağı )

* ISLAHIN TAHKİKAT SONUNA KADAR YAPILABİLMESİ ( Bozmadan Sonra Yapılan Islah - Tek Bir Dava İle Halledilebilecek Bir Uyuşmazlığın Bir Başka Dava Konusu Olmasının Usul Ekonomisine Aykırı Olduğu/Bozmaya Karşı Uyma Kararı Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Gözetileceği )

* TAZMİNAT DAVASI ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği/Bozma Kararından Sonra Yapılan Islah - Bozmaya Karşı Uyma Kararı Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Dikkate Alınacağı ) 6100/m.30, 177

ÖZET: Uyuşmazlık, bozma kararından sonra ıslah yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı bozma ilamı sonrasında ıslah harcını yatırmak sureti ile davasını ıslah etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu göre, ıslah tahkikatın sonuna kadar yapılabilecektir. Yargıtay kararına uyularak yapılan yargılamada tahkikatın devam etmesi karşında, ıslah yasaya aykırı görülmemiştir. Tek bir dava ile halledilebilecek bir uyuşmazlığın bir başka dava konusu olması da usul ekonomisine uymamaktadır.

DAVA: Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ö.F. Tüfek tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozma kararından sonra ıslah yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

04.02.1948 tarih ve 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “ ... Dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve diğer hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve mahkeme kararına lüzum olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanlarıyla yapılabilen ıslahın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının seksendördüncü maddesinin açık hükümü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabilip Yargıtay'ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamıyacağına ...” denmek sureti ile Yargıtay bozma kararlarından sonra ıslah yapılamayacağına karar verilmiştir.

Buna karşın 04.02.1959 tarih ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ise

“ ...Bir mahkeme kararının her ne nedenle olursa olsun temyizce bozulması sonunda mahkemenin bozma kararına uymasıyla dava yeniden duruşma (muhakeme) safhasına girmiş olacağı cihetle duruşma henüz bitmemiş demektir...” açıklaması bulunmaktadır.

Somut olayda, dairemizin 27.10.2009 gün ve 2008/11352 E, 2009/29488 K sayılı ilamı ile,

“…dosya içerisinde bulunan 17.05.2004 tarihli …. , 24.11.2003 tarihli ... belgeler altındaki imzalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile diğer deliler ile birlikte değerlendirilerek karar verilmesi ...” yönünden hükmün esasına ilişkin bozma yapılmıştır.

Davacı 07.01.2011 tarihinde bozma ilamı sonrasında ıslah harcını yatırmak sureti ile davasını ıslah etmiştir.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ıslahın zamanı ve şekli başlıklı 177. maddesinde ;“ (1) Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.” ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Tahkikatın sona ermesi başlıklı 184. Maddesinde “ (1) Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. (2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” hükümleri yer almaktadır.

O halde Hukuk Muhakemeleri Kanunu göre, ıslah tahkikatın sonuna kadar yapılabilecektir (m. 177). 27.10.2009 gün ve 2008/11352E, 2009/29488 K sayılı dairemiz bozma ilamı hükmün esasına ilişkin olması ve Yargıtay kararına uyularak yapılan yargılamada tahkikatın devam etmesi karşında, 07.01.2011 tarihinde yapılan ıslah yasaya aykırı görülmemiştir

Kaldı ki tek bir dava ile halledilebilecek bir uyuşmazlığın bir başka dava konusu olması da usul ekonomisine uymamaktadır. Bu düşünce Hukuk Muhakemeleri Kanunu Usul ekonomisi ilkesi başlıklı 30. maddesinde ki “ (1) Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” düzenlemesi ile de örtüşmektedir.

