boşanmanın kesinleşmesinden sonra nafaka,tazminat ve ziynet eşyalarının istenmesi

Merhabalar;
Müvekkilem davalı olduğu boşanma davası, 18.12.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma davasının duruşmalarına davalı kadın, eşinin "davadan vazgeçtim gitmene gerek yok" gibi sözlerine kanarak duruşmalara katılmamış ve mahkeme boşanmaya karar vermiştir. Cahiliyetten ve sahipsizlikten davalı müvekkilim kararı temyiz edememiş ve karar kesinleşmiştir.Tabi davalı kadına herhengi bir nafaka tazminata falan da hükmedilemedi ve 2 küçük çocukta babada kaldı.
Babasının evinde çocuklarından ayrı ve maddi açıdan çok zor durumda olan müvekkil bir istidacıya dava dilekçesi yazdırmış ve 1.000 TL nafaka ve 50.000 TL manevi tazminat istemiyle dava açmıştır. Daha sonra bize gelerek hukuki yardım talebinde bulunmuştur. Yeni açılan davada, davacı müvekkilem ziynet eşyalarını istememiş ve maddi tazminat talebinde de bulunmadığı gibi dava dilekçesinde de tüm haklarını da saklı tutmamıştır. Açilan bu davada davayı ıslah ederek maddi tazminat ve ziynet eşyalarının iadesini isteyebilirmiyim yoksa bunun için ayrı bir dava mı açılması gerekiyor acaba? Davalı kocanın da maddi durumu gayet iyi durumdadır. Tüm hakların saklı tutulmaması ıslaha engelmidir?
Yardımlarının için teşekkür ederim..Saygilar..

Ziynet eşyasından doğan alacak talebinin boşanma, tazminat ve nafaka davaları ile bir ilgisi olmadığından genel hükümlere göre ayrı bir dava ile açılmasının önünde bir engel yok. Meğer ki alacaklı, "ziynet eşyasına ilişkin alacağımdan feragat ettim" demiş olmasın (diye düşünüyorum).

Maddi tazminatı dava dilekçesiyle talep edilmemiş olsa da boşanma davasının niteliği gereği; harca tabi taleplerden olmadığından ve boşanma davasının fer'isi niteliğinde olması nedeniyle talep edebilirsiniz.
Ziynet eşyalarının iadesi davası ayrı bir dava olup harcını yatırıp ayrı bir dava ile davacıya yöneltip, boşanma davasıyla birleştirebilirsiniz.




T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 1998/10633
Karar: 1998/12250
Karar Tarihi: 16.11.1998

ÖZET: Boşanma davasının fer’i niteliğinde olan tazminat ve yoksulluk nafakası, boşanma hükmü kesinleşinceye kadar her an istenebilir. Bu nedenle iddianın genişletilmesinden söz edilemez. O halde davacının tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden deliller takdir edilip olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir.

(1086 S. K. m. 185, 202/2) (743 S. K. m. 143, 144)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Boşanma davasının fer’i niteliğinde olan tazminat ve yoksulluk nafakası, boşanma hükmü kesinleşinceye kadar her an istenebilir. Bu nedenle iddianın genişletilmesinden söz edilemez. O halde davacının tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden deliller takdir edilip olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Yazılı gerekçelerle istemin reddi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oyçokluğu ile karar verildi.