SONUÇ: Sonucu itibari ile doğru olan kararın bu gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 01.11.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY : Yerel Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 27.11.2009 gün ve 239-804 sayılı karar, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 27.10.2009 gün ve 2008/11352-2009/29488 sayılı ilamı ile hizmet süresinin araştırılması yönünden eksik inceleme yapıldığı gerekçesi ile bozulmuş, yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sırasında davacı tarafından verilen 07.01.2011 harç tarihli ıslah dilekçesi ile arttırılan talepler hüküm altına alınmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 4.2.1948 tarih ve 1944/10 E, 1948/ 3 K. sayılı kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Dairemizin yerleşmiş görüşleri aynı yöndedir, (24.05.2011 gün ve 2011/24139-2011/15099, 02.06.2011 gün ve 2011/23201-2011/16475, 06.10.2011 gün ve 2011/41264-2011/35574, 27.10.2011 gün ve 2011/44131-2011/41314 sayılı kararlar). Davacı taraf bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında ıslah dilekçesi vererek taleplerini arttırmış ve mahkemece arttırılan miktarlar üzerinden hüküm tesis edilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun kararına aykırı şekilde ıslahın kabulü hatalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onanması yönünde oluşan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.
Old 03-11-2015, 22:43   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Bülent Sabri Akpunar
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E: 2011/33835
K: 2011/42324
T: 01.11.2011
* 6100 SAYILI HMK'DA BOZMA KARARINDAN SONRA ISLAH YAPILMASI ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği - Bozmadan Sonra Islah Yapılabileceği/Tazminat Davası )

* BOZMA KARARINDAN SONRA ISLAH YAPILMASI ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği - Tek Bir Dava İle Halledilebilecek Bir Uyuşmazlığın Bir Başka Dava Konusu Olmasının Usul Ekonomisine Aykırı Olduğu/Bozmaya Uyma Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Gözetileceği )

* USUL EKONOMİSİ ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği/Bozma Kararından Sonra Yapılan Islah - Bozmaya Karşı Uyma Kararı Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Dikkate Alınacağı )

* ISLAHIN TAHKİKAT SONUNA KADAR YAPILABİLMESİ ( Bozmadan Sonra Yapılan Islah - Tek Bir Dava İle Halledilebilecek Bir Uyuşmazlığın Bir Başka Dava Konusu Olmasının Usul Ekonomisine Aykırı Olduğu/Bozmaya Karşı Uyma Kararı Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Gözetileceği )

* TAZMİNAT DAVASI ( Islahın Tahkikat Sonuna Kadar Yapılabileceği/Bozma Kararından Sonra Yapılan Islah - Bozmaya Karşı Uyma Kararı Verildiği ve Tahkikatın Devam Ettiğinin Dikkate Alınacağı ) 6100/m.30, 177

ÖZET: Uyuşmazlık, bozma kararından sonra ıslah yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı bozma ilamı sonrasında ıslah harcını yatırmak sureti ile davasını ıslah etmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu göre, ıslah tahkikatın sonuna kadar yapılabilecektir. Yargıtay kararına uyularak yapılan yargılamada tahkikatın devam etmesi karşında, ıslah yasaya aykırı görülmemiştir. Tek bir dava ile halledilebilecek bir uyuşmazlığın bir başka dava konusu olması da usul ekonomisine uymamaktadır.

DAVA: Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ö.F. Tüfek tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bozma kararından sonra ıslah yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır.

04.02.1948 tarih ve 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “ ... Dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve diğer hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve mahkeme kararına lüzum olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanlarıyla yapılabilen ıslahın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının seksendördüncü maddesinin açık hükümü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabilip Yargıtay'ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamıyacağına ...” denmek sureti ile Yargıtay bozma kararlarından sonra ıslah yapılamayacağına karar verilmiştir.

Buna karşın 04.02.1959 tarih ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ise

“ ...Bir mahkeme kararının her ne nedenle olursa olsun temyizce bozulması sonunda mahkemenin bozma kararına uymasıyla dava yeniden duruşma (muhakeme) safhasına girmiş olacağı cihetle duruşma henüz bitmemiş demektir...” açıklaması bulunmaktadır.

Somut olayda, dairemizin 27.10.2009 gün ve 2008/11352 E, 2009/29488 K sayılı ilamı ile,

“…dosya içerisinde bulunan 17.05.2004 tarihli …. , 24.11.2003 tarihli ... belgeler altındaki imzalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile diğer deliler ile birlikte değerlendirilerek karar verilmesi ...” yönünden hükmün esasına ilişkin bozma yapılmıştır.

Davacı 07.01.2011 tarihinde bozma ilamı sonrasında ıslah harcını yatırmak sureti ile davasını ıslah etmiştir.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ıslahın zamanı ve şekli başlıklı 177. maddesinde ;“ (1) Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.” ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Tahkikatın sona ermesi başlıklı 184. Maddesinde “ (1) Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. (2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.” hükümleri yer almaktadır.

O halde Hukuk Muhakemeleri Kanunu göre, ıslah tahkikatın sonuna kadar yapılabilecektir (m. 177). 27.10.2009 gün ve 2008/11352E, 2009/29488 K sayılı dairemiz bozma ilamı hükmün esasına ilişkin olması ve Yargıtay kararına uyularak yapılan yargılamada tahkikatın devam etmesi karşında, 07.01.2011 tarihinde yapılan ıslah yasaya aykırı görülmemiştir

Kaldı ki tek bir dava ile halledilebilecek bir uyuşmazlığın bir başka dava konusu olması da usul ekonomisine uymamaktadır. Bu düşünce Hukuk Muhakemeleri Kanunu Usul ekonomisi ilkesi başlıklı 30. maddesinde ki “ (1) Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” düzenlemesi ile de örtüşmektedir.

SONUÇ: Sonucu itibari ile doğru olan kararın bu gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 01.11.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY : Yerel Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 27.11.2009 gün ve 239-804 sayılı karar, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 27.10.2009 gün ve 2008/11352-2009/29488 sayılı ilamı ile hizmet süresinin araştırılması yönünden eksik inceleme yapıldığı gerekçesi ile bozulmuş, yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sırasında davacı tarafından verilen 07.01.2011 harç tarihli ıslah dilekçesi ile arttırılan talepler hüküm altına alınmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 4.2.1948 tarih ve 1944/10 E, 1948/ 3 K. sayılı kararı uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Dairemizin yerleşmiş görüşleri aynı yöndedir, (24.05.2011 gün ve 2011/24139-2011/15099, 02.06.2011 gün ve 2011/23201-2011/16475, 06.10.2011 gün ve 2011/41264-2011/35574, 27.10.2011 gün ve 2011/44131-2011/41314 sayılı kararlar). Davacı taraf bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında ıslah dilekçesi vererek taleplerini arttırmış ve mahkemece arttırılan miktarlar üzerinden hüküm tesis edilmiştir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun kararına aykırı şekilde ıslahın kabulü hatalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onanması yönünde oluşan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.

Bozmadan sonra ıslah konusunda Yargıtay Daireleri arasında görüş ayrılıkları var diye biliyorum.
Old 03-11-2015, 22:46   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Hatta 9. HD'si bile görüşünden dönmüş.
___

T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2012/24441 K. 2012/33628 T. 9.10.2012

• KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI TALEBİ ( Bozma Kararı Doğrultusunda Yapılan İncelemede Bozma Kapsamı Dışında Kalan Alacaklar Hakkında Açıkça Hüküm Kurulması Gereği - Davacının Diğer Alacak Talebi Hakkında Başka Dosya İle Hükmün Kesinleştiğinden Bahisle Karar Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilemeyeceği ) • BOZMA KAPSAMI DIŞINDA KALAN HUSUS ( Kapsam Dışında Kalan İşçilik Alacakları Hakkında Açıkça Hüküm Kurulması Gereği - Davacının Diğer Alacak Talebi Hakkında Başka Dosya İle Hükmün Kesinleştiğinden Bahisle Karar Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilemeyeceği ) • BOZMADAN SONRA ISLAH DİLEKÇESİ VERİLMESİ ( İşçilik Alacağı Talebi - Bozmadan Sonra Yapılan Yargılama Sırasında Islah Dilekçesi Verilerek Dava Konusunun Artırılamayacağı ) • ISLAH DİLEKÇESİ ( İşçilik Alacağı Talebi - Bozmadan Sonra Yapılan Yargılama Sırasında Islah Dilekçesi Verilerek Dava Konusunun Artırılamayacağı ) 1475/m.14 1086/m.84 6100/m.177