Alıntı: Yazan meltem2007 Maddi tazminatı dava dilekçesiyle talep edilmemiş olsa da boşanma davasının niteliği gereği; harca tabi taleplerden olmadığından ve boşanma davasının fer'isi niteliğinde olması nedeniyle talep edebilirsiniz. Ziynet eşyalarının iadesi davası ayrı bir dava olup harcını yatırıp ayrı bir dava ile davacıya yöneltip, boşanma davasıyla birleştirebilirsiniz. T.C. YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 1998/10633 Karar: 1998/12250 Karar Tarihi: 16.11.1998 ÖZET: Boşanma davasının fer’i niteliğinde olan tazminat ve yoksulluk nafakası, boşanma hükmü kesinleşinceye kadar her an istenebilir. Bu nedenle iddianın genişletilmesinden söz edilemez. O halde davacının tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden deliller takdir edilip olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir. (1086 S. K. m. 185, 202/2) (743 S. K. m. 143, 144) Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Karar: Boşanma davasının fer’i niteliğinde olan tazminat ve yoksulluk nafakası, boşanma hükmü kesinleşinceye kadar her an istenebilir. Bu nedenle iddianın genişletilmesinden söz edilemez. O halde davacının tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden deliller takdir edilip olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekir. Yazılı gerekçelerle istemin reddi bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine oyçokluğu ile karar verildi.

Soruda

Alıntı: Müvekkilem davalı olduğu boşanma davası, 18.12.2009 tarihinde kesinleşmiştir

denilmektedir. Görüşünüz ve sunduğunuz Yargıtay kararı, boşanma davası devam ederken geçerlidir. Kesinleştikten sonra açılacak maddi-manevi tazminat davası harca tabidir.

Haklısınız Suat Ergin, bir an tazminatı boşanma davasıyla birlikte talep ediliyormuş gibi algıladım.Düzelttiğiniz için teşekkürler.

Ben de Sn. Kardan adam'a yakın düşünüyorum.

Önerim ıslah yolunu hiç kullanmadan ayrı bir dava ile istemlerinizi öne sürmenizdir. Böylece diğer davadaki ıslah hakkınızı da yitirmiş olmazsınız.

Saygılar.

Alıntı: Yazan mna6323 Merhabalar; Müvekkilem davalı olduğu boşanma davası, 18.12.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma davasının duruşmalarına davalı kadın, eşinin "davadan vazgeçtim gitmene gerek yok" gibi sözlerine kanarak duruşmalara katılmamış ve mahkeme boşanmaya karar vermiştir. Cahiliyetten ve sahipsizlikten davalı müvekkilim kararı temyiz edememiş ve karar kesinleşmiştir.Tabi davalı kadına herhengi bir nafaka tazminata falan da hükmedilemedi ve 2 küçük çocukta babada kaldı. .................Saygilar..

Sayın meslektaşlarım maddi manevi tazminat ve eşya davalarının ayrıca açılabileceğini yerinde olarak ifade etmişler. Ben de uygulamada pek yapıldığını zannetmediğim ancak benzeri durumların olduğuna tanık olduğum bu olay için ayrıca şöyle de bir ekleme yapmak istiyorum.

Erkeğin kadına 'davadan vazgeçtim gitmene gerek yok ' diyerek aldatıcı sözler söylemesi, açıkça kandırmadır. Yasal hakların kullanılmasının engellenmesidir.

1 - Kadın davayı takip etmediğinden belki de kusurlu bulundu ve açtığı tazminat davasında kesin hüküm nedeni ile başarılı da olamayackatır. İşte bu nedenle tazminat davasından pek ümitli olmamak gerekir... Peki bu halde eski hale getirme hususu ele alınabilir mi...

2 - Erkeğin aldatıcı davranışının zarar verme kastıyla yapıldığı, kadının yasal haklarını kullanmasını önlemek amacını taşıdığı dikkate alındığında suç ve haksız fiil olması halinde ayrı bir tazminatı gerektirip gerektirmeyeceği değerlendirilebilir mi...

3 - Eski hale iade sağlanamaz ise erkeğin aldatıcı davranışını hukuk ya da ceza mahkemesinde ispat eden kadın boşanma davasında erkeğin kusurlu davranışı nedeniyle elde edemediği hakları yeniden sağlama imkanına kavuşabilir mi...

Esasen daha evvel karşılaştığım ancak uygulamasını yapmadığım bir konuya benzediği için, her bir ihtimale dair daha evvelden edindiğim kanaatlerim var ancak başka merak eden veya sonuç alan meslektaşım varmıdır, paylaşım için 3 soruyu yöneltmek istedim.
Selam ve saygılar....