ÖZET : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, bakiye ücret alacağı, yıllık izin ücreti, işsizlik ödeneği, fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonunda bozma kapsamı dışında kalan alacaklar hakkında açıkça hüküm kurulması gerekirken davacının diğer alacak talebine ilişkin başka bir dosya ile hükmün kesinleştiğin bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilemeyeceği gözetilmelidir. Davacı taraf bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında ıslah dilekçesi vererek dava konusunu arttırmış ve mahkemece arttırılan miktarlar üzerinden hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece tahkikat aşamasının tamamlanmasının ve karar verilmesinin ardından verilen bozma kararı üzerine ıslah yapılabilmesi mümkün değildir. Bu husus dikkate alınmalıdır.

DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, bakiye ücret alacağı, yıllık izin ücreti, işsizlik ödeneği, fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi U.Ocak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : A ) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatı, bakiye ücret, yıllık izin ücreti, işsizlik ödeneği, fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. B ) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davanın reddini istemiştir. C ) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D ) Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. E ) Gerekçe: 1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2.Dosyada sorun bozma üzerine verilen kararda bozma dışında kalan hususlarda yeniden hüküm kurulup, kurulmayacağıdır. 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının; Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği, Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri a.İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep b.Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi c.Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzaları Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir ( Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı ). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonrada Mahkemece HMUK.nun 388 vd. HMK.nun 297. maddelerinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır. Somut olayda; Mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonunda bozma kapsamı dışında kalan alacaklar hakkında açıkça hüküm kurulması gerekirken " 4-Davacının diğer alacak talebine ilişkin mahkememizce 2006/704 esas 2008/715 karar sayılı 24.09.2008 tarihli hükmü Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2008/41572 Esas 2010/12386 Karar sayılı hükmü ile kesinleştiğinden bu taleplerle ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına," şeklinde karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. 3. Davacı taraf bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında 05.01.2012 tarihinde ıslah dilekçesi vererek dava konusunu arttırmış ve mahkemece arttırılan miktarlar üzerinden hüküm tesis edilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 84. ( Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177 ) maddesinde belirtildiği üzere ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Mahkemece tahkikat aşamasının tamamlanmasının ve karar verilmesinin ardından verilen bozma kararı üzerine ıslah yapılabilmesi mümkün değildir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı kararında da ifade edildiği üzere Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılamaz. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek bozma kararından sonra ıslah yoluyla arttırılan miktarların hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 09.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-11-2015, 13:03   #5
AV.TUĞBA38

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Hatta 9. HD'si bile görüşünden dönmüş.
___

T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2012/24441 K. 2012/33628 T. 9.10.2012

• KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI TALEBİ ( Bozma Kararı Doğrultusunda Yapılan İncelemede Bozma Kapsamı Dışında Kalan Alacaklar Hakkında Açıkça Hüküm Kurulması Gereği - Davacının Diğer Alacak Talebi Hakkında Başka Dosya İle Hükmün Kesinleştiğinden Bahisle Karar Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilemeyeceği ) • BOZMA KAPSAMI DIŞINDA KALAN HUSUS ( Kapsam Dışında Kalan İşçilik Alacakları Hakkında Açıkça Hüküm Kurulması Gereği - Davacının Diğer Alacak Talebi Hakkında Başka Dosya İle Hükmün Kesinleştiğinden Bahisle Karar Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilemeyeceği ) • BOZMADAN SONRA ISLAH DİLEKÇESİ VERİLMESİ ( İşçilik Alacağı Talebi - Bozmadan Sonra Yapılan Yargılama Sırasında Islah Dilekçesi Verilerek Dava Konusunun Artırılamayacağı ) • ISLAH DİLEKÇESİ ( İşçilik Alacağı Talebi - Bozmadan Sonra Yapılan Yargılama Sırasında Islah Dilekçesi Verilerek Dava Konusunun Artırılamayacağı ) 1475/m.14 1086/m.84 6100/m.177

ÖZET : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, bakiye ücret alacağı, yıllık izin ücreti, işsizlik ödeneği, fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonunda bozma kapsamı dışında kalan alacaklar hakkında açıkça hüküm kurulması gerekirken davacının diğer alacak talebine ilişkin başka bir dosya ile hükmün kesinleştiğin bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilemeyeceği gözetilmelidir. Davacı taraf bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında ıslah dilekçesi vererek dava konusunu arttırmış ve mahkemece arttırılan miktarlar üzerinden hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece tahkikat aşamasının tamamlanmasının ve karar verilmesinin ardından verilen bozma kararı üzerine ıslah yapılabilmesi mümkün değildir. Bu husus dikkate alınmalıdır.

DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı, bakiye ücret alacağı, yıllık izin ücreti, işsizlik ödeneği, fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi U.Ocak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : A ) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatı, bakiye ücret, yıllık izin ücreti, işsizlik ödeneği, fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. B ) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, davanın reddini istemiştir. C ) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D ) Temyiz: Kararı davalı temyiz etmiştir. E ) Gerekçe: 1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2.Dosyada sorun bozma üzerine verilen kararda bozma dışında kalan hususlarda yeniden hüküm kurulup, kurulmayacağıdır. 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının; Kararı veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin ad ve soyadları ve sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa kararın hangi sıfatla verildiği, Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri a.İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep b.Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi c.Kararın verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve tutanak katibinin imzaları Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir ( Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı ). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonrada Mahkemece HMUK.nun 388 vd. HMK.nun 297. maddelerinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır. Somut olayda; Mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonunda bozma kapsamı dışında kalan alacaklar hakkında açıkça hüküm kurulması gerekirken " 4-Davacının diğer alacak talebine ilişkin mahkememizce 2006/704 esas 2008/715 karar sayılı 24.09.2008 tarihli hükmü Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2008/41572 Esas 2010/12386 Karar sayılı hükmü ile kesinleştiğinden bu taleplerle ilgili yeniden karar verilmesine yer olmadığına," şeklinde karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. 3. Davacı taraf bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında 05.01.2012 tarihinde ıslah dilekçesi vererek dava konusunu arttırmış ve mahkemece arttırılan miktarlar üzerinden hüküm tesis edilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 84. ( Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177 ) maddesinde belirtildiği üzere ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Mahkemece tahkikat aşamasının tamamlanmasının ve karar verilmesinin ardından verilen bozma kararı üzerine ıslah yapılabilmesi mümkün değildir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı kararında da ifade edildiği üzere Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılamaz. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek bozma kararından sonra ıslah yoluyla arttırılan miktarların hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 09.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Teşekkür ediyorum.Benim gördüğüm kadarıyla da uygulama bu yönde ve ayrı dava açıldığını(ve birleştirildiğini) görüyorum, biz de ayrı dava açma hazırlığındayız....Bizim olayımız trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat davası olup maddi tazminat miktarı gelen raporla artmış durumda ..SORUN ŞU ; Davayı 2006 yılında açtık ve zamanaşımına uğrama durumu var mı bunu merak ediyorum ?
6101 sayılı ve 12.1.2011 tarihli Yürürlük Kanununun 5.maddesinin
birinci fıkrasında da, hak düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleriyle ilgili olarak “Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eskikanun hükümlerine tabi olmaya devam eder. .." denmekte. şimdi biz BK 'ya göre 2 yıllık süreyi dolduruk..Bence zamanaşımına uğradı fakat aksine hüküm var mı? yahut da yanlış mı biliyorum?
Old 04-11-2015, 14:08   #6
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Bence ıslahtan sonra tahkikatın sona ermediği hallerde yine ıslah mümkün..Aslında bu konunun açıklığa kavuşturulması açısından içtihatların birleştirilmesi gerekir kanaatindeyim.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, ıslahın hala mümkün olduğu varsayımında dahi (kısmı dava durumunda) ıslah talebi üzerine yine zaman aşımı defi gündeme gelebilecektir. Zira kısmı davada dava edilmeyen bölüm hakkında zaman aşımının işlemesinin kesilmeyeceği belirtilmektedir.

Sizin olayınızda 2 yıllık KTK'da düzenlenen zaman aşımının geçmiş olduğu açık ise de, - olay aynı zamanda suç teşkil ediyorsa- minimum 8 yıllık dava zaman aşımı süresinin hale uygulanabilir olduğunu belirtmek de gerekir.


Alıntı:
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E. 2012/4-824
K. 2013/305
T. 6.3.2013
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacıların murisinin kullandığı bisiklete davalının arabasıyla çarparak ölümüne sebebiyet verdiği kaza 2004 tarihinde meydana gelmiştir. Aynı yıl açılmış olan destekten yoksunluk tazminatı davasında fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak maddi tazminat ile manevi tazminatın tahsili talep edilmiştir. Yargılama aşamasında harcını yatırmak suretiyle destekten yoksun kalma tazminatı talebi ıslah edilmiştir. Davacıların murisinin ölümüne neden olan trafik kazası ile müddeabihin artırıldığı ıslah tarihi arasında ( 6 ) yıllık bir süre geçmiştir. Somut olaya uygulanması gereken Karayolları Trafik Kanunu'nun 109. maddesinde öngörülen ( 2 ) yıllık ve ceza kanunları ile öngörülen ( 5 ) yıllık ( ceza ) zaman aşımı süreleri ıslah tarihi itibariyle geçmiştir ve zamanaşımına ilişkin olarak ıslahla artırılan maddi tazminat istemi yönünden zamanaşımı süresi dolduğundan bu istemi reddeden mahkemenin direnme kararı yerindedir.
Old 05-11-2015, 08:41   #7
AV.TUĞBA38

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Bülent Sabri Akpunar
Bence ıslahtan sonra tahkikatın sona ermediği hallerde yine ıslah mümkün..Aslında bu konunun açıklığa kavuşturulması açısından içtihatların birleştirilmesi gerekir kanaatindeyim.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, ıslahın hala mümkün olduğu varsayımında dahi (kısmı dava durumunda) ıslah talebi üzerine yine zaman aşımı defi gündeme gelebilecektir. Zira kısmı davada dava edilmeyen bölüm hakkında zaman aşımının işlemesinin kesilmeyeceği belirtilmektedir.

Sizin olayınızda 2 yıllık KTK'da düzenlenen zaman aşımının geçmiş olduğu açık ise de, - olay aynı zamanda suç teşkil ediyorsa- minimum 8 yıllık dava zaman aşımı süresinin hale uygulanabilir olduğunu belirtmek de gerekir.
KTK m.109'da" Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." denmekte buradaki süreden kasıt dava zamanaşımındaki 10 yıllık süre mi ceza zamanaşımı süreleri mi? bizim olayımızda da fiil suç teşkil etmekte fakat minumum 8 yıllık süre uygulanır demişsiniz bu kısmı anlayamadım
Old 15-11-2015, 20:48   #8
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Çelik Hoca'nın izniyle, tazminat taleplerinde ceza zamanaşımını işleyen şu makaleye bakmanızda fayda görüyorum.

http://www.tazminathukuku.com/arasti...ygulanmasi.htm
Old 20-11-2015, 01:31   #9
Ceşenkul

 
Varsayılan

Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davası olarak belirttiğiniz davanın niteliği tam olarak anlaşılamamakla birlikte (destekten yoksun kalma, iş gücü kaybı ya da maddi hasar mıdır?) zararı öğrenme tarihinizin de zamanaşımının başlangıcı için önemli olduğuna dikkat çekmek istedim. Bu konuda aşağıdaki makaleyi incelemenizi öneririm.

http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2008-74-387
Old 23-11-2015, 19:03   #10
irem885

 
Varsayılan

Yeni HMK belirsiz alacak davaları yönünden müddeabih artırımını ıslah olarak ele almıyor. Özetle yeni hmk sisteminde bir kez artırım yaptı iseniz bir kez de ıslah yapmanız mümkün.
Sizin olayınızda yasa değişikliği de var.
Net olmamakla beraber belki burdan yol almanız mümkün.
Old 25-11-2015, 10:42   #11
AV.TUĞBA38

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan irem885
Yeni HMK belirsiz alacak davaları yönünden müddeabih artırımını ıslah olarak ele almıyor. Özetle yeni hmk sisteminde bir kez artırım yaptı iseniz bir kez de ıslah yapmanız mümkün.
Sizin olayınızda yasa değişikliği de var.
Net olmamakla beraber belki burdan yol almanız mümkün.

Teşekkür ederim , Elinizde buna ilişkin karar mevcut mudur ?
Old 25-11-2015, 13:41   #12
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Neyin tartışıldığını anlayamadım. Islah da yapsanız ek dava da açsanız zamanaşımı defi ile karşılaşmanız halinde başınıza gelebilecekler aynıdır. Yani ıslah dilekçesine karşı da ek dava dilekçesine karşı da süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulabilir ve buna ilişkin mahkemece bir değerlendirme yapılır. Yapılan değerlendirmede eldeki davayı ıslah etmiş omanızın ek davaya nazaran size kazandıracağı (zamanaşımı yönünden) her hangi bir avantaj yoktur. Aynı şekilde zamanaşımı olup olmadığı değerlendirilecektir. (Diğer mesajlarda yer alan görüşlere katılıyor ve özellikle zararı öğrenme tarihi ile ilgili olanların işinize yarayacağını düşünüyorum.
Old 24-05-2022, 15:54   #13
erdal düzgün

 
Varsayılan ikinci kez ıslah yasağı HMK 107/2 değişikliği ile bedeli ikini kez artırmak mümkün mü

Trafik kazası davasında yerel mahkeme kararı öncesi tazminat miktarı bilirkişi raporuna istinaden ıslah edilmiş istinaf aşamasında karar kaldırılarak yeniden rapor aldırılması karar bağlanıştır. İkinci kez alınan rapor ile müddeabih yine değişmiş olmakla HMK 107/2 anlamında güncelleme dilekçesi sunmak ya da ıslah beyanında bulunmak artık mümkün olsa gerek uygulama nasıl gelişti bu konuda içtihat ve uygulamalar konusunda bilgisi olan meslektaşlarımıza şimdiden teşekkürler.
Old 06-12-2022, 22:02   #14
Av.Gnyl

 
Varsayılan

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel
Kurulu, 04.02.1948, 1944/10E., 1948/3K. sayılı kararı ile bozmadan
sonra ıslahın mümkün olmayacağını içtihat etmiştir.Bazı Yargıtay kararlarında 04.02.1959 tarihli içtihadı birleştirme kararı gerekçe gösterilmiş, bozmadan sonra tahkikatın devam ettiği ve bu nedenle bozmadan sonra da ıslah yapılabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Yüksek yargı kararlarının farklı görüşleri ile ortaya çıkan muğlak durumu kanun koyucu HMK m. 177/II ile son noktayı koymuştur:
''(Ek:22/7/2020-7251/18 md.) Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.''

Çok uzun zaman önce bu platformda meslektaşlar tarafından görüşülmüş ve fikir beyan edilmiş. 2020 yılında yapılan bir kanun değişikliği ile konu hakkında sorun giderilmiş ve bu yanıtım her ne kadar dile getirilmeye gerek olmasa da, bazı konuklarımız tarafından bu başlık adı altında görüş ve fikirlerin okunuyor olduğunu görmem sebebiyle yanıtlama gereği hissettim. Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Bozmadan sonra ıslah avukatzeki Meslektaşların Soruları 4 24-10-2016 13:52
Bozmadan Sonra Ilamli Icra furugferruhzad Meslektaşların Soruları 3 12-05-2015 19:11
Bozmadan sonra yargılama gonulece Meslektaşların Soruları 1 29-01-2014 16:33
İstinafda bozmadan sonra ne olacak Av.MB Meslektaşların Soruları 4 09-10-2011 12:53
Bozmadan Sonra Delİl İkamesİ AVUKAT ŞÜKRAN Meslektaşların Soruları 2 15-02-2008 01:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12134194 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.